Kastamonu organik zengini
Kanseri önleyen ve her türlü hastalığa iyi gelen selenyum açısından zengin sarımsak, Dünya'da genetiği bozulmamış tek ürün olan Siyez buğdayı, pirinç, üryani, tarhana, sağlık açısından onaylanmış dokuma ürünler, yün fanilalar hepsi memleketimizde yetişiyor, üretiliyor. Hepsi tıbben onaylanmış, doktorlar tarafından tavsiye edilmiş ürünler. 'KASTAMONU ORGANİK ŞEHRİ' Yüzde 65'i ormanlarla kaplı şehrimizde adeta oksijen fışkırıyor ve bu...
Kanseri önleyen ve her türlü hastalığa iyi gelen selenyum açısından zengin sarımsak, Dünya’da genetiği bozulmamış tek ürün olan Siyez buğdayı, pirinç, üryani, tarhana, sağlık açısından onaylanmış dokuma ürünler, yün fanilalar hepsi memleketimizde yetişiyor, üretiliyor. Hepsi tıbben onaylanmış, doktorlar tarafından tavsiye edilmiş ürünler. “KASTAMONU ORGANİK ŞEHRİ” Yüzde 65’i ormanlarla kaplı şehrimizde adeta oksijen fışkırıyor ve bu da kullanılan ürünlere yansıyor. Bu sağlıklı ormanlardan günlük kullanım içinler ürünler üretiliyor. Hepsi de sağlıklı, kimisi TÜBİTAK onaylı. Günlük kullanım için üretilen ve aslında hepimizin ihtiyacı olan bu ürünler hakkında Hattat Mehmet Hamzaoğlu bilgi verdi. Diğer şehirlerde bulunmayan ürünleri ile Kastamonu’nun organik fışkırdığını dile getiren Mehmet Hamzaoğlu; “Kastamonu organik zengini. Diğer pek çok şehirde insanlar organik ürünleri ararken biz organik ürünlerin içerisinde yaşıyoruz. Yediğimiz, giydiğimiz, içtiğimiz, ürünler organik ve hep elimizin altındalar” dedi. “MEMLEKETİMİZDE ÜRETİLEN ÜRÜNLERE TIBBIN HER DALI ŞİFALI DİYOR” Kastamonu’da üretilen giyecekler hakkında bilgi veren Hamzaoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kastamonu’da tamamen koyunyününden üretilen çoraplar organik. Koyunyününün kan dolaşımını hareketlendirdiği sağlık açısından da kanıtlanmış durumda. Koyunyünü insanı sıcak tutar ve asla üşütmez. Sırf doğal pamuk ve yün ipinden yapılan yün fanilalar hala memleketimizde üretiliyor. Tıbbın her dalı bunlara şifalı diyor. Dünya kimyasallarla birleşmiş durumda ve plastikten, geri dönüşüm ürünlerden ip yapıyorlar. Bunlar insan vücudunu tahriş ediyor ve zehirliyor. Vücut bünyesinde yıllar sonra çeşitli hastalıklar meydana getiriyor oysaki insanlar ilk kullanıldığı anda bu ürünlerin zararlarını görselerdi insanlar bunları terk ederlerdi.” KERATİN YÜKLÜ TARAKLAR Kullanılan ürünler, eşyalar hakkında da bilgiler veren Hamzaoğlu bu ürünlerle ilgili de bilgiler vererek; “Kullandığımız ürünlere baktığımızda mesela herkesin kalkar kalkmaz kullandığı bir ürün olan tarak. Saçlarımız vücudumuzun en önemli parçalarından biri, saçlarımızı kimyasal içeren plastik taraklarla değil, tıbbın tavsiyesi hayvan boynuzundan yapılan kemik tarak dediği taraklarla taramalıyız. Hayvan boynuzu yüzde yüz keratin içerir. İnsan saçıda yüzde yüz keratindir. Bu taraklar saçları yumuşatır, saçta elektriklenme yapmaz. Saçları dökülmelere karşı güçlendirir. Şehrimizde bu imkan varken Dünya’nın da tavsiye ettiği bu ürünleri kullanarak saç sağlığımızı korumalıyız. İlmi faydaları ortada.” ÇAM BARDAKLAR Nefes darlığına iyi gelen çam bardaklar hakkında da bilgiler veren Hamzaoğlu konuyla ilgili açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bardak olarak da çamdan üretilen çam bardaklar var Yüksek rakımlı ormanlardaki çıralı çamlardan üretilen bu bardaklar Kastamonu’da da TÜBİTAK tavsiyesi ile üretiliyor. TÜBİTAK’ın yaptığı araştırmalar var ve üretilmesini istiyor. Bu bardaklar sudaki mikrobu öldürüyor. Suyun zararlı maddelerini süzüyor. Astıma, gribe, bronşite iyi geliyor, akciğer hastalıklarını tedavi edici özellikleri var, müzmin öksürüğü kesiyor. Tüm bunlar tıbben de kanıtlanmış durumda. Dünya tıbbı ve ülkemizdeki tıbbi kaynaklar bu bardakların suda ki mikrobu ve bakterileri öldürdüğünü belirtiyor. Ayrıca bu bardaklar sudaki kireci de süzüyor.” “SAĞLIKLI AHŞAP ÜRÜNLERİMİZVARKEN NEDEN PLASTİK ÜRÜNLERİ KULLANALIM?” Saklama kaplarının da ahşaptan olmasını gerektiğini vurgulayan Hamzaoğlu, kaşıktan bıçağa aslında kullanılan her ürünün ahşap olması gerektiğine dikkat çekti. Hamzaoğlu; “Biz bir orman memleketiyiz neden sağlıklı bu ürünleri kullanmayalım, elalem ne der kaygısı ile bu ürünlerden uzak durursak, ilerde sağlığımızdan oluruz” şeklinde konuştu. Bu ürünler hakkında da bilgiler Hamzaoğlu açıklamalarını şöyle sürdürdü: “ İsimleri yöreye göre güğlek, çötre, tıkır olarak değişen su taşıma kapları ağacın antibakteriyel olması dolayısıyla içine girdiği su veya yoğurt gibi maddelerin içindeki mikrobu öldürüyor. Astım, bronşit, nefes darlığına fayda sağlıyor. Bu ürünlerde yapılan yoğurtlar çok daha lezzetli oluyor ve bozulmuyor. İlk kaşıktaki lezzet ne ise son kaşıktaki lezzet de aynı oluyor. Yine bu kaplarda tarhana, tereyağ gibi yöresel ürünleri de saklayabiliyoruz. Böyle ürünlerimiz varken biz neden plastik ürünler kullanalım ki?” “TAHTA KAŞIKLAR BAKTERİ ÜRETMEZ” Yemek yenilen kaşıkların da ahşaptan olması gerektiğini belirten Hamzaoğlu, özellikle de şimşirin kullanılmasının gerektiğine vurgu yaptı. Hamzaoğlu; “Günümüzde aman bizi kınamasınlar, aman herkes bunu kullanıyor diye metal kaşıkları kullanıyoruz. Oysaki atalarımız tahta kaşıkları kullanmışlar. Ve özellikle de şimşiri tercih etmişler. Şimşir kaşıklar anti bakteriyel olması, dünyanın en sert ağacı olmasından dolayı hiçbir yemek bulaşığını veya deterjanı içine çekmez, bakteri üretmez. Bu da sağlığımız açısından son derece önemli. Metal kaşıklara büyüteçlerle bakılsa nokta nokta delikler görülür. Bu deliklere yemek bulaşığı veya zararlı maddeler girdiği zaman ne kadar yıkarsak yıkayalım o çukurda bakteri üretiyor ve sağlıksız oluyor. Bu ürünlerle vücudumuza aslında zararlı maddeleri alıyoruz. Deterjan artıkları midemize gidiyor. Plastik kaşıklarsa kimyasal içeriyor. Bu şimşirin kaynağı da Şenpazar’dan Bartın’a kadar bizim bölgemizde yetişen bir ürün ama biz bu üründen istifade etmiyoruz. Bize sağlık lazım. Onun bunun kınamasını göz ardı ederek sağlığımızı düşünerek hareket etmeliyiz. Çocuklar için mama kaşıkları da var. Doktorlar ‘ metalleri, plastikleri çocuklarınızın ağzına sürmeyin’ diyorlar. Özellikle kadınlarımız bu bilgileri öğrenerek evlerinde bu ürünleri kullansınlar” şeklinde konuştu. “HER ŞEYDEN ÖNCE İNSANA SAĞLIK LAZIM” Tahtadan bıçakların da üretildiğini belirten Hamzaoğlu, doktorların da bunları tavsiye ettiğini dile getirdi. Hamzaoğlu konuyla ilgili de konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tıp adamları diyor ki; ‘ahşap bıçak kullanın. Meyve, sebze metal bıçakla kesildiği zaman içindeki vitaminler ölüyor. Meyveleri sebzeleri ya ahşap bıçaklarla kesin ya da elinizle kopartın’ Şimşirden yapılan bıçaklar var. Büyük şehirlerde organik lokantalar açılmaya başladı. Bu lokantalarda yemekler toprak kaplarda ya da bakır kaplarda servis ediliyor yemekler şimşir kaşıkla yeniyor. Bunu eski diye beğenmeyenler şimdi bilinçlendiler ve bunları yapıyorlar. Her şeyden önce insana sağlık lazım. Yine et kesme ve ekmek kesme tahtaları da ahşaptan olmalı. Plastik ürünler tercih edilmemeli. Memleketimizde tüm bu ürünlere var. Sağlığımız için de bu ürünlerden istifade etmeliyiz. Uzun vadede insanlar kimyasal ürünlerin sağlıklarını bozduğunu görecekler ama iş işten geçmiş olacak. İnsanların bilinçlenmesi lazım. Bu ilimle yaşanırsa insanlar sağlıklı ve rahat bir hayat yaşamış olurlar.”