Olçum'a tepki büyüyor

Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal ve Atatürkçü Düşünce Derneği Şube Başkanı İbrahim Tozan basın açıklaması düzenleyerek Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcı Atilla Olçum’un basında yankı bulan açıklamalarını eleştirdi. Atilla Olçum’un açıklamalarını hatırlatarak sözlerine başlayan Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal; “Bu karanlık düşünce sahiplerini lanetliyoruz. Ne rastlantı ki tam bu sıralarda MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ve TÜBİTAK marifetiyle Tarih dersi müfredatını değiştiren taslağı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı sitesinde paylaşarak sözde kamuoyunun bilgi ve görüşüne sunmuştur. Bu taslak incelendiğinde görülmektedir ki, Tarih dersi müfredatını hazırlayanlar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin milli bir devlet, ulus devlet olarak kurulmasından rahatsızdırlar. Cumhuriyet Dönemi Tarih dersinin Türk tarihi ağırlıklı olarak yazılmış olması da taslağı hazırlayanların rahatsızlık duyduklarını belirttikleri bir konu olarak göze çarpmaktadır. Osmanlı Devleti’nin çözülmesi, Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması Atatürk ilke ve devrimleri müfredat taslağında çıkartılmıştır. Müfredat taslağı bir bütün olarak incelendiğinde, tarihe din ve mezhep penceresinde bir bahis sergilemekte, Atatürk ilke ve devrimleri yerine geçirilmeye çalışan uyduruk ‘yeni Osmanlıcılık’ ideolojisini yeni kuşaklara enjekte etmeyi amaçlamaktadır. Bu yaklaşım, bilimsel bir yaklaşım olmayıp, bugünkü iktidar sahiplerinin rejimi dönüştürme hedeflerine yönelik, bilime, anayasaya ve yasalara aykırı bir yaklaşımdır. İnsanlığın yıllık mücadelesinin ürünü ve ortak mirası olan, Türk devriminin de kaynaklarından biri olan aydınlanmacı düşünce karalanmaktadır. Bu müfredat taslağı, ulus bilincini ve çağdaşlığı düşman belleyen gerici ve bölücü bir girişimidir” dedi. “ATATÜRK İNKILAPLARINA SALDIRARAK İÇLERİNİ BOŞALTMAYA ÇALIŞMAKTADIRLAR” MEB’i bu girişiminden vazgeçmeye çağıran Bal; “MEB ile Atilla Olçum'un yönetici olduğu sendika Eğitim Bir Sen arasında ilginç bir iş bölümü olduğu da dikkatlerden kaçmamaktadır.  MEB’in ve iktidarın gizli ajandalarındaki konular, öncelikle söz konusu sendika tarafından sözde ‘sivil toplumun’ isteği olarak dillendirilmekte, daha sonra da MEB bu konularda adım atmakta, söz konusu sendika da kamuoyu önünde meşrulaştırılması için bunun savunusu yapmaktadır. Öncelikle vurgulamamız gerekir ki, öğretim birliği yasasıyla hedeflenen çağdaş eğitim anlayışını ve ulus bilincini ortadan kaldırmaya yönelik hiçbir talebi, demokratik ve laik bir ülkenin, yurtsever eğitimcileri olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Emperyalist güçlerden bağımsız bir ulus yaratmak yoluyla Atatürk'ün öncülüğünde gelişen egemenlik anlayışını özümseyemeyenler bugün, cumhuriyetin kazanımlarına, Atatürk ilke ve inkılaplarına saldırarak içlerini boşaltmaya çalışmaktadırlar” ifadelerini kullandı. “ATATÜRK'Ü SAYGIYLA ANIYOR OLMAMIZI SİNDİREMEMEKTEDİRLER” Öğretmen Kubilay’ı örnek göstererek konuşmasına devam eden Bal, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Cumhuriyetin kazanımlarını yok sayanlar üzerlerinde yaşadıkları toprağı onlara armağan edebilmek için tüm varlığını ortaya koymuş büyük önderimiz Atatürk'ü bugün hala saygıyla anıyor olmamızı içlerine sindirememektedirler. Kemalist Devrim'e bu denli saldırmalarının nedeni bellidir; Cumhuriyet halkın sırtından geçinen din tacirlerinin oyununu bozmuş ve gerçek yüzlerini ortaya sermiştir. Öç alma ve kindarlık çağrılarının yapıldığı günümüz Türkiye'si, Mustafa Kemal'in karanlık zihinlerde açtığı oyukların acısının göstergesinden başka bir şey değildir. Atatürk ile bu ülkenin bağırıp koparma hayali gören bu zihniyet yeni değildir. Bu zihniyet, milli mücadeleye ve Atatürk'e karşı düşmanca tutumlarıyla bilinen İngiliz muhipleri Damat Ferit, Ali Kemal, Dürrizade Abdullah, Mustafa Sabri ve Sait Molla zihniyetinin devamıdır. Ancak bilinmelidir ki emperyalizme karşı kurtuluş mücadelesini vermiş. Güney Amerika'dan Hindistan'a kadar diğer uluslara da bağımsızlık ateşi yakmış, ulusumuzun kurtarıcısı Ulu Önderi, Türk Ulusu var olduğu sürece Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu gerçeği kabullenemeyip kendilerine yeni önderler arayan bu anlayışın akıbeti ise ulusun benliğinde yer bulamayıp olsa olsa kötü anılarında kalmaktır. Eğitim-iş olarak; ülke gündemine ilişkin sorunları, emekçilerin sorunlarını bir kenara bırakarak sürekli toplumu provoke etmeye, rejimi değiştirmeye yönelik tartışmalar yaratan yandaş sendika Eğitim-Bir-Sen ve benzer yapılar ile temsil ettikleri görüşlerin karşısında duyarsız kalmamız mümkün değildir” diyerek Atilla Olçum hakkında da suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.