KAL-DER'den İsrail'e tepki
Kastamonu Kalkındırma Derneği (KAL-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Tugay Civelekoğlu, İsrail saldırılarını kınayarak açıklamalarda bulundu.
KAL-DER Yönetim Kurulu Başkanı Tugay Civelekoğlu, Gazze’de yaşananlara değinerek; “KAL-DER olarak değerlerine bağlı bir sivil toplum örgütüyüz. Hitap ettiğimiz kitle özelde Kastamonu genelde ise tüm dünyadır. Bu sebeple de insan merkezli çalışmalarımızı evrensel bir bakış açısıyla devam ettiriyoruz. Bu cihetle yeryüzündeki her olay bizim ilgi alanımızdadır. Bu çerçevede Gazze olayları da tarihin yüklediği misyonla bizi ilgilendiren olaylardandır. Bugüne kadar şehadetle muştulanan Filistinli kardeşlerimizin herkese nasip olmayan şehadetlerini tebrik ediyoruz. Hepsine Cenab-ı Hakk’tan rahmetiyle muamele buyurmasını dua ediyoruz. Yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz, ailelere sabr-ı cemiller niyaz ediyoruz. Bu süreçte devletimizin yöneticilerine de feraset, basiret ve dirayet diliyoruz. Yaklaşık iki haftadır devam eden bir milyonluk Siyonist’in yaptığı zulmü telin ediyoruz. En son vurduğu okul ve hastaneyle Siyonist zulmü gelecek nesillerce lanetle anılacaktır” dedi.
“ZALİMİN ZULMÜNÜ BÜTÜN DÜNYAYA DUYURACAĞIZ”
Gazze için ellerinden geleceklerini söyleyen Civelekoğlu; “İçimiz yanıyor. Gazzeli kardeşlerimizin ıstırabını yüreklerimizde hissediyoruz. Elimizden kınamaktan öte gelecek her şeyi yapacağımızı da ifade etmek istiyoruz. Bu zulmü elimizle değiştiremiyorsak, dilimizle anlatacağız. Buna da gücümüz yetmezse kalbimizden buğz edip, zalimin zulmünü bütün dünyaya duyuracağız. Bizler daha fazla parçalanmış bebek cesetlerini görmek istemiyoruz. Bombanın şokuyla ağaca sarılmış 4-5 yaşındaki çaresiz çocuğu görmek istemiyoruz. Evlatsız kalmış anaları-babaları da öksüz-yetim evlatları da görmek istemiyoruz. Hülasa insanlığın öldüğünü görmek istemiyoruz. Tam aksine kıyıya vurmuş balinalar için ayağa kalkanların Gazze’deki insanlar içinde ayağa kalkmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“D-8’LER MUTLAKA DAHA DA GENİŞLETİLEREK AKTİF HALE GETİRİLMELİDİR”
Açıklamalarına devam eden Civelekoğlu; “Bu savaş İslam dünyasının eksikliklerini göstermektedir. Peygamber efendimiz (SAV) ‘Düşmanın silahıyla silahlanın’ diye buyururken biz bunu da tarihteki duruşumuzu da bilerek veya bilmeyerek unutmuşuz veya da bize unutturmuşlar. Öncelikle şuurun ve birliğin ne kadar önemli bir erdem olduğunu görmüş oluyoruz. Kendi içimizde birlik olmadan, birbirimizin ayağını kaydırmaktan vazgeçmeden, birbirimizin sırtına basmadan, birbirimizle kardeş olmadan atılacak her adım boşa çıkacaktır. Bunu hem ferdi olarak hem de İslam ülkelerinin birlikte oluşturacağı güçlü organizasyonlarının hayata geçmesi elzemdir. Bu minvalde Erbakan hocanın temellerini atıp hayata geçirdiği D-8’ler mutlaka daha da genişletilerek aktif hale getirilmelidir. Oradan buradan havayla yapılan iş gezisiymiş, ziyaretmiş, keşifmiş, vs. değişik kılıflardaki gidişler turistik geziden öteye geçmez. Bu zamana kadarda geçtiği görülmemiştir” şeklinde konuştu.
“ŞU AN ÜLKEMİZİN ÜZERİNDE TARİHİ BİR SORUMLULUK VARDIR”
Ekonomik olarak güçlü olunmasına vurgu yapan Civelekoğlu; “İkinci olarak ekonomik olarak güçlü olmak zorunda olduğumuzu bir kere daha yaşamış oluyoruz. Konuştuğumuz telefon, kullandığımız araba, haberleştiğimiz sosyal medya başta olmak üzere internet hatları bile yabancınınsa, mahkum olmak sonucunun doğması kuvvetle muhtemeldir. Çocukların mamasından bezine, emziğine kadar, kullandığımız temizlik ürünlerinden gıdaya kadar, sağlık ürünlerinden teknolojik ürünlere kadar her şey yabancıya bağlıysa, yabancının ürünüyse, boykotun ne kadar etkili olacağını değerlendirmek gerekir. Bunun karşısında hangi ürünlerimizle duracağımızı düşünmemiz gerekir. Niçin o ürünleri üretemediğimizi sorgulamamız gerekir. Şu an ülkemizin üzerinde tarihi bir sorumluluk vardır. Dünyanın umudu, kim ne derse desin Türkiye’dir. Hatta bir Filistinli kardeşimizin ‘İsrail askeri, sokakta gördüğü silahlı bir yabancıdan değil, Türk turistten daha fazla korkuyor’ sözü her şeyi anlatmaya yeterdir. Bunun için, vebal altında kalmamak için, insanlık için, herkesin hakkı olan bir dünya için ülkemizin tarihi sorumluluğun bilinciyle hareket edeceğinden şüphemiz yoktur” dedi.