Kent Konseyi Şeker Fabrikası için toplandı

Şeker Fabrikası'nın özelleştirilmesi yönünde net adımlarının atılması üzerine Kent Konseyi dün Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası'nda Olağanüstü toplantı. Toplantıya AK Parti Milletvekili Metin Çelik, siyasi partilerin il başkanları, oda ve STK başkanları ile çiftçiler katıldı. 'BUNU ALMAMIZDA HİÇBİR ENGEL YOK, BUYURUN ALALIM' Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selçuk Arslan 'Kent...

Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesi yönünde net adımlarının atılması üzerine Kent Konseyi dün Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası’nda Olağanüstü toplantı. Toplantıya AK Parti Milletvekili Metin Çelik, siyasi partilerin il başkanları, oda ve STK başkanları ile çiftçiler katıldı. “BUNU ALMAMIZDA HİÇBİR ENGEL YOK, BUYURUN ALALIM” Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selçuk Arslan; “Kent Konseyi’nde alınan karar doğrultusunda Kastamonu için önemli bir konu olan Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesiyle ilgili bir araya gelmemizi sivil toplum örgütlerinin düşüncelerini almaları gerektiğini ifade etti. Biz de memnuniyetle kabul ettik. Benim KATSO Başkanı olarak şahsi düşüncem, tabi ki özelleştirme yapılmasa iyi, tabi ki yerinde kalsa iyi ama günümüz şartlarında bazı şeylerden kaçınamayız. Bundan evvel blok satışlar çıktı biliyorsunuz. Bu blok satışlarından vaz geçilerek fabrikalar tek tek satışa çıktı. Biz burada üzüm mü yiyeceğiz bağcıyı mı döveceğiz? Biz üzüm yiyeceksek eğer önümüze çıkan ihale sürecini nasıl atlatabileceğini mi düşüneceğiz yoksa bu kalsın etsin diye mi düşüneceğiz? Eğer becerebiliyorsa sivil toplum örgütleri hepimiz buradayız. Burada Ziraat Odası, Pancar Kooperatifi, Ticaret Odası var Gaziler Derneği’ne kadar herkes var. Bunu almamızda hiçbir engel yok, buyurun alalım. Ama biz kalkıp da kalsın etsin dersek olmaz. Zarar ediyorsa kara geçireceğiz. Hükümet ben bundan zarar ediyor, alın kara geçirin. Biz bir araya gelirsek bunu kara geçiririz. Özelleştirmesi kalsa ne olacak, iki yıl sonra yine gündeme gelecek. Yapacak bir şey yok bu fabrikanın bacası tütmeli, biz KATSO olarak bunun sonuna kadar arkasındayız. Gelin bize ortak olun deyin ortak oluruz, katkı yapın deyin katkı yaparız, ortak derseniz ortak oluruz. Bütün üyelerimizle katkı yaparız. Biz bunu isterseniz Kastamonu’ya nasıl kazandıralım ona bakalım. Yoksa kalsın etsin ile bir yere varamayız” dedi. “BU İŞE YAPICI BAŞLAYALIM DERİM” Devrekani’de Hayvan OSB’si kurulması için somut adımların atıldığını söyleyen Arslan; “Yalnız bunun için bir buçuk milyon lira bir sermaye gerekti, bu sermaye olmazsa olmuyor ve çok ortaklı olmazsa olmuyor. Özel İdare girerim dedi, belediye girerim dedi, biz de girdik ve şirketi kurmak üzereyiz. Bir buçuk milyon lirayı topladık, kurulacak bu. Yok bir buçuk milyonu devlet göndersin. Göndermez abi. Bu artık bitti. Ziraat Odası, Pancar Kooperatifi koyar parasını biz de koyarız paramızı. Konya’da TORKU örneği var. Bu işe yapıcı başlayalım derim” diye konuştu. “ŞEKER FABRİKASININ MAKİNELERİNİ YENİLEYELİM, KAPASİTESİNİ ARTIRALIM” Şeker Fabrikası’nın öneminden bahseden Şeker İş Sendikası Ali Çufadaroğlu; “Şeker Fabrikası’nda 2012 yılında işçi sayısı 3476, 2013’te 3314. Bu pancar eken çiftçi sayısı. 2014’te 3044, 2015’te 2392, 2016’da 2146, 2017’de 2092. Bu arada pancar üretimi konusunda da şu anda 267 bin ton pancar işledik biz geçen sene. Yalnız bunun 65 bin tonu bize Kırıkkale’den geldi. Kastamonu’muz için ayrı bir gelir kaynağı oldu. Ama dolaylı olarak Pancar Kooperatifimize bağlı 49 bin üyemiz var. Yani pancar çiftçisi olarak 49 bin kişi şeker fabrikasından ekmek yiyor, bunu aileleri ile beraber düşünün. Şeker fabrikasında çalışan işçi sayısı şu anda 205 kişi. Kampanya döneminde 450 taşeron işçi çalışıyor. Yalnız bu işçi meselesi değil. Kastamonu şeker fabrikasından ekmek yiyen pancar çiftçisi, besicisi, nakliyecisi, esnafı yıllık bazda Kastamonu’ya pancarın miktarına bağlı olarak 250 trilyon para giriyor. Bu tamamen halka dağılıyor, patrona gitmiyor. Şu ana kadar tarıma dayalı yapılan özelleştirmelerin geri döndürmeye çalışıldığını hepimiz biliyoruz. Özellikle Et Balık Kurumu sattık şimdi de geri alacağız diye ulaşıyoruz. Bizim amacımız bağcıyı dövmek muhalefet etmek değil asla. Sadece şeker fabrikasının bacasını nasıl tüttürebiliriz? Kim alabilir, aldıktan sonra nasıl çalıştırabiliriz? Zaten bu toplantıyı bütün Kastamonu burada olsun da bütün Kastamonu’nun kararını versin. Yarın hepimizin arkasından çoluğumuz çocuğumuzun vallahi vebalini alırız bu vebalin altında da hepimiz kalırız. Avrupa Birliği’nde yapılan özelleştirmelerde 10 yıl altyapılar hazırlandı. Öyle hemen birden satıyoruz tamam satalım, ama nasıl satalım? Zarar da etmiyor. Ama nasıl zarar etmiyor? Türkiye’de devletin elinde şu anda 25 tane şeker fabrikası var, tek genel müdürlüğe bağlı. 25 şeker fabrikasının elinde 10 bin, 8 bin ton kapasiteli ve pancarların da 500 bin ton, bir milyon 500 bin ton fabrikalarımız var bizim. Özelleştirme gerçeğini tabi ki düşünelim. Şeker fabrikalarının geleceğini düşünelim. Bu fabrikaların çalışması için hammadde lazım. Bu fabrikaların çalışması için toprak bütünlemesi yapılıyor. Kastamonu’da da toprak bütünlemesi olacak. Barajlarımız bitmek üzere. Şeker fabrikasının makinelerini yenileyelim, kapasitesini artıralım. Ondan sonra da Pancar Kooperatifimiz ile bütün sivil toplum örgütlerimiz bir araya gelelim, bu fabrikanın çalışması için bunu yapalım” ifadelerini kullandı. “HİÇBİR İŞÇİMİZİN HAKLARI HEBA OLMAYACAK” AK Parti Milletvekili Metin Çelik özelleştirme hakkında bilgi vererek; “Şeker Fabrikaları 200 yılında özelleştirme kapsamına alındı. Bu durum herkes tarafından biliniyor. Özelleştirme süreci devam etti. 2009 yılında bazı fabrikalar özelleştirildi, geriye kalan fabrikaların ise bir kısmının özelleştirilmesi kararı alındı. Bu süreç 2012 yılında 3 portföyde ihale yapıldı. O günün ihale koşulları göz önünde bulundurularak daha kapsamlı garantiler yönünde belirtilen görüşler sonrasında ihalesi yapılıp imza aşamasında olmasına çekingenler dikkate alınarak rağmen iptal edildi. Sonrasında yapılan açıklamalardan da bilindiği gibi ihalenin iptal edilmesi özelleştirmelerden vazgeçildiği anlamına gelmiyor. Serbest piyasa ekonomisi de göz önünde bulundurulursa özelleştirmeler bir dünya gerçeğidir. Sivil toplum kuruluşlarının da ortak düşüncesi toplu bir şekilde ihale edilirse alan firmanın kendine tanınan kotayı başka fabrikalarda kullanması yönündendir. Bize gönderilen bilgilendirme notuna göre 14 fabrika tek olarak ihaleye çıkacak. Birinci isteğimiz dikkate alındı. İkinci çekingemiz ise işçilerin güvenliği, sosyal hakları ile ilgili konulardır. İşçilerimiz bu konuda rahat olsunlar. Hiçbir işçimizin hakları heba olmayacak. İsteyen işçilerimiz kamuya geçebilecek. İşçilerimizin hakları korunacak. Herkesin endişesi fabrikanın kapanacak olmasıdır. Yerinde üretim her esastır. Fabrika eğer özelleşirse fabrikayı alan firma ilin kotasını kullanma zorunluluğu var. Bu çok iyi bilinmeli. Fabrika arazilerinin satılacağı yönünde de bir endişe var. Fabrikanın kantarları dahil arazileri ihale kapsamına alınmayacak. Bizim için önemli olan fabrikanın Kastamonu’da bacasının tütmesidir. Bu her fırsatta söylüyoruz. Özelleştirmede kötü örnekler olduğu gibi iyi örnekler de bulunuyor. Şeker sektöründe özelleşip de kapanan bir fabrika yok. Burada bize düşen üretim durumunun arttırılmasıdır. Devlet de işletse özel sektör de işletse üretimin artması gerekiyor. Bunun başka çaresi yok. Kastamonu’da 183 bin ton pancar üretilmiş. 80 bin ton civarında da taşımayla il dışından pancar getirilmiş. Sulama olanaklarımız ve toplulaştırma çalışmaları bitmek üzere. İmkanlar arttıkça üretim de artmalıdır. Ekmekten geri durmayalım. Bizde tahsis edilen 280 bin ton pancar Kastamonu’da üretelim. Kastamonu dışından pancar getirip işlemeyelim. İl dışından getirmek maliyetleri arttırıyor. Kotamızı biz doldurursak her şey daha kolay olacaktır. Benim dileğim Panko Birlik öncülüğünde şehrin dinamikleri ile beraber bu işe talip olmalarıdır. Daha ilana çıkmadı ama ilerleyen dönemlerde ihaleye çıkacak. Yerelde bu işi çözelim. Daha vakit var. Taraf olacak kişiler bir araya gelmelidir” şeklinde konuştu. “FABRİKAMIZI ALACAK ARKADAŞ TORKU İLE NASIL YARIŞ ETTİRECEK?” Şeker İş eski Başkanı Hamdi Kaya ise; “Şeker Fabrikası çoluğumuzu, çocuğumuz geçindirdiğimiz yerdi. Burası çok önemli bir yer. Burada bizim için hiçbir zaman ücret söz konusu olmamıştır. Biz ambardaki şekerimizin dahi satılması için uğraştık. Özelleştirmeler olacak bundan kaçış yok. TORKU’nun açılışında Recep Koru, tüm şeker fabrikalarının işletmesine talep etti. Maalesef bu olmadı. Bu olsaydı bugün bunu tartışmıyorduk. Şimdi fabrikamızı alacak arkadaş TORKU ile nasıl yarış ettirecek? Aslında bu fabrikalar zamanında kar amaçlı kurulmuş. Benim ayrıldığım zaman 50 trilyon girdisi vardı. Şimdi bu fabrikanın rehabilite edilmesi lazım. Kökten yapılması lazım. Yenilenmesi lazım. Bu da kolay değil. Özelleştirme İdaresi’ndeyken tarihte ilk defa bizde kadrolaşma oldu. Ben işe başladığımda daimisi 400 olmak üzere bin civarında çalışanı vardı. Pancar Kooperatifimize verilirse, çok güzel olur. Bu yöntemden başka çıkış yolu yok. Şu anda Cengiz Grubu Hanönü’nden maden çıkartıyor. Bakırı kömürden ayırabilmesi için Şeker Fabrikası gibi bir yer gerekmekte. Onun için orasını o alabilir. Şeker tohum fabrikaları da kapandı. Lütfen bu fabrikamız için elinizi taşın altına koymanızı rica ediyorum” dedi. “GRİP GİBİ KANSER OLUYORUZ” İYİ Parti İl Başkanı İlhan Engin, özelleştirme konusunda acele edildiğini ifade ederek; “Şu anda 2 ayağımız bir pabuçta. Özelleştirme yapılacak. Özelleştireceğin yeri öldürüp, yok fiyatına satarsan bu yanlış olur. Üretim devam etmez sattığın yerde. Önce orayı rantabl hale getirip, özelleştirilirse alan rahat eder. Kastamonu Şeker Fabrikası bizim özelimiz olduğu için bizi daha çok ilgilendiriyor. Özelleştirmedeki kötü örnekler bizi korkutuyor. Sarımsak ve pancar çiftçinin sigortası. Çiftçinin sigortasını elinden almış oluyoruz. Fabrika satılacak, bunun kurtuluşu yok. Burayı alan 5 sene işletti. 5 sene sonra işletme zorunluluğu yok zaten. 5 yıl sonra ne olacak? 5 sene sonra kapanırsa, çiftçinin hali ne olacak? Bir taraftan Tarım OSB kurulacak. Burada ne işleyeceğiz o zaman? Ben Şeker Fabrikası özelleşmesin demiyorum. Özelleştirildikten sonra çalışsın. ABD kendi ürettiği pancarın şekerini yiyor. Bize mısır şurubu satıyor. Grip gibi kanser oluyoruz. 4 bin tane çocuk kanser tedavi görüyor. Burası satılacak bunun yolu yok. Bu süreçte kim nasıl bir araya gelecek? Güzel özelleştirme örneklerinden birinin Kastamonu’da olmasını istiyorum. Temenni ile bir toplantı yapmanın kimseye faydası yok. Kim buna önderlik edecekse, bir araya geleceksiniz, ihale gününe kadar hazırlanacaksınız. İhale gününe kadar bunu gerçekleştirmemiz lazım. Yoksa Şeker Fabrikası’nın arkasından bakar el sallarız” diye konuştu. Yol-İş 2 Nolu Sendika Başkanı Sadık Düzgün ise; “Alternatif üretmemiz lazım. Bu konuda devletimizin daha ayrıntılı düşünmelidir. Elbette özelleştirilmelidir. Kastamonu ve Kastamonu gibi olan yerlerde bu özelleştirmelerde daha dikkatli olunmalıdır. Kastamonu özellik arz eden bir vilayet. Çok göç veren bir vilayetiz. Bu anlamda çalışmaların yapılmasını istiyoruz. Fabrikamızın çalışmasını istiyorum” dedi. “5 SENE SONRA BİR DANIŞMAN ÇIKIP DA ‘KEŞKE SATILMASAYDI’ DEMESİN” Özelleştirme yoluyla satılacak olan Kastamonu Şeker Fabrikası’nın satılmasına şiddetle karşı olduğunu ifade eden CHP İl Başkanı Hasan Baltacı: “Partim adına konuştuklarım tarihe not olarak düşecektir. Tüm konuşmacılar özelleştirme konusunda hem fikir olmuş durumda bulunuyor. Ancak CHP olarak biz bu özelleştirmeye kesinlikle karşıyız. Özelleştirme süreci olabildiğine hızlı işleyecek. Fabrikanın ister tek halde ister blok halinde satışı yapılacak. Gidişata göre fabrikanın satışına engel olunabilecek bir durum yok. Fabrikanın bacasının tütmesini biz de istiyoruz. Ancak özelleştirilen SEKA’nın bacası tütmedi. Özelleştirilen tekel fabrikalarının bacası tütmedi. Başarılı özelleştirmelerden bahsediliyor ancak elimizde TEDAŞ gibi bir örnek var. Birkaç gün önce TEDAŞ ile ilgili yayınlanan rapora göre elektrik dağıtım firmalarının devlete borcu 10 milyar doları bulmuş. Bu borçlar ihaleden kaynaklı borçlardır. Cumhurbaşkanı Başdanışması Cemil ertem yaptığı bir açıklamada keşke Türk Telekom’u özelleştirmemek varmış dedi. Bu açıklama da tarihe bir nottur. İlerinde şeker fabrikaları için de keşke satmasaydık denilecek. Bundan adım gibi de eminim. 2001 kampanya döneminde fabrikada çalışan sayısı 600 civarında, 2017 yılında 200 civarında bulunuyor. 2001 kampanya döneminde 9 binden fazla hektarlık alanda pancar ekimi yapılırken bugün bu alan 3 bin hektarlara düşmüş durumda. 16 sene önde Kastamonu’da 12 bin çiftçi pancar ekerken bugün sadece 2 bin çiftçi pancar ekiyor. Bu da demek oluyor ki zaten şeker fabrikaları satılmak için hedefe konmuş 16 sene içerisinde çalışamaz ve üretemez duruma getirilmiş. Yapılanlar bu toplantı için yapılmış. Fabrikalar başka bir deyimle tasfiye edilmiş. Özelleştirilmesi için zemin hazırlanmış. Bu fabrika satılmasın, bacası tütsün, çocuklar okusun istiyorum. Halkın ekmeğine, halkın fabrikasına sahip çıkmalıyız. Çözümü modernize edilerek satışının durdurulması ve devlet eliyle çalıştırılmasıdır. Kotanın kaldırılmasıdır. Çiftçiye destek verilmelidir. Girdiler azaltılmalıdır. Ekilsin, biçilsin ve bu fabrika kar etsin. 5 sene sonra bir danışman çıkıp da ‘Keşke satılmasaydı’ demesin” dedi. CHP İl Başkanı Hasan Baltacı’nın, AK Parti Milletvekili Metin Çelik’e yönelik sarf ettiği sözler salonda kısa süreliğine gerginliğe neden oldu. “MUTLAKA BİR KOMİSYON KURULMALI VE ALTERNATİFLİ PROJELER OLUŞTURMALIYIZ” Ziraat Odası Başkanı Mehmet Butur düşüncelerini ifade ederek; “Çiftçi temsilci olarak fabrikamızın bacasının tütmesini çok istiyorum. Şeker Fabrikası’nın sıkıntılarından biride tarım parsellerimizin çok küçülmesi. Yani makineli tarıma geçemememiz. Bu çok büyük sorunumuz. Fakat barajların sulama alanlarında artık devlet toplulaştırma yapıyor. Onun için toplulaştırma çok önemli. Önümüzdeki yıllarda toplulaştırma ve barajlar tamamlandığında şeker pancarı üretimimiz kendiliğinden çoğalacak. Bizim alternatifler ortaya koymamız lazım. Mutlaka bir komisyon kurulmalı ve alternatifli projeler oluşturmalıyız. Şeker Fabrikası mutlaka Kastamonuluların elinde kalmalı. Şeker Fabrikası Kastamonu çiftçimiz çok önemli” diye konuştu. “ÖZELLEŞTİRME BU ÇAĞDA ŞART” Bir vatandaş olarak söz alan Emin Eğri ise; “Türkiye’de 1980’den sonra özelleştirmeler başladı. İyi örneklerde oldu, kötü örneklerde oldu. Özelleştirme bu çağda şart. Devlet artık hantal bir yükü çekmiyor. Öncellikle Şeker Fabrikaları sadece Şeker Fabrikası değildir. Şeker Fabrikası sosyal açıdan da ayrı bir öneme sahiptir. Bu artık özelleştirilecek. Eğer hükümet üreticiyi düşünüyorsa, paraya önem vermeyecek. Konsorsiyumun kurulmasına imkan sağlayacak, gerekirse ücretsiz verecek. Hükümetin 47 milyar dolar cari açığı var. Şeker Fabrikaları onun yanında devede kulak bir kalıyor. Cüzi bir fiyatla yerel dinamiklere verilirse daha iyi olur. Bacalar tütsün ama para düşünerek değil. Köylümüzün emeği zayi olmasın” ifadelerini kullandı. “KONUŞTUKLARIMIZ HAVADA KALIYOR” MHP İl Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı ise; “Bir konsersus oluşturulması ve Kastamonu’ya nasıl faydalı olacağı noktasında bir fikir meydana geldi. Benim önerim Kastamonu üretim anlamında devlet boyutunda fabrikası olan tek ilimizdir. Bu yüzden bizim şeker fabrikamız çok önemli. Sanayici, nakliyeci, aynı zamanda çiftçinin de bu doğrultuda gelir kaynağının olduğu, işçi boyutunda da ciddi katkı sağladığı bir fabrikamızdır. Burada bir konsersus sağlanabilir mi öncelikle bunu belirlememiz gerekiyor. Ülke genelinde 14 fabrikanın önümüzdeki günlerde ihaleye çıkacağı ifade ediliyor. Geride kalan 11 fabrikanın ise daha sonra ihaleye çıkılacağı belirtiliyor. Özellikle toprak bütünleşmesi, sulama olanaklarının artması sonrasında bir heyetle Ankara’ya gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Konuşulanlar burada kalmasın. Toplantıda paylaştıklarımızı Ankara’ya taşımalıyız. Kastamonu Şeker Fabrikası daha sonra ihaleye çıkacak olan 11 fabrika içerisine alınabilir mi bilmiyorum ama biz bunun çabasını vermeliyiz. Burada bir heyet kuralım. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilgili Bakanlarla görüşelim. Sorunlarımızı Kastamonu özelinde ifade edelim. Fabrikanın bacasını kapatmadan nasıl çalışmalar yapabiliriz onun derdine düşmeliyiz. Fabrikanın bacasının tütmesi için bir şeyler ortaya koyabilmeliyiz. Burada konuşuyoruz lakin konuştuklarımızın arkasını çok fazla getiremiyoruz. Konuştuklarımız havada kalıyor. Dolayısıyla bundan sonra birlik ve beraberliği ortaya koyarak bir araya gelip bu toplantıları yapabilmeliyiz” dedi. “BEDELSİZ BİZE İŞLETME DEVRİNİN YAPILMASINI İSTİYORUZ” Pancar-Koop Başkan Yardımcısı Abdullah Yılmaz, birlik olarak uzun süredir çalıştıklarını belirterek; “Panko Birlik olarak tüm fabrikalara talibiz. Fabrikaların arsalarına talip değiliz. Fabrikalara talibiz. Bedelsiz bize işletme devrinin yapılmasını istiyoruz. Fabrikanın değerinden daha fazlasını vergi olarak 10 yıl içinde devlete ödeyebileceğimizi ispatladık, bunu gerekli mercilere ilettik. Önümüzdeki hafta şartname belli olacak. Satışın ayrıntıları netleştikten sonra daha net ifadeler kullanabiliriz. İkinci toplantıda daha net cümleler kurabiliriz. En güzel nokta Kastamonu'nun bu noktada birlik olabilmesi ve Panko Birliğin bizim arkamızda olduğu bilmektir. 37 bin pancar çiftçisinin her birinin 5 ton pancarı varsa, 1 tonunu bize vereceğinden eminim. Yeter ki bize uzun vadede satış şartları sağlansın” diye konuştu. “BU FABRİKALAR PİYASA DEĞERİNİN ALTINA SATILMAYACAK” AK Parti Milletvekili Metin Çelik, toplantı sonunda tekrar söz alarak; “Eğer özelleştirme gerçekleşirse pancarın bedelini yine hükümet belirleyecek. İhale şartnamesine o eklendi. İhale ilana çıktıktan sonra 45 günlük bir süre var. 5 sene teminatlı aldıktan sonra zarar ediyorum diyerek kapatılabilir mi? Bu fabrikalar piyasa değerinin altına satılmayacak. Dolayısıyla bu parayı buraya bağlayan kişi bütün bunları hesaplayarak adım atmak zorunda. Yarın öbür gün kapatacağı bir yere bu paralar bağlanmaz. Burada bir tek CHP İl Başkanı özelleştirilmesin diye bir ifade kullandı. Ama CHP’nin programına bakıldığında özelleştirmenin yer aldığını görürsünüz. Artık bütün partiler bazı marjinal partiler hariç özelleştirmeyi kendi programlarına yazmış durumdalar. Hükümetimizin amacı özelleştirmede ki amacı ürünü ucuza mal ederek şekerimizi dünya ile rekabet edebilir hale getirmektir. Hepimiz biliyoruz ki devletin işletmeci olduğu yerde başka şeyler devreye giriyor. Biz durup dururken serbest piyasa sistemine girmedik. Biz özelleştirmeyi durup dururken devlet politikası haline getirmedik. Bazı kötü örnekler var. Ama onlar bulunduğu sektörden dolayı sıkıntılar yaşandı. Ama şeker sektörü çok farklı bir sektör. Nişasta bazlı şekerin kotası pancar şekeri kotasının 10’da 1’i kadardır. Nişasta bazlı şekerin daha aşağıya çekilmesi için belirli çalışmalarda var. Pancar şekerinin daha kaliteli olduğunu hepimiz biliyoruz. Avrupa’da da Şeker Fabrikalarını devlet işletmiyor. Özelleştirilmiş durumdadır” dedi.

Bakmadan Geçme