'Kastamonu'dan artık transit geçmeyeceğiz'
Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneği, Kastamonu Gazeteciler Cemiyeti ve Kastamonu Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen İsmail Bey Gaspıralı-Kırım Çalıştayı için Kastamonu’ya gelen Kırım Emel Vakfı Başkanı Zafer Karatay ile Avrasya Türk Dernekler Federasyonu Başkanı İsmail Cengiz, Kastamonu hakkındaki izlenimlerini paylaştı. Daha önceden Kastamonu’dan geçtiğini, ancak konaklamadığını ve çalıştay için geldiği Kastamonu’yu bu kez daha yakından...
Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneği, Kastamonu Gazeteciler Cemiyeti ve Kastamonu Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen İsmail Bey Gaspıralı-Kırım Çalıştayı için Kastamonu'ya gelen Kırım Emel Vakfı Başkanı Zafer Karatay ile Avrasya Türk Dernekler Federasyonu Başkanı İsmail Cengiz, Kastamonu hakkındaki izlenimlerini paylaştı. Daha önceden Kastamonu'dan geçtiğini, ancak konaklamadığını ve çalıştay için geldiği Kastamonu'yu bu kez daha yakından tanıma imkanı bulduğunu kaydeden Kırım Emel Vakfı Başkanı Zafer Karatay; "Burada gerçekten muhteşem bir potansiyel var. Bir belgeselci, televizyoncu gözüyle bakıldığında, burası hakikaten geçmişte biraz ihmal edilmiş ve göz ardında kalmış bir yer. " dedi. “TARİHİ DOKUSUYULA, DOĞASIYLA BÜYÜK BİR DEĞER” Kastamonu'nun Türkiye'nin daha fazla gündeminde olmamasını tanıtım eksikliğine bağlayan Karatay; "Halbuki hem merkezi, hem de her bir ilçesi ayrı bir değer. Tarihi dokusuyula, doğasıyla büyük bir değer. Havalimanı'nın da açılması çok güzel olmuş. Havalimanını da gezdik, gördük. Orada gerçekten güzel şeyler oluyor. Ben mesleğim itibariyle dünyada pekçok ülkede havaalanları dahi gezdim. Hakikaten yeni açılmasına rağmen pırıl pırıl, çevre düzenlemesiyle gelen bir yabancı turistin hemen geldiği anda etkilenebileceği doğa manzaralı bir havaalanını Kastamonu'da gördüm. Buraya gelen bir turist iyi tanıtım yapılabildiği takdirde doğayı, tarihi ve doğal yiyecekleri seven bir turist heralde burada 1 hafta doya doya yaşar. Her bir ilçesinin kendine özgü yiyecekleri var" diye konuştu. “BURALARDAN ARTIK TRANSİT GEÇMEYECEĞİZ” Tarihi dokunun korunup, tanıtımının yapılmasının önem arz ettiğini belirten Zafer Karatay, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Tanıtımlar konusunda İstanbul ve Ankara'da düzenlenen tanıtım günleri çok popüler. Ben de birçok tanıtım toplantısına gittim. Ama buralardaki tanıtım toplantıları biraz yiyelim, içelim, ne ikram ediliyor keşmekeşi içerisinde insanlar sağlıklı bir tanıtım filmi izleyemiyorlar. Halbu ki daha seçilmiş insanlar buralara davet edilip tanıtım yapılmalı. Yabancı ve yerli davetliler, turizm acentaları, tanıtım firmaları bu tür etkili elemanlar buralara davet edilip misafir edilse hem daha az maliyetli olur hem de daha etkili olur.” Kastamonu'ya doyamadığının altını çizen Karatay; "Kastamonu, içinden hızla arabayla birkaç saat içerisinde geçilecek, gezilecek bir yer değil. O kadar hızlı gezseniz bile keyif alarak gezilebilecek bir yer. Buralardan artık transit geçmeyeceğiz" diye konuştu. “KASTAMONU'DA TARİH, KÜLTÜR, DENİZ, TEMİZ HAVA VE ILGAZ VAR” Avrasya Türk Dernekler Federasyonu Başkanı İsmail Cengiz'de Kastamonu izlenimlerini anlattı. En son 20 yıl önce Kastamonu'ya geldiğini ifade eden Cengiz; "Kastamonu'da bu kez tarihi gördük. Oksijeni hissettim. İstanbul'da hasret kaldığımız o tertemiz havayı içimize çektik. Kültürel değerleri gördük. Her ne kadar gitmesek bile sahile yarım saat mesafede olduğunu öğrendik. Demek ki Kastamonu'da tarih, kültür, deniz, temiz hava ve Ilgaz var. Ilgaz'ın varlığı demek aynı zamanda kayak sporlarının varlığı demektir. Tarihi bir Türk şehri ve işgal görmemiş bir şehir. Önemli bir vilayet. Böyle bir tarihi kültürel değerlere sahip şehrin turizm firmaları tarafından değerlendirilmesi ve o tur paketlerinin içerisine bir Safranbolu'nun bir Kapadokya gibi ele alınması gerekir ama bunun olmadığını gördük” dedi. “KASTAMONU'DA BİR PASTIRMA GERÇEĞİNİ GÖRDÜK, TATTIK” İlimizde hem iç turizme hem dış turizme hitap edebilecek bir potansiyel olduğunu vurgulayan Cengiz, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Çünkü Şeyh Şa’ban-ı Veli'nin yaşadığı evliyalar şehri. Sayısı 100'e varan irili ufaklı türbe var. Dolayısıyla çok ciddi bir inanç turizmi var. İnanç turizmini sadece dış turist değil, iç turist de yapıyor. Neden dışarıdan bir aile Şeyh Şaban-ı Veli'ye gelmesin? Bütün bunlar nasıl olur? Kamuoyuna duyurma ile olur. Bu eksiği tamamlamamız gerekiyor. Güzel bir toplantı oldu. Tüm bunlardan sonra gelip de yine şehrin merkezinde tarihi bir mekanda tiridinden tutun bandumasına kadar elma ekşisine kadar bütün bunları tattık ki her biri gerçekten ayrı bir lezzet. Dolayısıyla inanç turizmi, tarih turizmi derken başka bir turizm daha ortaya çıkıyor. O da gastronomi turizmi. Es geçmeyin çünkü çok önemli. Yemek için gelen turistte para var demektir. Kaliteli otelde kalır, arabaya biner, araç tutar, eşli gelir, bol bol yer, onun dışında ne yediyse o malzemenin kuru gıdasını alır. Bir şey öğrendik bu gelişimizde. Kastamonu'da bir pastırma gerçeğini gördük, tattık. Bütün bu tarihi kültürel değerleri bir kotada insanlığa tanıtmak lazım. Hem göze hem kulağa hem de mideye hitap eden bir etkinlik yapılmalı. Konsolosları çağırın, kendisi gelmez eşi gelir. Mutlaka birilerini gönderirler. Onların gelmesi demek turist gelmesi demek. Bütün buradaki değerlerin bulundukları ülkelerin dergilerinde magazinlerinde anlatmaları demektir" diye konuştu.