İYİ Parti kongresini gerçekleştirdi
İYİ Parti İl Başkanlığı 1'inci Olağan İl Kongresini gerçekleştirdi. Seçimlere tek liste olarak giren İYİ Parti İl Başkanı İlhan Engin güven tazeleyerek, tekrardan başkan seçildi. Kastamonu Belediyesi Kuzeykent Nikah ve Konferans Salonu'nda yoğun katılım ile yapılan kongreye genel merkez kurucular kurulu üyesi ve eski İstanbul Milletvekili Mukadder Başeğmez'in yanı sıra çevre illerin İYİ Parti il...
İYİ Parti İl Başkanlığı 1’inci Olağan İl Kongresini gerçekleştirdi. Seçimlere tek liste olarak giren İYİ Parti İl Başkanı İlhan Engin güven tazeleyerek, tekrardan başkan seçildi. Kastamonu Belediyesi Kuzeykent Nikah ve Konferans Salonu’nda yoğun katılım ile yapılan kongreye genel merkez kurucular kurulu üyesi ve eski İstanbul Milletvekili Mukadder Başeğmez’in yanı sıra çevre illerin İYİ Parti il başkanları ve diğer siyasi partilerin temsilcileri de katılım gösterdi. Tek liste olarak seçimlere giren mevcut İYİ Parti İl Başkanı İlhan Engin; “Evet, İYİ Parti bir proje partisidir. İyi Parti’nin Genel Başkanı partiyi kurmadan önce Houston’a gitmedi. Türkiye’yi karış karış gezdi, İYİ Parti’yi Türk milletinin talebi, isteği ve arzusu ve hatta itelemesiyle kurudu. Evet İYİ Parti bir proje partisidir ve projenin sahibi Türk milletinin bizatihi kendisidir. Biz 45 yıldır ne diyorsak aynı şeyi söylüyoruz. Herkes gibi ben de sosyal medyayı kullanıyorum. Geçmişten beri nostaljik olanlar da var yakın geçmişteki paylaşımlarımız da var. Hiçbir tanesinden pişman olup silmedim. Paylaşımlarıma yapılan eleştiriler dahi orada duruyor, hiçbirisine dokunmadım. 16 Nisan referandumundan önce Türkiye 1923 ruhuyla idare edilemiyor, biz hayır dedik, biz padişahlığa hayır dedik, tavrımız baştan belliydi. Ancak utanıp da evet diyemeyip 1923 ruhuyla Türkiye artık idare edilemiyor, başkanlık sistemi gereklidir, yani 2019’dan sonra da ismi değişecek padişahlık gereklidir deyip bugün milli ve yerli ittifak adı altında 2019’daki sandıktaki tehlikeyi gördüler. 7 Haziran’da yedikleri tokadın sersemliği daha geçmedi. Şimdi ittifak yapıyorlar, milli ve yerli ittifak yapıyorlar. Şu anda milliyetçilik moda. İstismar edecekleri şey bu. Peki Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alanlarla bu iş nasıl olacak? İtalyan malı ayakkabılarla Türk milliyetçiliği, her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldım diyenlerle bu ittifak nasıl olacak? Yoksa bu ittifak daha önce vardı da bizim jeton mu geç düştü? Yoksa seni yüce divana göndermezsen namerdim derken, biliyorsunuz divan değişik manalarda kullanılıyor. Bir yüce mahkeme manasında kullanılıyor, bir de bizim köylerde sedir dediğimiz yer var, divan denir sedirle eş anlamlı. Yoksa yüce divan derken yüce mahkemeyi değil de yüce bir divanı kafasında hayal ettiği bir tahtı mı tarif ediyordunuz yüce divan derken?” diye konuştu. “ŞEKER FABRİKASINI KASTAMONU’YA VERECEKSİN” Kastamonu’yu her konuda takibe aldıklarını söyleyen Engin; “Devlet idaresi ne hal geldi? Özel İdare’nin satışa çıkardıkları arasında İhsangazi’de 19 tanede arsa var. Sonrasında incelemişler, bir bakmışlar ki Devlet Su İşleri 19 arsanın üzerine baraj yapmış. Öyle onunca burayı bedelsiz tahsis ettiler. İnşallah ilk seçimlerden itibaren İYİ Parti olarak halkımızla ülkeyi yönetmeye talibiz. Şeker Fabrikasını satıyorlar. Şeker Fabrikası bizim hayatımıza işlemiş durumda. Biz elimizden geleni yapıyoruz ama adamlar satmaya kafaya koymuş. Geçen sene Seydiler’deki kantarı kapatmışlar. Fabrikayı işlemez hale getiriyorsun ve satışa çıkartıyorsun. Hiç yenilik yapılmazsa şu anda fabrikanın 5 yıl çalışacak dermanı ancak var. Zarar ediyor diye sattığını söylüyorsun. İşlemez hale getiriyorsun ve üstelik kötülüyorsun. Kime satacaksın? Satamazsın kardeşim. Bunu Kastamonu’ya vereceksin. Hem de bedava vereceksin. Kastamonu bir araya gelecek, fabrikayı modernize edip, çalışır hale getirecek. Et Balık Kombinesini kapattınız, çalışan 3-4 bin kişi göç etti. Her gün göç veriyoruz. 5 bin kişilik Araç’ta 25 tane kahvehane var. Bu mu yaptınız hizmet? Herkes hizmet alıyor, biz vaat alıyoruz. Artık vaatte yok, elimizdekilerini satmaya başladılar” diye konuştu. “ATTIĞIN TAŞ, ÜRKÜTTÜĞÜN KURBAĞA DEĞECEK” Otomobil Fabrikası’na da değinen Engin; “Kastamonu’nun sosyo-ekonomik durumuna göre bir çözüm üreteceksin. Attığın taş, ürküttüğün kurbağa değecek. Sen yerli otomobil fabrikası peşinden koşacağına, Kayseri’de yapılan besi bölgesi gibi projenin peşinden koş, bizde peşinden koşalım kardeşim. Kastamonu’ya Hayvansal OSB açmak istiyorlar. Geçen sene 3 tane milletvekili Sağlık Bakanı ile vaatlerde bulunmuştu. Bugün hiçbirisi yok. Şeker pancarı da elimizden gidince Tarımsal OSB’nin ne anlamı var? Biz elimizdeki OSB gerçek anlamda çalıştırabiliyor muyuz? Hiç çalışmayan yerin işletme ruhsatı var, Kastamonu için üreten yerin işletme ruhsatı yok. Organizenin rahat çalışabilmesi için ticaret ile sanayi odasının ayrılması lazım” dedi.