Hatalı engelli raporları trafik sigorta primini arttırıyor
'Trafik Kazalarından Kaynaklanan Bedensel Zararlarda Maluliyet Raporlarına İlişkin Usul ve Esaslar' konulu sempozyum düzenlendi.
Sigorta Tahkim Komisyonu ve Sigorta Tatbikatçıları Derneği tarafından 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu çerçevesinde “Trafik Kazalarından Kaynaklanan Bedensel Zararlarda Maluliyet Raporlarına İlişkin Usul ve Esaslar” konulu sempozyum düzenlendi.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uğurcan Aytar Konferans Salonu’nda hayata geçirilen ve moderatörlüğünü Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkan Yardımcısı Mehmet Verim’in yaptığı sempozyuma konuşmacı olarak Türkiye Sigortalar Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Balkın Demirkan, adli tıp uzmanları Nurettin Nezih Anolay ve Serdar Özdil, Ortopedi ve Travmatoloji uzmanları Selahattin Kuşhan ve Serdar Şirazi, Sigorta Tatbikatçıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Altıngöz, Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.
“PRİM ARTIŞININ ÖNEMLİ BİR ETKENİ SAĞLIK RAPORLARINDAKİ FARKLILIKLAR”
Sigorta Tahkim Komisyonu Başkanı Mehmet Verim burada yaptığı konuşmada, oto sigortalarındaki prim artışının önemli bir etkeninin sağlık raporlarındaki farklılıklar olduğunu söyledi. Verim, “Üniversitelerin adli tıp başkanlıklarının ve Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerin verdiği raporlar söz konusu. Daha önce rapor konusunda bilmezlikten kaynaklı uygulamada bir karmaşa vardı. Bu konuda üst yargı organlarında da bir farkındalık yoktu. Ziyaretler edilip bu konular onlara da anlatıldı. Son dönemde raporların içeriği istikametinde bir farkındalık oluşmaya başladı. SEDDK ve Tahkim Komisyonu olarak biz en azından Tahkim yargılamasında bir yargı kullanma kılavuzu oluşturmayı ve hakemlerin nelere bakacağını belirlemeye çalışıyoruz. Çünkü bunların hepsi primleri aşağı çekecektir. Hasar maliyetleri çok yükseldiğinde şirketler poliçe satmaktan kaçınıyor, primler yükseldiğinde de bu defa vatandaş sigorta yaptırmaktan kaçınıyor” diye konuştu.
“SİGORTALININ MAĞDUR OLMASINA NEDEN OLUYOR”
Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı ise hatalı engelli raporları konusunda birtakım grupların sistemden yararlandığını tahmin ettiklerini savunarak, “Yanlış verilmiş engellilik raporları hem sigorta şirketlerinin hem de sigortalının mağdur olmasına neden oluyor. Birinin mağduriyeti aslında diğerinin lehineymiş gibi görünse de aslında durum öyle değil. Bizim gördüğümüz mağduriyetler, toplamda sistemin aleyhine çalışıyor. Burada birtakım grupların sistemden yararlandığını tahmin ediyoruz. Ne sigortacıya ne sigortalıya yarıyor bu. Daha şeffaf daha adil ve daha kabul edilebilir bir sistem kurulması, iki tarafın da menfaatine olacaktır. Bu sempozyum aslında bir ortak akıl toplantısı. Hukukçular, doktorlar, adli tıp uzmanları ve sigorta şirketleri var. Bir platform oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.
“SAKATLIK HESAPLAMALARININ UYGULAMA METOTLARINDA FARKLILIKLAR VAR”
Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Balkır Demirkan, trafik kazalarında alınan sakatlık raporlarında farklılıklar olduğunu belirterek, “Sakatlıkla ilgili hesaplamaların yeknesak olabilmesi için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Sakatlık hesaplamalarının uygulama metotlarında farklılıklar var. Üniversite hastanelerinin yetkili olmayan kurulları tarafından verilen raporların yetkili kurullarca verilen raporlarla eşit tutulması hatalı tazminat hesaplamalarına yol açabiliyor. Bazısı 10 verirken öbüründe 30 çıkıyor. Bunlar tek elden ve Sağlık Bakanlığı’nın uygulama Tebliği istikametinde uygulanırsa herkesin doğru bir şekilde sakatlık oranının hesaplanması sağlanacak” ifadelerini kullandı.
“26 MİLYON İNSANI İLGİLENDİRİYOR”
Sigorta Tatbikatçıları Derneği Başkanı Fahri Altıngöz ise söz konusu sempozyumda hem SEDDK başkan yardımcısı hem sigorta Tahkim Komisyonu temsilcileri hem de uzmanlar bir araya geldiklerine dikkati çekerek, “Bu sempozyumun içeriği ve çıktıları son derece önemli. Bugün baktığımız zaman 26 milyon insanı ilgilendiriyor” dedi. Hazırlanan raporların farklılık gösterdiğine dikkat çeken Altıngöz “Diyelim ki bir kuruldan yüzde 20 sakatlık raporu alındı. Aynı olayla ilgili başka bir kurum daha düşük veya daha yüksek bir rapor verebiliyor. Aslında bu durum sigortalıların da mağduriyetine yol açabiliyor. Çünkü daha düşük oranda verilen bir rapor istikametinde belki iki-üç yıl sonra daha büyük sakatlıklar söz konusu olduğu takdirde dosya artık kapanmış oluyor. En önemli problem, Sağlık Bakanlığının yetkilendirdiği yaklaşık 397 kurumdan bu raporların alınmaması. Bir takım yetkili olmayan kurullardan rapor alınınca, kazazede aleyhine bir sonuç oluşturabiliyor. Veya sigortacılık sisteminin üzerinde çok ciddi bir prim yükü oluşuyor. Bu da primleri arttırıyor. Amacımız 26 milyon trafik sigorta primini daha makul ve daha düşük seviyeye indirebilmek” değerlendirmesini yaptı.
“İŞİN MEVZUATA UYGUN YAPILMASI GEREKİYOR”
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Serdar Şirazi, engellilik değerlendirmesi ile ilgili mevcut durumlarda bazı aksaklıkların olduğunu aktararak, “Raporlar arasındaki çelişkinin nedenleri araştırılıyor. Sonuçta engellilik değerlendirmesinde mevzuatın tanımladığı bir yol var. Bu yoldan ilerlenmesi gerekirken, mütalaa raporlarıyla süreç başlatılıyor. Bu da işleyişi biraz aksatıyor. İhtilaflar çıkıyor ve bu yüzden mağdur olanlar, gerçekten mağduriyetlerini gideremiyorlar. Ve hatta daha fazla mağdur olma durumunda kalıyorlar. Dolayısıyla bu işin mevzuata uygun yapılması gerekiyor” diye konuştu.
Sigorta davaları uzmanı Avukat Vural Seven ise hatalı engelli raporlarının sigortacıyı ve sigortalıyı mağdur ettiğini söyledi. Mağduriyetin giderilmesinin yollarını ele alan Seven, “Son dönemde yürürlükte olan yönetmeliğe göre engellilik raporunun devlet veya üniversite hastanelerinden alınması gerekiyor. Daha doğrusu Sağlık Bakanlığının yetkilendirdiği ve yayınladığı listelerde belirttiği hastanelerden alınması gerekiyor. Bu raporlara süresi içerisinde karşı tarafın itiraz etme hakkı da var. İtiraz üzerine bu raporlar kesinleşiyor. Kesinleşen raporla yargıya ya da tahkime gidildiğinde, başvurucunun uzun bir zaman gerektirmeden hakkın alması gerekiyor. Ancak sistem içerisine baktığımızda üniversitelerin adlı tip ana bilim başkanlıklarından da raporlar alındığını görüyoruz. Bunun sebebi de Yargıtay uygulamasında adli tıp ana bilim dallarıyla adli tıp kurumunun aynı çerçevede görülmüş olmasıdır” dedi.