'Ölüm direkt grip virüsünden değil!'

Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası (KATSO) Toplantı Salonu’nda Özel Anadolu Hastaneleri Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Dr. Saliha Bakır Özbey tarafından “Grip (İnfluenza)” hakkında bilgilendirme konferansı verildi. Konferansa çok sayıda davetli ve vatandaş katılırken, konferans için gelen bazı vatandaşlar yoğunluktan dolayı dışarı da kaldı. KATSO’da düzenlenen konferansta Grip hastalığının türlerinden bahseden Özel Anadolu Hastaneleri Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Dr. Saliha Bakır Özbey; “Bütün grip virüslerinin kişinin bünyesine göre tehlikeli olabilir. Hepimiz grip değiliz. Çünkü havaların soğuk havasından dolayı diğer solunum hastalıklarına sebep veren virüslerde yüksek seviyede. Mayıs aylarının başlarına kadar grip hastalıklarının devam edeceği düşünülmekte” dedi. “KİŞİNİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLABİLİYOR” Grip hastalığından korunmanın yollarına da değinen Özbey; “Kişinin öksürmesinde, hapşırmasından virüs yayılıyor. Çevredeki insanların solunum yoluyla bulaşabiliyor. Ayrıca hasta olan kişiyle tokalaşma ve öpüşme yoluyla da bulaşabiliyor. Kapalı alanlarında daha çok bulaşabiliyor. Bu tür salgınlarda enfeksiyonu en çok bulaştıran kesim çocuklar. Ani başlayan ateş, vücut ağrısı, kuru öksürük, burun akıntısı, baş ağrısı, halsizlik gibi belirtiler gribe bağlı olarak görünüyor. Grip, zatürreye dönüştüğünde solunum yetmezliğine yol açabiliyor. Kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliğine neden olabiliyor. Ayrıca Sepsis ile kişinin ölümüne de neden olabiliyor. Ölüm direk grip virüsünden değil, bünyede bulunan diğer hastalıkları tetiklemesi ile kişi hayatını kaybedebiliyor” şeklinde konuştu. “EN FAZLA RİSK TAŞIDIĞI GRUP 2 YAŞ ALTI VE 65 YAŞ ÜSTÜ İNSANLAR” Grip olanların yüzde 60’ının H1N1 olduğunu dile getiren Özbey, şunları kaydetti: “Ülkemizde 2013 ila 2015 yılındaki grip aktivitesine baktığımızda grip ekim aylarında ortaya çıkıp ocak ve şubat aylarında hızla yayılıyor. Yaklaşık nüfusun yüzde 11 civarında bir grip vakası görülüyor. 2015 yılındaki grip vakalarına baktığımızda toplumda yüzde 60 H1N1 virüsünün aktif olduğunu görüyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın grip şikayetiyle aile hekimlerine başvuran kişilerden aldıkları 1072 örnek değerlendirmiş ve 124’ünde influenza A tespit edilmiş. Bunların 73’ü H1N1, 39’u H3N2, geride kalan 5’i de influenza B olarak görülüyor. Bu oranlardan da gördüğümüz gibi yüzde 60 civarında H1N1 aktif durumda olduğu saptanmıştır. Grip virüsünün en fazla risk taşıdığı grup 2 yaş altı ve 65 yaş üstü insanlar. Bunun dışında hamileler, altta yatan hastalığı bulunan insanlar (kronik bronşit, astım, kalp damar hastalığı, nörolojik hastalığı bulunanlar v.b.), sürekli aspirin kullanması gereken 6-18 yaş çocuklar ve obezite hastalığı olanlar grip için risk grubunda.” “KESİNLİKLE ASPİRİN VE ANTİBİYOTİK KULLANMAYIN” Gribin tedavisinde kesinlikle aspirin kullanılmaması gerektiğini vurgulayan Özbey; “Çünkü ağır karaciğer yetmezliklerine yol açabiliyor. Aspirin dışındaki ağrı kesici ve ateş düşürücüleri tercih ediyoruz. Yine kesinlikle antibiyotik kullanımından kaçınmalıyız. Virüslerde antibiyotikler işe yaramıyor. Gereksiz yere kullanılan antibiyotikler hastalığın ilerlemesine dahi yol açabiliyor. Sadece ikincil gelişen bakteriyel enfeksiyonlara karşı hekim önerisiyle antibiyotik kullanılması gerekebilir” dedi. GRİPTEN KORUNMAK İÇİN UYMAMIZ GEREKENLER Bütün enfeksiyon hastalıklarından korunmak adına ellerin özenle yıkanmasının çok önemli olduğunu dile getiren Özbey; “Öksürürken veya aksırırken ağzımızı kağıt mendille kapatmalıyız. Kirli ellerimizle ağız burun ve gözlere dokunmaktan kaçınmalıyız. Grip benzeri hastalıklarda evde istirahat edilmeli ve bireylerle mesafemizi korumalıyız. Dışarı çıkarken hastalığı bulaştırmamak adına maske takabiliriz. Virüs yüzeylerde 48 saat canlı kalabildiğinden temizliğe çok dikkat etmeliyiz. Gripten korunmanın en önemli yolu da grip aşısıdır. Risk grupları başta olmak üzere herkese grip aşısı olmasını tavsiye ediyorum” ifadelerimi kullandı.