Liseli Şefler'de Göl Ekbab birinci oldu

Kastamonu Valiliği, Kastamonu Üniversitesi, Kastamonu Belediyesi, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı başta olmak üzere çok sayıda kurumun destekleri ile gerçekleştirilen yarışma, Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi gastronomi mutfağının ev sahipliğinde finale kalan 4 takımın hünerlerini sergilemesiyle sona erdi. Kıyasıya yarışan öğrenciler, yaptıkları ürünleri son kez jürilere tattırdı. 

Liseli Şefler Yarışması’nın ödül töreninde konuşan Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alptekin Sökmen; “Evet, çok yorgunuz ama bir o kadar da gururluyuz. Gerçekten ben ki kolay çekinmem aksamadan yapar mıyız diye düşündüm sıkça. Çok büyük bir organizasyonu başarıyla tamamladık ama büyük bir ekip vardı işin içinde herkese minnettarım. Bu organizasyonda birçok kişi ve kurumun büyük emekleri var. Öncelikle yarışmanın destekleyicilerine teşekkür etmek istiyorum. Op. Dr. Rahmi Gaip Vidinlioğlu şahsında Kastamonu Belediyesine, Sayın Oğuz Fındıkoğlu'nun şahsında Kastamonu Sanayi ve Ticaret Odasına, Sayın Dursun Ergin’in şahsında Kastamonu Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliğine, Sayın Serdar İzbeli’nin şahsında Kastamonu Ticaret Borsasına, Sayın Serkan Genç'in şahsında Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansına, Sayın Cengiz Bahçacıoğlu'nun şahsında İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Sayın Fahrettin Şenoğlu'nun şahsında İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüze, Sayın Tuncay Sönmezışık’ın şahsında İl Özel İdaresi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğümüze teşekkür ediyoruz. Üniversitemiz hem malzeme ve ekipman, hem de olağanüstü bir insan kaynakları hizmeti verdi. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanımız Alev hocanın şahsında tüm fakülte ekibime ayrıca teşekkür ediyorum. Her gittiğimiz yerde hem yaptığımız işler hem de bu organizasyondan dolayı birçok iltifat ve teşekkür aldık, alıyoruz. Bunların hepsini bir kişi adına içtenlikle kabul etim, ediyorum” dedi.

“ULUSLARARASI GASTRONOMİ KONGRESİ’NE EV SAHİPLİĞİ YAPACAĞIZ”

Dekan Sökmen, emeği geçenlere teşekkürlerde bulunarak; “Sürecin başından beri geri planda beni sınırsız destekleyen Rektör Hocam Prof. Dr. Sayın Ahmet Hamdi Topal’a da ayrı bir parantez açmak isterim. Sürecin her aşamasında aradı, sordu ve her seferinde bize düşen ‘Bir şeye ihtiyacınız var mı?’ dedi ki bu bizim için yeterliydi. Belki bilmeyenler vardır yaşanan asrın felaketinde gene Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi, kapasitesinin çok üstünde büyük işler yaptı. Keşke daha fazlasını da yapabilseydik. Basınımız sayesinde birçok yazılı ve görsel yayının konusu olduk, gurur duyduk. Kastamonu Yöresel Lezzetleri ve Türk Mutfağı farkındalığının oluşturulmasına yönelik olarak ilk kez lise düzeyindeki okullar arasında yemek yarışması düzenlendi. 3-11 Mayıs tarihleri arasında ön eleme yarışmalarımızı yaptık. 17 Mayıs tarihinde yarı finalimizi, bugün 24 Mayıs tarihinde ise final yarışmamızı gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanlığı Himayelerinde ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda kutlanan Türk Mutfağı haftasını görkemli bir final ile taçlandırdık. Elemelerde 38 takım mücadele etti. Bu yarışma bilinmelidir ki UNESCO yaratıcı şehirler ağı gastronomi temasındaki başvuru için de çok kıymetli. Yarışmanın temel amacı ifade ettiğim gibi gençlerimizde Türk Mutfağı farkındalığı yaratmaktı, yarattık da… Kastamonu bu yarışmayı, Türkiye’de Kastamonu’yu konuştu ve konuşuyor. Öğrencilerimiz heyecan yaşadı, öğrendi, üretti, yedi, hepsinden önemlisi Kastamonu ve Türk mutfağının farkında oldu. Biz onları, onlar da bizi tanıdı. Kastamonu liseli çocuklarıyla ne kadar gurur duysa az. Bu çocuklar yöresel mutfağını biliyor ve sahip çıkıyor. Özellikle Kastamonu mutfağı emin ellerde. Unutmadan hatırlatayım, elde ettiğimiz veriler, bu yarışmanın çok daha fazla katlımla devam edeceğini gösteriyor, talep çok. Destekçilerimize önden bilgi vereyim. O yarışmanın başından itibaren jüri üyeliği yapan birçok kurum ve işletme temsilcisine de ayrıca teşekkür ediyoruz. Bugün, hiçbir karşılık beklemeden jüri üyeliklerimizi yapan şeflerimiz Dünya Rekortmeni Sayın Mahmut Dolmacı, Karadeniz Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu Temsilcisi Sayın İbrahim Kesgin, Park Dedeman Executive Şefi Sayın Yalçın Oğuz Aydın, Gurme Gazeteci Sayın Veysel Kavrayan ve Borsa başkanlığının yanı sıra besici, çiftçi ve işletmeci Sayın Serdar İzbeli’ye de ayrıca teşekkür ediyorum. Bu arada son olarak işin mutfağında çok çaba harcayan KUZKA’dan Sayın Serkan Doğulu ve her gün burada mesai harcayan Sevgili Begüm’e. Milli Eğitim Müdürlüğümüzün organizasyon süreci paydaşı Sayın Buket Kapağan'a da en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Ne kadar çalıştıklarına ve yorulduklarına birinci elden şahit olduk. Yemek örneğinde tarif edeyim; reçetede bir şey eksik olsaydı, sonuç çok iyi olmazdı. Şefler iyi olmasıydı, sonuç gene çok iyi olmazdı. Her şey çok iyiydi. Çok güzel bir yemek ortaya çıktı. Çok şey yapıyoruz ama madem gündem gastronomi bir haber daha vereyim. Bu yıl eylül ayının sonunda Uluslararası Gastronomi Kongresi’ne de ev sahipliği yapacağız ki bu ülkemizdeki gelenekselleşmiş olan en büyük organizasyon. Çok kapsamlı ve büyük ses getirecek faaliyetler planlıyoruz. Herkes, kongre bitince gene Kastamonu’yu konuşacak. Alınması bile ayrı bir hikaye, ayrı bir başarı. Mutlaka Kastamonu’ya anlamlı katkı sağlayacak. Ben bu salona bakınca bir aile görüyorum. Allah bu ailenin dirliğini de birliğini de de bozmasın tıpkı Türkiye gibi. Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyor, sabrınız için teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“HER İLÇEMİZDE KENDİNİ ÖNE ÇIKARAN FARKLI FARKLI LEZZETLERİMİZ VAR”

Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, katılımcıları selamlayarak; “Kastamonu demografik yapısıyla Türkiye’de gastronomide en önde olması gereken illerden bir tanesi. Gastronomi konusunda Türkiye’de öz alan Hatay ile Gaziantep mutfağı var. Bu alanı biliyoruz. Bu alan kültür etkileşiminden dolayı yemek kültürü noktasında çok üst seviyede. Bunun haricinde bizi ön plana çıkaran nedir? Bizi ön plana çıkaran şey; Kastamonu bir defa hiç görmemiş. Kastamonu’nun her ilçesinde ayrı ayrı yemekler pişer. Kastamonu’da hemen hemen her boyun temsiliyetini görürsünüz. Eski Sancak Beyliği olması hasebiyle dışarında çok fazla boylardan gelenler olmuş ve buraya yerleşmişler. Her ilçemizde kendini öne çıkaran farklı farklı lezzetlerimiz var. Söze geldiğimiz zaman hep şu kadar yemeğiz var diye söylüyoruz ama uygulama noktasında bunun eksiğini hep yaşıyoruz. Tabii ben hayallerimizden birini gerçekleştiremedim. Pandemi dönemi ciddi kaybedilmiş bir zaman. O zaman Turizm Fakültemiz öncülüğünde öğrencilerimizi kırsala gönderip, köydeki nüfusumuzdan unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerimizi öğrenerek, bunları kayıt altına alalım istemiştim. O konuda belediye olarak biz destekçi olacaktık ve masrafları biz karşılayacaktık. Turizm Fakültesi öğrencilerimizle bunu kayıt altına alacaktık ama bunu gerçekleştiremedik. Allah nasip ederse, bunu önümüzdeki yıllarda gerçekleştireceğiz” dedi.

“GELENEKLERİMİZİ MUTLAKA SAHİPLENMELİSİNİZ”

Hayata geçirmek istediği diğer bir projeye de değinen Başkan Vidinlioğlu; “Özellikle yöresel yemeklerimizi ilimize dışarıdan gelen misafirlerimize tattırabilmek için de Acem Hanı’nı bir an önce devreye sokmak istemiştim. Fakat Acem Hanı’nı gerçekleştiremedik. Proje olarak ayakta bir proje ama KUZKA desteğiyle belediye olarak biz yapacaktık, güdümlü projemiz idi, ne yazık ki hayata geçmedi. Bakanlıktan bir telkin geldi. Çünkü KUZKA’nın bütçesi belli, bir de maliyetlerin çok artması hasebiyle, Acem Hanı Projemizi inşallah önümüzdeki dönem hayata geçireceğiz. Bu eksikliği de bir an önce gidermemiz lazım. Türkülerimiz, Türk Sanat Müziğimiz nasıl popüler müzik karşısında geri gidiyorsa, ne yazık ki yemeklerimizde böyle. Artık gençler zamanla yarıştığı için hayat 24 saate sığmıyor diye, ayaküstü bir şeyler atıştırmanın peşinde. Fastfood beslenme derdinde. Tabii bu da yemeklerimizi geri plana atıyor. Gençler; bizi biz yapan yüzyıllardır sürdürülmüş bu geleneklerimizi mutlaka sahiplenmelisiniz. Bu çok önemli değil” ifadelerini kullandı.

“BU SENE DE 180 BİN ORGANİK FİDEMİZİ VATANDAŞLARIMIZI DAĞITACAĞIZ”

Açıklamalarına devam eden Başkan Vidinlioğlu; “Yemek deyip geçmeyin. Yemeğin bir anlamı vardır. Bir şekli şemalı vardır. Ayakta yemek doğru değil. Çok şeyler bizde masada konuşulur. Apar topar yiyip gittiğinizde, ne yazık ki yemekte buna çok hasıl olmuyor. Pandemide sağlığın ne kadar önemli olduğunu öğrendik. Arkasından bir takım felaketler yaşadık. Bunlardan birisi Bozkurt’ta yaşadığımız sel felaketi, diğeri 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketleri. Dayanışma, birlik, beraberlik ruhunu hep birlikte yaşadık. Pandemide toprağın ne kadar kıymetli, suyun ne kadar aziz olduğunu öğrenmiş olduk. Ayrıca üretmenin ne kadar kıymetli bir şey olduğunu da öğrenmiş olduk. Algı yönetimi çok farklı bir şeydir. Dolasıyla bu dönemde popüler kültürün etkisinde kalıp da, bu algı yönetiminin esiri olmayın. Bu çok önemli bir şey. Önümüzdeki dönemde dünyanın en önemli gündemi sağlıklı gıda ve su üzerine olacak. Bir süre sonra su savaşlarının olduğunu göreceksiniz. Çünkü su çok kıymetli. Eskiden 1 yılda baktığımız hasta sayısına artık, 2 ayda bakıyoruz. Yani 6 kat daha sağlıksız olduk. Onun için sağlıklı gıda çok önemli. Yemek yaparken önümüze gelen malzemelerin kaliteli ve organik olduğuna kanaat getirmemiz lazım. Ne yazık ki sağlıksız bir toplum oluyoruz. Daha az üretiyor diye vazgeçtiğimiz fidelerin ne kadar kıymetli olduğunu öğreniyoruz. Bu sene de 180 bin organik fidemizi vatandaşlarımızı dağıtacağız” şeklinde konuştu. 

ÖDÜLLER TAKDİM EDİLDİ

Konuşmaların ardından takımlara ödülleri takdim edildi. Göl Anadolu Lisesi’nden EKBAB Takımı, Ecevit Çorbası, İslim Kebabı ve Kalburabastı ile ekibi birinci oldu. 10 Aralık Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden Beyaz Ceketliler Takımı, Sütlü Siyez Bulguru Çorbası, Köfteli Patates Paçası ve İnebolu Helvası ile ikinci, Göl Anadolu Lisesi’nden Aruca Takımı Ecevit Çorbası, Mantar Soslu Tavuk Sarma ve Sütlü İrmik Helvasıyla üçüncü, Mustafa Kaya Anadolu Lisesi’nden Hünerli Eller Takımı Ezogelin Çorbası, Çökertme Kebabı ve Kaşık helvası ile dördüncü sırada yer aldı.

“HAYALLERİMİZİN ÖTESİNDE BİR ANI OLDU”

EKBAB Takım Sözcüsü Nurefşan Selalmaz, ekip olarak çok heyecanlı olduklarını belirterek; “Çorba olarak Ecevit çorbası, ana yemek olarak da islim kebabı, tatlı olarak da kalburabastı yaptık. Hiç kazanacağımız düşünmeden bizim için bir anı olsun diye katılmıştık, buraya kadar gelmek hayallerimizde yoktu. Hayallerimizin ötesinde bir anı oldu bizim için. Son ana kadar çok umutsuzduk. Kazandığımız için hem okulumuz adına hem de kendi adımıza çok mutluyuz” dedi.