• Haberler
  • Genel
  • 'Kastamonu'nun özelliği evliyalar şehri olmasıdır'

'Kastamonu'nun özelliği evliyalar şehri olmasıdır'

HAZİNE VE MALİYE BAKAN YARDIMCISI NUREDDİN NEBATİ Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Vizyoner Anadolu Buluşmaları kapsamında Buluşmaları 102'nci Genel İdare Kurulu Toplantısı Ferko Ilgaz Otel'de yapıldı. Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, MÜSİAD Yeni Turizm Kaynakları Komite Başkanı Muhammet Ali Özeken, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi...

HAZİNE VE MALİYE BAKAN YARDIMCISI NUREDDİN NEBATİ;


Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Vizyoner Anadolu Buluşmaları kapsamında Buluşmaları 102’nci Genel İdare Kurulu Toplantısı Ferko Ilgaz Otel’de yapıldı.

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, MÜSİAD Yeni Turizm Kaynakları Komite Başkanı Muhammet Ali Özeken, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Dr. Ümmü Gülşen Öztürk ve MÜSİAD Şube Başkanı Mustafa Şensoy toplantının açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

Yoğun bir katılımla gerçekleşen toplantıda AK Parti Milletvekili Metin Çelik, Vali Vekili Ünal Kılıçarslan, Belediye Başkanı Rahmi Galip Vidinlioğlu, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Tahir Zafer Karahasan, Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuz Fındıkoğlu, İl Genel Meclisi Başkanı Güray Parçal ve çok sayıda davetlide yer aldı.

“İLİMİZ GASTRONOMİ BAKIMINDAN DA OLDUKÇA ZENGİNDİR”

Katılımcılarını selamlayarak sözlerine başlayan MÜSİAD Şube Başkanı Mustafa Şensoy; “7000 yıllık tarihi geçmişi olan doğal güzellikleri ile tarih kültür ve turizm merkezi olmaya aday ilimiz, Candaroğlu ve Paflagonya’ya başkentlik, birçok medeniyetlere de tarih boyunca ev sahipliği yapmış ve tarihimizde de bütün savaşlarda en çok şehidi veren illerden biri olmuştur. Evliyalar şehri olarak bilinen Kastamonu inanç Turizmi bakımından önemli bir potansiyele sahiptir. Özellikle Selçuklular, bazı beylikler ve Osmanlı döneminden kalan eserler arasında camilerimiz ilk sıralarda yer almaktadır. İlimizde 2 binin üzerinde tescilli kültür mirası bulunmakta olup, bunlardan bin 500 civarında konak, şehrin tarihi dokusuna katkı sağlamaktadır. Anadolu’nun 4 kutbundan biri olan şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi ilimizin en önemli inanç turizmi merkezidir. İlimiz gastronomi bakımından da oldukça zengindir. 170 km sahil şeridi ile Karadeniz bölgesinin en uzun kıyılarına sahip ilimiz balıkçılık ve deniz turizmi bakımından oldukça önemli olup, kanyonları ve mağaralarının yanı sıra, kış turizmi için ise llgaz Dağı ilimizin en önemli turizm merkezlerindendir. İlimiz sahip olduğu bu doğal güzellikleri sayesinde birçok turizm potansiyelini bünyesinde barındırmaktadır” diyerek Kastamonu hakkında bilgi verdi.

“ÜLKEMİZE AİT OLAN YEMEKLERİ TANITMAKTA ÇOK GERİ PLANDAYIZ”

Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Dr. Ümmü Gülşen Öztürk, gastronominin öneminden söz etti. Öztürk; “Ülke tarihimize baktığımızda mutfak alanında derin, ayrıntılı, bir o kadar da lezzetli ve çeşitli mutfak kültürüne sahibiz. Uluslararası tüm platformlarda bu konu ile övünmekteyiz. Fakat işin diğer ülkelerle turizm ve ekonomi alanlarında rekabet kısmına gelindiğinde tatları ülkemize ait olan yemekleri tanıtmakta çok geri plandayız. Mesela, çok övündüğümüz baklavanın Yunan tatlısı olarak bilinmesi buna en geçerli örnektir. Rekabet edilmesi düşünülen ülkeler incelendiğinde işin eğitim, sunum ve pazarlama kısmında bilimsel disiplinler oluşturulmuştur. Ülkemizde ise özgün olarak nitelendirsek de çalışmalar hep disiplinden uzak yaklaşımlar şeklinde kalmıştır. Tescillenen tek mutfak Gaziantep mutfağımızdır. Oysa bizim her biri kendine has damak tatları ve sunumuyla ege, Hatay, Konya mutfaklarımızdan çıkan yemeklerimizin dünyada hiçbir benzeri yoktur. Turizm gelirlerini arttırmada önem arz eden gastronomi alanındaki gelişmeler son birkaç yıldır hareketlilik göstermektedir. Son yıllarda yapılmış ve yapılacak olan ‘Gastronomik’ içerikli kongre, sempozyum ve toplantılarda için gastronomi turizmi konusu ön plana çıkmaya başlamıştır. Gastronomi alanında işin eğitim kısmının da üniversitelerde tescillenmesi hem akademisyenlerin hem de araştırmacıların uluslararası boyutta ilgi odağı olmaya başlamıştır. Bu çalışmaları fırsata çevirerek Türk mutfağı alanında yapılan etkinliklerin bilimsel verilerle ciddi bir şekilde hayata geçirilmesi tanıtım için ciddi fırsattır” ifadelerini kullandı.

“ALIŞILAGELMİŞ İŞ YAPMA ŞEKİLLERİNİ DEĞİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ”

MÜSİAD Yeni Turizm Kaynakları Komite Başkanı Muhammet Ali Özeken ise; “MÜSİAD olarak, Mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz Genel Kurulumuz ile bir yenilenme ve tazelenme sürecini başlattık. Bu sürecin tamamlanmasıyla birlikte, yalnızca iş dünyasına değil, ülkemizin geleceğine en iyi şekilde katkı sağlayacak bir yapı inşa ettik. Bu yapıyla birlikte artık, dünyanın yaşamış olduğu güçlü dönüşümü ve değişen ekonomik dengeleri doğru okuyarak, proje geliştirme odaklı çalışmalar yürüteceğiz. Dünyada ve elbette ülkemizde yaşanan dönüşümü doğru okumak dediğimizde, aslında öne çıkan, şu oluyor: artık eski alışkanlıklar ve alışılagelmiş iş yapma şekillerini değiştirmek, biz de dönüşmek zorundayız. Elbette dönüşümden kastımız, geçmişin üzerine beton dökerek yok saymak değildir. Değerlerine ve köklerine bağlı bir yapı olarak MÜSİAD bu değişimi, geçmişten getirdiği kıymetli mirastan ayrılmadan yürütecektir. Hem kendi içimizdeki yenilenme süreci gereği hem de dünyadaki dönüşüme doğru hamlelerle katılabilme hedefiyle, çeşitli komiteler kurduk. Başkanlığını yürüttüğüm MÜSİAD Yeni Turizm Kaynakları Komitesi olarak, ilk organizasyonumuzda sizlerle bir arada olmaktan duyduğum mutluluğu ayrıca ifade etmek istiyorum. Bugünkü Vizyoner Anadolu Buluşmaları’nın ana başlığını, ‘Yeni Turizm Kaynaklarıyla Şehir Ekonomilerinin Geliştirilmesi’ olarak belirledik. Yeni turizm kaynakları, artık tüm dünyanın, özellikle turizm temelli kalkınmayı gelecek hedeflerine alan ülkelerin yoğun olarak çalıştığı bir alan.  Aslında kaynaklar yeni değil, bu ifade; topraklarımızda var olan, sahip olduğumuz değerleri, turizm kaynağı olarak değerlendirmeye karşılık geliyor. Türkiye olarak, Anadolu’nun bizlere sunduğu kıymetli mirası, en iyi şekilde turizm olanaklarına dönüştürmeliyiz. Bu hedefle, turizm gelirlerimizi çok yakın bir zamanda daha yukarıya taşıyarak, dünyanın gözünde hâlihazırda var olan turizmdeki yetkinliğimizi de geliştirmemiz mümkün olacaktır” şeklinde konuştu.

“GÜÇLÜ TÜRKİYE'Yİ HEP BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ”

MÜSİAD olarak birlikte büyümeye ve güçlenmeye inandıklarını ifade eden MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan; “MÜSİAD olarak, bu toplantılarda, bilgiyi ve tecrübeyi paylaşırken, birbirimizi tamamlıyoruz; her birimiz belirlediği yol haritasını buna göre şekillendiriyor. Çünkü bizler, birlikte büyümeye, birlikte güçlenmeye inanıyoruz. Bir iş insanı olarak dünyanın her noktasında iş yapabilir, işlerinizi büyütebilirsiniz. Ticari kazanımlarınızı artırırken, kişisel servetinizi de büyütebilirsiniz. Fakat bunu bireysel fayda ekseninde yaptığınızda,  Her birimizin, doğduğu topraklara, bu toprakların gelecek nesillerine, milletimize borcumuz var kıymetli dostlar. Attığımız her adımı, bu sorumlulukla planlamak zorundayız. Anadolu’daki güzel atasözlerimizden biridir; ‘Bir el, bir eli yıkar; iki el, bir yüzü yıkar.’ Anadolu başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında iş insanlarıyla bir araya gelerek, ortak hedeflerimiz için çalışıyoruz. MÜSİAD, bütüncül kalkınmayı sağlayabilmenin önemli koşullarından biri olan bölgesel kalkınmada kilit noktadadır. Bir yandan dünyanın her yerinde faaliyet alanlarımızı genişletiyor, diğer yandan ülkemizde güçlü bir ağ örerek her şehrimize ulaşıyoruz. Genelin yanında yerel sorunları da tespit ederek çözüm önerileri geliştiriyoruz. MÜSİAD, diğer sivil toplum kuruluşlarından farklı olarak bölgesel kalkınmaya büyük katkı sunuyor. Her bölgemiz ve her şehrimiz, kendine has turizm potansiyelini içinde barındırıyor. Bizim artık bu potansiyeli açığa çıkarmak için önümüzde hiçbir engel bulunmuyor. Bir turizm atağı gerçekleştirmek için bir an önce planlı ama hızlı şekilde harekete geçmemiz lazım. Bunu en doğru biçimde, her şehrimizi kendi özellikleriyle değerlendirerek başarmamız mümkün. Turizmde çeşitlilik ve yenilik, önümüzdeki süreçte özellikle üzerinde durmamız gereken konulardan biri olmalı. Bizler, dünyanın her noktasına adım atan iş insanları olarak bu süreci yakından takip ediyoruz. Dolayısıyla yaptığımız gözlemler ve edindiğimiz tecrübeler reel olmakla beraber günceldir. 2018'in tüm dünya için zorlu bir yıl olduğu tespitini ve geçtiğimiz ağustos ayında ülkemiz ekonomisine yönelik saldırıları göz önünde bulundurduğumuzda, 2019 yılının zorluklarla mücadele yılı olduğu gerçeğini görüyoruz. Türkiye, döviz kuru, faiz ve enflasyon üzerinden gerçekleşen saldırıların şokunda uzun süre kalmadan hızlıca uyguladığı doğru politikalarla bu süreci en az hasarla atlatmayı başardı. Ülkemiz, küresel ekonomi ve politika bağlamında zor bir yıl olması beklenen 2019 öncesinde, kendi siyasi ve ekonomik paradigma değişimini başlattı ve uygulamaya alınan Yeni Ekonomi Programı ile birlikte dengelenme sürecine girildi. Bugün, günden güne azalsa da birtakım sıkıntılarımızın varlığını kabul ediyoruz fakat Türkiye, geçmişte yaşadığı benzer tecrübelerde olduğu gibi bu dönemden de güçlenerek çıkacaktır. Kendinize güvenin, ülkenizin potansiyeline inanın, yatırımlarınızdan geri durmayın. Çünkü bizlerin karamsarlığa kapılma lüksü yok. İçinde doğup büyüdüğümüz bu coğrafya ümitsizliği değil, ümidi her gün yeniden daha güçlü doğuran bir coğrafyadır. Türkiye, bu dönemi kısa zamanda atlatmasının hemen ardından hızlı bir kalkınma sürecine girecektir, buna inanıyoruz. Güçlü Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

“KASTAMONU'NUN ÖZELLİĞİ EVLİYALAR ŞEHRİ OLMASIDIR”

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, Kastamonu’nun güzelliklerinden söz etti. Bakan Yardımcısı Nebati; “Güzel bir şehirde, güzel bir ortamda ve tam ismine yakışır bir yerde bir toplantı tertip ediyoruz. Öncelikle Kastamonu'ya hoş geldiniz. Ev sahibi sayılırım, çünkü Kastamonu'nun eniştesiyim. 25 yıldır gidip-geldiğim bu yollarda gerek aşağıda sahilde, gerek şehir merkezinde değişim Türkiye'nin bir özetidir. Yollar yapıldı ve bölündü. Tüneller yapıldı, limanlar işletilmeye başlandı. Zenginliğimiz gelişimimiz, turizme katkı sağlayan yerli turistler başta olmak üzere hareketliliğinden dolayı mekanlar yetersiz olduğu için yeni mekanlar inşa edildi. Yollar açıldı ve 2 büyük gelişme sağlandı. 1'incisi hava limanıdır. İstanbul'dan gelip Kastamonu merkeze inebiliyorsunuz. Üniversite öğrencileri kabul etti ve büyüdü. Kastamonu'nun özelliği evliyalar şehri olmasıdır. Bir Urfalı olarak gastronomiye ve damak tadına önem veren birisi olarak söylüyorum; tamamen Güneydoğu’dan Antep'e kadar farklı buraya özgü, yerel tatlarının olduğu ve Anadolu’daki misafir sevmenin doruğa ulaştığı bir şehir. Aynen diğer şehirlerimizde olduğu gibi başkanımız ve ekibine teşekkür ediyorum. Bu kadar büyük turizm geliri elde etmiş olmamıza rağmen dünyadaki kıyaslamalara baktığımızda şehirlerin ön plana çıkarılması ve ekonominin kazanılması ve şehrin kendi başına özel bir alan ortaya koyması açısından başlatılmış ve devam eden yeni turizm kaynaklarıyla şehir ekonomisinin gelişmesi bağlamındaki toplantılar hayırlara vesile olacaktır” dedi.

“CARİ AÇIK SON 15 YILIN EN DÜŞÜK RAKAMINA ULAŞTI”

Türkiye'nin 2002’de 3 bin 500 dolarlık seviyeden 10 bin doları, hatta 2013 Mayıs’ında 11 bin doları aşan seviyeye ulaşarak güvenini artırdığını söyleyen Bakan Yardımcısı Nebati; “Türkiye, istikrar içinde yürüyüşünü sürdürdüğü, enflasyonu tek rakamlı hanelere düşürdüğü, faizin ondan daha düşük olduğu, yeni ekonomik hamlelerin yapıldığı dönemleri yaşadı. O dönemin zirvesinden bugüne kadar geçen 6 yıl zaman içinde maalesef Türkiye üzerine çok büyük operasyonlar yapıldı. Gerek siyasi, gerek yargı, gerek asker içerisinde birtakım çeteler ortaya konulan saldırılarla bunu yaptılar. Geçen yıldan beri ekonomik saldırılarla bizi dizginlemeye çalışanlar şunu çok iyi gördü. 10 Ağustos'tan 40 gün sonra ortaya koyduğumuz yeni ekonomik programlar önemliydi. Gerek geçen yılsonu, gerek bu yıl ortaya koyduğumuz performansa baktığımızda Türkiye'nin bu krizlerle nasıl baş edebildiğimizi göstermesi açısından önemliydi. Temmuz ayı adeta yeni başlangıç ayı gibi. Türkiye'nin tamamında farklı bir sabaha farklı bir uyanışa sebep oldu. Gerek uluslararası ilişkilerdeki Türkiye’nin S-400'lerle ilgili, gerek Doğu Akdeniz'deki kararlılığı, gerekse içeride ekonomik olarak atılan adımların ortaya koyduğu yol haritası bizi farklı bir haftaya ulaştırdı. Enflasyonda 3 puanlık bir düşüşü gördük. Cari açık son 15 yılın en düşük rakamına ulaştı. Haziran ayı cari fazlası verdiğimiz bir döneme girdiğimiz bir ay oldu” ifadelerini kullandı.

“SADECE İŞE ODAKLI BİR DÖNEMİ YAKALAYACAĞIZ” Piyasalarda kredi kullanım iştahının artmaya başladığını vurgulayan Nebati; “Kredi kullanım iştahının artması, güven endekslerinin güçlenmesi şunu gösteriyor. Türkiye, bir es vererek kutlu yürüyüşüne kaldığı yerden devam edecek. 2018 çok sıkıntılıydı. Önümüzdeki süreç ülkemizin başladığı bu büyük yürüyüşün koşar adımlarla sürdüğü hareketli bir dönem olacaktır. Teşviklerin verildiği bir dönem. Bu süreç içinde cari açık, enflasyon, döviz üçgenindeki bu ilişkilerle beraber önümüzdeki yaz aylarında ve sonrasındaki sonbaharda ülkemiz, gelmesi gerekli noktaya gelecektir. Bu güven endeksi istikrarla, dengelenmeyle birlikte Allah'ın izniyle, gerek MÜSİAD üyeleri gerekse ülkenin diğer muhtelif yerlerinde bulunanlar, adımlarını daha sıkı şekilde atacaktır. Önümüzdeki süreç dört yıllık bir şeçimsizlik dönemini kapsıyor. Dört yıl bu ülkede sadece işe odaklı bir dönemi yakalayacağız. Son altı yılda elde edemediğimiz aslında müthiş bir aralık var. Bu alanı iyi değerlendirebilirsek 2023 hedeflerini yakalamak konusunda her türlü imkanı ortaya koyan hükümetle büyük kazanımları elde etmiş olacağız” dedi.

Bakmadan Geçme