'Hayalet ev' uyarısı
Kiralık konut krizi derinleştikçe gündeme yeni başlıklar gelmeye devam ediyor.
Kiralık konut krizi derinleştikçe gündeme yeni başlıklar gelmeye devam ediyor. Bunlardan biri de boş konut bir diğer tabirle ‘Hayalet Ev’ stoku.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, “Pandemi sonrasında yazlıkların uzun sürelik kullanımının artması bazı şehir merkezindeki evleri 2’nci ev durumuna getirdi. Aynı zamanda boş dursa da değer artışı devam ediyor. Bunun yanı sıra kentsel dönüşüm nedeniyle sadece İstanbul’da 95 bine yakın ev, yıkılma sürecini bekliyor. Bunlar da yıkılana kadar kiraya verilemiyor. Yatırım ve vatandaşlık amacı ile satılanlar var. Bu aşamada da özellikle yabancılar üç yıllık sürede kiraya vermekten kaçınıyor. Çünkü kiracı ve mal sahibi uyuşmazlıkları çok fazla ve davalar yıllarca sürebiliyor. Bir kısım evde de öğrencilerin uzaktan eğitimi nedeniyle şu anda kirada lakin kullanımda değil diyebiliriz. Ayrıca, konut kiralarında yüzde 25 sınırlamanın uzatılacak olması nedeniyle mal sahipleri bazı boşalan evlerini kiraya vermeyip, satılmasını arzu ediyor. Bunlara ek olarak metruk yapılar, gurbetçilerin kısa dönemli kullandığı, kayıtlı olmayan ve kimsenin ikameti gözükmeyen on binlerce günlük daire ve bazı iç göç nedenleri ile evler aslında kiraya verilmiyor ya da boş gözüküyor” şeklinde konuştu.
NE TÜR DÜZENLEMELER YAPILABİLİR?
Öncelikle şehirlerimiz için boş konut stoklarının takibinin sağlanması ve yıllık olarak gene her şehir için üretim planlamalarının yapılmasının önemine işaret eden Özelmacıklı, “Boş konutların ekonomiye kazandırılması ve piyasanın dengelenmesi önemli. Buna göre bazı eyaletlerde örneğin Kanada’nın Vancouver kentinde 6 aydan fazla boş kalan evlerde, değer üzerinden yüzde 3 ek bir vergi alınıyor. İspanya’da boş evlerin emlak vergilerini yüzde 150 oranında artırma yetkisi belediyelere tanınmış. Bazı şehirlerde günlük kiralık daire uygulamalarına izin verilmiyor. Yüzde beşlik bir evin boş olduğu değerlendirildiğinde İstanbul’da da bu sayı 320 bin konut seviyeleri olarak düşünülebilir. Eğer bunun üstünde bir boşluk varsa da bazı alınacak tedbirler ile düzenleme yapılabilir ve en azından bu seviyelere düşürülmesi sağlanabilir” diye konuştu.
“MÜLK YÖNETİM HİZMETİ ZORUNLU HALE GELMELİ”
Özellikle birçok ülkede uygulanan ve ülkemizde de yetki belgeli emlak işletmelerinin rol alacağı bir mülk yönetim modelinin zorunlu hale gelmesi gerektiğin de belirten Özelmacıklı, “Mevcut durumda temsilcilerimiz aracılığı ile bizler bu hizmeti veriyoruz. Birçok ülkede uygulana bu modele göre emlak işletmeleri, kiralık dairelerin tüm süreçlerini yasal olarak takip edebilirler. Yani kiracının kira ve aidat takibini sağlayabilir. Taşınmazla ilgili inceleme yapabilir hatta taşınmazın bakım ve onarım gibi hizmetlerini planlayabilir. Emlak vergisi, gelir vergisi gibi konularda taşınmaz malikine danışmanlık ve yönetim hizmeti verebilir. Bunlar özellikle MLS sistemi altında modellenebilir. Bu çalışmalara Ticaret Bakanlığı öncülük etmelidir” dedi.