Kastamonu Üniversitesi'nde Ödüller Sahiplerini Buldu
Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Salonunda, Muhammed İhsan Oğuz İlahiyat Lisansüstü Tez Yarışmasında yüksek lisans ve doktora çalışmalarıyla başarılı olan akademisyenlere ödüllerin taktim edildiği tören düzenlendi.
Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Salonunda Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından 5’incisi düzenlenen Muhammed İhsan Oğuz İlahiyat Lisansüstü Tez Yarışmasında yüksek lisans ve doktora çalışmalarıyla başarılı olan akademisyenlere ödüllerin taktim edildiği tören düzenlendi.
Tören hakkında açıklama yapan Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mustafa Aykaç ;“Merhum Muhammed Ihsan Oğuz beyefendinin ilme ve ilim adamına verdiği değeri yäd etmek ve llahiyat alanı araştırmacılarını desteklemek amacıyla düzenlemiş olduğumuz "5’inci Muhammed Ihsan Oğuz İlahiyat Lisansüstü Tez Yarışması"nın ödül töreninde sizlerin huzurunda olmaktan dolayı çok mutluyum. Hepiniz hoş geldiniz.5’inci Yarışmamızın ödüllerini vereceğimiz bugün, yarışmamızın geleneksel hale gelmesinin verdiği mutluluğu yaşamaktayız. Yarışmamızın 5 yılı doldurması ile akademik teşvik kapsamına girdiği müjdesini sizlerle paylaşmak isterim. Alanında tek olan bu faaliyet, ilahiyat alanında çalışan akademisyenler arasında heyecan oluşturmanın yanı sıra, Kastamonu’muzun ve Üniversitemizin tanınmasına da vesile olmaktadır.Bu sene, 62'si Yüksek lisans, 82'si doktora tezi olmak üzere, toplamda 144 tez yarışmamıza başvurdu. Yarışmamızda toplamda 69 jüri üyesi değerlendirmeleriyle katkıda bulunmuştur. Yarışmamıza başvuran eserlerin değerlendirmesini iki aşamada yapmaktayız Değerlendirmenin ilk aşamasında gelen tezler alanlarına göre ayrılmakta ve ülkemizin farklı Üniversitelerine mensup alanının uzmanlarından oluşturduğumuz bilim kurulu tarafından ilk değerlendirme yapılmaktadır. Bilim kurulumuz bu toplantısında ilk bakışta göze çarpan kriterler bakımından bir eleme yapmaktadır. Bu aşamayı geçen tezler ayrıntılı okuma için yine alanlarının uzmanları arasından seçilen jürilere ikişerli olarak gönderilmektedir. Jürilerimiz yine merkezimizin belirlediği kriterlere göre puanlama yapmaktadırlar. Bu aşamada tezleri jürilerimize ikişerli olarak göndererek mukayeseli okunmasını sağlamaktayız. Bu değerlendirmelerde daha haşarılı olduğu görülen tezler, bir üst seviyede başka bir tezle eşleştirilerek, tekrar başka bir jüriye gönderilmektedir. Bu şekildeki eşleştirme ve değerlendirmeler, en başarılı çalışmalar belirleninceye kadar devam ettirilmekte, sonuçta oluşan jüri puanlamaları da dereceye giren eserleri belirlemektedir. Dereceye giren arkadaşlarımızı ve danışman hocalarımızı kutlarken aldıkları ödülün teşvik vesilesi olmasını umuyorum. Yarışmamızın konsepti gereği Yüksek Lisans kategorisinde 4 tane. Doktora kategorisinde de 4 tane tez ödüllendirilebilmektedir. Bu durum diğer tezlerin zayıf olduğu şeklinde de anlaşılmamalıdır. Başvuran eserlerin her birinin, alanlarında iddialı ve kaliteli tezler olduğunu, dereceye giren eserlerin küsurat puanlarla belirlendiğini söylemek isterim ”dedi.
'Diğer Eserlerinin De Kazakça‘ya Kazandırılma Süreci Devam Etmektedir'
Eserleri diğer dillere çevirmenin önemine değinen Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mustafa Aykaç ;“ Merkezimiz Muhammed Ihsan Oğuz Beyefendi'nin eserleri ve fikirleri üzerinde de çalışmalar yürütmektedir. Geçen sene Muhammed Ihsan Oğuz'un "Kază ve Kader Kitabı" isimli eserinin Kazakça ‘ya tercüme edildiğini söylemiştik. Merhumun diğer eserlerinin de Kazakça ‘ya kazandırılma süreci devam etmektedir. Bunun yanı sıra yine Kaza ve Kader kitabının Arapça ‘ya tercümesi tamamlanmış olup kısa süre içinde bir Arap ülkesinde basılacaktır. Ayrıca Muhammed İhsan Oğuz'un fıkhî görüşlerini konu alan editöryal bir kitabın da yine kısa süre içinde baskıya gireceğini söylemek isterim.Bu faaliyetlerimizi gerçekleştirirken maddi ve manevi destek çok önemli. Bu sebeple bu programın düzenlenmesinde emeği geçen tertip heyetinin kıymetli üyelerine, sabahki panelde yaptıkları katkıdan dolayı kıymetli hocalarıma, merkezimize maddi açıdan desteğini esirgemeyen Muhammed Ihsan Oğuz Vakfı yöneticilerine, her zaman yanımızda duran, bizi destekleyen rektör yardımcılarımıza ve sayın rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal'a, bu güzel günde bizleri yalnız bırakmayan siz değerli misafirlerimize teşekkürlerimi arz ederim ”ifadelerine yer verdi.
'6’Incısını Da Muhammed İhsan Oğuz Uygulama Ve Araştırma Merkezi Düzenleyecek Ve Önümüzdeki Ay Şartlarını Açıklayacaktır'
1990 yılından beri faaliyet gösteren bir kurum olduklarını söyleyen Muhammed İhsan Oğuz Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İhsan Oğuz ;“ Vakfımız 1990 yılından bu yana faaldir. Kuruluşundan bugüne kadar Muhammed İhsan Oğuz Beyefendi’nin kitaplarını neşretmektedir. 2018 yılından itibaren çalışmalarını Kastamonu Üniversitesi Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi ile devam ettirmektedir. 5’cisini düzenlediğimiz ve geleneksel hale gelmiş bulunun İlahiyat Lisansüstü tez yarışmasına büyük önem vermekteyiz. Bu önemli yarışmanın 6’ıncısını da Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi düzenleyecek ve önümüzdeki ay şartlarını açıklayacaktır. Vakıf olarak biz de hizmete devam edeceğiz. Buradan İlahiyat alanı başta olmak üzere ilgili bütün alanlarda faaliyet gösteren bütün akademisyenlerimize, yükseköğretim kurumları ve üniversitelerimizin yönetimlerine sesleniyorum. ‘Hayatında yüzü aşkın eser yazmış bulunan Muhammed İhsan Oğuz Beyefendi ile alakalı olması durumunda TÜBİTAK'ın desteklemeye layık bulduğu projelere TÜBİTAK tarafından verilen desteğin eşdeğerini Vakıf olarak vereceğiz. Bu yıl Türkiye El Yazmaları Kurumu Başkanlığı ile yaptığımız protokol kapsamında Muhammed İhsan Oğuz Beyefendi’nin eserlerinin özgün görüntüleri “Yazma Eserler Veritabanı”ında “Muhammed İhsan Oğuz Vakfı Koleksiyonu” başlığı altında yerini almıştır. Bu gelişmeyle Muhammed İhsan Oğuz Beyefendinin eserleri kıyamete kadar korunmuş ve araştırmacıların hizmetine sunulmuştur ”dedi.
'Toplumun Cemiyetin İlerlemesini Terakkisini De Amaçlamıştır'
İlmin bir rehber olduğunu belirten Rektör Hamdi Topal; “Hep birlikte, ülkemizin akademik gelişimine, ilmi zenginliğine, İslam kültür ve medeniyetine katkıların dile getirildiği ve ödüllendirildiği bu özel günde, hem genç akademisyenlerimizi hem de onlara rehberlik eden kıymetli danışman hocalarını tebrik etmek için buradayız. Hiç şüphesiz seçilen çalışmaların ödüllendirilmesi, sadece şahsi başarıların takdir edilmesi değil, aynı zamanda ilme, bilgiye ve hikmete verilen değerin de bir işaretidir. Mensubu olduğumuz İslam medeniyeti tarih boyunca ilme, hikmete ve bilgiye kıymet vermiş ve takdir etmiştir. İslam’ın ortaya koyduğu bilgi anlayışı, hepimizin de kabul ettiği üzere sadece şahsi terakkiyi değil, toplumun cemiyetin ilerlemesini terakkisini de amaçlamıştır. İlim, insanın yaratılış gayesini idrak ederek hayatını anlamlı kılmasına vesile olan bir rehberdir, kılavuzdur. Bu bağlamda İlahiyat Fakülteleri ve bu fakültelerde yapılan akademik çalışmalar, İslam’ın bilgiye verdiği değeri günümüze taşıyan önemli çalışmalar olarak karşımıza çıkmaktadır ”şeklinde konuştu.
'İslam Medeniyeti Bu Anlayış Üzerine İnşa Edilmiştir'
Yapılan çalışmaların sadece teorik olarak değil aynı zamanda problemleri de çözmesi gerektiğini belirten Rektör Hamdi Topal;“Akademik çalışmalar, sadece teorik bilgiyle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda karşılaşılan ferdi ve içtimai problemlere dair çözümler sunmalıdır. Çözüm önerilerini de beraberinde getirmeli. Bilginin topluma yayılması ve insanlığa fayda sağlayacak şekilde kullanılması gereklidir. İslam medeniyeti bu anlayış üzerine inşa edilmiştir ve bugün de ısrarla sahip çıkmamız gereken bilgi, hikmet ve marifet temelleri, bizlere bu mirası devam ettirme mesuliyetini yüklemektedir. Bilgi, ahlak ve hayat arasındaki dengeyi yeniden kurmak, hakikat peşinde koşmak, hikmetle yoğrulmuş bir medeniyet anlayışını yeniden hayata geçirmek hiç şüphesiz burada bulunan herkesin öncelikli görevi karşımıza çıkmaktadır ”dedi.
'İslam Medeniyeti Amaçlarını Belirlemiş Ve Dinin Ana Çatısını Kurmuştur'
İslam’ın bilgiye ve ilme olan bakış açısına değinen Rektör Hamdi Topal;“Hz. Muhammed’in yirmi üç yıllık peygamberliği döneminde tamamlanan vahiy (Kur’an-ı Kerim) ve onun açıklaması mahiyetindeki sünnet İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak yanında hukuki, ferdi ve ictimai hayatla ilgili temel ilkelerini ve amaçlarını belirlemiş ve dinin ana çatısını kurmuştur. Kuran ve sünnetin kıyamete kadar var olması; dini düşünce ve hayatta herhangi bir sapmanın varlığı halinde bunun Müslümanlar tarafından Kuran ve Sünnet ışığında düzeltilebileceği, Müslümanların din konusunda şaşırmayacağı ve İslam ümmetinin yanlış üzerinde birleşmeyeceği anlamına gelmektedir. Bununla birlikte İslam’ın bu iki asli kaynağının, bu kaynaklarda ifade edilen ilke, hüküm ve hedeflerin, örneklendirme ve benzetmelerinin anlaşılması, yorumlanması ve bunlardan ameli hayatın çeşitli yönlerine ilişkin bazı değer hükümlerinin ve uygulanabilir sonuçların çıkarılması ancak muhakeme ile mümkün olmaktadır. Kur’an ve Sünnet metninin, sınırsız sayıda ve çok çeşitli olaylara ışık tutabilmesi, farklı konum ve mahiyetteki insan davranışlarını yönlendirebilmesi ancak böyle bir anlama ve yorumla mümkün olabilmektedir ”ifadelerini kullandı.
'Toplumsal Gelişmenin Dinamiklerinden Biri Yapabilmektir'
Gerçekte dini yöneliş ve din etrafındaki oluşumlar bir realitedir diyen Rektör Hamdi Topal; “İslam’ı doğru tanımanın, dini hayata ilişkin gelişmeleri yakından ve doğru bir şekilde takip etmenin yolunun yüksek din eğitim ve öğretiminden geçtiğini, fert ve toplum olarak İslam ülkelerinin buna ihtiyaç duyduğunu, aksi takdirde dini yönelişlerin ve değerlerin yanlış amaçlara alet edilebileceğini ve dinin barış yerine kavga ve kargaşa nedeni kılınabileceğini belirtmek gerekir. Gerçekten de dini yöneliş ve din etrafındaki oluşumlar bir realitedir; doğru olan, bu olguyu yok saymak değil, dinin insan unsurunun inşasındaki vazgeçilmez öneminin farkına varıp onu toplumsal gelişmenin dinamiklerinden biri yapabilmektir. Bunun yolu dini kavram ve konuları ilmi zaviyeden olgunluk içinde müzakere etmek ve bu yönde bir gayretin içinde olmaktan geçmektedir. Çok yönlü ve karmaşık sorunların çözümü de elbette çok yönlü ve kapsamlı olmak durumundadır. Bu gerçeği göz ardı etmeksizin çözüm basite indirgenerek ve tek bir yöne ağırlık verilerek bulunamaz. Son yüzyıl mısır ulemasının sıkça tekrarladığı ve tartıştığı “İslam dini Müslümanlarla perdelenmiştir” ifadesini bizim bugün tekrar gündeme almamız, hatta kimilerince yaşadığımız olumsuz gidişatın sebebi olarak gösterilen İslam ve Kuran’ın esasen bu gelişmelerin asıl mağduru olduğunu anlamamız ve anlatmamız önem arz etmektedir ”dedi.
'İlim Ve Âlim Sadece Bilgiye Sahip Olmakla Da Tanımlanmaz'
Alimin görevlerine değinen Rektör Hamdi Topal;“Medeniyetimize baktığımızda, âlim; din ile hayat, akıl ile vahiy, kâinat ile insan ve insan ile Kur’an arasında ilişki kurabilen kişidir. Gayesi, ilim ile hikmeti, hikmet ile irfanı birleştirmektir. Sadece dinî bilgiye değil, insanlığa fayda sağlayacak her türlü bilgi ve yönteme ulaşmayı hedefleyen bilgi değerlidir. Nitekim İmam Şafii, “İlim, ezberlenen malumat değildir; ilim, faydalanılandır.” diyerek, ilmin bizi hakikatle doğrudan ilişki kurmaya yönlendirmesi gerektiğine işaret etmiştir. İslam’da âlimin ve ilmin karşıtı cahillik olmadığı gibi, ilim ve âlim sadece bilgiye sahip olmakla da tanımlanmaz. İlim sadece bir merak unsuru olarak kabul edilirse, âlim kavramına haksızlık edilmiş olur. İlim, hakikatin peşinde olmak ve hakikati bulmaktır; fakat bu sadece teorik olarak hakikate ulaşmak anlamına gelmez, aynı zamanda ulaşılan hakikate teslim olmaktır. Âlim; adalet, fazilet ve tüm güzelliklere ulaşma çabası içinde olan kişidir ”ifadelerine yer verdi.
'İslam Medeniyetiyle İlgili Yeni Ufuklar Açacaktır'
İslam medeniyetinin toplumlar üzerindeki önemine vurgu yapan Rektör Hamdi Topal;“Bugün burada ödüle layık görülen tezler, İslam ilim geleneğinin günümüz ihtiyaç ve sorunlarına nasıl çözüm getirebileceğinin güzel örnekleridir. İlahiyat sahasında, İslam'ın temel meselelerini anlamaya ve çağımızın sorunlarına çözüm aramaya yönelik yapılan bu değerli çalışmalar, hem ilmi araştırmaların kalitesini artıracak hem de İslam medeniyetiyle ilgili yeni ufuklar açacaktır. Bu vesileyle, İlahiyat Araştırma Ödülleri’ne layık görülen değerli akademisyenlerimizi ve onlara rehberlik eden danışman hocalarını tebrik ediyorum. Onların ortaya koydukları gayret, azim ve çalışmaların, ülkemizin ilmi gelişimine, İslam dünyasına ve beşeriyete katkı sunacağına inanıyorum. İlahiyat Fakültemizi, Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi’mizi ve Muhammed İhsan Oğuz Vakfı’nı, “İlahiyat Araştırma Ödülleri” projesi vesilesiyle tebrik ediyorum. İlahiyat alanındaki farklı disiplinlerde, 2023 yılı içinde tamamlanmış tezleri kapsayan bu ödüllerin, Muhammed İhsan Oğuz Beyefendi'nin ömrünü adadığı İslam kültürü ve medeniyetinin daha iyi anlaşılmasına önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum ”şeklinde konuştu.