KGD'den Ahde Vefa Gecesi

Kastamonu Valiliği tarafından sürdürülen ve Atatürk'ün Kastamonu'ya Gelişi, Şapka ve Kıyafet İnkılabı'nın 99'uncu yıl dönümü haftası etkinlikleri kapsamında Halk Eğitim Merkezi'nde Kastamonu Gazeteciler Derneği (KGD) tarafından Hüsnü Açıksöz'ü anma ve Basın Onur Ödülleri gecesi düzenlendi.

Düzenlenen etkinliğe eski Bakan Murat Başesgioğlu, Vali Yardımcısı Aydın Ergün, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Emekli Orgeneral Atilla Ateş Paşa, AK Parti İl Başkanı Ahmet Sevgilioğlu, Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz, Kastamonu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sudi Topal, Kastamonu Gazeteciler Derneği Başkanı İzzet Sarı, Türk Basınının en eski kelemi Gazeteci Yavuz Donat, Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Genel Başkanı ve Basın İlan Kurumu (BİK) Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Dim, Demirören Haber Ajansı (DHA) Samsun Bölge Müdürü Murat Sandıkçı, Ticaret Borsası Başkanı Serdar İzbeli, yurt haberciliğinin duayen ismi Gazeteci Ahmet Tek, siyasi parti ve STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katılım sağladı.KGD'den Ahde Vefa Gecesi

Gecenin anlam ve önemine değinen Kastamonu Gazeteciler Derneği Başkanı İzzet Sarı; “150 yıl Kastamonu basınına hizmet eden ve ebediyete intikal eden meslektaşlarımızı anmak için bugün buradayız. Bugün 27 ağustos aynı zamanda Milli Mücadeleye verdiği müthiş destek ile tarihin altın sayfalarına adını kazan Türk basının en önde gelen kalemlerinden Hüsnü Açıksöz’ün ölüm yıl dönümüdür. Bugün burada toplandık ancak Feriköy Mezarlığı’ndaki kabri başında da bir anma vardı. İstanbul’daki hemşerilerimiz sağ olsunlar organize oldular bizlere orda yalnız bırakmadılar. Anmamızı hem orda hem burada yaptık. ‘Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez, geçişini iyi bil ki geleceğe sağlam basasın’ burada görmüş olduğunuz meslektaşlarımız ve kader arkadaşları bunlar o gün ki zor koşullar altında bu gazeteyi henüz daha Mustafa kemal Samsuna çıkmazdan önce kurarak İnebolu’dan, Sakarya ve Ankara’ya kadar heybelerde taşıyarak Anadolu’nun ilk gazetesi olma özelliği taşıyor o gün Hüsnü Açıksöz’ün çıkardığı gazete. Daha sonra soy isim kanunu ile birlikte Açıksöz soy ismini alarak Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonrada kendisi Kastamonu Milletvekili olmuştur. Genç yaşta da hayatını kaybetmiştir. Milletvekiliyken hayatını kaybetmiş ve anne babasının yanına defnedilmiştir. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm isimsiz kahramanları rahmetle anıyoruz. Ruhları şad mekanları cennet olsun” dedi.KGD'den Ahde Vefa Gecesi

‘Açıksöz Gazetesi Sadece Kastamonu’nun Değil Anadolu'nun Sesi Oluyor’

Açıksöz Gazetesi’nin sadece Kastamonu’nun değil Anadolu'nun sesi olduğunu belirten eski Bakan Murat Başesgioğlu; “Ben böyle tarihi derinliği olan bir törende bulunmaktan ve Kastamonu’ya büyük hizmetler etmiş dostlara bu plaketi vermekten gurur duydum. Serhat hocama da çok teşekkür ederim. Açıksöz’ü çok güzel şekilde anlattılar. Aslında bu binanın hemen bitişinde bir bina var. Abdurrahmanpaşa Lisesi. Oranın ruhu buraya yansıdı. Çünkü bu konuştuğumuz bütün harekâtın karargâhı Abdurrahmanpaşa Lisesi. 2 genç Hüsnü Açıksöz, Abdullah Çelenli. Bunlar Abdurrahmanpaşa Lisesi'nin son sınıf öğrencileri. Kafkas Cephesi'ne son sınıftan askere gidiyorlar. Cepheden dönüyorlar, okullarını bitirip diploma alıyorlar. Gençler her taraf harap olmuş, ordumuz terhis edilmiş. Çaresiz Anadolu'da Türk insanı. Herkes bir arayış içerisinde. Bunlar da genç. Diyorlar ki ‘Bir şeyler yapmamız lazım. Emperyalizme teslim olmayacağız. Bu aziz vatana düşman çizmesini bastırmayacağız.’ Amentüleri bu 2 arkadaşın. ‘Gazete çıkaralım’ diyorlar. Abdurrahmanpaşa Lisesi'nin öğretmenleri istiklal Mahkemesi başkanı müftü, vali takma isimlerle Açıksöz Gazetesi’nde makaleler yazıyorlar. O zaman da her tarafta sansür var. Düşman her tarafı işgal etmiş. Anadolu'dan bir sesin çıkmasa mümkün değil. Açıksöz Gazetesi sadece Kastamonu’nun değil Anadolu'nun sesi oluyor. Milli mücadelenin kahramanlarının tavırlarını, misyonlarını bütün Türkiye'ye yayıyorlar dalga dalga. Açıksöz’ün bu vatanseverliği ruhu bütün Anadolu'ya yayılıyor. Ve belki de Kastamonu'nun milli mücadele yanında erken saf almasının sebebi bu lise ve Açıksöz Gazetesindeki o gençlerin davranışıdır. Eğer Kastamonu milli mücadelede erken yerini almasa Türkiye'deki tarih siyasi tarihin kaderi değişebilirdi. Kastamonu milli mücadelenin kahramanlarının yerinde yer alması 300 bin ton cephanenin Anadolu'dan Polatlı'ya cepheye İzmir'e kadar gitmesine sebep olmuştur. Milli mücadeleye can vermiştir, kan vermiştir, ruh vermiştir. Bu konuştuğumuz hadise lise ile bütünleşmiş bu halk eğitim konusu çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

‘Ağustos Ayı Müslüman Türkün Zafer Ayıdır’

Eski Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu; “Ağustos ayı Müslüman Türkün zafer ayıdır. Malazgirt’ten başkomutanlık, meydan muharebesine kadar türkün zaferidir. Bütün kahramanlarımızı minnetle anıyorum ruhları şad olsun. Burada çok değerli gazetecilerimiz var. Hepsi çok değerli. Ama benim yavuz abi ile bir anım var. Müsaadenizle onu anlatmak isterim. Belki bir daha böyle bir toplantıyı biz görmeyiz. Yavuz abi Türk basının duayen ismi. Biz onun önünde büyüdük. Siyasete onun önünde adım attık. Yavuz abi siyasette ortalık ne zaman karışsa Kastamonu’dan bir tabeladan örnek verir. Hepiniz biliyorsunuz. Tebessüm edeceksiniz ‘Taş düşebülür, ayı çıkabülür, her şey olabülür.’ Yani siyasette ortalık karıştığı zaman bunu örnek verirdi. Şimdi bir gün bende Cebecide dolaşırken köprüde bir yazı gördüm. Cebeci Ankara’nın eski semtlerinden birinde. Orada koskocaman kırmızı bir yazı yazıyor. ‘Dikkat köprü, çarpma’ diyor. Ankara’nın göbeğinde yüksek donanımlı gemilerin dolaşmasını önlemek için yazılmışlar oraya. Ben yavuz abiye bu resmi gönderdim. Yavuz abi biz o yazıyı Ilgaz’a yazması çok değil ama bu yazıyı Ankara’nın göbeğine yazana sen bir şeyler yaz.  Ben siyasete girmeseydim futboldan devam ederim. Meclis Sporda oynuyoruz. Tabi o zamlarda gencim. Kastamonulular beni böyle çok genç gönderdiler. 30 yaşında gittim. Uzun zaman siyasi bir hayatım oldu. Meclis sporda futbol oynuyorum. Rahmetli İlhan Cavcav sahada Yavuz abi ile birlikte bizi seyretmeye gelmiş. Öğünde güzel oynamışım. Yavuz abi geldi dedi ki ‘Murat bu Cavcav seni transfer etmek istiyor.’ 500 milyar bugünün parasıyla çok iyi para. Düşündüm nasıl oynayacağım. Demiş ki önemli değil. ‘Son 15 dakika oynasa seyirci rekoru kırarız’ demiş. Böylede bir siyasi hatıram vardı. Bu salon Kastamonu’nun çok kadim bir salonudur” şeklinde konuştu.

‘Yavuz Donat’ın Köşe Yazılarını Okuyarak Büyüdük’

Sözlerine katılımcılara teşekkür ederek başlayan Vali Yardımcısı Aydın Ergün; “Ben burada bir yıldır Kastamonu Vali Yardımcısı olarak görev yapıyorum. Kendimizi güvende hissettiğimiz zor dönemlerde İçişleri Bakanlığımızı yapan Sayın Bakanımız Murat Başesgioğlu’nun bugünkü konuşması da son derece etkileyiciydi. Ben kendileriyle Beykoz Kaymakamlığı sırasında da, Beykoz'da tanışma, Beykoz'u gezme, Beykoz'daki hizmetlere oradaki Kastamonulular aracılığıyla katkı sunmuştu. Orada da beraber olmuştuk. Bakanlığı döneminde de gerçekten kendimizi bir kaymakam olarak çok güvende hissetmiştik. Bu vesileyle o kritik dönemlerde bu güveni bize verdiği için kendisine de çok teşekkür ediyorum. Çocukluğumuzda, Sayın Yavuz Donat’ın Tercüman Gazetesi’nde yazan köşe yazılarını okuyarak büyüdük. Şimdi maşallah neredeyse aynı yaşta görünüyoruz çok şükür. Bu ortamı sağladığı için, bizleri buluşturduğu için İzzet Bey'e ve Kastamonu Gazeteciler Derneği’ne de çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Süleyman Demirel ile Olan Anısını Anlattı

Eski Dönem Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le ilgili anısından söz eden Yavuz Donat; “1998 yılının sonbaharıydı. Bir gece Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel beni aradı. 'Yarın bir işin var mı?' dedi. Ben de;  'Hayır Cumhurbaşkanım' dedim. Bana; 'Hazır ol, seni yarın Hatay'a götüreceğim' dedi. Uçakla Hatay'a gittik. Mustafa Kemal Üniversitesi'nde bir konuşma yaptı. Yolda bana; 'Bu tarihi bir gündür bu tarihi güne şahit olmanı istiyorum' dedi. Fakat tarihi bir gün de değildi, anlamadım. Yemek yedik ardından helikoptere bindik, 'Samandağ'a gidiyoruz' dedi. Sordum 'Efendim tarih?' Bana 'Biraz sonra görürsün' dedi. Samandağ'a gittik, kürsüye çıktı. Suriye'ye döndü ve Demirel şunları söyledi: 'Bu söylediğimi unutmayın. Bir hafta önce burada Kara Kuvvetleri Komutanı size bazı sözler söyledi. O sözleri anlamadığınız anlaşılıyor. 'Terörist başını burada barındırmak ne komşuluğa, ne arkadaşlığa, ne dostluğa, ne de din kardeşliğine sığar. Terörist başını orada muhafaza etmeniz, savaş sebebidir.' dedi. Geçen hafta size bu sözleri Kara Kuvvetleri Komutanım söyledi, anlamadınız şimdi Cumhurbaşkanı olarak ben söylüyorum' dedi ve kürsüden indi. Bir anda dünya ajansları karıştı. Biz döndük. Cumhurbaşkanına da bir sürü telefonlar geliyor. 'Ne oluyor?' dedim. 'Mısır Devlet Başkanı Türkiye'ye geliyor' dedi. O gece Mısır Cumhurbaşkanı Türkiye'ye geldi. Süleyman Demirel de 'Savaş ilan edeceğiz' dedi. Ertesi gün Öcalan Suriye'den çıkarıldı. Siz o olayın içerisindeydiniz fakat Demirel ile ilgili o bölümü bilmiyordunuz. Onu size anlatmak istedim. Sizi sağlık içinde görmekten de çok mutlu oldum“ ifadelerine yer verdi.

‘Medya Sektörümüzün Ciddi Sıkıntıları ve Sorunları Var’

Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Genel Başkanı ve Basın İlan Kurumu (BİK) Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Dim; "Benim için büyük bir onur olan Yavuz Donat, Türkiye’nin şu anda yaşayan efsanesi. En büyük gazetecisi. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk dışında, tüm Cumhurbaşkanlarıyla röportaj yapmış tek kişi olarak karşımızda duruyor. Yaşayan bir efsane ile bu ödülü almak ve aynı sahneyi paylaşmak benim için büyük bir onur. Burada bulunamaması dolayısıyla tanışma fırsatım olmadı; ancak Cemal Coşkun Bey'i gıyaben tanıyorum DHA'nın Genel Müdürü olarak bilinir. Aynı zamanda çok kıymetli bir dostum olan, uzun yıllar boyunca gazetecilikte önemli işler yapmış, Anadolu Ajansı’nda çeşitli görevler üstlenmiş ve gazeteciliğin her alanında, hem sahada hem de masada çalışmış Ahmet Tek üstadımız da aramızda. Hep birlikte ödül alıyoruz, çok teşekkür ediyorum. Medya sektörümüzün ciddi sıkıntıları ve sorunları var. Son dönemde bunları konuşamıyoruz, tartışamıyoruz. Meslek örgütlerimizde bu konuda ciddi eksiklikler mevcut, buna kendimi de dâhil ediyorum. Geçtiğimiz Ramazan ayında burada bir iftar vesilesiyle bir araya geldik. Sevgili İzzet Sarı Başkanımız, Küresel Gazeteciler Konseyi Kastamonu İl Temsilcisi olarak ev sahipliği yaptı. Yakın illerdeki gazete sahiplerini ve Küresel Gazeteciler Konseyi’nin il temsilcilerini burada toplayarak, kısmen de olsa sorunlarımızı tartışma fırsatı bulduk. Kastamonu bizim için gerçekten çok önemli. Ayrıca, 85 yıl sonra Hüsnü Açıksöz gibi önemli bir gazeteciyi burada anıyor olmak büyük bir vefa örneği. Bu konuda siz arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Hüsnü Açıksöz, gazeteciliğe çok genç yaşta başlamış, 42 yaşında vefat etmiş, 22-23 yaşlarında gazete çıkarmaya başlamış ve Kuvayı Milliye hareketi içinde yer almış, Atatürk’ün de dikkatini çekmiş bir isim. Kastamonu için çok önemli bir değerdi. Kastamonu, önemli değerler üreten bir şehrimiz. İşte, Sayın Başesgioğlu, bana göre siyasette duayen bir isim. Kastamonu’nun siyasette halen aktif olan pek çok aktörü var, kıskanmamak elde değil. Gerçekten çok şanslısınız“ şeklinde konuştu.

Programda Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz tarafından Hüsnü Açıksöz’ün hayatı anlatıldı. Program sonunda Basın Onur Ödülleri takdim edildi.

Özel Haber

Bakmadan Geçme