'Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır'
CUMHURİYET BAŞSAVCISI BÜLENT KANTARCI Adliye Sarayı'nda 2016-2017 Adli Yıl açılış programı gerçekleştirildi. Adliye önündeki Atatürk anıtına çelenklerin sunulmasıyla başlayan tören, Adliye Konferans Salonu'nda adli yıl açılış konuşmalarıyla devam etti. Gerçekleştirilen açılış törenine Baro Başkanı Mehmet Çiftci, Kastamonu Cumhuriyet Başsavcısı Bülent Kantarcı, Adalet Komisyonu Başkanı Galip Akpınar, AK Parti Milletvekilleri Hakkı Köylü ve Metin Çelik, Kastamonu...
CUMHURİYET BAŞSAVCISI BÜLENT KANTARCI; Adliye Sarayı’nda 2016-2017 Adli Yıl açılış programı gerçekleştirildi. Adliye önündeki Atatürk anıtına çelenklerin sunulmasıyla başlayan tören, Adliye Konferans Salonu’nda adli yıl açılış konuşmalarıyla devam etti. Gerçekleştirilen açılış törenine Baro Başkanı Mehmet Çiftci, Kastamonu Cumhuriyet Başsavcısı Bülent Kantarcı, Adalet Komisyonu Başkanı Galip Akpınar, AK Parti Milletvekilleri Hakkı Köylü ve Metin Çelik, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın, Belediye Başkanı Tahsin Babaş, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Yavuz Selim Kapancı, İl Emniyet Müdürü Mustafa Yoldan, hakimler, savcılar, avukatlar ve davetliler katıldı. “ŞEHİT VE GAZİLERİMİZE MİNNETLERİMİ SUNUYORUM” Konferans salonundaki ilk konuşmayı Kastamonu Baro Başkanı Avukat Mehmet Çiftci gerçekleştirdi. Baro Başkanı Mehmet Çiftci konuşmasında 30 Ağutos Zafer Bayramı, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne değindi ve 15 Temmuz Darbe Girişimi hakkında ifadelere yer verdi. Çiftci ayrıca 15 Temmuz sonrasındaki yargısal sürece de değindi. 30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili olarak Çiftci; “İki gün önce, yüce Türk Milleti’nin var olma mücadelesini taçlandırdığı, emperyalist güçlere karşı Dünya’da emsali görülmemiş mücadelenin verildiği ve bu mücadeleyi başarı ile sonuçlandırarak, düşmanın vatan topraklarından süpürüldüğü 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutladık. Bu vesile ile bu günlerde her zamankinden çok daha fazla önem arz ettiğini düşündüğüm, Zafer Bayramı’nı bir kez daha kutluyor, vatanımızı gelecek nesillere teslim etmek üzere bizlere emanet eden şehit ve gazilerimize minnetlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı. 1 Eylül’ün Dünya Barış Günü olduğunu hatırlatan Çiftci, Dünya Barış Günü’nün kulağa hoş gelen bir kelime olduğunu söyledi. Fakat dünya üzerinde sömüren ve sömürülen ülkelerin olduğunu hatırlatarak güçlünün güçsüzü ezdiğini söyledi. “ÜLKEMİZE DÜNYADAKİ TÜM DEVLETLER İLGİ DUYMAKTA” Konuşmasının devamında 15 Temmuz kanlı darbe girişimine ilişkin anekdotlarını ve yargılama süreci ile ilgili beklentilerini aktaran Çiftci; “Çok önemli bir coğrafya üzerinde bulunan ülkemize, hem coğrafi nedenlerden, hem de dini ve siyasi birçok nedenden ötürü, dünyadaki tüm devletler ilgi duymakta. Tarihin her döneminde, Ulu Önderin deyimi ile dahili ve harici bedhahlar mevcut olmuştur. Ülkemiz 15 Temmuz’da çok ciddi bir tehlike atlatmıştır. Bizi de, Ortadoğu coğrafyasına çevirmeye yönelik bir kalkışma eylemi gerçekleştirilmiştir. Ülke içerisinde bulunan, uluslararası sermayenin uşağı ve maşası bir kısım hain unsurlar tarafından, Yüce Türk Milleti’nin iradesini temsil eden TBMM bombalanmış, ülkemizin silahlı güçlerinin ana karargahları olan Genel Kurmay Başkanlığı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne saldırılmış, TÜRKSAT ve TRT gibi iletişim kurumlarına baskın yapılmış, Asya ile Avrupa’yı karasal manada birleştiren köprüler kapatılmıştır. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil eden Sayın Cumhurbaşkanı öldürülmeye çalışılmıştır. Seçilen hedeflerin hepsi manidardır. Ülkemizi iç savaşa sürüklemeye çalışan bu hain kalkışma, Yüce Türk Milleti’nin canını feda etmekten kaçınmayan basiretli davranışları sonucu engellenmiştir. Bu karşı duruş sırasında yüzlerce vatan evladımız şehit, yüzlercesi de gazi olmuştur. Bu vesile ile bir kere daha tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize de acil şifalar diliyorum” ifadelerini kullandı. “ADALET ÇOK KESKİN VE ZOR BİR HİZMETTİR” Darbe girişimi sonrasındaki adli süreç ile ilgili olarak Çiftci; “Bu kanlı kalkışmayı gerçekleştiren, kendi insanını vurmaktan çekinmeyen vatan hainleri ve bunların destekçileri adalet önünde hesap vermek üzere yakalanmaktadır. Bu süreçte gerçek suçluların tespiti ile bu suçluların hak ettikleri cezaya çarptırılmaları hepimizin canı gönülden dileğidir. Ancak adalet çok keskin ve zor bir hizmettir. Tüm hakim ve savcılarımızdan beklentimiz ve isteğimiz, hukukun evrensel kurallarına bağlı kalarak soruşturma ve kovuşturmasını sürdürmeleridir. Aksi davranışların, gerçek suçluların ceza almalarını sağlamaya yönelik olmayacağı, hatta ilerleyen aşamalarda onların lehine hukuki sonuçlar doğuracağı izahtan varestedir” dedi. “YÖNTEMİN DOĞRU OLMADIĞI KANAATİNDEYİZ” Baro Başkanı Avukat Mehmet Çiftci son olarak Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemeleri’ne değinerek; “Bu yıl hukuk sistemimize yeni giren İstiklal Mahkemeleri diğer bir değişle Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemeleri’nin kurulması sebebiyle, ciddi bir hakim savcı ihtiyacı gündeme gelmişken diğer taraftan sayıları üç bini geçen şekilde hakim ve savcının meslekten ihraç edilmeleri bu ihtiyacı had safhaya ulaştırmıştır. Bu açık, Adalet Bakanlığı ve HSYK tarafından staj aşamasında olan hakim ve savcı adaylarının mesleğe kabullerinin hızlandırılması yoluyla giderilmeye çalışmışsa da hakim ve savcılığın bir olgunluk ve tecrübe gerektirdiği düşünüldüğünde bu yöntemin doğru olmadığı kanaatindeyiz. Kastamonu ve bu ölçekteki diğer illerde, tecrübeli hakim ve savcıların kalmadığını görüyoruz. Bu çarpıklığın ve sayısal noksanlığın, mevcut hakim ve savcılarımızın üstün gayretleri ile ilerleyen zaman içerisinde aşılabileceğini ümit ve temenni ediyorum” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı. “SORUNLARI DİLE GETİRMEYİ İSTERDİM” Adalet Komisyonu Başkanı Galip Akpınar da açılış konuşması gerçekleştirdi. Akpınar konuşmasında, hukukta yaşanan sorunlardan bahsetmeyi istediğini söyledi. Terör olaylarını hatırlatan Akpınar, konuşmasını terör üzerine kurdu. Akpınar; “20 Temmuz’da başlayan adli tatil bugün itibariyle sona ermekte olup, yeni adli yıla başlamaktayız. Öncelikle belirtmek isterim ki konuşmamda 2007 yılı sonunda faaliyete geçmesi planlanan ancak gerek mekan ve gerekse personel eksikliği nedeniyle açılışı bugüne kadar ertelenen Bölge Adliye Mahkemeleri’nin faaliyete geçmesi ve buna bağlı konuları; Komisyonumuza bağlı olan merkez ve ilçe adliyelerindeki durumu, vermiş olduğumuz hizmetin nitelik ve niceliği ile daha iyi hizmet verebilmenin önündeki sorunları dile getirmeyi isterdim. Gönül isterdi ki bugün daha mutlu, daha coşkulu ve daha huzurlu bir şekilde bu açılışı gerçekleştirelim” dedi. “TERÖRÜN DİNİ, DİLİ VE IRKI YOKTUR” Konuşmasını sürdüren Akpınar; “Malesef geçen sene 20 Temmuz'dan itibaren ülkemizde yaşanan terör olayları daha da tırmandırılmış bu süreçte yüzlerce vatan evladı şehit olmuştur. Hepimizce malum olduğu üzere terörün dini, dili ve ırkı yoktur. Terörün amacı; can yakmak, toplumun dengelerini bozmak milletimizi birbirinden ayırmaktır. Ülkemizde yaşanan bu terör olayları, birilerinin hesap ettiği şekilde aramıza fitne tohumları ekmemeli, milletimiz arasındaki birlik ve dayanışma ruhunu daha da güçlendirmelidir. Ülkemizin her kesimi, tüm meslek birlikleri ve kurumları bunu sağlamaya canla başla çalışmalıdır. Teröre karşı verilecek en güzel mesaj milletimizin birlik ve beraberliği olmalıdır” ifadelerini kullandı. “BU AZİZ MİLLET, HAKİM OLDUĞU TOPRAKLARA BARIŞ GÖTÜRMÜŞTÜR” Akpınar, Türk Milleti’nin birlik beraberliğine vurgu yaparak; “Türk Milleti, binlerce yıllık tarihi boyunca daima birlik ve dayanışma içerisinde olmuş, tüm tehdit ve saldırılara karşı dimdik ayakta kalmayı başarmıştır. Binlerce yıllık bir devlet geleneğine sahip olan bu aziz millet, hakim olduğu topraklara asrımızdaki devletler gibi demokrasi ve insan hakları götürdüğünü söyleyerek kan ve gözyaşı değil; huzur, adalet ve barış götürmüştür. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışının ardından bakiyesi üzerinde ki coğrafyada 100 yıldır devam eden huzursuzluk ve savaşlar bunun en büyük kanıtıdır” dedi. “BAŞSAVCILARIMIZIN DAVRANIŞLARI YARGI ADINA BİR GURUR VESİLESİDİR” 15 Temmuz Darbe Girişimi’nde başsavcıların tutumuna değinen Adalet Komisyonu Başkanı Galip Akpınar; “15 Temmuz 2016’da yakın tarihimizin en büyük ihanetlerinden birini yaşadık. Devletin içerisine çöreklenmiş bir grup hain tarafından yapılan ve 241 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden olan bu girişim, başta Sayın Cumhurbaşkanı’mızın onurlu ve dik duruşu olmak üzere siyasi partilerimizin, devletinin ve milletinin yanında duran kamu görevlilerinin katkıları ve milletimizin üstün feraseti ile başarısızlığa uğratılmıştır. 15 Temmuz gecesi olayı haber alır almaz harekete geçerek, bu kalkışmaya katılanlar hakkında gerekli tüm hukuki işlemlerin yapılmasına yönelik emir ve direktif veren, Cumhuriyet Başsavcılarımızın bu davranışları yargı adına bir gurur vesilesidir” ifadelerini kullandı. “YARGI ERKİNİN YIPRATILMASI DOĞRU DEĞİLDİR” Akpınar, yargıya sızmış bir grubun faaliyetleri neticesinde yargının yıpratılmasının doğru olmadığını söyleyerek; “Son yıllarda yargıya olan güvenin olması gereken seviyelerde olmadığının ve bunun nedenlerinin farkındayız. Ancak bizlerin adalet sistemine olan inancı, ülkemizin geçtiği bu zorlu dönemde her zamankinden fazla olmalıdır. Zira adalet denilince akla ilk gelen isimlerden biri olan Hz. Ömer ile devletimizin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi; ‘Adalet Mülkün temelidir.’ Türk Devleti’ne ve kanunlara bağlı olan başka hiçbir kişi ya da yapılanmadan direktif almayan bağımsız Türk yargısı, yalnızca hakkın ve adaletin hızlı bir şekilde gerçekleşmesini amaç edinmiştir. Mevcut olan tüm hakim ve cumhuriyet savcılarımız da bu amacı gerçekleştirmek için gece-gündüz demeden çalışmaktadır. Tüm devlet kurumlarına olduğu gibi yargı içerisine de girmiş bir grubun faaliyetleri nedeniyle toptancı bir yaklaşımla yargı erkinin yıpratılması doğru değildir” dedi. “KAMUOYUNUN GEREKLİ HASSASİYETİ GÖSTERECEĞİNE İNANIYORUM” Akpınar son olarak; “Böyle bir tutum bu millete adalet sunmayı kendisine şiar edinmiş, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Selim Kiraz, Murat Uzun ve Hakan Kılıç gibi bu amaç uğruna hayatını ortaya koymuş olan meslektaşlarımıza, yargı çalışanlarına büyük bir haksızlık olacaktır. Ben kamuoyunun da bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğine inanıyorum. Bu duygu ve düşünceler ile başta cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor yeni adli yılımızın adliyemize, baromuza ve tüm ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı. “KIVANÇ İÇERİSİNDEYİZ” 2016-2017 Adli Yıl açılış programındaki son konuşmayı Cumhuriyet Başsavcısı Bülent Kantarcı gerçekleştirdi. Kantarcı konuşmasına; “Her yıl olduğu gibi bu günde yeni bir adli yılın açılışını gerçekleştirmenin kıvancı içerisindeyiz. Bu yıl yapmış olduğumuz açılış ülkemizin içerisinden geçtiğimiz süreç milletin namusuna ve geleceğine uzanmak isteyen hainlerin darbe girişimleri, şehitlerimiz gazilerimiz ve bu uğurda meydana gelen kayıplarımız nedeniyle belki kalbimizin bir köşesi kırık, gönlümüz mahzun olabilir. Ancak bir taraftan da bir milat bir başlangıç olarak kutlamamız ve gerçek anlamda bir bayram olarak kutlamamız gereken yeni bir adli yıl açılışı olduğunu düşünüyorum” diyerek başladı. “HİÇBİR ŞEY 15 TEMMUZ’DAN ÖNCEKİ GİBİ OLMAYACAKTIR” 15 Temmuz’u milat olarak kabul etmek gerektiğini ifade eden Kantarcı; “Adli tatil içerisinde yaşamış olduğumuz 15 Temmuz darbe girişiminin, sonradan üzerinde birçok araştırma ve değerlendirmeler yapılacağı, tüm boyutları ile ele alınacağı, Türk Tarihi’nde yaşanan ender olaylardan biri olarak tarihteki yerini alacaktır. Artık hiçbir şey 15 Temmuz’dan önceki gibi olmayacaktır. Türk Milleti kendi namusuna kendi istiklal ve istikbali ile kendi hukukuna sahip çıktığı gibi vatanına milletine bayrağına uzanan bir el gördüğünde kendi hamurunda bulunan ve kodlarına dönük milli birlik ve beraberlik içerisinde hareket edebileceğini, tüm dünyaya göstermiştir. Bu bizlere geleceğe yönelik umut ve şevk vermelidir ve vermektedir. Artık 15 Temmuz sonrasında birçok kamu kurumu ile birlikte yargı da kendi içerisindeki bu ilerlemeleri engelleyene, paralel devlet yapılanması şeklinde hareket edip sinsice devletin ve yargının içerisine sızan terör örgütü mensuplarını ve unsurlarını temizleme çabasına girmiş ve büyük bir oranda da temizlemiştir” dedi. “HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAKTIR” “Artık adliyenin kapısından giren her bir vatandaşımız bizim için bir Ömer Halis Demir ve bir Metin Doğan’dır” diyen Kantarcı; “15 Temmuz’dan bu yana normalde adli yıl açılışlarında bir tatilden dönen arkadaşlarımız olurdu ve herkes dinlenmiş vaziyette olurdu. Tabi bu adli tatil sırasında adliyemiz tüm imkanlarıyla ve personelleriyle elde mevcut hakim ve savcısı ile üstün bir gayretle çalışmakla bu anlamda gerekli gayreti göstermiştir. Söylediğim gibi artık 15 Temmuz’dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Halkımızın meydanlarda birlik ruhu içerisinde birbirleri ile kaynaştığı gibi milletin gerçek evlatlarından oluşturduğu bir yargı teşkilatı da milleti ile buluşacak ve kucaklaşacaktır. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın. Artık adliyenin kapısından giren her bir vatandaşımız bizim için bir Ömer Halis Demir ve bir Metin Doğan’dır. Çünkü her birinin isimlerini sayamayacağımız bu kahraman millet gerektiğinden komutanından aldığı emirle hayatını kaybedeceğini bilerek darbecilerin karşısına dikilip kafalarına kurşun sıkacak kadar kahraman; gerektiğinde tankların önüne yatacak kadar gözü kara, gerektiğinde uçaklar kalkmasın diye tarlasındaki çoluk çocuğunun nevalesini ve bütün bir yılın birikimini yakacak kadar -sonradan devlet tarafından tazmin edilmek istendiğinde de bunu kabul etmeyecek kadar- cömert bir milletiz. Bundan sonra kapıdan giren her vatandaşımız şehidimizin emaneti bir gazimiz olarak karşılanacaktır. Bu anlamda adalet hizmetlerinin sunumunda bu anlayış hâkim olacak ver her bir hakim ve savcımız bu anlayışla çalışacaktır” ifadelerini kullandı. “EKSİKLERİMİZİ MİLLET OLARAK GİDERECEĞİMİZ DÜŞÜNCESİNDEYİM” Konuşmasını sürdüren Kantarcı; “Hizmet almaya gelen her bir vatandaşımız da karşısındaki yargı mensuplarının şunun veya bunun maşası olmamış tek yetki ve gücünü sadece milletinden kanun ve vicdanından alan kendisinden insanlar olarak bulacak ve bu anlamda millet birbirleri ile kucaklaşıp birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirecektir. Şu anda gelmiş olduğumuz noktada belki hâkim ve savcı sayımız azalmış iş ve işlemler çoğalmış bir sürü soruşturmalar açılmış olsa da bu eksiklerimizi millet olarak gidereceğimiz düşüncesindeyim. Malumunuz sosyal hayat devam etmekte ve herkes normal bir hayat sürüyor olmasına rağmen pek de fark edilmese de OHAL denilen olağan üstü bir hal yaşıyoruz. Aslında şu anda da hali hazırda da OHAL kanunlarının geçerli olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Hukukçular olarak bizi ilgilendiren işin kanuni ve hukuki boyutu. Bunun topluma yansıtılmadan yaşanıyor olması bile gerek idari yönden gerek hukuki yönden yapılan iş ve işlemlerin ne derece halkı bezdirmeden ve gerçek anlamda gerçek sınırları içerisinde yapıldığını göstermekte. Adliyenin içerisinden çıktığımızdan çoğu zaman 15 Temmuz’un yaşandığını bile çoğu zaman fark etmeyebiliyorsunuz. Bunun sıkıntısını belki adliyeler olarak daha fazla hissedebiliyoruz. Ama tüm toplum hayatı boyunca böyle olmuştur. Toplumun genelde sıkıntıları adliyelerde çözülmüştür. Yine bu yük bizlerin omzundadır. Yine millet olarak bu yükü omuzlayıp güzel günlere vatandaşımıza gerçek anlamda adalet hizmetini götüreceğimiz güzel günlere vatandaşımıza gerçek anlamda adalet hizmeti sağlayacağımız o günlere ulaşacağız inşallah” dedi. “BİRÇOK İLDEN ŞANSLI OLDUĞUMUZU DÜŞÜNÜYORUM” Kantarcı son olarak; “Eksiklerimizin giderilmesi noktasında da birçok ilden şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü buraya gelerek bizleri şereflendiren milletvekillilerimiz malumunuz olduğu gibi her ikisi de hukukçu kökenli. Kendi içimizden çıkıp milletvekili olmasına rağmen bir taraftan da hakim savcıların vekili olarak düşündüğümüz Hakkı Köylü beyefendi diğer taraftan yargının savunma ayağından sayın Metin Çelik beyefendi bizim tüm dertlerimize inanıyorum ki meclise ve idareye çok iyi bir şekilde taşıyacaklardır. Eksikliklerimizi, noksanlıklarımızı, özellikle kadro noksanlığındaki eksikliklerimizi, kısa zamanda giderileceğini biliyorum. Şimdiden kendilerine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.