Muhammed İhsan Oğuz ödülleri sahiplerini buldu
Kastamonu Üniversitesi Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 4'üncü Muhammed İhsan Oğuz İlahiyat Araştırma Ödülleri Yarışması'nda yüksek lisans ve doktora tezleri ile başarılı olan akademisyenlere ödülleri verildi.
Bilgehan Bilgili Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda düzenlenen program saygı duruşunda bulunup İstiklal Marşı okunmasıyla başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam eden programda protokol konuşmaları yapıldı.
Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mustafa Aykaç, Muhammed İhsan Oğuz’un hatırasını yaşatmak amacıyla Muhammed İhsan Oğuz İlahiyat Araştırma Ödülleri Tez Yarışması’nın 4’üncüsünü düzenlemekten dolayı mutluluk duyduklarını belirterek; “Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin kuruluş amacı Muhammed İhsan Oğuz’u ve eserlerini tanıtmanın yanı sıra ilmi çalışmalara destek olmaktır. İlahiyat ve İslami İlimler alanında her yıl düzenlemiş olduğumuz ‘İlahiyat Araştırmaları Tez Yarışması’ bu amaca yönelik bir faaliyettir. Bu faaliyet ilahiyat alanında çalışan akademisyenler arasında heyecan oluşturmanın yanı sıra Kastamonu’muzun ve üniversitemizin tanınmasına da vesile olmaktadır. Yarışmamıza başvuran eserlerin değerlendirmesini iki aşamada yapmaktayız. İlk aşamada gelen tezler alanlarına göre ayrılmakta ve her alanın uzmanlarından oluşturduğumuz bilim kurulu tarafından ilk değerlendirme yapılmaktadır. Bilim kurulumuz bu toplantısında ilk bakışta göze çarpan şeklî açıdan değerlendirmeler yapmaktadır. Bu aşamayı geçen tezler ayrıntılı okuma için yine alanlarının uzmanları olan jürilere gönderilmektedir. Jürilerimiz merkezimizin belirlediği kriterlere göre değerlendirme ve puanlama yapmaktadırlar. Tezleri jürilerimize ikişerli olarak göndererek mukayeseli okunmasını sağladık. Bu değerlendirmelerde daha başarılı olduğu görülen tezler bir üst seviyede başka bir tezle eşleştirilerek tekrar başka bir jüriye gönderildi. Bu şekildeki eşleştirme ve değerlendirmeler en başarılı çalışmalar belirleninceye kadar devam etti. Sonuçta oluşan jüri puanlamaları da dereceye giren eserleri belirledi. Bu sene 52’si Yüksek lisans 56’sı doktora tezi olmak üzere toplamda 108 tez yarışmamıza başvurdu. Yarışmamızın konsepti gereği bu çalışmalardan dörder tanesini ödüllendirebilmemiz, diğer tezlerin zayıf olduğu şeklinde anlaşılmamalıdır. Başvuran eserlerin her birinin alanlarında iddialı ve kaliteli tezler olduğunu, dereceye girenlerin küçük küsuratlı puanlarla belirlendiğini söylemek isterim. Merkezimizin diğer bir hedefi Muhammed İhsan Oğuz Beyefendi’nin eserlerinin telifi ile de alakadar olmaktır. Bu amaca matuf olarak Merhumun kaza ve kader kitabının Kazakça’ya tercümesinin yapılmasına vesile olduk. Önümüzdeki süreçte aynı eserin Arapça’ya ve Rusça’ya tercüme edilmesi için gerekli girişimlerde de bulunduk. Bu faaliyetlerimizi gerçekleştirirken maddi imkanların ve kolaylıkların sağlanması çok önemlidir. Bu sebeple merkezimize maddi açıdan desteğini esirgemeyen Muhammed İhsan Oğuz Vakfı yöneticilerine ve her zaman yanımızda duran, bizi destekleyen rektör yardımcılarımıza ve rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal’a teşekkürlerimi arz ederim” diye konuştu.
“TÜBİTAK’IN İLAHİYAT ALANINDA KABUL ETTİĞİ PROJELERİN 24’Ü KÜ’NÜN”
Vakıf adına konuşma yapan Mehmet İhsan Oğuz, bilim kurulunun yürüttüğü titiz çalışmalarla ödüle layık eserlerinin belirlendiğini anlatarak; “Bu önemli eserleri literatüre kazandıran değerli akademisyenlere ve kendilerine çalışmalarında danışmanlık yapan değerli hocalarımıza tebriklerimizi sunuyoruz. Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Sayın Doç. Dr. Mustafa Aykaç Hocamızı yarışma süresince göstermiş olduğu gayret ve başarılı çalışmalarından dolayı tebrik ediyoruz. Öğleden önce gerçekleştirilen ‘Muhammed İhsan Oğuz ve Tasavvuf İlmi’ konulu panelde; panel yöneticisi olarak katkı sağlayan Sayın Dekanımız Prof. Dr. Metin Yurdagür ‘Avni Konuk ve Muhammed İhsan Oğuz arasındaki mektuplaşmalar bağlamında Vahdet-i Vücüd-Vahdet-i Şuhüd Meselesi’ konulu tebliğ sunan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Sayın Prof. Dr. Necdet Tosun hocamıza, ‘Muhammed İhsan Oğuz’a göre Allah’a Has Kul ve Hz. Peygamber’e Has Ümmet Olma Yolu; Ahseniyye’ konulu tebliğ sunan Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Sayın Doç. Dr. Eyyup Akdağ hocamıza, 2005 yılında ‘Muhammed İhsan Oğuz ve Tasavvuf Felsefesi’ başlıklı doktora tezi çalışması yapan ve bugünkü panelimizde ‘Tasavvufî Kavramlar Etrafında Muhammed İhsan Oğuz’un Tasavvuf Anlayışı’ konulu tebliğ sunan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Sayın Dr. Sevim Arslan Hocamıza şükranlarımızı sunuyoruz. Sağ olunuz var olunuz. Vakfımız 1990 yılında kurulmuştur. Kuruluşundan bugüne kadar Muhammed İhsan Oğuz Beyefendi’nin kitaplarını neşrederek faaliyetlerini yürütmüştür. 2018 yılından itibaren çalışmalarına Kastamonu Üniversitesi ile devam etmektedir. Bu dönemde Türkiye genelinde İlahiyat alanında Lisans Üstü tezler için düzenlenen yarışmalar vakıf faaliyetlerimize çok büyük bir değer katmıştır. Yarışmanın 5’incisini de Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi düzenleyecek ve önümüzdeki ay şartlarını açıklayacaktır. Vakıf olarak biz de öncekilerde olduğu gibi faaliyetlerimizi gerçekleştireceğiz. İlahiyat fakültemiz TÜBİTAK’ın 2209-A Lisans Öğrencilerini Destekleme Programı’nın 2023 ilk dönem sonuçlarına göre 24 proje ile 1’inci sırada yer almıştır. Hitit Üniversitesi ise 14 proje ile 2’nci sırada yer almıştır. TÜBİTAK’ın ilahiyat alanında Türkiye genelinde 79 projeyi kabul ettiği düşünülürse bunun 24’ünün Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden olması ciddi bir başarıdır. Bu büyük başarıyı da huzurlarınızda tebrik ediyoruz. Bu başarını elde edilmesinde öğrencilerimizin bilinçlendirilmesinde Rektör Yardımcımız Sayın Prof. Dr. Ömer Küçük Hocamızın büyük emeği vardır. Kedilerine şükranlarımızı arz ediyoruz. Hitit Üniversitesinde de TÜBİTAK projeleri kapsamında ‘İslami İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi’ tarafından; İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Öztürk hocamızın danışman, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Elif Görgüç’ün de yürütücü olarak hazırladığı ‘Muhammed İhsan Oğuz’un Kaza ve Kader Kitabının Öğreticilik Yönünün İncelenmesi’ başlıklı bir çalışma yapılmaktadır. Bu çalışma da ‘2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Destekleme Programı’ kapsamında TUBİTAK projesi olarak kabul edilmiştir. Kendilerini tebrik ediyoruz. Vakıf olarak ‘Muhammed İhsan Oğuz’ konulu her türlü ilmi çalışmayı destekleyeceğiz. Geçen yıl başlattığımız başka bir uygulamada ise Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesine en Yüksek puanla yerleşen ilk 10 öğrenciye teşvik ödülü uygulamasıdır. Bugün 2023-24 döneminde bu başarıya ulaşan öğrencilerimize başarı belgelerini takdim edeceğiz. Kendilerini tebrik ederiz” ifadelerini kullandı.
“KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ İLMİ FAALİYETLERİNE DEVAM ETMEKTEDİR”
Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, İslam’ın ilme, öğrenmeye, üretmeye teşvik etmede hassas davrandığını dile getirerek; “Mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz; ‘Oku, yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı ‘alak’ dan yarattı. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir. Peygamberimiz Hz. Muhammed bir hadisi şerifinde; ‘Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allah’ı zikretmek ve O’na yaklaştıran şeylerle, ilim öğreten alim ve öğrenmek isteyen öğrenci bundan müstesnadır’ buyurmaktadır. Gerek Kur’an-ı Kerim’de gerekse hadisi şeriflerde ilme verilen ehemmiyet, ilerlemeyi ve gelişmeyi öngören bir dünya görüşü sunması açısından İslam medeniyetini diğer medeniyetler karşısında farklı kılmaktadır. Bu aynı zamanda Müslümanların karşılaştıkları yeni kültür ve medeniyetlerle kolay bir ilişki kurmasını sağlamış ve bu medeniyetlerin sahip olduğu bilgi, birikim ve tecrübelerinden istifade edilmesinin yolunu açmıştır. Ülkemizin genç üniversitelerinden biri olan Kastamonu Üniversitesi, sahip olduğu güçlü ve idealist akademik kadrosu ile birlikte düşünen, araştıran ve sürekli daha iyisine ulaşmayı hedefleyen bir anlayışla ilmi faaliyetlerine devam etmektedir. Üniversitemiz aynı zamanda akademik başarıları onurlandırma ve ödüllendirerek ilmi çalışmaları desteklemek ve yaygınlaştırmak arzusundadır. Bu amaçla büyük bir özveri ve gayretle ilmi çalışmalarını sürdüren gerek bünyesindeki gerekse farklı akademik kuruluşlardaki ilim adamlarını teşvik etmeye ayrı bir önem atfetmektedir. Üniversitemizin bahsettiğim misyon ve vizyonu doğrultusunda hareket ederek bu faaliyeti düzenleyen Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi’mizi ve Muhammed İhsan Oğuz Vakfı’nı ‘İlahiyat Araştırma Ödülleri’ projesi dolayısıyla tebrik ediyorum. İlahiyat sahasında farklı disiplinlerde 2022-2023 yılı içerinde tamamlanmış akademik tezlere yönelik düzenlenen bu ödüllerin Muhammet İhsan Oğuz’un ömrünü adadığı İslam kültür ve medeniyet birikiminin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağına inanıyorum. İlahiyat Araştırma Ödülleri’ne layık görülen çalışmaları gerçekleştiren ilim adamları ve danışman öğretim üyelerini tebrik ediyor, ödül alan değerli ilim adamlarımızın heyecan, gayret, gurur ve başarılarının ülkemizin geleceği adına ve tüm insanlığa faydalı olma iştiyakının hiç sönmemesini diliyorum. Gayret, emek, birikim ve eserleriyle ilim dünyamıza, ülkemize ve tüm insanlığa katkılar sağlayan Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kuruluna, Muhammed İhsan Oğuz Vakfı’nın değerli yetkililerine ve çalışanlarına ayrıca Araştırma Ödülleri tertip heyetinde yer alan hocalarımıza, şahsım ve üniversitem adına şükranlarımı sunuyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
“COĞRAFYA NASIL KADERSE, KİMLİKTE SİZİN KADERİNİZDİR”
Belediye Başkanı Rahmi Galip Vidinlioğlu ise üniversitelerin bilgi açısından beslenme kaynağı olduğunu ifade ederek; “Bilgi sürekli ulaşılması gereken, tazelenmesi gereken bizim olmazsa olmazlarımızdan. Bilgiyi doğruda kullanmak gerekli. Kanayan yaramız Filistin. Dün benzer şeyler yaşadığımızda ‘Bizim Suriye’de ne işimiz var?’ deniliyordu. Şimdi açıkça dile getirilmese de ‘Bizim Filistin’de ne işimiz var?’ tarzında şeyleri sosyal medyada görüyoruz. Sosyal medyanın çok fazla kullanıldığı, dezenformasyonun çok fazla olduğu bir dönemden geçiyoruz. Deizm, Ateizm gibi farklı ‘izmlerin’ kol gezdiği bir ortamdayız. ‘Bizim Filistin’de ne işimiz var?’ diyenlere verilecek yegane cevap; elin oğlunun binlerce kilometre öteden Filistin’de ne işi varsa, benim orada onlardan çok daha fazla işim var. Bizim tabii sınırlarımız nerede bir evliya mezarı var, nerede bir şehit mezarı var, orada başlar ve bizim sorumluluğumuzdadır. Siz isteseniz de istemeseniz de kabul etseniz de etmesiniz de Edirne’den çıktığınız an adınız ‘Türk ve Müslüman’dır’, ‘Ben Türklüğü ret ediyorum’ deseniz de Türk’sünüz, ‘Ben İslam’ı ret ediyorum’ deseniz de size atılı olan o sıfattan kurtulamazsınız. Çünkü öyle görünüyorsunuz. Coğrafya nasıl kaderse, kimlikte sizin kaderinizdir. ‘Ben bundan vazgeçiyorum’ deme lüksünüz yok. Bizim medeniyet tasavvufumuz sadece bizimle de sınırlı değildir. Sadece milletimizle ya da ümmetimizle de sınırlı değildir. Çünkü Cenabı Allah bizlere emrederken, sadece bizlere emretmiyor. Bütün insanlığa emrediyor. Görüntüleri insan olsa da yaptıkları uzaktan ya da yakından insanlıkla bağdaşmayanlarla ilgili bizim kanaatimiz yaratılanı Yaradan’da ötürü hoş görme üzerine kurulu. Bizim medeniyet tasavvufumuz insan odaklıdır. Bizim ilkelerimiz bellidir. Yürüdüğümüz yol belli, hükümler bellidir. Onun için kayıtsız kalmamız mevzu bahis değildir. El kadar bir ülke bu kadar büyük bir coğrafya eğer kafa tutabiliyorsa, bunu da bizim iliklerimize kadar hissetmemiz lazım. Eve vardığımızda başımızı 2 elimiz arasına alıp düşünmemiz lazım ki, niye böyle olduğunu. Biz kendimizi düzeltmedikçe bir şey elde edemeyiz. Bizim güçlü olmamız demek, mazlumların umudunun korunması demek. Düşmanların korkularının depreşmeye başladığı demek. Onun için gücümüz farkına varacağız. Birliğimizi hiçbir zaman bırakmayalım. Biz güçlü olursak, mazlumların umutlarının taze kalması demek. Kendini arayan insanlık, aslında Türk’ün gücünü arıyor” dedi.
“ASLİ OLAN VEFA”
AK Parti Milletvekili Fatma Serap Ekmekci, Muhammed İhsan Oğuz’un Kastamonu’yu Kastamonu yapan kıymetlerden olduğunu dile getirerek; “İslam felsefesi başta olmak üzere, ortaya koyduğu ve asla unutulmayacak fikirleri ile bilim ve ilim dünyasında sürekli olarak okunacak hatırlanacak ve yol gösterici olacaktır. Muhammed İhsan Oğuz, Kurtuluş Savaşı’nda Kastamonu postanesinde görev yaparken, milli mücadelenin tarafında saf tutmuş ve bu kadim toprakların ‘Vatan’ olmasında büyük emek vermiştir. Muhammed ihsan Oğuz bu vatansever emeği ile de şükran ve minnet duygularımızı hak ediyor. Muhammed İhsan Oğuz’un sevenlerince yapılan bu güzel binada bulunmak da bizi ayrıca mutlu ediyor. Asli olan vefa. Toplantımızın ve ortaya çıkacak eserlerin vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
“BU TÜR İLİM PROGRAMLARININ ASLINDA BİR CİHAT OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ”
AK Parti Milletvekili Halil Uluay da din kavramının son zamanlarda çok konuşulduğunu belirterek; “Din adına insanlar öldürülüyor. İnsanın kim olduğunu, bir takım din sahipleri, kendi dinlerine göre tarif ediyorlar. Maalesef bu da tüm dünyanın önünde cereyan ediyor. Bu tür programları, bu tür yarışma adı altında yapılan aktivitelerin aslında sadece Kastamonu’ya ya da İslam’a değil, belki de tüm dünyaya hizmet ettiğini göreceğiz zaman içerisinde. Bu vesileyle bu programlara katkı sağlayan tüm bilim insanlarına, bu vakfın hizmetleri yapar hale gelmesine vesile olan vakıf kurucularından devamını sağlayanların tamamına hayırlı ömürler diliyoruz. İnşallah bu faaliyetlere devam edecektir. Bizler ilin siyasetçileri olarak siyasette kaldığımız süre içerisinde gerek siyasi olarak siyaset bittiği zaman yine kendi konumumuz gereği elimizden ne tür destek geliyorsa sağlayacağımızı taahhüt ediyoruz. Bu tür ilim programlarının aslında bir cihat olduğunu düşünüyoruz. Cihat deyince sadece kılıçla kalkan da sahada yapılan bir mücadele değil, cihat İslam adına yapılan her türlü mücadeledir” diye konuştu.
“MUHAMMED İHSAN OĞUZ HOCAMIZ İLMİNİ BİR KÜLLİYAT HALİNDE BIRAKMIŞ”
Vali Meftun Dallı, programdakileri selamlayarak; “Bizim inancımızda malum sadaka-i cariye kavramı var. Bizim ecdadımız malı mülkü varsa bir eser yaptırmış. Arazilerini, mallarını, mülklerini buna vakıf etmişler. İlim sahibi olanlar Muhammed İhsan Oğuz hocamızın yaptığı gibi eserler yazmışlar. Diğer bir sadaka-i cariye de biliyorsunuz, hayırlı bir evlat bırakmak. Öyle anlaşılıyor ki Muhammed İhsan Oğuz hocamız hem ilmini bir külliyat halinde bırakmış hem de çok kıymetli evlatlar bırakmış geriye. Onları da tebrik ediyoruz. Bu mirası en güzel şekilde yaşatıp daha geniş kitlelere, herkese duyurmak için bir vakıf kurmuşlar. Kazakistan’a kadar bu eserleri yaymışlar. Bunların yayılması için çabaları devam ediyorlar. Kendilerinden Allah razı olsun. Muhammed İhsan Oğuz hocamızı rahmetle anıyoruz, mekanı cennet olsun inşallah. Bu yarışmanın düzenlenmesinde katkısı geçen başta üniversitemizin rektörü olmak üzere bütün akademisyenlerimize, gelen hocalarımıza teşekkür ediyoruz. Cenabıhak çabalarının karşılığını fazlasıyla versin diye dua ediyoruz. Filistin’le ilgili söylenenlerin tabii hepsinin altına biz de imzamızı atıyoruz. Eskilerin şöyle bir duası var, ‘Yarabbi ümmeti Muhammed’in halini ıslah eyle. Ümmeti Muhammed’e rahmetini ihsan buyur. Ümmeti Muhammed’i bela ve kederlerden salim kıl’ biz de bu duayı burada ederek tekrar sizleri saygıyla, sevgiyle selamlıyorum” dedi.
Konuşmaların ardından il protokolü tarafından yüksek lisans ve doktora tezleri ile başarılı olan akademisyenlere plaket verildi. Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne yüksek puanla giren ilk 10 öğrenciye ise başarı belgesi takdim edildi.