KKV'ye yeni vizyon önerisi
VALİ YAŞAR KARADENİZ'DEN Kastamonu Kalkınma Vakfı Olağan Kongresi Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası (KATSO) Toplantı Salonu'nda yapıldı. Kastamonu Kalkınma Vakfı Olağan Kongresi'ne Vali Yaşar Karadeniz, Belediye Başkanı Tahsin Babaş, KATSO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Arslan, 22'nci Dönem Milletvekili Mehmet Yıldırım ve vakıf yönetim kurulu üyeleri katıldı. Kongrede Denetim Kurulu'na Mecit Çetinkaya, Muhsin Altındağ, A. Kemal...
VALİ YAŞAR KARADENİZ’DEN Kastamonu Kalkınma Vakfı Olağan Kongresi Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası (KATSO) Toplantı Salonu’nda yapıldı. Kastamonu Kalkınma Vakfı Olağan Kongresi’ne Vali Yaşar Karadeniz, Belediye Başkanı Tahsin Babaş, KATSO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Arslan, 22’nci Dönem Milletvekili Mehmet Yıldırım ve vakıf yönetim kurulu üyeleri katıldı. Kongrede Denetim Kurulu’na Mecit Çetinkaya, Muhsin Altındağ, A. Kemal Himmetoğlu seçilirken; Yönetim Kuruluna ise Remzi Gür, Kemal Akar, Mehmet Umur, Ahmet Erkurtoğlu, A. Çetin Akkkaya seçildi. “YENİ BİR VİZYON YOL HARİTASI ÇİZMELİYİZ” Kastamonu halkının Kastamonu Kalkınma Vakfı’ndan çok şey beklediğini söyleyen Vali Yaşar Karadeniz; “Bunun için de kendimize yeni bir vizyon yol haritası çizmeliyiz. Bizim fonksiyonel olarak neler yapacağımız hedefimiz olmalıdır. Hep birlikte yönetim kurulu ekseninde Kastamonulular için hem de Kastamonu dışındaki Kastamonulular için birlikte çalışma yapmak zorundayız. Kastamonu için hedeflerimiz ne olmalıdır ilk önce bunları belirlemeliyiz. Kastamonu benim gördüğüm üç temel ekonomik sektör konusunda fırsatı olan şanslı bir il. Birincisi turizm, yılın on iki ayı turizm yapılabilecek bir il Kastamonu. Bugüne kadar bunu çok iyi değerlendirmemiş. Böyle bir şansı var. Üstelikte çeşitli turizm dallarında hizmet sunabilecek bir il. 19 ilçesinin 19’da farklı özellikle sahip ve dolayısıyla da her ilçesinde turizmin farklı bir çeşidi veya farklı bir ürününü sunma imkanına sahip bir kent” ifadelerini kullandı. “TURİZMDE, TANITIM EKSİKLİĞİMİZ VAR” Turizmde tanıtım eksikliği olduğunu dile getiren Vali Karadeniz; “Kastamonu’daki bu zenginliği Kastamonulular dışında bilen yok. Dışarıdan Kastamonu iyi tanınmıyor. Kastamonu’daki bu varlığı insanlara iyi tanıtmak zorundayız. Kastamonu Kalkınma Vakfı da tanıtım açısından çalışma yapmalı. İkinci olarak burada Milli Parkların çok güzel çalışmaları var. Milli Parkaların çalışma usulüne uygun hareket etmelidir. Tosya’daki Dipsiz Göl’de Tosya Belediye Başkanı’nın en çok dert yandığı konudur. İşletmesinin temizlik dahil doğru düzgün yapılmadığını düşünüyor. Kastamonu Kalkınma Vakfı olarak, vakıf bünyesinde kuracağımız işletme ile veya bir şirketle, biz alsak daha iyi olur mu? Olmaz mı? Bunları konuşmalıyız. Kastamonu merkezde konakların restorasyon konusu ve bunların turizme katılması konusu da oldukça önemli. Her ne kadar Milli Parklar tesisleri yapılsa da oraları insanlar gezse de neticede buraları ziyaret eden insanlar Kastamonu merkeze gelecekler ve konaklamayı burada yapacaklar. Konaklarda turizmin parasal değere dönüştürülmesi açısından oldukça önemli. İmkanlar konusunda belediyemiz zorlanıyor. Bu anlamada belediyenin yaptığı çalışmalara Kastamonu Kalkınma Vakfı olarak sizlerin de destek vermesi bekliyorum. Sanayi bizim belli ilçelerimizde ancak yapılabiliyor. Özellikle Tosya başı çekiyor. Bunun yanında üç tane sanayi bölgemiz var. Özellikle genç nüfusun burada durması açısından bu konu oldukça önemli. Sanayi ile ilgili ortak projeler üretilmesinde fayda olacağını düşünüyorum. Tarım ve hayvancılıkta özellikle hayvancılık üst seviyede. Bunu bir işletme şeklinde verimli olarak yapan firma sayısı çok az. Büyük işletmeciliğin sayısının artması Kastamonu için ileri gitmesi açısından önemli olacaktır. İşlenmiş et ve et ürünü olarak diğer illere göndermek Kastamonu açısından katma değer kazanacaktır” diye konuştu. “KASTAMONU’DA, İSTANBUL’DA, ANKARA’DA BİRER BİRİM OLUŞTURULMALI” Ahşap konusunda Kastamonu’nun güzel bir geçmişi olduğunu ifade eden Vali Karadeniz; “Bunun üzerine yapılabilir güzel işler olabilir. Eğitim yardımları hususundaki vakıf üyelerimizin şu ana kadar en başarılı olduğu husus bu konu. İstanbul’da çok sayıda öğrencimizi burs veriliyor. Bununda kurumsal bir çatı altında alınarak yapılması lazım. Kastamonulu olup da başka şehirlere üniversiteye giden öğrenciler kadar Kastamonu’da okuyan ilk ve ortaokul hatta lise düzeyinde okuyan öğrencilerimize de destek verilmelidir. Vakfın bunları yapabilmesi için ilk önce kendi ayakların üstünde durabilmesi gerekiyor ve bu da kendi mekanlarını oluşturulmasına bağlı. Kastamonu Kalkınma Vakfı en azından Kastamonu’da, İstanbul’da belki Ankara’da birer birimin oluşturulması vakfın temel hedefi olmalı. Vakfımızın değerli hizmetlerde bulanacağına inanıyorum. Üye sayımızda bir azalma meydana geldiği konusu bana iletildi. Tabi bu da nesilden nesile bu gönüldaşlığın iletilmesi gerekiyor. Aramızdan ayrılan vakıf üyelerimizin yerine onların varislerinin buraya davet edilmesi ve üye yapılması ve gönül bağının sürdürülmesi de önemli olacaktır” ifadelerini kullandı. “AMACIMIZ ELEŞTİRİLERLE ZAMAN KAYBETMEK DEĞİL” Kastamonu Kalkınma Vakfı hakkında bilgi veren Belediye Başkanı Tahsin Babaş; “Kastamonu Kalkınma Vakfı toplantılarında enerjimizin birçoğunu eleştiri üzerinde harcıyoruz. Ben eleştirilere girmiyorum. Amacımız eleştirilerle zaman kaybetmek değil. Kastamonulu işadamlarımız Türkiye’nin birçok yerinde önemli ticaret faaliyetleri yürütüyor. Bu işadamlarımızın katkıları şehrimize doğrudan da dolaylı olarak da var. Kastamonu son yıllarda gelişiyor. Hem genel yatırımlar hem de mahalli yatırımları göz önünde bulundurursak ciddi bir çalışma olduğu görülecektir. Her zaman neleri yapılıp nelerin yapılmayacağını ilgili kişi ve kurumlarla paylaşıyoruz. Görüş alışverişinde Kastamonu Kalkınma Vakfı’nın öncü olacağına inanıyorum. Vakfın bir yapısı var. Bu yapıyı daha aktif hale getirmek bizim elimizde. Önemli olan Kastamonu’nun gelişmesi için fikir birliğine varmaktır” dedi. “KASTAMONU’NUN KURTULUŞU TURİZM ÜZERİNEDİR” Kastamonu’nun kurtuluşunun turizm üzerine olduğunu söyleyen Başkan Babaş; “Turizm üzerine ciddi adımlar atılıyor. Devletimizi, kurumlarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı, Kastamonu Kalkınma Vakfımızı bu işin içerisine dahil etmemiz gerekiyor. Sadece bizim yapmamızla bir yere varmamız olmaz. Bu trendi yakalayamayabiliriz. Yaptığımızı işletebilmemiz önemli. Sürdürülebilir şekilde yaşatmak için ortak çalışma şart. Hedeflerimizi doğrultusunda çalışalım. Belirlediğimiz hedefin doğru olduğuna inanıyoruz. Şu anda kadar hedefimizle ilgili bir şikayet almadık. Bunu gerçekleştirmek için de alt yapı çalışmalarımızı da tamamlamamız gerekiyor. Turizm çalışmasını eş zamanlı yapamazsak sonuç elde edemeyiz. Gelişmişliğin önündeki engellerden birisi de ulaşımdı. Hükümetimiz tarafından ulaşım konusunda ciddi yatırımlar yapıldı. Ilgaz Tüneli, havalimanı, Kastamonu-İnebolu Yolu ve diğer ulaşım yatırımları ciddi bir yatırımdır. Bu proje Karadeniz-Akdeniz aksı için yapılan bir projedir ve biz de Kastamonu olarak bu yatırım sonrasında oluşacak paydan hakkımızı alacağımızı düşünüyorum. Sadece parasal olarak düşünmeyelim. Genel yatırımların yanında biz de yerel yöneticiler olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önceliğimiz Kastamonu Kalkınma Vakfı’na bir bina tahsis edilmesi noktasında girişimlerimiz var. Kısa bir süre sonra bu tahsis gerçekleşecek” diye konuştu. “İSTANBUL’DA BİRLEŞMELİ VE GÜÇLÜ BİR LOBİ OLUŞTURMALIYIZ” Kastamonu Kalkınma Vakfı’nın İstanbul’da da bir yeri olması gerektiğini söyleyen Başkan Babaş; “İstanbul’da da çok dağınık haldeyiz. Bütünleşmemiz gerekiyor. Ciddi manada bir lobi oluşturamıyoruz. Birleşemiyoruz. Bu birleşmeyi sağlayalım artık. Vakfımız var, derneklerimiz var, federasyonumuz var, konfederasyonumuz var. Ama birleştirici bir unsuz olmadığından elimize bir şey geçmiyor. Bunun için mutlaka bir çalışma yapılmalı. İstanbul’da birleşmeli ve güçlü bir lobi oluşturmalıyız. Ben bu güce sahip olduğumuza inanıyorum. Kastamonu’da yeni sanayi sitesinin kurulması için ciddi çalışıyoruz. Her iki sanayi sitesi de şehrin içinde kalmış durumda. Bir kooperatif kurarak çalışmalar yürütülüyor. İmar planı çalışmalarını bitirdik. Bakanlığa sunacağız. Türkiye’nin en büyük sanayi sitesinin temelini atmak için sabırsızlanıyoruz. Hemen olmuyor. Belli bir süreç gerektiriyor. Süreç uzadığı için de ister istemez vatandaşlarımızın beklentileri artıyor” ifadelerini kullandı. “TÜNELİN HAKKININ VERİLMESİ GEREKİR” Kastamonu hakkında açıklama yapan eski Vali Mehmet Gündoğdu; “Kastamonu çocukluğumdan beri sevdiğim bir yer ve görev yaptığım süre içerisinde Kastamonu’yu geç tanıdığım için bazen kendime kızıyorum. Çünkü çevresi, havası, doğası ve tarihi geçmişinde yaptığı çok önemli hizmetleri olan yöre halkı, şehitleriyle, gazileriyle, Türkiye’ye adını kazdırmış illerden birisidir. Buranın Türkiye’ye tanıtılması, insanların buraya yönlendirilmesi ve burayla ilgili irtibatların her çevre ile kurulması çok önemlidir. Tabi, sanayi konusu, turizm konusu, hayvancılık konusu, tarım konusu bunların hepsi Türkiye’nin her tarafında dile getirilip, görünürde pek uygulanmadığı, geçiştirildiğini gördük. Yalnız tarihi kökeni, altyapısı ve sahip olduğu insan dokusuyla Türkiye genelinde bir potansiyeli olan, özellikle İstanbul’da potansiyeli olan bir ildir. Bunu çok iyi kullanmak lazımdır. Ilgaz Tüneli’nde geçişi sırasında sadece 3 araç ile karşılaştık yapılan tünelin hakkının verilmesi gerekir. En azından günlük dahi olsa, 24 saatlik dahi olsa, 48 saatlik dahi olsa civardan, özellikle Ankara’dan buraya, insanların getirilip gezdirilmesi, görmeleri, hiç olmazsa çevreye tanıtımının çok daha faydalı olacağı kanaatine vardım, bunu da burada görmek istiyorum” diye konuştu. “KASTAMONU OLARAK BİR BURADAYIZ” Vakfın çok faydalı hizmetlerinin olduğuna vurgu yapan eski Tokat Valisi Gündoğdu; “Bu yapılan hizmet benim memleketime yapılmış bir hizmettir. Bırakılan bir miras varsa bunun taşınması gerekir, bir yerler ulaştırılması gerekir. Tabi burada kamu kurum ve kuruluşlarıyla, başta Sayın Valimizle ve Belediye Başkanlarımızla, gerek ilçeler, gerek şehir merkeziyle, hem fikir içerinde, birlik içerinde bunun taşınması gerekir. Hiç kimsenin kendi beklenti alanları içinde değil de, tamamen toplumun, Kastamonu yöresi insanının, gerek burada yaşayanlarının, gerekse Kastamonu dışında yaşayanlarının isteklerine ve gönüllerine hitap etmek gerekiyor. İnsanları kucaklaştırmak, buluşturmak, oradakilere bir görev verip de orayı da hizmete katmakta fayda var diye düşünüyorum. Biz geldik gidiyoruz, bu konuda gençlere ve ülke insanına güvenerek, özellikle de şehrimiz insanlarına güvenerek, herkesin önünü açmak konusunda birbirimizin önünü açmak gerekir diye düşünüyorum. Bu bakımdan bu vakıf çok önemli bir hizmet ifa etmektedir. Bundan sonra yapılacak çalışmalar daha farklı ve daha önemli boyutlara ulaşacaktır. Biz hepimiz bu ülkenin insanı olarak, özellikle de Kastamonu olarak bir buradayız ve herkese destek olmak istiyoruz” açıklamasında bulundu. “ESKİLERİN YAPTIĞI İLE YETİNMEYELİM” Hala sonuç elde edemediklerini dile getiren 22’nci dönem Milletvekili Mehmet Yıldırım; “1992 yılındaki heyecanımız farklıydı. Kastamonu kalkınmak istiyordu. Üniversitemiz yoktu, üniversiteyi kazanmak istiyorduk. Turizm için konaklarımız vardı, bunları pazarlamak istiyorduk. Sağlıkta sorunlarımız vardı, bunları çözmek istiyorduk. Yolumuz yoktu yapılmasını talep ediyorduk. Vaktinde İstanbul’a yerleşmiş, tırnakları ile kazıyarak bir yerlere gelmiş hemşerilerimizle köprü kurmak istiyorduk. Kastamonu’dakileri İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve tüm dünyadaki Kastamonularla buluşturmak istiyorduk. Vakfın amacı ve niyeti buydu. Bununla ilgili mesafeler aldık ama aldığımız mesafelerde yetersiz kaldık. İstanbul’da şubeler açtık ancak Türkiye’nin başkenti, siyasetin göbeği Ankara’da şube açmadık. Devletin olduğu Ankara’da Kastamonu olarak yer alamadık. Ankara’da sadece bir dernek olarak kaldık. Beraberliği sağlamamız gerekiyor. Bursa Kastamonu Günleri’nde bürokrasi, siyaset ve sivil toplum kuruluşları olarak olmamıza rağmen Kastamonu Kalkınma Vakfı olarak yer alamadık. Bu yüzden sandalyenin bir ayağı kırık kaldı. Kimse fark etmedi mi? Kastamonu Kalkınma Vakfı olarak organizasyonlarda neden yer alınmıyor? Topyekun olmadığımız zaman bir şey yapamayacağımızı bilmemiz gerekiyor. İğneyi artık kendimize batırmamız gerekiyor. Davetlere icap edelim. Oturduğumuz yerden eleştirmek yerine bir şeyler yapmak için gayret gösterelim. Eskilerin yaptığı ile yetinmeyelim” diye konuştu. “BİR NEVİ SEFERBERLİK BAŞLATMALIYIZ” Hem siyasileri, hem bürokratları hem de işadamlarını teşvik edici projelerin ortaya konması gerektiğini söyleyen Yıldırım; “Bunu yapabilmek için de öncelikle bütçemizi dengeli bir şekilde oluşturacağız. Kastamonu kimliğini taşıyan herkesin bu işin bir ucunda olması için bir nevi seferberlik başlatmalıyız. Bir zamanlar İstanbul’da yaşayan Kastamonulular Kastamonuluyum demekten neredeyse utanıyordu. Şimdi bu durum az da olsa değişti. İstanbul’da yaşayan Kastamonulular ayağa kalktığını göstermeli ve varlığını hissettirmeli. Birkaç tane işadamı haricinde Kastamonu için çakılan bir çivi var mı, hayır yok. Bunlar yetmez. İşimiz çok. Daha yürüyeceğimiz çok yol var. Öncelikli olarak işsizlik ve istihdam sorununu önceliğimiz haline getirmeliyiz. Devlet hastanesinin 65 kişilik işçi alımına 3 bin kişi müracaat ediyorsa hep beraber düşünmeliyiz. İşimiz gerçekten zor. Yeni bir vizyon ortaya koymalıyız. Yeni bir yol haritası oluşturarak Ankara, İstanbul demeden yeni bir yapıyı oluşturmak zorundayız. Bu yeni yapı gerçekten gecesini gündüzüne katarak Kastamonu için çalışacak. Yorulmak ne demek bilmeyecek. Yoruldum artık diyecekse bu işe girmeyecek. Türkiye’de çok farklı şehir dernekleri var. O derneklerde hemşerilik duygusu daha yüksek. Vakıflar kamu yararına olduktan sonra işadamlarımız yardım etmelidir. Verdikleri yardımlar için muafiyet sağlanıyor. Bu konuyu düşünerek hareket edelim” ifadelerini kullandı. “BU VAKIF KASTAMONU’NUN VAKFIYDI LAKİN SAHİP ÇIKAMADIK” Bazı konuların tartışılamadan üzeri kapatıldığını dile getiren Hayati Hamzaoğlu; “Aslında kapatıldığı zannediliyor fakat belli bir dönem sonra bu konular yeniden geliyor. En az 20 yıldan beri biz hala aynı konuları tartışıp duruyoruz ve mesafe kaydedemedik. Uzatmayın deniyor, konular kapatılmak isteniyor. Böyle olacaksa genel kurul yapmamızın bir anlamı yok ki. Toplanmayalım, her şeyi kâğıt üzerinde olsun bitsin. Geçmişin muhasebesini daha iyi yapmak için genel kurulları önemsiyorum. Bir zamanlar art niyetli olduğunu düşündüğüm kişiler valiler ile Kastamonu Kalkınma Vakfı üyelerini karşı karşıya getirdi. Olmadık zamanda yapılan tüzük değişikliği ile yönetimi vali ve vali yardımcısına bıraktılar. Buna defalarca itiraz ettik sonuç alamadık. Bu vakıf Kastamonu’nun vakfıydı lakin sahip çıkamadık. Kimse bu vakfı siyasetine, ticaretine ve şahsi menfaatlerine alet etmesin. Kimseyi kendimize düşman olarak görmüyoruz lakin herkesin yapması gereken işi de yapması gerektiğini düşünüyoruz. Siyaset farklı bir şey. Siyasetimizi konuşacağız ancak yapılması gerekeni de yapacağız. Zamanında kömür ticareti yapıyorduk. Doğalgaz da yapalım dedik. Kastamonu’nun doğalgaz dağıtımını da yapalım, para Kastamonu’da kalsın istedik lakin kimseyi ikna edemedik. Şimdi Çorumlu bir şirket bu işi yapıyor ve kazancını Çorum’a yatırım olarak götürüyor. Biz de üzülerek söyleyeyim ki arkasından bakıyoruz. Bu ayıp bize yeter” dedi. “VERİLEN SÖZLER YERİNE GETİRİLMEDİ” Kastamonu için çok sözler verildiğini hatırlatan Hamzaoğlu; “Verilen bu sözlere rağmen birçoğu yerine getirilmedi. Söylenenler olmayınca sitem etme hakkımız da doğuyor. Emme basma tulumba misali gibi cemiyetçilik olmaz. Ama herkes hakkını vermeli. İçeride farklı, dışarıda farklı konuşmamalı. Kastamonu Kalkınma Vakfı ile yerel idarecilerin kopukluğundan dem vuruluyor. Bu eleştirilere katılmıyorum. Bu kopukluğun ana merkezi İstanbul’dur. Zamanında farklı siyaseti düşünce bahane edilerek belediyeden bir şey talep edilmediyse bunun hesabı sadece yerel idarecilerden sorulamaz. Belediyeyi şimdi ziyaret edenler o dönemlerde de edebilirdi” şeklinde konuştu. “BİRBİRİMİZE İYİ BAKMAMIZ LAZIM” IMES Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Akar ise; “Birbirimize iyi bakmamız lazım, birbirimizi sevmemiz lazım, birbirimizi anlamamız lazım. İstanbul, Ankara, Kastamonu, o yaptı, bu yapmadı, o onu yaptı, bu bunu yaptı diye girersek, bu doğru değildir, doğru da bulmuyorum. Öncelikle İstanbul’da yaptıklarımızı anlatmaya başlayalım. Buraya KASDER’den sonra Kastamonu Holdingi kurduk, 500 kişiyle. Ilgaz’da tesisleri yaptık. O zaman orada kimse yoktu, in cin yoktu. Orman Bakanlığı’nın bir yeri vardı, Köy Hizmetleri’nin bir yeri vardı biz onları almak için epey mücadele ettik. Beraber Ankaralarda Hayati Bey’le, Murat Bey’le çok mücadele ettik, çok uğraştık, sonra holding olarak da gerekli tahlilleri yaptık, şimdi holding başkan yardımcısı otelimizi yaptı” dedi. “ÖĞRENCİLERE 4 MİLYON PARA HARCANDI” Kastamonu’ askeriyeyi getirdiklerini ifade eden Akar; “Hem buraya askeriyeyi getirdik hem mera alanını askeriyeye verdik. Hiç para istemedik. Daha sonra öbür tarafı kendilerine sattık, burada işleri büyüttüler. Daha sonra üniversite yapılması için mücadele ettik. Elimizden geldi onu yaptık. Daha sonra yine İstanbul’daki Kastamonulu hemşerilerimiz ile üniversite yaptırdık Abana’ya. Yine Saadettin Bey ile Abana’da bir yurt yapıyoruz, Kızılay olarak. Taşköprü’de bir yurt yaptık. Yani birçok şeyler yapıyoruz, yapmıyoruz dersek yanlışlık olur. ‘Kastamonulular yapmıyor’ ben böyle bir şey demiyorum, öyle bir şey de demedim. Birbirimizi anlamamız lazım. Birbirimizi kırmak dökmek olmasın. Ben bu şehre hizmet ediyorum. 30 yıldır Kastamonuluyum demeyenlere biz Kastamonuluyum dedirttik. Cideliyimden kurtardık, Abanalıyımdan kurtardık, İneboluluyumdan kurtardık biz bunlarım hepsine Kastamonuluyum dedirttik. Bin 500 öğrenciye burs veriyorlar. 50-60 tanesi Kastamonu’da giyim yardımı yapıyorlar. Kastamonu Sakatlar Derneği’ne 2 bin lira yardım, Abana’ya 182 yataklı öğrenci yurdu, Seydiler’e okul ve yurt yapıldı. İstanbul’dan öğrencilere 4 milyon para harcandı” şeklinde konuştu.