Kurtuluş Savaşı'nın Ölümsüz Kahramanı
Kurtuluş Savaşı'nda, işgal görmemesine rağmen nüfusuna oranla en çok şehit veren Kastamonu, stratejik konumu ve verdiği mücadele ile Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Gözüm Sakarya'da, kulağım İnebolu'da' sözlerine muhatap oldu.
Kurtuluş Savaşı'nda, işgal görmemesine rağmen nüfusuna oranla en çok şehit veren Kastamonu, stratejik konumu ve verdiği mücadele ile Mustafa Kemal Atatürk'ün "Gözüm Sakarya'da, kulağım İnebolu'da" sözlerine muhatap oldu.
Türk istiklalinin mihenk taşı olarak görülen İnebolu, stratejik konumu nedeniyle Kurtuluş Savaşı'nda büyük rol oynadı.
İstiklal yolunda kurtuluşa giden bir destanın adı olan Şerife Bacı Ağır kış şartlarında cephane yüklü kağnıyı İnebolu’dan Kastamonu Kışlası'na ulaştırabilmek için yola çıktı.Bu kahraman Türk kadınının hikâyesi, İstiklal yolunda kurtuluşa giden bir destanın adı oldu.
Köyün sütannesi olarak bilinen Şerife Bacı, cephanelerin Kastamonu Kışlası'na taşınmasında verdiği mücadelede, top mermileri ve kızı Elif'i korumak uğruna kendini feda ederek 21 yaşında donarak şehit oldu.
Kastamonu düşman işgaline uğramamasına rağmen, Milli Mücadele döneminde eli silah tutan kadın-erkek, hatta çocuk yaşta herkes cepheye koştu.
Cephe gerisinde kalanlar ise İstanbul'dan İnebolu'ya çıkarılan silah ve cephanenin Kastamonu'dan Ankara'ya ulaştırılması için yollara çıkmıştı.
Milli Mücadelenin sembol isimlerinden olan Şerife Bacı da bu kutsal görevi gerçekleştirecek vatanperverler arasında yer aldı. Eli silah tutan herkes, cephede destan yazarken cephe gerisinde kalanlar da büyük bir kurtuluş mücadelesi veriyorlardı.
Şerife Bacı Kurtuluş Savaşı’nın sembol isimlerinden olarak tarihe adını altın harflerle yazdırdı.
Yola Çıkacaklar Arasında Şerife Bacı’da Vardı
Ağırlaşan kış şartları nedeniyle İnebolu-Ankara arasındaki nakliyat işleri güçlükle yürütülüyor, Kurtuluş Savaşı'nın cepheleri genişledikçe, cephane ihtiyacı da artıyordu.
İstanbul'dan düşman işgalindeki depolardan kaçırılan silâh ve cephane, geceleri kayıklar ve motorlarla İnebolu'da kıyıya çıkarılıyordu. Ambarlara taşınan emanetlerin, ivedilikle Kastamonu üzerinden Ankara'ya sevk edilmesi gerekiyordu.
Genişleyen cepheler, mühimmat ihtiyacı ve ulaşımda yaşanan sorunlar bin bir güçlükle aşılıyordu.
Bir akşamüstü tellal köylüye aynen şöyle seslenmişti:
"Eyyyyy ahali! Duyduk duymadık demeyin. Cuma günü her haneden bir kağnı, Kastamonu'ya yük taşımak üzere yola çıkacaktır."
Muhtar ise o akşam köy odasında şu açıklamayı yapmıştı:
'Ankara'da açılan yeni Meclis ve kurulan hükümet, Anadolu'ya saldıran Yunan askerine son darbeyi vurabilmek için kış boyunca hazırlık yapıyormuş. Kulakları çınlasın, iki ay kadar önce köyümüze gelen M. Akif Bey, camimizde verdiği vaazda 'Bu milletin hayat hakkı ve varlığını sürdürme konusunda üstünüze bir görev düşerse yerine getirmekte asla tereddüt etmeyiniz Vatanı sahiplenmek için gerekirse her birimiz, toprağın koynuna girmeye aday olabilmeliyiz ki, bu vatan bizimdir diyebilelim.' Komşular; sizin anlayacağınız, deniz yoluyla İnebolu'ya getirilen cephane ve top mermilerinin cepheye taşınması için bütün çevre köylere görev verilmiş. Adına ister imece, ister salma, ister başka bir şey deyiniz; bu taşıma işi muhakkak yapılacaktır. Bizim köyün taşıma sırası Cuma günü olarak bildirildi. O gün, İnebolu'dan 80 kağnı cephane yüklenerek Kastamonu'ya doğru yola çıkmamız gerekiyor. Herkes hazırlığını buna göre yapsın."
Muhtar, kağnı taşıyacakların listesini baştan sona okudu. Şerife Bacı o gece yola çıkacak isimler arasındaydı. Toplantıda sekiz kişi yoktu. Toplantıda olmayanların yerine kadın ya da çocuk yaşta gençler gidecekti. Bekçi yola çıkacak 8 kişinin evlerini dolaşıp ne zaman ve nasıl yola çıkılacağı hakkında bilgi vermişti.
Yolculuğun en zor kısmı İnebolu'nun İkiçay, Çatalçeşme bölümü ve Topçuoğlu, Kayguncak, Küre-Ecevit yokuşlarıydı. Bu bölgelerin çamurunu aşmak, arabacılar için ölüm sayılırdı. Yokuş başlarında bütün arabalar çiftleniyordu. Yokuşlar zorluklarla aşılabiliyordu.
Donarak Şehit Düştü
Tarih, 1921 Aralık ayını gösteriyordu. Aniden bastıran kar yolları kaplamıştı.
Köyde bakacak kimsesi olmadığı için bebeği Elif ile yola çıkan Şerife Bacı, top mermilerinin arasında Elif'e bir yer ayarladı. Sırtındaki yün yorganı hem mermileri hem de kızını koruyacak şekilde üzerlerine örttü.
Kocasının durumu nedeniyle hanenin bütün yükünü sırtında taşıyan Şerife Bacı’nın düşündüğü iki şey vardı, cephaneyi sapasağlam kışlaya ulaştırmak ve Elif'i dondurucu soğuktan korumaktı.
Git gide dayanılmaz bir hal alan soğuk Şerife Bacı’nın direncini kırıyordu.
Şerife Bacı, Kağnı başına geçip "Bismillah" diyerek öküzleri çekmeye başlamıştı. Epeyce yol aldıktan sonra kağnı birden durdu. Kağnıyı çeken öküz birkaç kez kar ve tipi nedeniyle çökse de Şerife Bacı'nın itip kakmasıyla yoluna devam etmişti.
Öne geçenler uzaklaşıp görülmez olmuş, arkada kalanlar ona yetişmiş, geçip gitmişlerdi. Çektiği kağnı tekrar durmuştu. Hava buz gibi olmuş, Şerife Bacı iyice üşümüştü.
Bu kahraman Türk kadını, ayağa kalkıp yola devam etmek istese de buna takati kalmadığından yere yığıldı. Son bir hamle ile kazağını da çıkararak cephanelerin üzerine örttü. Kızı Elif’in donmaması için ona sıkı bir şekilde sarıldı. Taşıt kolu bin bir güçlükle Kastamonu Kışlası'nın önüne ulaştığında; görevliler cephaneden önce, ölümü pahasına bu cephaneyi Kastamonu'ya ulaştırmak azmindeki kadına, çocuğa, ihtiyara yönelmişlerdi.
Ancak taşıt kolunda bir kağnı eksikti. Eksik de değildi aslında, biraz geride kalmıştı. Gece karanlığında zor seçilmesine rağmen 150 -200 metre kadar uzaktaydı. İlerlemiyordu, Kışladaki askerler hemen kağnının yanına koşmuştu.
Cephane ve Kızı uğruna kendini feda eden Şerife Bacı’nın donarak şehit düştüğü anlaşılmıştı.
Şehit Şerife Bacı'nın naaşı alaca önlüğünden ve başındaki benli örtüsünden belirlenmiş, Seydiler köyünden hemşerilerine gösterilmişti. Köylüler de Şerife Bacı'yı köylerine götürmüştü.
Mezarının yeri bilinmeyen Şerife Bacı için Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde başlatılan Kurtuluş Savaşı'nda bebeğiyle cepheye silah taşırken donarak şehit olan Şerife Bacı için Kastamonu'nun Seydiler ilçesinde, Seydiler Belediyesi tarafından ilçede bulunan Şehitler Anıtı’na gıyabi mezarlık yapıldı.
İnebolu'ya İstiklal Madalyası Verildi
Anadolu'nun lojistik merkezlerinden İnebolu Limanı'na getirilen mühimmatın kağnı arabalarına yüklenerek, İstiklal Yolu üzerinden meşakkatli yolculuklarla cepheye ulaştırılmasında sağladığı üstün başarıları nedeniyle İnebolu'ya beyaz şeritli İstiklal Madalyası verildi.
Türk Kurtuluş Savaşı boyunca İnebolu'ya deniz yoluyla gelen cephanenin kağnılarla cepheye ulaştırılmasında kullanılan 344 km’lik yola İstiklal Yolu adı verildi.
Şerife Bacı Rölyefi Yaptırıldı
Kurtuluş Savaşı'nda verdiği mücadele ile sembol isimlerinden biri olan Şerife Bacı anısına Kastamonu'da ki Cumhuriyet Meydanı’nda da heykel yaptırıldı.
Cumhuriyetin 50. yılı nedeniyle 1973 yılında Seydiler Belediye binası önüne Şerife Bacı'nın bir rölyefi yaptırıldı. Öte yandan Şerife Bacı’nın anıtı, İnebolu sahilinde bulunan parka da yaptırıldı.
Tarihe adını altın harflerle yazdıran Şerife Bacı’nın adı birçok kuruma verildi. Bunlardan bazıları şunlardır:
Şehit Şerife Bacı İlköğretim Okulu,
Şerife Bacı Öğretmen Evi,
Kastamonu Şerife Bacı Devlet Hastanesi,
Kastamonu Şerife Bacı Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi
İstanbul Büyük Şehir Şerife Bacı Lisesi.