Muhtarlar evrak değil, çözüm istiyor!
Halk Eğitim Merkezi'nde dün Vali Yardımcısı Vedat Yılmaz başkanlığında Muhtarlar Toplantısı düzenlendi. Muhtarlar toplantıda her defasında sorunları dile getirdiklerini ama çözümü konusunda bir çalışma yapılmadığını söylediler. Toplantıda ilk olarak söz alan İbişler Köyü Muhtarı Adnan Işık '4 mahallemizin içme suyu sorunu vardı. İl Özel İdaresi tarafından çözüldü. Köyümüzün içme suyu kaynağının başında bir maden şirketi...
Halk Eğitim Merkezi’nde dün Vali Yardımcısı Vedat Yılmaz başkanlığında Muhtarlar Toplantısı düzenlendi. Muhtarlar toplantıda her defasında sorunları dile getirdiklerini ama çözümü konusunda bir çalışma yapılmadığını söylediler. Toplantıda ilk olarak söz alan İbişler Köyü Muhtarı Adnan Işık; “4 mahallemizin içme suyu sorunu vardı. İl Özel İdaresi tarafından çözüldü. Köyümüzün içme suyu kaynağının başında bir maden şirketi tarafından aram izni alınarak, arama çalışması yapılmakta. Biz bu maden şirketine arama izninin verilmemesini istiyoruz. Bu sudan 4 köy faydalanıyor. Arama izin çalışmasını bir makine ile yapma yönünde almış ama bu aramasını büyük sondaj makinesi ile yaptı. Biz bunu yerinde Jandarma Komutanı ile tespitini de yaptık” dedi. Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Kastamonu Muhtarlar Derneği Başkanı Muammer Yapıcıoğlu ise; “Köy muhtarlarına dün gelen yazıyla köydeki yapılarla köy muhtarlarına sorumluluk yüklendiğini öğrendik. Açık besi yapıları ve konutlarla yükümlüklerinin arttığını gördük. Açık besi yapılarının köy içerisinde mi ya da dışında mı yapılacak? Ayrıca bir şikayet olduğunda yapılan açık besileri biz mi kapatın diyeceğiz? Ayrıca köylerimizde hiçbir ruhsat yok. Bunlarla ilgili bir çalışma yapılacak mı?” diyerek sorularını yöneltti. “VATANDAŞLARIMIZIN HASTANEDE HIZLI BİR HİZMET ALMASINI BEKLİYORUZ” Devlet Hastanesi’nde yaşanan sıkıntılara da değinen Yapıcıoğlu; “Hastanelerimizde yeterli doktorun olmadığı, sıranın gelmediği ve bu doktorlarından bu sıkıntılardan dolayı tayinini istediğini görüyoruz. İlimiz çok güzel bir hastaneye kavuştu. Vatandaşlarımızın bu hastanede çok güzel ve hızlı bir hizmet almasını bekliyoruz” dedi. “ÇÖZÜM ALAMIYORUZ” Çevreli Köyü Muhtarı Salih Arpacıoğlu ise; “Sorunlarımız çözülmüyor. Elimize ‘mümkün olduğu zaman yapılacaktır’ diye bir kağıt geliyor. Çözüm alamıyoruz” dedi. Sipahi Köyü Muhtarı Hüseyin Demircioğlu; “Sorunlarımızı dile getiriyoruz ama elimize gelen kağıtta ‘İmkanlar dahilinde yapılacaktır’ deniliyor. Onun için bir daha bir daha sorunlarımızı dile getirmiyoruz. Onun için söz hakkı almıyoruz. Sizin de yapacağınıza güveniyorum” diye konuştu. Köseoğlu Köyü Muhtarı Kamil Kesimhasanoğlu, köylerinde kanalizasyon olmadığından sıkıntı yaşadıklarını ifade ederek yapılmasını istedi. Ayrıca Kesimhasanoğlu köy yollarının da yapılmasını talep etti. “KÖYLÜMÜZÜN ZARAR GÖRMESİNİ İSTEMEYİZ, MÜSAADE ETMEYİZ” Muhtarların sorunlarına çözüm bulunmadığına yönelik sitemlerine değinen Vali Yardımcısı Vedat Yılmaz; “Yapılması gerekenler için kaynağımız var mıdır ve yapılması gerekli midir diye düşünüyoruz. 5 kişiye öncelikli hizmet olur ancak 3 kişiye verilen hizmet öncelikli değildir. Elde imkan olmayınca yapacak bir şey olmaz. Kumlama için kumumuz ve aracımız var. Arkadaşlar uygun iklim şartlarını bekliyordur. Hizmet yapan kuruluşlar kar ve zarar hesabını yapıyor. Devletle aralarındaki sözleşme gereğince yapılıyor. İşletme boyutları farklı oluyor ve birkaç aşamadan geçiyor. Biz köylümüzün zarar görmesini istemeyiz, müsaade etmeyiz” dedi. Muhtarların taleplerini dile getirmesinin ardından kurumu adına söz alan İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Nida Sinsi; “Yaklaşık 10 gün öncesinde maden aramasıyla ilgili çalışma talebi vardı. İçme suyu kaynağına çok yakın olduğu için zarar vereceği gerekçesiyle yapılmayacağını belirttik. İçme suyu tesislerimizin, yollarımızın zarar görüp görmeyeceğini her zaman değerlendiriyoruz” dedi. “MUHTARLARIMIZDAN KAÇAK YAPILARA MÜDAHALE ETMESİNİ İSTİYORUZ” Köydeki yapılaşmalara da değinen Sinsi; “Köy yerleşik alanlara yapılacak yapılarla ilgili izin yetkisi İl Özel İdaresi’ndedir. İl Özel İdaresi izni verirken bazı konularla ilgili Afet Müdürlüğü’ne, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne görüşlerini soruyor. Görüşler olumlu olduktan sonra izin veriliyor. Ahıra izin verilecekse ahırın büyüklük sınırı var. Hemen hemen tüm köylerimizin içinde ahırlar vardır. Son zamanlarda köy içlerine yapılan ahırlarda şikayet oluyor. Mevzuat açısından ise köy yerleşik alan dışına yapılacak her yapıda yaptırımlar devreye giriyor. Orman Bölge Müdürlüğü, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğümüzün de izinleri alınması gerekiyor. Köyde şikayet olduğu zaman köye gidip şikayeti değerlendiririz. İl Özel İdaresi’nin izninden sonra köy karar defterine karar alınması gerekiyor. Köydeki kaçak yapılarının hepsini bir arada görme ve değerlendirme şansımız yok. Muhtarlarımızdan kaçak yapılara müdahale etmesini istiyoruz. Köydeki kaçak yapı yapan kişinin de zararına neden oluyor. Vatandaşları uyarmak muhtarlarımızın görevidir. Yapılacak her türlü yapıda komşuları İl Özel İdare’den izin almak için görevlendirin” şeklinde bilgi verdi. “İL ÖZEL İDARESİ’NİN BÜTÇESİ YETERLİ DEĞİL” Nida Sinsi son olarak; “Köseoğlu köyüne kanalizasyon yapılmamış olabilir. Kanalizasyon konusunda Kastamonu’daki mahallelerin çoğunu yapamadık. En çok sorulan kanalizasyonda önceliktir. Yapımı acil olan yerlere kanalizasyon yapmayı planlıyoruz. Muhtarlarımızın talebini göz ardı etmiyoruz. Değerlendiriyoruz. Ancak cevap iletirken programdaysa, programda olduğunu ifade ediyoruz. Programa girmediyse bütçe bakımdan karşılığın konulmadığını belirtiyoruz. Çok fazla talep var. Sadece merkez ilçe değil, tüm ilçelerimizde çok talep oluyor. Taleplere karşı İl Özel İdaresi’nin bütçesi yeterli değil. Ödeneklerin arttırılması, artması yönünde projeler yapılmalıdır” diye konuştu. “DOKTORLARIMIZ, HASTANEMİZE MECBURU HİZMET ATAMASIYLA GELİYORLAR” Devlet Hastanesi ile ilgili dile getirilen sorunlara değinen İl Sağlık Müdürü Dr. Sadettin Yazı; “Doktorlarımız, hastanemize mecburu hizmet atamasıyla geliyorlar. Bu mecburu hizmet süresi bittikten sonra dilerse burada kalıp görevine devam ediyor, dilerse de atamasını isteyip gidebiliyor. Dilerse de mecburu hizmet süresi bittikten sonra istifa edip özel hastanelerde çalışabiliyorlar. Sistem bizde böyle işliyor. Atama dönemlerinde tayin istendiği için buralarda ister istemez boşluklar oluyor. Yeni atamalar yapılana kadar bazı branşlarda ne yazık ki boşluklar oluyor. Bu oluşan boşluklara Sağlık Bakanlığımız, geçici görevlendirme ile kapatmaya çalışıyor. Asıl üzerinde durulması gereken, doktorlar burada mecburu hizmet veriyor. Bizlerde, doktorlarımızı burada kalmaya burada görev yapmaya çalışmamız lazım. Geçtiğimiz hafta bir uzman doktorumuz, tehdit edildi. Doktorumuzda can güvenliği yoktur yazısı olarak başka yere atanarak buradan gitti. Binlerce insanımız hastanemize geliyor, bunların hepsi de dertleri sıkıntıları olan insanlar oluyor. Doktorlarımız, akşama kadar sürekli derdi olan insanları dinliyor. Bu insanlara çare bulmaya çalışıyor. Sürekli negatif bir enerjiyi üzerine çekiyor. Bazen karşılıklı söylemler olabilir. Muayene sırası beklerken veya hasta sırası beklerken gidip bir çay içebilirler. Bunları empati yaparak çözmemiz gerekiyor. Toplumumuz buna hazırlamamız gerekiyor. Bu da sizlere düşüyor. Yoksa geçtiğimiz hafta bir doktorumuz, bu yaşadıklarından ötürü ilimizden tayin isteyip gitti” dedi. “GRİP HASTANELİK BİR HASTALIK DEĞİL” Açıklamalarına devam eden Yazı; “Birde Kastamonu’da Tıp Fakültemiz faaliyete geçmediği için üçüncü basamak sağlık problemleri olanlara sağlık hizmeti sunamamaktayız. İnşallah üniversitemiz Tıp Fakültesini faaliyete geçirirse bu hizmetleri de burada vereceğiz inşallah. Hastalarımız, grip dahi olsa hastaneye muayeneye geliyor. Grip hastanelik bir hastalık değil. Aile hekimine gidilerek tedavi olunabilir. Günlük hastanemizin aciline bin civarında hasta geliyorsa bunun en fazla 80-100 tanesi acillik hastadır. Diğerleri acillik hasta değildir. Diğer hastalar, normal polikliniklerde veya aile hekimlerinde muayene olabilirler. Bu, sadece buranın sorunu değil tüm Türkiye’nin sorunu haline gelmiş durumda. Bu yüzden gerçekten acil hastalar, acile gelsin, diğer hastalar polikliniklere veya aile hekimlerine müracaat etsin” ifadelerini kullandı. “MEYDAN BULUNUYOR, AT BULUNMUYOR. AT BULUNUYOR, MEYDAN BULUNMUYOR” Göğüs hastalıkları ile ilgili sıkıntılara değinen Yazı; “Diğer bir konu ise göğüs hastalıklarıyla ilgili. Hastanemizde iki tane göğüs hastalıkları uzmanımız var, ikisi de şuanda doğum izninde bulunuyor. Yerine Sağlık Bakanlığımız görevlendirme yaparak bu sorunu çözmeye çalışıyoruz. Göğüs hastalıklarında sıkıntımız var. Ayrıca göğüs hastalıklarıyla ilgili muayeneyi dahiliye uzmanlarımızda yapabiliyor. Bununla ilgili geçici görevlendirme yapılabilir, göğüs hastalıkları uzmanı bu şekilde çözülebilir. Göğüs hastalıklarında değişik branşlarda tedaviler yapılıyor asıl sıkıntımız bundan değil. Kastamonu, orman bölgesi olmasına rağmen yani göğüs hastalıklarının daha az olması gereken bölgelerimizden birisi olması gerekirken, göğüs hastalıkları çok fazla olan bir ilimiz. Bunun nedenini de sorgulamamız gerekiyor. Burada şehrin iki tarafından büyük fabrika var, bu fabrikalar şehre kirlilik veriyor. Buna da bakmak lazım. Şu anda hastanemizde sadece göğüs hastalıklarında sıkıntımız var, hiçbir branşımız doktorsuz değil. Doktorlarımız doğum izninde, bu aslında güzel bir örnek. Biz, Kastamonu’da çocuk sayısının artmasını istiyoruz. Böyle de bakmamız lazım” diye konuştu. Sağlık Müdürü’nün sözleri üzerine Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Kastamonu Muhtarlar Derneği Başkanı Muammer Yapıcıoğlu; “Meydan bulunuyor, at bulunmuyor. At bulunuyor, meydan bulunmuyor” dedi. “KENDİ ÇOCUKLARIMIZI YETİŞTİRİP DOKTOR YAPABİLİYOR MUYUZ?” Vali Yardımcısı Vedat Yılmaz da hastane konusuna değinerek; “Asıl yapmamız gerekin şu, eğitim. Kendi çocuklarımızı yetiştirip doktor yapabiliyor muyuz? Buna bakmamız lazım. Yerelde olursa bu insanlar, kendi memleketlerinde kalırlar. İnsanlarımızı yetiştirmek için çocuklarımızı her türlü eğitim vereceğiz ki kendi memleketlerinde çalışsınlar. O zaman başka memlekette zorunlu hizmette bulunmayacak. Gönüllü olarak kendi memleketine gelip burada hizmet verecek. Böyle olmayınca ya kendi memleketine tayin istiyor ya da özel hastanelere gitmek istiyor. Bu şekilde yapabilirsek uzun vadede daha sağlıklı bir doktor olayını çözmüş oluruz” dedi. “EVDE KENDİNİZİN UYGULADIĞI BAZI YÖNTEMLERLE GRİBİ ATLATABİLİRSİNİZ” Devlet Hastanesi’nin Acil Servisi’nde yaşanan sıkıntılarına değinen Vali Yardımcısı Yılmaz; “Birde neyin acillik olduğunu neyin acillik olmadığını çok iyi bilmemiz gerekiyor. Grip için evde de yatsanız bir haftada iyileşirsiniz, doktora da gitseniz 1 hafta da iyileşirsiniz. Ihlamur içmek gibi veya evde kendinizin uyguladığı bazı yöntemlerle gribi daha kolay atlatabilirsiniz. Bir bacak kırığı acil hasta mıdır? Eğer kırık damarı kesmedikçe acil hasta değildir. Mesela kalp krizi acil hastalıktır. Bunu böyle değerlendirmek gerekiyor. Birde gündüz vakti gidip hastalığımızla ilgili değerlendirme de bulunmuyoruz. Akşam olunca ilerleyen saatlerde direnci düşüyor, iyice halsizleşiyor. Durumu daha da kötüleşiyor. Ateşi çıkıyor ama ateşi düşmüyor, düşürülemiyor. Bu seferde acil müdahale edilmesi gereken duruma düşebiliyor. Bunu da yapmamız lazım, daha da kötüleşmeden müdahale yollarını bulmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. “2016 YILI VERİLERİNE GÖRE 5 BİN 380 CİVARINDA OKUMA YAZMA BİLMEYEN VAR” Toplantı sonunda Milli Eğitim Müdürü Cengiz Bahçacıoğlu; “Kastamonu, okuma yazma bilmeyenler bakımından Türkiye’nin ortalamasının altında bulunuyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda Türkiye genelinde 81 İl ile birlikte Kastamonu’da da okuma yazma seferberliği başlatıldı. Milli Eğitim Müdürlüğü olarak biz, alan taramasına başladık. Merkez ve köylerinde şuanda 2016 yılı verilerine göre 5 bin 380 civarında okuma yazma bilmeyen vatandaşımız bulunuyor. 2009 yılından beri ilimizde okuma yazma kursları düzenliyor ve bu taramaları yapıyoruz ancak buna rağmen okuma yazma bilmeyen sayımız yine düşmedi. TÜİK Bölge Müdürümüz ile görüşme sağladık. TÜİK, kanun gereği 15 okuma yazma bilmeyen kişilerden daha az olan yerlerde bunları gizli gösteriyor ve bizlere vermiyor. Muhtarlarımızdan rica ediyoruz, mahalleleri de dahil olmak üzere köylerinde okuma yazma bilmeyenleri bizlere bildirsinler. Şu anda merkez ve merkeze bağlı köylerimizde 5 bin 380 kişi okuma yazma bilmezken, il genelinde de 19 ilçemizde birlikte okuma yazma bilmeyen sayısı 22 bini buluyor. Bunu hızlı bir şekilde mutlaka çözmemiz gerekiyor. Sayın Valimizin başkanlığında muhtarlarımızla bir toplantı düzenleyeceğiz. Kastamonu’da, Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bizlerde okuma yazma seferberliğini başlatmış bulunuyoruz. Muhtarlarımızdan köylerindeki okuma yazma bilmeyenleri bizlere bildirmelerini istiyoruz, bizlere yardımcı olsunlar” dedi. “AMACIMIZ HERKESİ OKURYAZAR YAPMAK” TÜİK’in, kanun gereği okuma yazma bilmeyenlerin isimlerini kendilerine veremediklerini söyleyen Bahçacıoğlu; “Biz, bu isimleri muhtarlarımızın yardımlarıyla tespit etmek ve okuma yazma bilmeyenleri okuryazar yapmak istiyoruz. Köyünde 15’ten fazla okuma yazma bilmeyen varsa buralarda Halk Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla okuma yazma kursları açacağız. Fakat 15’ten daha düşük olan köylerimizde de farklı bir çözüm yolu bulacağız. Amacımız herkesi okuryazar yapmak. 2016 yılı verilerine göre il genelinde okuma yazma bilmeyenlerin 65 yaş ve üzerindeki vatandaşların oluşturduğunu düşünüyoruz. Özellikle bu yaş üzerini oluşturan vatandaşlarımıza okuma yazma ehliyeti olanlara inşallah okuma yazma öğreteceğiz” dedi.