'Laboratuvar sonuçları hasta için klinik kararda çok önemli'
BİYOKİMYA UZMANI SEDAT GÜLTEN: Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi Biyokimya Uzmanı Sedat Gülten, kan tahlilleri için kan vermeye giden hastaların dikkat etmesi gereken hususlar konusunda önemli bilgiler verdi. Laboratuvar sonuçlarının hasta için klinik kararda çok önemli bir role sahip olduğunu ifade eden Gülten 'Hastanın tanı ve tedavisinin takibinde, hastaneye yatış,...
BİYOKİMYA UZMANI SEDAT GÜLTEN: Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi Biyokimya Uzmanı Sedat Gülten, kan tahlilleri için kan vermeye giden hastaların dikkat etmesi gereken hususlar konusunda önemli bilgiler verdi. Laboratuvar sonuçlarının hasta için klinik kararda çok önemli bir role sahip olduğunu ifade eden Gülten; “Hastanın tanı ve tedavisinin takibinde, hastaneye yatış, taburcu ve ilaç başlamada verilecek kararların yaklaşık yüzde 70'i laboratuvar test sonuçlarına dayanmaktadır” dedi. Genel olarak tüm testler için 10-12 saatlik açlık sonrası sabah kan verilmesinin önerildiğini dile getiren Gülten, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Özellikle kanda glukoz, kolesterol, trigliserid, LDL, HDL, elektrolitler (sodyum, potasyum, klor gibi), magnezyum, demir, ferritin, ALP, folat, vitamin B12, vitamin D, osteokalsin, GH ve PTH testleri için 12 saatlik açlık gerekmektedir. Açlık süresinin 16 saati de geçmemesi gerekir. Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de bu açlığın gece açlığı olmasıdır. En ideali akşam saat 21.00’den sonra hiçbir şey yenmemesidir. Hatta çay, kahve, kola, meyve suyu vs. de içilmemelidir. Su içmek ise serbesttir. Bu haliyle yine en ideali ertesi gün sabah saat 07.00 ile 10.00 arası kan vermektir. Tetkikten önceki 24 saat süresince ağır ve zorlayıcı egzersizden kaçınılması ve kan vermeden önce 15 dakika kadar da dinlenilmiş olması önerilmektedir.” “KAN NUMUNESİNİN TİPİ AMACA YÖNELİK DEĞİŞİR” Kan numunelerinin atar damar, toplardamar ve kılcal damarlardan alındığını belirten Sedat Gülten; “Kan numunesinin tipi amaca yönelik değişir fakat en çok toplardamar kanı tercih edilir. Günümüzde kan alma işlemini kolaylaştırması ve kanın dış yüzeyle temasını engellemesi nedeni ile vakumlu tüpler tercih edilmektedir. Vakumlu tüpler, tüpün hacmi kadar veya tüp içindeki pıhtılaşmayı engelleyen maddenin etkisini gösterebileceği kadar kan alabilmesini sağlayacak şekilde vakumlanmıştır. Kan alırken hastadan elini yumruk yapması istenir. Böylece damarın daha belirgin ve iğne ile daha kolay girilebilir hale gelmesi sağlanır. Turnike kan alımında damarın belirginleştirilmesinde son derece önemlidir. Ancak tüpe kan akışı başlar başlamaz turnike hemen çözülmeli ve hasta yumruğunu açmalıdır. Kan alım işlemi tamamlandıktan sonra iğne, üzerine konulan kuru gazlı bez ile hafifçe basınç uygulanarak çıkartılmalıdır. Hastaya gazlı bez üzerine yaklaşık 5 dakika güçlü basınç yaparak kolunu düz ve yukarıda tutmalı ve hasta kolunu bükmemelidir. Burada hastalarımızın dikkat etmesi gereken en önemli noktalardan biri de kan alınan yere sadece bant yapıştırmanın yeterli olmadığıdır. Kanamanın durması için mutlaka yaklaşık 5 dakika gazlı bez ile kan alınan yere bastırmak gerekir” diyerek sözlerini sonlandırdı.