Hurda metalleri sanat eserine dönüştürüyor
Parasızlık nedeniyle eşine istediği hediyeyi alamayan ve eşine verebileceği en güzel hediyenin sevgisi ve kalbi olduğunu düşünen Ahmet Yarcı adlı demirci ustasının atık demirlerden eşine yaptığı biblo yeni ilham kaynağı oldu. Yarıcı'nın eşi için atık metallerden yaptığı hediyeler zamanla hobi haline dönüştü. Boş zamanlarında hurdalıktan topladığı metalleri demir ustası, sanat eserine dönüştürüyor. Sevgililer Günü'nde maddi...
Parasızlık nedeniyle eşine istediği hediyeyi alamayan ve eşine verebileceği en güzel hediyenin sevgisi ve kalbi olduğunu düşünen Ahmet Yarcı adlı demirci ustasının atık demirlerden eşine yaptığı biblo yeni ilham kaynağı oldu. Yarıcı’nın eşi için atık metallerden yaptığı hediyeler zamanla hobi haline dönüştü. Boş zamanlarında hurdalıktan topladığı metalleri demir ustası, sanat eserine dönüştürüyor. Sevgililer Günü’nde maddi imkansızlık nedeniyle eşine istediği hediyeyi alamayan ve ‘ne yapabilirim’ diye çok düşünen Yarcı, büyük ilanı aşkların müzikli ortamlarda keman eşliğinde genelde yapıldığını kendisinin de böyle bir imkanının olmadığını, eşi için kendi kemancısını kendisinin yaptığını söyledi. “DEMİRCİLİK, KUTSAL BİR MESLEKTİR” Kastamonu Belediyesi’nde görevli Ahmet Yarcı, boş zamanlarında hurdalıkları gezerek metal eşya topluyor. Topladığı bu metalleri arkadaşlarının atölyesinde veya evinde yaşadığı çevresindeki olaylardan esinlenerek hurda metallere anlam yüklüyor. Hurda metallerden yaptığı bibloları tamamen atık malzemeler kullanarak yaptığını söyleyen Ahmet Yarcı; “Meslek olarak 11 yaşımdan bu tarafa demir doğramacı olarak çalışıyorum. 2000 yılında Kastamonu Belediyesi’nde göreve başladım. Belediyede de atölyede görev yaptım. Boş zamanlarımda boş oturmaktansa hurda demir parçalarını değerlendirerek küçük biblolar yapmayı seviyorum. Bunu severek yapıyorum. Zaten mesleğimde Peygamber mesleklerinden bir tanesidir. Demircilik, kutsal bir meslektir. Mesleğimi severek yapıyorum. Rabbim izin verdiği müddetçe elimden geldiği kadar bu mesleği devam ettirmeye çalışacağım” dedi. “BOŞ ZAMANLARIMI DEĞERLENDİRMEYE ÇALIŞIYORUM” Boş zamanlarında vaktini değerlendirmek için hurdalıkları gezdiğini ifade eden Yarcı; “Arkadaşlarımın iş yerleri, dükkanları var, onları ziyaret ederim. Kullanabileceğim malzemeleri metal olsun, plastik olsun topluyorum. Gerektiği yerde paramla malzeme alıyorum. Bu şekilde boş zamanlarımı değerlendirmeye çalışıyorum” diye konuştu. “BEN, EŞİMİ ÇOK SEVİYORUM” Yaptığı bibloları çevresinde yaşadıkları olaylardan da esinlenerek anlamlar yüklemeye çalıştığını aktaran Ahmet Yarcı; “Her kadın gibi eşimde hediye almasını sever. Sevgililer günü yaklaşmıştı. Ne yapabilirim diye düşünürken çok zengin olanlar, parası olanlar, mücevher veya değişik hediyeler alırken bizim böyle imkanımız olmuyor. Bende dedim ki kendi kendime emek vererek yapayım. Bende keman çalan ile önünde diz çökmüş kalpli birisini yapmayı düşündüm. Verebileceğim hediyenin de en güzelinin sevgim ve kalbim olabileceğini düşündüm. Bunun yanında emeğimin olduğunu düşündüm. Bende kalpli biblo ile keman çalan bibloyu yaptım. Büyük ilanı aşklar, sevgiler böyle müzikli ortamlarda keman eşliğinde genelde yapılır. Benimde o kadar param yoktu keman çalan birisini tutacak kadar. Bende kemancımı kendim yapayım dedim. Ben, eşimi çok seviyorum. Bunun içinde seven yüreğin anahtarı olarak kalbimin büyük bir anahtarını yaptım. Bende bunu kalbimin anahtarı olarak eşime takdim ettim. Sevgililer gününde böyle bir tatlı anımız olmuştum” şeklinde konuştu. “HAYATIMDA ALDIĞIM EN GÜZEL HEDİYEYDİ” Ahmet Yarcı’nın eşi Sema Yarcı ise; “Hayatımda aldığım en güzel hediyeydi. Hepsi çok güzeldi benim için. Üstü güzel pahalı hediyeler almaktansa böyle değerli emek verilmiş bir hediye almak beni gerçekten çok mutlu etti. Eşime bu güzel hediyesi için tekrardan çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. “ALKOL BAĞIMLISI ARKADAŞIMIN DURUMUNU ANLATMAK İSTEDİM” Alkol bağımlısı bir arkadaşının olduğunu anlatan Ahmet Yarcı; “Alkol bağımlısı bir arkadaşım vardı. Sürekli söylememize rağmen yanlış yolda olduğunu anlatmamıza rağmen içmeye devam ederdi. Ben, hep derdim bu işin sonu kötü olacak. Ya hasta olacaksın ya da hayatını kaybedeceksin. Elimizdeki hurda malzemeleri değerlendirip alkol bağımlısı arkadaşımın durumunu anlatmak istedim. Arkadaşımın son durumun senin de böyle olacak demeye getirdim. Bunu düşünerek yaptım” dedi. “BİZE BU VATAN BEDAVA VERİLMEDİ” Diğer yaptığı biblolarda da Osman İmparatorluğu’nun savaşlarda kullandığı savaş malzemelerine dikkat çekmek olduğunu belirten Yarcı; “Bu bibloları yaparken düşündüğüm tek şey bu vatanın ne şekilde kazanıldığıdır. Bize bu vatan bedava verilmedi. Bu vatan için canlar ve bedeller ödendi. Bu bedeli öderken de savaş malzemeleri kullanıldı. Mancınık, ok, kılıç, top ve tabii ki at, o dönemlerin en büyük silahları bunlar oluyordu. Bu topraklarımız bunlarla kazanıldı. Bunu anlatmak istedim. Kılıç’ın ise sıradan bir kılıç olmasını istemedim. Adaleti ve cesaretiyle Hz. Ali’nin kılıcını örnek olarak yaptım. Topuda İstanbul’un fethinde kullandık. Bende ondan esinlenerek yaptım. Bu topun diğer özelliği de İstanbul’un fethi sırasında dökülen topların ana maddesi olan bakır, Küre ilçemizden gönderilmiştir. Böyle bir özelliği de var” dedi. Kastamonu’nun iklim olarak büyük bir bölümünün tarıma elverişli olduğunu ifade eden Yarcı, şunları kaydetti: “Kastamonu, iklim olarak tarıma büyük bir bölümü elverişlidir. Bende bunu düşünerekten atık malzemelerle traktör yapayım dedim. Kastamonu’nun yüzde 80’nin üzerinde köylerimizde herkeste bulunan bir araçtır traktör. Bende bunu onları düşünerekten yaptım, elimdeki malzemeleri ona göre değerlendirdim.”