'Kastamonu'nun hiçbir köyünde öğretmensiz okul kalmadı'

MİLLİ EĞİTİM BAKAN YARDIMCISI MUSTAFA SAFRAN;

İlköğretim Haftası kutlamaları kapsamında 2019-2020 eğitim öğretim döneminin ve bu yıl tamamlanan Merkez Ortaokulu’nun açılışına katılan Milli Eğitim Bakanı Mustafa Safran, öğrencilere önemli öğütler vererek, eğitim alanında planladıkları çalışmalardan bahsetti.

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Safran; Kastamonu’da okuduğunu söyleyerek; “Bende sizin gibi küçük yaşlarda bu ilde bu okullarda okudum. İçinizden birçok Aziz Sancar’lar çıkacak. Bizleri daha da geride bırakacak bizlerin bugün geldiği noktadan çok daha ileriye giden kişiler sizlersiniz. Sizleri 10-15 yıl sonra Türkiye’nin en iyi yerlerinde bakan, mühendis, doktor ve hukukçu olarak göreceğim. Ben bu ışıltıyı sizin gözlerinizden aldım. Ebeveynlere sesleniyorum. Değerli aileler biz çocuklarımızla aynı tarihte yaşıyoruz ama aynı zamanda yaşamıyoruz. Bunu tüm eğitimciler, anne ve babalar çok iyi bilmeli. Bakın tarih aynı ama zaman farklı. O anlamda çocuklarımızın sorgulayan, analitik düşünen düşüncelerine saygı gösterin. Bu kuşak farklı bir kuşak. Bu kuşak bizler gibi yetişmiyor. Bakın bilgi teknolojilerinde ki gelişmeler 21’inci yüzyılda ve gelecek 10’lu yıllarda insanlığı hiç beklemediği, hiç tahmin etmediği ve şimdiye kadar hiç görmediği gelişmelerle, sürprizlerle karşı karşıya bırakacak.. Bu anlamda 21’inci yüzyılda 2030-2040’lı yıllarda görev yapacak olan insanlarımızın Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim tasarımımız buna göre bir yapılanmadır. Biz geleceği düşünüyoruz. Bakın bugünkü mesleklerin yüzde 65’i o yıllarda olmayacak. Yeni meslekler ortaya çıkacak. Buna göre kendimizi yetiştirmemiz, buna göre kendimizi ayarlamamız ve buna göre ülkemizin gelecek tasarımını yapmamız lazım. Özellikle Milli Eğitim sisteminin vizyonu sadece ülkenin bulunduğu coğrafya değil, bu coğrafyanın dışında da var olma stratejisinin geliştirmektir. Biz Bakanlık olarak olaya böyle bakıyoruz” şeklinde konuştu.

“KASTAMONU’NUN HİÇBİR KÖYÜNDE ÖĞRETMENSİZ OKUL KALMADI”

Kastamonu’nun hiçbir kırsalında, köyünde öğretmensiz okul kalmadığını söyleyen Bakan Yardımcısı Safran; “Bakın sizler olmadan, öğretmenleriniz olmadan, hep birlikte olmadan bir şeyleri başarmamız mümkün değil. O anlamda sizler çok çalışacaksınız. Bizlerden isteyeceksiniz. Bakın bugüne kadar bizim bir iddiamız vardı. Türkiye’nin dağlarında, ovalarında, kırlarında sahillerinde en ücra köşelerinde hiçbir çiçeğin kendi kendine açılıp solmasına izin vermeyeceğiz demiştik. Ülkemizin her köşesini öğretmenle donattık. Kastamonu’nun hiçbir köyünde, hiçbir kırsalında öğretmensiz okul kalmadı. Sadece bu yıl 515 öğretmen tayin ettik. ‘Öğretmenimiz yok’ diyen köy varsa, ‘Eksiğimiz var’ diyen varsa, inşallah onları da tamamlayacağız. Bu toprakların çocuğu olarak, bu can bu tende kaldığı ve bu göreve devam ettiğim müddetçe Kastamonu’nun eğitimle ilgili ihtiyacı ne varsa elimden gelen bütün çabayla bunların üstesinden gelmeye çalışacağım. Bunu bir şeref ve namus sözü olarak yazabilirsiniz” diye konuştu.

“SINAV STRESİNİ ORTADAN KALDIRACAK TEDBİRLERİ ALMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Tablet, bilgisayar ve telefona değinerek sözlerine devam eden Bakan Yardımcısı Safran; “Tablet, bilgisayar ve telefon tutkunu öğrenciler. Sizlere sesleniyorum. Bakın bu zihin istilacılarının savunmasız avları olmayın. Tablet ve bilgisayar size hakim olmasın. Tablet ve bilgisayara siz hakim olursanız ancak o zaman faydalı olursunuz. Ancak onlar size hakim olursa, biliniz ki zihin avcılarının kurbanısınız. Bunu çok iyi bilmenizi istiyorum. Hatta ve hatta okul zamanında telefonları okullara getirmemeye çalışın. Bu sizlerin çok zamanınızı oluyor. Bu konuda da bizlerde çalışıyoruz, bizlere yardımcı olun, öğretmenlerine yardımcı olun. Sevgili öğretmen arkadaşlarım, sizlerden tek bir ricam var. Öğretmen daha çok nasıl yardımcı olur? sorusunun cevabını yıllarca aradım. İyi bir öğretmenin tek bir vasfı var. Sadece sevgi ve şefkat. Bu iki kelimeyi içine sindiren, bunu ruhuna döşeyen, bunu kalbinde yaşayan ve yaşatan öğretmenler en başarılı öğretmeler oluyor. Sıkıntılı bir eğitim sisteminde sabreden ve bu sabırla direnen öğrenciler çok daha başarılı oluyor. Yani cevheri sıkıştırırsanız, mücevher oluyor. Bu sıkıntılara katlanırsanız, başarılı olacaksınız. Sizler için bir şeyin daha çabası içerisindeyiz. Allah izin verirse, gelecek 10 yıl içerisinde Türkiye’deki sınav stresini ortadan kaldıracak olan tedbirleri almaya çalışıyoruz. İnşallah bundan sonra öğrencilerimiz LGS idi, ÖSYM idi gibi sınavların stersinden kurtulacak ve rahat bir eğitim hayatı sürdürecek. Türkiye olarak bunu hep birlikte başaracağız” diyerek yeni eğitim-öğretim yılını kutladı.