• Haberler
  • Genel
  • 'Kastamonu sarımsağı Türkiye çapında bir sarımsak'

'Kastamonu sarımsağı Türkiye çapında bir sarımsak'

TZOB GENEL BAŞKANI ŞEMSİ BAYRAKTAR Türkiye Ziraat Odası Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Taşköprü'de katıldığı açılış programın ardından ilimiz merkezinde TZOB binasında basın mensupları ile bir araya gelerek gündeme dair açıklamalarda bulundu. Toplantıda, Ziraat Odası Başkanı Mehmet Butur, ilimizde yapılan tarımsal faaliyetler hakkında TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar'a bilgi verdi. Geçen yıl yaşanan afet hakkında konuşan...

TZOB GENEL BAŞKANI ŞEMSİ BAYRAKTAR; Türkiye Ziraat Odası Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Taşköprü’de katıldığı açılış programın ardından ilimiz merkezinde TZOB binasında basın mensupları ile bir araya gelerek gündeme dair açıklamalarda bulundu. Toplantıda, Ziraat Odası Başkanı Mehmet Butur, ilimizde yapılan tarımsal faaliyetler hakkında TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’a bilgi verdi. Geçen yıl yaşanan afet hakkında konuşan Butur; “Taşköprü’de 25 köyümüz sebze üretimi yapıyor. Bu 25 köyümüzde bir afet oldu. Çiftçilerimiz ürünlerinin pazara yeni çıkartacakken bir afet oldu, yerle bir oldu. Hemen biz olayı aynı gün tespit ettik. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü’nü aradım ben. Bir gün sonra sahaya beraber çıktık. Sahada bir çalışma yaptık. Onları rapor haline getirdik. Ondan sonra milletvekillerimiz de hem sahaya hem buraya davet ettik. Milletvekilleri ve Tarım İl Müdürüyle bir çalışma yaptık. O çalışmalarımızın sonucunda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan Sosyal Yardımlaşmaya bir miktar para geldi. Bizim katkılarımızla oldu bu. Çiftçilerimize bin 500, 2 bin lira gibi bir can suyu katkımız oldu” dedi. “63 BİN ÇİFTÇİMİZİ EĞİTTİK” TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, odaların son yıllarda hizmet atağına girdiğini belirterek; “İdari ve mali yönde güçlü hale geldiler. Tabi bir taraftan hizmet binalarını yapıyoruz, bir taraftan da hizmet binalarını açıyoruz. Tabi bir taraftan da bunun dışında değişik alanlarda odalarımız hizmet veriyor. Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Projelerine varıncaya kadar çok değişik alanlarda hizmet veriyor. 2017 yılını değerli başkanlarımızla Ankara’da yaptığımız toplantıda ‘Çiftçimize daha fazla ulaşma, çiftçimizle daha fazla buluşma yılı’ ilan ettik. Bu yıldan itibaren çiftçimizle daha fazla buluşacağız. Onlara köylerinde, bulundukları yerde, ilçelerimizde zaman zaman eğitimler vereceğiz. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak bizde sizlerle işbirliği yaparak, değişik bakanlıklarımızla işbirliği yaparak birkaç yıl içerisinde 63 bin çiftçimizi eğittik. Bu önemli bir rakam. Bunlar içerisinde kadın çiftçilerimiz de var, genç çiftçilerimiz de var. Bizde Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak bilginin önemine inanıyoruz. Çiftçimizi bilgiyle buluşturamadığımız takdirde hangi desteği verirsek verelim, ne yaparsak yapalım, üretim noktasında, verimlilik noktasında, kalite ve standart noktasında hedeflere ulaşmamızın mümkün olmadığını biliyoruz” dedi. “KASTAMONU SARIMSAĞI TÜRKİYE ÇAPINDA BİR SARIMSAK” Kastamonu’daki zirai sorunlardan haberdar olduğunu ifade eden Bayraktar; “Artık yavaş yavaş Maraş ve Beyaz Çin sarımsağının da ekilmeye başladığını ve alana girdiğini öğreniyoruz. Bunun sebeplerini araştırdığımızda, sebepleri şu, siz ekolojik üstünlüğe bağlı olan bu ürününüzü yeterli ölçüde destekleyemezseniz o zaman biraz daha verimliliği yüksek olan Maraş’ın sarımsağı bu alan girer ve girdi de nitekim. Şimdi dolayısıyla orada benim de bu gün gündeme getirdiğim iki tane önemli konu var; şimdi bir defa bu sarımsak, Kastamonu sarımsağı Türkiye çapında bir sarımsak. Bakın ben evime bunu sokuyorum, ben evimde bunu kullanıyorum. Niye kullanıyorum? Daha kaliteli, besin değeri daha yüksek, daha faydalı” diye konuştu. “ÇİFTÇİMİZİN BU ÜRETİMDE KALMASINI SAĞLAMAMIZ LAZIM” Sarımsaktaki sorunun çözümü hakkında konuşan Şemsi Bayraktar; “Ekolojik üstünlüğe bağlı olduğunuz bu üründen çiftçimizi vazgeçirmemiz lazım. Çiftçimizin bu üretimde kalmasını sağlamamız lazım. Şimdi bizim başkanlarımızın, bu manada birkaç tane talebi var. Bunlardan bir tanesi; tohumlar sertifikalı değil. Yani sertifikalı olursa buna bir destek verilir, bunu talep ediyorlar. Böyle bir üründe tohumun sertifikalı olması önemlidir. Birde sarımsağın bazı destekleri almasıyla beraber, alan bazlı destek verilmiyor. Alan bazlı destek talep ediyorlar bu da fevkalade önemli. Ama en az bunun kadar önemli olan bir şey daha var. Bu bölgede bu ürünleri işleyecek sanayinin de çok gelişmediğini görüyoruz. Kırsal kalkınma manasında bu bölgenin biraz geri kaldığını görüyoruz” ifadelerini kullandı. “SİYEZ BUĞDAYINI HALKIMIZA YEDİRMEMİZ LAZIM” Siyez buğdayının önemine vurgu yapan Bayraktar; “Niye biz bu ürünün Türkiye çapında tanıtımını yapmıyoruz? Yeterli ölçüde siyez buğdayı Türkiye’de üretiliyor mu? Bu Kastamonu’da üretiliyor değil mi? Daha geniş alanlarda, daha büyük alanlarda üretilebilir. Daha geniş kitlere, halkımıza bu bir şekilde ulaştırılabilir ve çiftçilerimiz için de ciddi manada gelir kapısı olur. Kırsal göçü de önleriz, siyez buğdayı deyip geçmeyin. Yeni yeni bir kaça tane firma var bunlar dağıtımı yapıyor. Bu yeterli değil. Siyez buğdayını muhakkak suretle, ben de burada basının önünde söylüyorum, halkımıza yedirmemiz lazım. Ben kendim yiyorum, herkesin yemesini de tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu. “SİYEZ BUĞDAYINI TÜRKİYE’NİN HER TARAFINA BİR ŞEKİLDE GÖNDERELİM” TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar sözlerini şöyle sürdürdü; “Bununla alakalı olarak burada biz yatırıma ihtiyaç var. Siyez buğdayını işleyecek burada bir tesis var mı? Çalışmaları destekleyelim. Yeni tesisler de kurulsun burada ve burada işlenmiş olan siyez buğdayını Türkiye’nin her tarafına bir şekilde gönderelim. Türkiye’de bunu yaygınlaştıralım. Para kazanılırsa herkes eker bunu, bütün mesele para kazanmaktır. Siyez buğdayının coğrafi işaret almasıyla alakalı çalışmalar devam ediyor. İnşallah sarımsak bunu aldı ama siyez buğdayı da yakın bir tarihte inşallah bunu alacaktır diye düşünüyoruz” dedi. “UZUN VADELİ BİR YAPILANDIRMA İÇERİSİNDE FAİZSİZ TALEP EDİYORUZ” Üst üste yaşanan doğal afetler sonucunda birkaç yıldan beri borcu ertelenen üreticiler olduğunu vurgulayan Bayraktar; “Bunlar bir defa bunları ödeyemezler. 3 yıl borcu ertelenmiş, şimdi üreticiye deniyor ki, ‘bu sene bütün borcu temizleyeceksin.’ Böyle bir şansı yok. Hükümetimizden talebimiz şu olmuştur; bunları uzun vadeye yaymamız lazım, uzun vadeli bir yapılandırma içerisinde faizsiz talep ediyoruz. Düşük faizle de olabilir ama bunu bir şekilde faizsiz olması tercihimizdir” ifadelerine yer verdi. “40 MİLYON TURİSTİ, 5 MİLYON MÜLTECİYİ BESLİYORUZ” Çiftçiler için suyun önemine değinen Bayraktar; “Küçük işletmeler üretmeye devam ediyor. Çiftçi tarlasında duran, üretimin başında duran gerekirse işçileriyle beraber çalışandır. Bu bölgenin en büyük üretim problemlerinden bir tanesi çiftçiyi suyla buluşturamadık. Çiftçiyi suyla buluşturmalıyız. Su hayattır su verimliliktir. Bu bölgede ova ve platolar çok az. Sulanabilir alanların ancak 3’te 1’ini sulayabiliyoruz. Kırık Barajı büyük bir alanı sulayacak. Şu anki göletler ve barajların çok yeterli olmadığını görüyoruz. Sulama meselesini çözmemiz lazım. Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu ile de görüşelim bölgemizde suyu buluşturalım. İşletmelerde parsel olduğunu görüyoruz. 40 dekar işletme büyüklüğü var, 10 parsel bu koşullarda Kastamonu’da üretici üretim yapıyor. Bu şartlar altında 81 milyonu besliyoruz. 53 milyar dolarlık kısmı, gayri safi milli hasılaya katıyoruz. 17 milyar dolarlık gıda ve ham tarım ürünlerini ihracatını sağlıyoruz. 40 milyon turisti, 5 milyon mülteciyi besliyoruz. Zor koşullarda üretim yapıyoruz, dünya da böyle çiftçi yok. Her zaman çiftçimize destek bekliyoruz” şeklinde konuştu. “SANAYİCİMİZ KENDİ AYAĞINA KURŞUN SIKMASIN” Hayvansal ürün üretimindeki sorunlara değinen Bayraktar; “Türkiye’de yapısal sorunları çözülmezse hayvansal üretim yapılmaz. Et, süt üretilmez. Sütü çok zor üretiyoruz. Dünyanın kabul ettiği süt fiyatı 1 buçuk TL, şu an Türkiye’de 1 TL’den süt veriliyor. Süt fiyatlarını yukarı çekmemiz lazım. Sanayicimize sesleniyorum. Biz reel bir sektörüz, doğal koşullara açık alanlarda üretim yapıyoruz. Sanayi bizim rakibimiz değil. Onlarda bizim insanımız. Sanayi bize lazım ürünlerimize katma değer katacağız. Pazar sorunumuz da halledilmiş olacak. Ama bazen tekelleşmeler bizi yoruyor. 1 TL’ye, 80 kuruşa süt olmaz bu hayvanlar kesime, gider. Et ve Süt Kurumu olmasa süt 70 kuruş. Ahırlarda hayvan kalmaz. Sanayicimiz kendi ayağına kurşun sıkmasın. Gideceğimiz başka bir memleket yok. Bizi besleyecek başka bir ülke yok. Bu ülkede kardeşçe kazan, kazan politikasıyla birbirimizi koruyarak üretime devam edeceğiz. Sanayicilerimiz süt fiyatlarını yükseltsin. Aksi takdirde süt yurt dışından bulunacak. Doğal afetler devam ettiği takdirde, dünya açlık kriziyle karşı karşıya gelecek” dedi.

Bakmadan Geçme