Kökgöz, sokak hayvanlarına yardıma dikkat çekti

Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) İl Temsilcisi Ayten Kökgöz, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Koruma Günü özelinde çeşitli açıklamalarda bulundu.
Kökgöz, tüm dünyada yaşamlarını zor koşullar altında geçirmeye çalışan sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirmek ve içinde bulundukları duruma ilişkin farkındalık oluşturmak amacıyla 2010 yılından bu yana her yıl 4 Nisan’ın “Dünya Sokak Hayvanları Günü” olarak kutlandığını söyledi.
“CEZALARDA UYGULANABİLİRLİK AÇISINDAN EKSİKLER YAŞANMAKTADIR”
Kökgöz, Hollanda’daki sokak hayvanı vakıflarının girişimiyle 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü’nün ilan edildiğini ve bu dünyanın sadece insanlara ait olmadığını, sokak hayvanlarının da korunması ve barınması gerektiğini dile getirerek; “Türkiye’de hayvan hakları 2004 yılında yasa ile koruma altına alınmıştır. Hayvanların, doğanın onlara tanıdığı yaşama haklarını korumak için gerekli hükümler yasal güvenceye alınmış ve bu hükümleri ihlal edenlere çeşitli cezalar verilmesi öngörülmüştür. TBMM’de 9 Temmuz 2021 tarihinde Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. Yapılan yasal düzenlemede hayvanlara yönelik işkence, kötü muamele, hayvana yönelik cinsel istismar ve tecavüz gibi hak ihlalleri suç kapsamına alınarak hapis cezası getirilmiştir ama uygulanabilirlik açısından eksikler yaşanmaktadır. Hayvan hakları kavramı, hayvanların insan amaçlarına uygun düştüğü biçimde kullanılabilecek birer eşya olmadığı, kendi arzuları ve ihtiyaçları olan bireyler olarak muamele görmeleri gerektiği anlamına gelir. Sokak hayvanlarına yardım etmek, onların hayatını kurtarmanın yanı sıra bizim insanlık görevimizdir” diye konuştu.
“HAYVANLARIN TEHLİKE OLUŞTURMASININ SEBEBİ KISIRLAŞTIRILMAMASIDIR”
Sokak hayvanları için olumsuz bakışın kısırlaştırmayla çözülebileceğini anlatan Kökgöz; “İlçelerimiz ve köylerimizde kısırlaştırma çok az. KASMİB’in kısırlaştırma aracı Türkiye’de bir ilk ve çok güzel bir uygulama ama maalesef yetersiz. Keşke daha fazla ilçeye ulaşım sağlayabilse ve daha fazla verim alabilsek. En fazla popülasyon maalesef köylerimizde ve buralara sıra bile gelmiyor. Bir köpek kısırlaştırılmazsa eğer tek seferde 11 adet yavru dünyaya getirebiliyor. Bu yavruların hepsini yaşadığını düşünelim ve çoğunluğu da dişiyse bu katlanarak gider ve büyük bir soruna dönüşür. Biz kısırlaştırmaya karşı değiliz hatta destekliyoruz. Bazı insanlar maalesef hayvanları ‘Doğal döngüsüne bırakın, kısırlaştırmayın’ diyor. Böyle bir bakış açısı olamaz. Eğer bu can dostları bizimle birlikte rahat bir biçimde yaşayacaklarsa kısırlaştırmaya mecburuz. Kısırlaştırma deyince sadece hayvanın doğum yapmaması için bir çalışma olarak akıllara gelmesin. Kısırlaştırma ile birlikte hayvan için gerekli olan ve hayvanın tehlike arz etmemesi gereken aşıların da vurulmasını kastediyoruz. Hayvanlarla ilgili yaşanan sorunların bütün çözümü kısırlaştırmadan geçer. Hayvanların tehlike oluşturmasının sebebi kısırlaştırılmamasıdır” dedi.