KESK iş bırakmaya hazırlanıyor

KESK Şubeler Platformu adına açıklamada bulunan Eğitim Sen Şube Başkanı Mirati Madak, toplu sözleşme görüşmelerine değinerek açıklamalarda bulundu.

Mirati Madak açıklamasında; “İktidarın kamu emekçileri ve emeklilerinin 2024-2025 yılları toplu sözleşmesi taleplerine dair ilk teklifini sunmasına birkaç gün kaldı. Milyonların gözü o masadan çıkacak kararlara çevrilmiş durumda. Öncesinde kurulan 6 masadan çıkan kararlara bakıldığında 7. Masadan da ne çıkacağını tahmin edebiliyoruz. Geride bıraktığımız 12 yıl içinde kaybeden hep biz olduk. Her seferinde daha fazla yoksullaştırıldık, daha güvencesiz hale getirildik. Haklarımız tek tek elimizden alındı. Çünkü o masanın biçimini ve özünü tarif eden yasa daha baştan tüm kuralları işverenin lehine koymuş. Yetmemiş masada oturan yandaş konfederasyona her türlü avantajı vererek işini yüzde birlik bir riske dahi bırakmamış. O da yetmemiş masaya oturmadan TÜİK eliyle rakamlara takla attırılmış ve masaya götürülecek teklifin en asgari düzeyde olmasının önü açılmış. Masada diğer yüzlerce talebimiz gibi kadın talepleri de görmezden gelinmiş. Konfederasyonumuz adına bu yıl görüşmelere katılan ve masanın tek kadın temsilcisi olan Eş Genel Başkanımızın İstanbul Sözleşmesi’ni dile getirir getirmez iki yandaş konfederasyon genel başkanlarının sözlü saldırısına uğraması da nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuza dair tarihe not düşülmesini sağlamıştır. Tüm bunları teşhir etmek, taleplerimizi dile getirmek için eylem ve etkinlik yapmak istediğimizde ise karşımıza binlerce polis dikilmiş, müdahale edilmiş, arkadaşlarımız gözaltına alınmıştır” dedi. 

“AYIN ORTASINI BİLE ZOR GETİRİYORUZ”

Açıklamalarına devam eden Madak; “Göz göre göre ekonomik krize yol açanların, bu krizden nemalananların, krizde daha yüksek kar elde edenlerin sıra emekçilere gelince ‘kaynak yok’ demelerini kabul etmiyoruz. Çünkü yalan söylüyorlar. Tıpkı doğayı talan ettikleri gibi kaynakları da talan ettiler. Kaynaklarımızı sermayeye, kendi eş dostlarına peşkeş çektiler. Mevcut ekonomik krizden şikâyet eden, zordayız diyen bir tane sermaye temsilcisi gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü öyle bir dertleri yok. Eskisinden daha fazla kar elde ediyorlar. Ama bizler bırakın ay sonunu ayın ortasını bile zor getiriyoruz. Biz yoksullaştıkça onlar zenginleşiyor, büyüyor. Hem maaşımızdan-ücretimizden kaynakta kesilen vergilerle, hem tükettiğimiz her üründe ödediğimiz KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin gittikçe artırılması ile tüm yük bize yıkılıyor. Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. Bankaya, çevresine, akrabalarına borcu olmayan kamu emekçisi yok. Emeklilerin durumunu tarif edecek kelime bulamıyoruz. Emekliliği gelmiş on binlerce çalışan emeklilikte alacağı maaşı öğrenince kahrola kahrola çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor. AKP iktidarı geldiğimiz noktada Temmuz maaş artışlarıyla milyonlarca kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksulluğa, emekli olunca ise daha fazla sefalete terk eden yeni bir maaş-ücret rejimi yaratmıştır.  Buna göre iktidarın ‘en düşük maaş’ dediği kamu emekçisinin maaşı 22 bin TL olmuştur. Ancak artış kağıt üzerinde kalmıştır. Çünkü 22 bin TL’nin olan bu maaşın; 3 bin 390 TL’si sabit ek ödeme tutarı, 8 bin 77 TL’si ilave seyyanen ödenek tutarı, bin 159 TL’si eş yardımı, 382 TL’si ise çocuk yardımından oluşmaktadır. Bu 4 kalemden sigorta prim kesintisi ve gelir vergisi kesintisi yapılmamaktadır. Yani bunlar emekliliğe yansıtılmamakta, emekli aylığına esas tutarın hesabında sıfır kabul edilmektedir. Bu durumda 22 bin TL olan maaşın sadece 8 bin 890 TL’si emekli aylığı hesabında temel alınacaktır. Emekli aylığı ise 4 bin 500 TL civarında yani bugün alınan 22 bin TL maaşın beşte birine kadar inecektir. Bugünü kurtarmak isteyen iktidar hepimizi önümüzdeki yıllarda çok daha derin bir açlığa, sefalete sürüklemektedir. Bu, iktidarın çalışanlara ve emeklilere kurduğu yeni bir tuzaktır. Bu tuzaktan tek çıkış yolu KESK olarak toplu sözleşme masasına götürdüğümüz maaş artışı teklifidir. Buna göre: öncelikle tüm kamu emekçilerine brüt 8 bin 138,89 TL olarak verilen ilave seyyanen ödenek mevcut taban aylık katsayısına dâhil edilmelidir. Bu adımın atlandığı her maaş artışı teklifi daha baştan tuzağa düşmek demektir. 2024 yılı artışı ise ilave seyyanen ödeneğin taban aylığa yansıtılması sonucunda oluşan yeni katsayı üzerinden yapılmalıdır.  Söz konusu artışta tüm toplumun sahte olduğunu yaşayarak öğrendiği TÜİK rakamları değil, yoksulluk sınırı temel alınmalıdır. Bu çerçevede; mevcutta iktidarın ‘en düşük maaş’ olarak ifade ettiği maaşın dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırı üzerine, yani 2024 yılı Ocak ayı itibariyle 45 bin TL’ye çıkarılmasını istiyoruz” şeklinde ifadeler kullandı. 

MAAŞ ARTIŞI DIŞINDAKİ TEMEL TALEPLER

Maaş artışı dışındaki temel taleplerini sıralayan Madak; “Gelir vergisi matrahına esas tutarın yıllık yüzde 15’i geçmeyecek şekilde düzenlenmesini, gelir vergisi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesini, vergide adaletin sağlanmasını, dolaylı vergilerin düşürülmesini, Servet Vergisi getirilmesini istiyoruz. Aylık 3 bin 325 TL yemek yardımı verilmesini, tüm kamu emekçilerine yılda iki kez brüt asgari ücret tutarında ikramiye verilmesini istiyoruz. Hangi adla anılırsa anılsın tüm ek ödemelerin taban aylıklarımıza yansıtılmasını istiyoruz. Ücretsiz kamu kreşleri açılıncaya kadar 0-6 yaş arasındaki her çocuk için 5 bin TL tutarında kreş yardımı verilmesini, seçim öncesi verilen 3600 ek gösterge sözünün tutulmasını, 1. Dereceye yükselen tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge verilmesini, mevcut emekli maaşlarının yoksulluk sınırı temel alınarak artırılmasını istiyoruz. Tüm kamu emekçilerine aylık 50 metre küp doğalgaz karşılığı üzerinden yakacak desteği verilmesini, hukuksuz ve keyfi olarak OHAL-KHK’leri ile işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini, geriye dönük tüm hak kayıplarının karşılanmasını, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması yasasının geri çekilmesini istiyoruz. Tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini, görevde alım ve yükselmede mülakatın kaldırılmasını, liyakatin esas alınmasını, özelleştirmelere son verilmesini, kamu kaynaklarının sermayeye aktarılmasına son verilmesini istiyoruz. Servis imkânından yararlanamayan kamu emekçilerine Türkiye genelinde kamu ulaşım araçlarından ücretsiz faydalanacakları aylık abonman kartı verilmesini, Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına sınavsız atanmalarını istiyoruz. Ayrımsız tüm çalışanları kapsayan, meslek hastalıklarının tanımlandığı yeni bir İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasasının hayata geçirilmesini, haftalık çalışma süremizin 35 saate düşürülmesini istiyoruz. Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulmasını,  190 sayılı ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesinin onaylanmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuzca fesh edilmesinin iptal edilmesini, doğum öncesi 8, doğum sonrası 24 haftalık analık izni ve sonrasında 6’şar ay devredilemez ebeveyn izninin olmasını istiyoruz. Kamuda engelli istihdamının arttırılmasını, engelli kamu emekçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyoruz. Bu talepler karşılanamaz talepler değildir ve kaynak fazlasıyla vardır. Yeter ki, iktidar tercihini sermayeden yana değil emekten ve emekçiden yana koysun” ifadelerini kullandı.

“16 AĞUSTOS 2023 ÇARŞAMBA GÜNÜ İŞ BIRAKACAĞIMIZI İLAN EDİYORUZ”

Madak son olarak; “14 Ağustos’ta iktidar sunduğumuz tekliflere karşı kendi teklifini masaya getirecek. Taleplerimizi karşılayacak bir yaklaşım ve teklif görürsek sürecin hızlanması için elimizden geleni yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Çünkü var olma ve mücadele gerekçemiz çalışma yaşamında ve hayatın diğer alanlarında üyelerin ve tüm emekçilerin ekonomik, demokratik, sosyal, siyasal, kültürel, mesleki, hukuksal, özlük haklarını ve çıkarlarını korumak ve geliştirmektir. Ancak diğer TİS görüşmelerinde olduğu gibi bir kez daha TÜİK verileri esas alınarak sadece birkaç başlıkta önümüze bir teklif gelirse KESK olarak kabul etmeyeceğimizi ve 16 Ağustos 2023 Çarşamba günü üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacağımızı buradan ilan ediyoruz” dedi.

Özel Haber

Bakmadan Geçme