İmamoğlu'na Serbest Kürsü'den Halk Desteği

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanlığı tarafından Çağlayan Adliyesi’ne sevk edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Cumhurbaşkanlığı Ön Seçim Adayı Ekrem İmamoğlu’na destek olmak adına İl Başkanlığı binası önünde Serbest Kürsü etkinliği düzenlendi.

CHP İl Başkanlığı binası önünde düzenlenen etkinlikte her kesimden vatandaş söz alarak, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını ve diplomasını iptal edilmesini hukuksuz bulduklarını dile getirdiler.

‘Bu Artık Son Direniş’

Etkinlikte söz alan Avukat Hüseyin Şensoy; CHP üye olmadığını vurgulayarak başladığı konuşmasında; “Buraya siyaset üstü bir durum olduğu için her gece gelmeye çalışıyorum. Buradaki diploma iptalinin ve tutuklama kararının hukuksal boyutunu tartışmadan önce, bunun toplumsal boyutunun çok daha yüksek olduğunu, artık otoriterleşen ve diktatörlüğe evrilen rejimin artık kendisine rakip gördüğü herkesi siyasi ve hukuki olarak silip, kendi yoluna hiçbir engel olmadan devam etme çabası içerisinde olduğunu düşünüyoruz. Bunun için hukukun ve siyasetin malzeme olarak kullanıldığını düşünüyorum. Bu durumun siyaset üstü ve bizim anayasal haklarımızı etkileyecek bir durum olarak düşünüyorum. Herkesin bunun farkında olmasını istiyoruz. Yokluk ilkesi ile diplomanın iptal edilebilmesi için o diplomanın hile ya da başka yollarla elde edilmiş olması lazım. Yoksa idarenin kendisinin bir diplomayı iptal etme şansı yok. Bizim anayasal haklarımız birkaç profesörün masa başında oturarak, oluşturduğu bir anayasa değil. Bizim seçme ve seçilme kanla yazılmıştır. İlk insanlardan beri eninde sonunda evrilerek son aşamaya gelmiştir. Bu uğurda çok canlar yitip gitmiştir. Hiç kimse bunu elimizden alamaz. Zulme karşı mukavemet göstermek lazım. Hukuka güven endeksi artık İran’ın da gerisinde. Umutluyuz, umudumuz çok yüksek, çünkü biz Türk topluluğuz. Hiçbir topluluğa benzemeyiz. Her şeyin altından kalktık, bununda altından kalkacağız. Siyasi ve demokratik yollarla anayasal düzenle kalkacağız. Bir korku imparatorluğu yarattıklarını düşünüyorum. Avukatlar dahi korkuyor. Bunu kırmalıyız. Korkunun ecele faydası yok. Böyle gidere ya İran olacağız, ya Rusya olacağız. İki rejiminde ne kadar kötü olduğunu hepimiz biliyoruz. Cehaletle savaşmak için bilgili olanların ses çıkarması lazım. Doğruyu her yönden açıklamak zorundayız. Bu mücadelemizi devam ettirmek zorundayız. Bir sonuç alana kadar bu eylemleri devam ettirmeliyiz. Bu artık son direniş” dedi.

‘Millet Olarak Emanetlerimize, Değerlerimize Sahip Çıkma Zamanıdır’

CHP Gençlik Kolları İl Başkanı Cengiz Doğanşah ise; “Bugün görüyoruz ki, AK Parti zihniyeti çürümüş, iktidar sadece kendi çıkarları için hareket etme gafleti içine düşmüştür. Her günün sabahında acaba bugün hangi hukuksuzlukla karşı karşıya kalacağız diye gözlerimizi açmış bulunmaktayız. Bu gözaltılar, bu baskılar ve hukuksuzluklar, adalete ve demokrasiye sivil darbedir. Bizler kırmızı yelekliler olarak Kastamonu’da olduğu gibi, İstanbul’da olduğu gibi, Ankara’da olduğu gibi nerede olursa olsun, her zaman mücadele etmeye devam edeceğiz. Millet olarak emanetlerimize, değerlerimize sahip çıkma zamanıdır. Bu zamanda geleceğimiz için, umutlarımız için dün olduğu gibi bugünde sahada olmak zorundayız. Bizler her zaman sahaya çıkmaya hazırız. Her zaman bu devlet için mücadelemizi vereceğiz. Ülkemizin yaşadığı durumlarda siyaset üstü bir duruma gelmiş bulunmaktayız. Bu diktatör Erdoğan’a millet olarak dur demek zorundayız” ifadelerini kullandı.

'Zulüm Meşruysa İsyan Haktır’

Üniversite öğrencisi bir genç ise; “Bu artık tamamen halkın irade meselesi haline geldi. Benim ailem Ankara’da direniyor, ben Kastamonu’da direniyorum. Direniş her zaman sürüyor. Zulüm meşruysa isyan haktır” şeklinde konuştu. 

Bir başka vatandaş ise; “15 Temmuz’da Konya AK Parti İl Başkanlığı’nda sabahlamıştım. Bugün buradayım. Halkın iradesiyle gelenler halkın iradesiyle gitmelidir. Bu şekilde hukuksuz tutuklanmaya karşıyım. Güçler ayrılığı olan bir Türkiye olması için Ekrem İmamoğlu’nu sonuna kadar destekliyorum” dedi. 

Bir diğer öğrenci ise; “Bu bir millet meselesi, bu bir hak meselesi, bu bir adalet meselesi. Bir kağıt parçasının arkasına sığınanlardan korkmuyoruz, korkmayacağız da. Çünkü bizim değerlerimiz çok daha büyüktür ve hayat bundan çok daha önemlidir. Burada yaşamak ve insan olmak için savaşıyoruz. Bu bir parti veya siyaset meselesi değildir. Bu bir hak meselesidir, bu bir adalet meselesidir” ifadelerini kullandı.

‘Cumhuriyete Sahip Çıkmak Zorundayız’

Belediye Meclis Üyesi Tufan Seydioğlu da söz alarak; “Bir ülkeyi işgal etmek için atom bombası atmaya, füze atmaya hiç gerek yok. Ülkelerin 3 tane değeri vardır. Bunları bitirdiğin zaman ülkenin dibine bomba koymuş oluyorsun. Birincisi eğitim, 2’ncisi adalet ve 3’üncüsü en önemlisi ahlak. Bunları maalesef yitirmek üzereyiz. Ülke gidiyor. Çocuklarımız için, geleceğimiz için, torunlarımız için cumhuriyete sahip çıkmak zorundayız. İlla Cumhuriyet Halk Partili olmak zorunda değilsiniz. Memleketiniz için, Türk Milleti için bu ülkeyi ayağa kaldırmak zorundayız. Hep beraber ya var olacağız, ya yok olacağız” diye konuştu.

Bir başka vatandaş da; “Şu an Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nin sonlarına geldiğimizi düşünüyorum. Ama umutsuzluğa kapılmayın. Muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızda var. Fark edin yeter” dedi.

‘Mustafa Kemal’in Değerlerine Sahip Çıkmak İçin Buradayız’

Köylü olduğunu vurgulayan bir diğer vatandaş da; “Bugün Mustafa Kemal’in değerlerine sahip çıkmak için buradayız. Görüyorum ki, aynı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi, 15’liler, Şerife Bacılarıyla, Kara Fatmalarıyla, Hasan Tahsinleriyle hep birlikte yine omuz omuzayız. Bunun için gururluyum. Benim bir kızım var okuyor ama geleceğinden umutsuz. Bağımsızlığımızı tekrardan almak için buradayız” ifadelerini kullandı.

‘Türkiye Cumhuriyeti’ni Kurtarmamız Gerekiyor’

Belediye Meclis Üyesi Nurullah Şahin, bir vatandaş olarak görüşlerini ifade etmek istediğini belirterek; “Umutsuzluğa kapılmaya hiç gerek yok. Biz bunu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ten öğrendik ve bunu başaracağız bir şekilde. Anayasamızın 34’üncü maddesi çok açık, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir bireyi izin almaksızın silahsız olarak gösteri ve eylem yapabilir.’ Bizim hak, hukuk ve adalet için direnişi sonuna kadar göstermemiz gerekiyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlere emaneti olan bu Türkiye Cumhuriyeti’ni kurtarmamız gerekiyor. Bunun için her bir bireyin görevi var. Anayasanın bize verdiği hakları yerine getirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘Böyle Utanmazlık, Böyle Saygısızlık Görmedim’

Emekli bir vatandaş ise; “Maalesef emekliyim. Bizi rezil ettiler. Hiç çalışmamış gibi, bu memlekete hiç hizmet etmemiş gibi alay ettiler bizimle. Biz artık yaşamaktan umudumuz kestik. Torunlarımıza harçlık veremez olduk. Emeklilerimiz artık çöpleri karıştırıyor. Fakat kendisi saraydan çıkıp da ne pazara ne sokağa iniyor. Böyle utanmazlık, böyle saygısızlık görmedim. Bizim oylarımız çıktılar oraya, bizim verdiğimiz vergilerle maaşlarını alıyorlar. Artık yeter. Korkmasınlar, sokaklara çıksınlar. Artık dayanamıyoruz. Her şeyi sattılar. Vatanı milleti talan ettiler. Artık buna bir dur diyelim, korkmayın” ifadelerini kullandı.

İnşaat mühendisi bir vatandaş da; “Bizim için yapıların sağlamlığını belirleyen en önemli unsur temelleridir. Bizim temellerimiz çok sağlam. Lütfen umutsuzluğa kapılmayalım. Darbeler olacaktır. Biraz sarsılacağız ama emin olun ki bu temellerle ayakta kalacağız. Yılmadan, yıkılmadan ülkemizi korumaya hep birlikte korumaya devam edelim” dedi. 

Daday Belediyesi Meclis Üyesi Adnan Mehmet Tüfekçi, hukuk mücadelesi verdiklerini belirterek, katılanları tebrik etti.

‘Bu Şiddet Neden?’

Eski bir TSK mensubu ise; “Güvenlik güçlerimizin halka tutumu beni çok etkiliyor. Bize milleti korumak öğretildi. Biz milletimizi korumak için eğitildik, bunun için eğitimlerden geçtik, bunun için elimize silah verildi. Bunun için vurduk, vurulduk. Bu topraklar bu milletin. Yasal haklarını kullanmaya vatandaşlara neden bu şiddeti uyguluyorsunuz. Yarın bu hükümet gider, bu devran döner. Bu millete yapılanlar kayıtlardan silinmez. Ben bu şiddeti görmeye dayanamıyorum. İnsanlar eylem yapmak istiyorlar. Bunlar terörist değil. Ellerinden roketatar yok. Bu şiddet neden? Siz Apo’yu çıkartmak isteyenleri, bugün korumaya çalışıyorsunuz. Biz bunun için mücadele etmedik. Millete şiddet uyguluyorsunuz. Ben bunu yediremiyorum. Bu bizim milletimiz, bizim insanımız” şeklinde konuştu.

‘Milletle İnatlaşmayı Bir Kenara Bırakın’

Akabinde diğer vatandaşlarda görüşlerini dile getirdiler. Vatandaşlardan sonra söz alan Belediye Başkanı Hasan Baltacı; “Günlerdir bir araya geliyoruz ve bu millete, bu ülkeye ödetilmeye çalışılan bedele karşı birlikte mücadele veriyoruz. Sabrımızı sınıyorlar ama sabırla, ısrarla, heyecanla, coşkuyla bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bir şeye güveniyorlar, nasıl olsa unuturlar, nasıl olsa bıkarlar, nasıl pes ederler diye düşünüyorlar ama artık bu mücadele başka bir aşamaya geçmiştir. Millet ayaktadır, artık her yerdedir ve bu direniş asla durdurulamayacak. Bu kararlılıktan ben bu sonucu çıkartıyorum, iktidarda inşallah bunu görüyordur. Az önce sosyal medyaya bir haber düştü. İstanbul’a giriş ve çıkışları kapatmışlar. En son İstanbul’a giriş ve çıkışlar İngiliz işgali altındayken kapatılmıştı. O günlerden bugünlere Türkiye Cumhuriyeti’ni ayakta tutmak için çok bedeller ödendi ama hafızamız o günleri asla unutmadı. Şimdi buradan İstanbul Valisi Sayın Davut Gül’e seslenmek istiyorum. Sayın vali senden önceden de valiler vardı. Sizden öncede bu devletin bürokratları, memurları vardı. Hatırlayın Gezi Direnişi’nde de vali vardı. O günde iktidarın emrini uygulayan memurlar vardı. Bir geldi iktidar sahipleri ‘pardon’ dedi. ‘Bu bir FETÖ kumpası’ dedi. ‘Fetöcüler devlette milleti karşı karşıya getirdi’ dedi. O dönemin valisi 20 ay cezaevinde bedel ödedi. Sana hatırlatırım İstanbul Valisi, bu iktidarın dostu olmaz, vefası olmaz. Bu iktidarın sadece çıkarları olur, yandaşları olur. Günü gelir yine pardon diyebilirler. Bugünkü memurlara yine bedel ödettirebilirler. Onun için derhal İstanbul’un kapılarını açın. Bu milletten daha büyük bir güç yoktur. Bu milletin sabrını gücünü sınamaya kalkmayın. 100 yıl önce geldikleri gibi gittiler. Biz istiyoruz ki bu iktidarda geldiği gibi gidebilsin. Sizin için en hayırlısı geldiğiniz gibi gidebilmektir. Seçimle geldiniz inşallah seçimle gidersiniz. Sizin için en hayırlısı budur. Aklınızı başınıza alın. Milletle inatlaşmayı bir kenara bırakın. Bu ülkeyi düze çıkartacağız. Bıkmayacağız, bu ülkeye baharı yeniden getireceğiz” diye konuştu.

‘Zulmünüz Arttıkça Sonunuz Tez Gelecek’

CHP İl Başkanı Dilek İlke Karabacak ise; “31 Mart seçimlerinde sokak sokak, hane hane gezerken vatandaşlarımıza bunun bir parti meselesi olmadığını, bunun bir vicdan ve ahlak seçimi olduğunu söylemiştik. Bu Ekrem İmamoğlu ve CHP meselesi değil. Bu bir vicdan meselesi, ahlak meselesi, adalet meselesi, onur meselesidir. Tüm vatandaşlarımıza bu çağrıda bulunuyoruz. Bu çağrımız öyle bir karşılık buldu ki, herkes partimize üye olmak için geldi. 2 günde 800 arkadaşımız üye oldu. Diğer partilerin yöneticileri de bize destek verdi. Bundan korkan iktidar partisi üyelerini teker teker arayarak, ‘sakın ola o sandığa gitmeyin’ demişler. Öyle de yenileceksiniz, böylede yenileceksiniz. Korkunun ecele faydası yok. İktidar sahiplerine sesleniyorum; 100 yıl önce yıkılmaz sandığınız saraylarınızı, bir adam çıkar saltanatınızı yerle bir eder. Kaleniz sandığınız şehirlerinizi bir yiğit çıkar elinizden alıverir, iktidarınız elinizden alıverir. Bugün Ekrem İmamoğlu saraylarınızdan elinizden alacaktır. Korkuyorsunuz korkmaya devam edin. Zulmünüz arttıkça sonunuz tez gelecek” dedi.