Mukadderat Film Galası Kastamonuda Coşku İle İzlendi
Kastamonu'nun Cide ilçesinde çekilen 'Mukadderat' filminin galası, Kastamonu Belediyesi sponsorluğunda Kastamall AVM Cinegold Sineması'nda gerçekleştirildi.
Kastamonu’nun Cide ilçesinde çekilen ve Yeşilçam tadında sımsıcak bir hikâye sunan “Mukadderat” filminin galası, Kastamonu Belediyesi sponsorluğunda Kastamall AVM Cinegold Sineması’nda gerçekleştirildi.
Galaya, Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Arş. Gör. Mehmet Oğuz Yıldırım’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Usta oyuncu Nur Sürer başta olmak üzere senarist ve yönetmenler, Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı, Belediye Başkan Yardımcıları, Cumhuriyet Halk Partisi Kastamonu İl Başkanı İlke Karabacak ve çok sayıda davetli katıldı.
Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinin de söyleşiye katıldığı etkinlik, büyük bir ilgi ve coşkuyla karşılandı.
Birçok başarılı yapıtın mimarı olan Yönetmen Nadim Güç, proje hakkında şu sözleri dile getirdi; “Biz bu filmi festival için yaptık ama festival korkularıyla yapmadık. Hikâye kendini anlattı. Karaktere ve hikâyeye yol verdik. Bu, festival filmleri için alışılmış bir şey değil. Seyirciye Yeşilçam tadı vermesi ve seyircinin bu tarz filmleri çok özlemiş olması beni çok umutlandırdı. Hep söylüyorum, böyle işler çekmeyi özlemişim; Erdi böyle işler yazmayı, Nur abla böyle projelerde oynamayı özlemiş. Ve siz de böyle işleri izlemeyi özlemişsiniz. Bu müthiş bir enerji” dedi.
'Kastamonu’ya Bu Proje İçin Geldim'
Filmin çekim sürecinde mekanın sağladığı katkılara da değinen Nadim Güç şöyle devam etti: “Coğrafya ve mekan bana büyük bir ferahlık verdi. Erdi’nin yazdığı bu güzel senaryoya, anlatımıma eklediğim her şeyde bu coğrafya beni destekledi. Örneğin deniz kenarındaki o dalga sahnesi tamamen plansızdı. Yemek arasındayken dalgaların kıyıya kadar geldiğini gördük ve o sahnenin duygusunu değiştirdi. Coğrafyanın işe müdahalesine hiç engel olmadım, önünü kesmedim. Malatyalıyım ve ilk kez Kastamonu’ya bu proje için geldim. Cide’yi ilk defa gördüm. Burada birkaç gün geçirdikten sonra zamanın farklı aktığını fark ettim ve bu hissi filme dahil ettim. Filmde farklı bir zaman akışı var. Bazı şeyler yaşanıyor ama kaç gün geçtiğini anlayamıyorsunuz. Bazı yerler yavaş, bazı yerler hızlı akıyor. Bunların hepsi bana büyük bir destek verdi” ifadelerine yer verdi.
'Mukadderat, Bugün Bu Halindeyse, o Ev Ve Rahmetli Hanımefendi Sayesindedir'
Ana mekan seçim sürecinde yaşanan zorlukları da aktaran Nadim Güç, şunları söyledi: "Bizim ana mekanımız, yani Sultan’ın evini bulmakta zorlandık. Bana birçok ev gösterdiler ama hiçbirini uygun görmedim. Sonra bir evden bahsettiler, birkaç fotoğrafını gösterdiler ve beğendim. Ancak şöyle bir durum vardı: Evin büyükannesi 10-15 gün önce vefat etmişti. Aile, 'Daha annemizin 40’ı çıkmamış, el alem ne der' diyerek evi vermek istemedi. Yine de gidip evi gezdik. O an aile bireylerinin gözlerindeki buğuyu hiç unutmuyorum. Onlara şunu söyledim: ‘Siz bu evi seneler boyunca annenizin hatıralarını korumak için muhafaza etmeye çalışsanız da zamanla ev ve eşyalar değişecek, belki ev yıkılacak. Ama bu film, annenizin hatırasını yüz yıllar boyunca yaşatacak.’ Bu sözlerimiz üzerine kabul ettiler. Buradan onlara tekrar teşekkür etmek istiyorum. Bu film, Mukadderat, bugün bu halindeyse, o ev ve rahmetli hanımefendi sayesindedir. O evden aldığımız enerji filme büyük bir değer kattı” dedi.
‘Çok Şey Öğrendim’
Oyuncu Şirin Sultan Saldam; “Unutulmaz bir tecrübe yaşadım. Bir de Kastamonu'ya geldiğim için çok mutluyum. burada sizlerle izlediğim için çok mutluyum. Enerjisi gerçekten çok güzel. Çok şey öğrendim. Benim işimi kolaylaştırdılar. O yüzden çok mutluyum. İyi ki buradayız” ifadelerine yer verdi.
‘Bu Benim Dördüncü Filmim’
Mukadderat filminin senaristi, Kastamonulu hemşehrimiz Erdi Işık, konuşmasına organizasyonu sağlayan Kastamonu Belediyesi ve Cinegold Sineması’na teşekkür ederek başladı. Işık konuşmasında; "Bu proje, benim ve ekibim için çok özel bir anlam taşıyor. Ben Cideliyim. Cide Belediye Başkanımız, Cideli hemşehrilerimiz, annem ve babam da burada. Cide’de doğdum ve 13 yaşıma kadar Cide’de yaşadım. Sonrasında Kastamonu’ya geldim ve Kastamonu Mustafa Kaya Anadolu Lisesi’nde okudum. Bu benim dördüncü filmim, ama bu hikâye memleketime bir vefa borcu niteliğindeydi. Bu yüzden Cide ve Kastamonu’ya içimizi ısıtan bir aile hikâyesi yazmak istedim” dedi.
‘Hikayenin Esin Kaynaklarından Biri Annemdi’
Hikayenin esin kaynaklarına da değinen Işık, annesinin bu hikâyedeki özel rolünü şöyle vurguladı; "Hikayenin esin kaynaklarından biri annemdi. Kendisi Cide’nin ilk kadın pansiyoncularından biridir. Filmde gördüğünüz tüm karakterler benim için Cide’deki özel insanlardan ilham aldı. Çocukluğum 90’lı yıllarda geçti ve o yılların sıcak kasaba hikayelerini, Yeşilçam atmosferini hayal ettim. Yönetmenimiz bu hayalimi harika bir şekilde gerçekleştirdi. Bu yüzden hepimizin içini ısıtan bir film ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
‘Filmimizin Çıkış Noktası Olan Kastamonu’da’
Filmle ilgili aldığı geri dönüşleri de paylaşan Erdi Işık, sözlerine şöyle devam etti; "Küçük bir hikâyeyle yola çıktık, ancak filmimiz her yerde büyük bir ilgiyle karşılaştı. Çünkü insanlar böyle hikâyeleri özlemiş ve filmde kendilerinden bir pay bulmuş. Bu yüzden filmimizin çıkış noktası olan Kastamonu’da bu gösterimi gerçekleştirmek benim için çok heyecan verici ve gurur verici” dedi.
‘Yönetmenimiz Kadın Hikayeleri Çeken Bir Yönetmendi’
Galadaki söyleşide konuşan usta oyuncu Nur Sürer; “Annem mücadeleci bir kadındı. Okuma yazması yoktu ama devrimciydi. Tek başında 4 tane çocuk büyüttü. Hepimizi okuttu. Biraz ondan beslendim, o benim için hep bir örnekti. Erdi'nin bu kadar güzel bir senaryo ile karşıma gelmesi de yani hepimiz birbirimizi besledik. Yönetmenimiz kadın hikayeleri çeken bir yönetmendi. Camdaki Kız'da da birlikte çalıştık. O yüzden üçümüz bir araya ageldik ve böyle güzel bir çalışma çıkardık. Güçlü bir karakter Sultan ve böyle bir karakteri oynamaktan çok mutlu oldum” ifadelerine yer verdi.
‘Şahane Bir Kasabada Çalıştık’
Şehir hakkındaki düşüncelerini paylaşan Sürer devamında; "Film çekmek her şeyi bir araya getirmek zor da bulunduğumuz ve çalıştığımız yerde hiç zorlanmadık. Şahane bir kasabada çalıştık. Yardımcı oyuncu kullanmadık diyebiliriz. Bütün Cide bize çalıştı diyebiliriz. Bazen bana nasılsınız diye sokakta yürürken kendimi yazdırdım ama nur hanım hala aramadılar filan diyorlardı. Bütün o gördüğünüz insanlar katiyen bakmıyorlar. Biz bazen zorlanırız aman bakmayın etmeyin diye deriz. Ama tamamen bizim çektiğimiz filmin içine gerçekten oradaydılar. Biz sanki oynamıyoruz da geçerken; 'Sultan abla, başın sağolsun' diyerek her şeyi öğrenmişler, yanlış yapmıyorlardı. İnanılmaz bir coğrafyada çalıştık. Şahane bir ilçede çalıştık. İnsanları çok iyiydi güler yüzlüydü. Hepsine buradan çok teşekkür ediyorum Tüm Cidelilere” dedi.
'Türkiye'nin En İyi İşlerini Yapan Bir Yönetmenle Çalışma Fırsatı Bulduk'
Yapımcı Rodi̇ Kayım; “Bu hikaye, bu toprakların evladının, sevgili Erdi Işık'ın hikayesi. Bizi buraya getiren o oldu. İçinde Erdi olduğu için hiçbir zorluk çekmedik. Kendisine gönülden teşekkür ediyorum. Erdi'nin bu projedeki emeği gerçekten çok büyük. Ayrıca, Türkiye'nin en iyi işlerini yapan bir yönetmenle çalışma fırsatı bulduk; bu bizim için büyük bir şanstı. Nur Sürer'e ise muhteşem oyunculuğu için özel bir teşekkür borçluyuz. Böyle bir ekibin parçası olmak benim için büyük bir onurdu. Hiçbir zorluk yaşamadık; bütün zorlukları onlar üstlendi. Bu başarının en büyük mimarları da onlardı. Onları hep birlikte alkışlıyorum” şeklinde konuştu.