Eğitimcilerden sorunlar için çalıştay

Memur-Sen Konfederasyonu Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) tarafından Penbe Han’da Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Kolu Çalışanlarının sorunları ve çözüm önerileri çalıştayı çalışması yapıldı. Düzenlenen programa Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu, Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürleri, ilçe başkanları, okul müdürleri, öğretmenler, akademisyenler, Kredi Yurtlar Kurumu Personeli, üniversite çalışanları katıldı. 'ÇALIŞTAYIN AMACI EĞİTİMDEKİ SORUNLARI VE...

Memur-Sen Konfederasyonu Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) tarafından Penbe Han'da Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Kolu Çalışanlarının sorunları ve çözüm önerileri çalıştayı çalışması yapıldı. Düzenlenen programa Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu, Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürleri, ilçe başkanları, okul müdürleri, öğretmenler, akademisyenler, Kredi Yurtlar Kurumu Personeli, üniversite çalışanları katıldı. “ÇALIŞTAYIN AMACI EĞİTİMDEKİ SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ ORTAYA ÇIKARMAK” Açılış konuşmasını yapan Eğitim Bir-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Selman Akkaya; “Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Kolu Çalışanlarının sorunları ve çözüm önerileri çalıştayını 2017 toplantısını yapıyoruz. Genel Merkezimizce 2017 yılında toplu görüşme olacak. Bu yüzden Genel Merkezimiz sahadan, illerden bu komisyonların oluşturularak raporlandırılması ve bu raporların da genel merkezce değerlendirilerek gündeme getirilmesi istenmişti. Bunun içinde bu toplantıyı yapıyoruz. Çalıştayın esas amacı da, Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Kolu Çalışanları Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı 2017, ilki 2010 tarihinde gerçekleştirilen çalışmanın, aradan geçen zaman zarfında değişen durum ve koşullara göre yeniden ele alınması ve hizmet kolu çalışanlarının sorunlarının yerinde ve doğru tespiti suretiyle toplu sözleşme görüşmeleri başta olmak üzere sendikal faaliyetlere ilişkin politika geliştirmeyi sağlayacak veri, bilgi ve bulgu setinin ortaya çıkarılmasıdır” dedi. “SORUNLARIMIZ VE ÇÖZÜMLERİNİ GÜNCELLEYİP TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ” Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu'da Çalıştay'da yaptığı konuşmasında: “Bugün burada Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Kolu Çalışanları Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı için bir araya geldik. İlkini 2010 yılında yaptık. Eğitim Bir-Sen 2010 yılında yaptığı çalıştay sonucundaki eğitim emekçilerinin sorunlarını o günden bu tarafa takip etmektedir ve bu çalıştaydaki sorunlardan ilk defa sendikal gündeme taşıdığımız yine bizim gibi böyle bir çalıştayda komisyonlarda sorun olarak ilk defa dillendirilen nöbet ücreti meselesini takip ederek 2015 yılındaki toplu sözleşmede halletmiş bulunmaktayız. Yine memurlarımızın, şeflerimizin, genel idari hizmetler ve diğer çalışanlarımızla ilgili eşit işe eşit ücret konusunu da 2012 yılında halletmiştik. Bu nedenle bu çalıştay 2010 yılındaki sorunların güncellenmesi anlamıyla da çok önemli. Sizler bu konuda çok önemli bir görevi de ifa edeceksiniz. Bugün altı komisyon halinde yapılacak çalıştayda KYK çalışanları belki de ilk defa bu sorunları bire bir iletilmesinde yer alacak ve sorunlarını da kayda geçirecekler. Genel İdari Hizmetler, Yardımcı Hizmetler ve Teknik Hizmetler sınıfı daha önce eşit işe, eşit ücret meselesini gündeme getirmişlerdi ve halletmiştik. Şimdi tekrar bu komisyonlarda bu sorunlar güncellenecek ve takipçisi de olacağız” diye konuştu. “GELECEĞİ İNŞA EDİYORUZ” Dünyadaki bu zulme dur diyecek bir güç beklediğini ifade eden Sancaktaroğlu; “Akademik personel, üniversitelerde de sorunlar az değil, akademisyenlerimiz özellikle sadece kütüphanelerde odalarında makale hazırlayarak bu sorunları ikinci plana atmaktalar ama emek ve ekmek elbette ki onlar içinde çok önemli. İşte bu umut bu topraklarda, bu umudu yeşertmek adına biz eğitimciler, eğitim emekçileri geleceği inşa etmek adına daha işini bilen, özgür, aklını bir yere kiralamamış nesiller yetiştirebilmek adına bizler çok önemli bir görev ifa ediyoruz. Öğretmenlerimiz, onların sorunları ile ilgili olarak da bir komisyonumuz var. Ayrıca elbette ki eğitim yöneticileri, eğitime yön veren kadrolar onların sorunları için de bir komisyon tekrar 2010 yılında yapmış olduğumuz çalıştaydaki sorunları güncelleyecekler ve çözüm önerilerini belirtecekler” ifadelerini kullandı. “GELECEĞİ İNŞA ETME ADINA ERDEMLİLER HAREKETİYİZ” Memur-Sen Konfederasyonu'na bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası olarak bu sene kuruluşlarının 25’inci yılı olan gümüş yılını kutladıklarını dile getiren Sancaktaroğlu; “Daha önce atığımız mesajlarla hazırlıklar yapmıştık ve hazırlıklar yapılmasını da istemiştik. Bugün arkadaşlarımız bu hazırlıklarla da gelmişler. Onun için bu komisyona katılacak arkadaşlara, buraya katılan arkadaşlara da teşekkür ediyorum. Şubat ayı da bu nedenle çok önemli, çünkü biz, birkaç güzel adam o karanlık dönemde edebiyat öğretmeni, şair bütün Türkiye tarafından tanınan yedi güzel adamdan birisi olan Mehmet Akif İnan'ın Başkanlığı'nda 14 Şubat 1992'de bir sendika kurulmuştu. Bugün faaliyet gösteren sendikaların içinde ilk kurulan sendika olması hasebiyle Eğitim Bir-Sen çok önemli bir kurumdur. Ayrıca 2003 yılında Kastamonu'da Eğitim Bir-Sen kuruldu. 2007 yılında da sizlerin verdiği destekle şube olduk. Bugün biz Kastamonu'da şube olmamızın 10’uncu yılını kutluyoruz. Türkiye'nin önünde bin bir sıkıntının örgütlenmenin önünde pek çok zahmetin olduğu o 28 Şubat döneminde teşkilatlanan, Eğitim Bir-Sen'li olmanın sabıka kaydı sayıldığı dönemde kurulan ve insanların üye olmakta zorlandığı bir sendikaydı Eğitim Bir-Sen o dönem. Nedeni ise 2001 yılında 4688 Sayılı Memur Sendikaları Kanunu çıkarken 18 bin üyemiz vardı. O sırada en çok üyeye sahip sendika 170 bin, ikinci sıradaki sendika da 80 bin üyeye sahipti. Biz 18 bin üye ile bas bas bağırmıştık. Demiştik ki sendikada olmazsa olmaz iki önemli kurum vardır, toplu sözleşme ve grev hakkı, biz o zaman önemli olan ilkedir, çünkü biz kurucumuzun ifade ettiği veciz sözle söyleyecek olursak geleceği inşa etme adına erdemliler hareketiyiz. Bu nedenle 18 bin üyeyle arkamıza baktığımızda kimsenin olduğunu düşünmeden, prensiplerle o 18 bin üyeye dayanarak toplu sözleşme ve grev hakkı dedik” şeklinde konuştu. “BİZİM ORTAK HEDEFİMİZ İNSAN ONURUDUR” Daha iyi hizmet edebileceklerini vurgulayan Sancaktaroğlu; “Bu nedenle biz diyoruz ki daha iyi hizmet edebiliriz. 2001 yılından itibaren, kurulduğumuz 1992 yılından bu tarafa göstermekteyiz. Sorunlarımızı iletmek için Bakanlarla görüştük. Bizler bize sorun ilettiğiniz de bunun mücadelesini vermekle yükümlüyüz. Biz sorunun mücadelesini her zaman her yerde veriyoruz. Bizim ortak hedefimiz insan onurudur. Her türlü hayat görüşüne sahip insanlar sendikamıza üye olabilirler.  Ama ortak paydamız her iki anlamıyla haktır. Ortak hedefimiz ise Türkiye'nin geleceği için güçlü ve büyük Türkiye. Biz bu hedefin eğitim yuvalarından geçtiğini biliyoruz. Biz Türkiye'nin geleceğini inşa etmek için uğraşıyoruz. Bizler şöyle bir iddia sahibiyiz Türkiye'nin geleceğini inşa etme adına erdemliler hareketiyiz. Eğitimin önemi herkes tarafından bilinmekte. Bizler Türkiye'nin geleceğini inşa etme adına çalışmalar yapıyoruz ve en son müfredat çalışmamızı yaptık ve Bakanlığımıza sunduk. Ne kadar önemli bir zaman da yaşadığımız, ne kadar önemli bir görevde çalıştığımızın sorumluluğunu bilmeliyiz. Eğitimin birilerine havale etmenin neye mal olduğu ya da aklını bir yerlere kiraya vermenin nelere mal olduğu biz 17-25 Aralık'ta açıkçası kimse tahmin etmiyordu 15 Temmuz da gördük” diye konuştu. “DÜNYANIN ZULMÜNE KARŞI UMUT TÜRKİYE’DİR” Türkiye Cumhuriyeti Devletinin içindeki paralel yapının temizlenmesi gerektiğini söyleyen Sancaktaroğlu; “Aklını bir yere kiraya veren insan tipi Türkiye’nin geleceği değildir. Biz daha özgür aklıyla bir yere bağlı olmayan kendisini bilen nitelikli insan tipini bu eğitim yuvalarında yetiştirmek zorundayız. Bu anlamda 15 Temmuz da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan akıbetinin daha ne olduğunu bile bilmeden sizler Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen üyeleri genel başkanımızın çağrısıyla saat daha 23.00’da meydanları doldurdunuz. İşte bu nedenle sizler 15 Temmuz darbe girişiminin önündeki en büyük engel oldunuz. Ben hepinize teşekkür ediyoruz.  Dünyanın zulmüne karşı umut Türkiye’dir. Birileri 100 kişi kendi ülkelerine mülteci olarak gelecek diye haberlerde görüyorsunuz, dikenli teller çekiyorlar. Paris’te büyük büyük kayaları en azından betonda yatmasınlar diye Paris sokaklarına, meydanlarına çektiler ama bu millet öyle bir millet ki kimisinin nüfusu 100 bin, 100 binde misafiri var. 3 milyon insana hiçbir sıkıntı vermeden bakıyor.  Çok şükür Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Suriye’de önemli başarılara imza atıyor. Ben bu anlamda orada şehit olan kardeşlerimize rahmet diliyorum gazilerimize Cenabı Allah’tan şifalar diliyorum. Şimdi oradan güzel haberler geliyor. Öğrendik ki 50 bin mülteci oraya yerleştirilmiş. Bu operasyon bittiğinde inşallah bu insanlarda kendi yurtlarına yerleşecekler” dedi. “TOPLUMSAL SÖZLEŞMEYE DE TOPLU SÖZLEŞMEYE DE EVET” Türkiye’de 100 yıldır sorun üreten bir yönetim modelinin referanduma açıldığını ifade eden Sancaktaroğlu; “İşte 15 Temmuz gecesi direnen gençler şimdi diyoruz ki 16 Nisan’ın evetçileriyiz. Bakın neden olduğunu sizler bilmektesiniz ama özellikle söylüyorum 2010 yılı biz o zaman Türkiye’de yetkili sendika değiliz. 12 Eylül referandumu yapılacak. Bir Anayasa paketi hazırlanıyor. Anayasa paketinde memura toplu sözleşme hakkı yok. Dedik ki bu olmalı, uğraştık, didindik, mücadele ettik, ikna ettik ve Anayasa paketinde toplu sözleşme hakkı hani o 8 bin üyeyle yapamadığımız 2001 yılında birilerinin sarı sendikacılığın örneğini Türkiye’de gösterdikleri zamanda bizler o mücadeleyi verip 2001 de ki kanunda toplu sözleşme hakkını koyduramamıştık ama 2010 da referandumda paketine toplu sözleşme hakkı konuldu ve o zaman biz şunu dedik; Toplumsal sözleşmeye de toplu sözleşmeye de evet” şeklinde konuştu. “EKMEĞİMİZ KÜÇÜLMESİN” Sözlerine şu şekilde devam eden Sancaktaroğlu: “Hani medeniyet değerlerimiz birikimdi ya halkımızın çok güzel bir lafı var. Çatal kazık yere geçmez. Geçmediğini 1950-60 sürecinde ve sonunda ki 27 Mayıs’ta 60-71 sürecinde ve sonunda ki 12 Mart Muhtırasında 71-80 sürecinde ve 1980 ihtilalinde 28 Şubat’ta ve 15 Temmuz’da gördük. İstikrasızlık üreten bir sistem var. Bu sistemin değişmesi lazım. Her istikrasızlık memurun ekmeğini küçültmekte. Gördük 2015 yaz aylarında ekmeğimizin nasıl küçüldüğünü. Kim başbakan olacak? Kim hükümet kuracak? Tartışmaları içinde geçen bir yazdı. Biz diyoruz ki ekmeğimizin küçülmemesi için ‘Evet’. Biz nasıl 2010 referandum da evet dememize rağmen icra ile yani işverenle mücadelemizi yürüttük taleplerimizi ilettik. Kabul etmediklerin de nasıl Türkiye’de ilk defa yetkili olduğu halde iş bırakan tek sendika olduk, elbette yaparız. Ama 16 Nisan farklı bir zaman. Bu anlamda bizler istikrasızlık üreten bu Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı ikileminden Türkiye’nin kurtulmasını istiyoruz ki ekmeğimiz küçülmesin. Ekmeğimizin büyümesi adına mücadele edelim. Onun için 2 ay ekmek için değil evet için çalışacağız” diyerek sözlerine son verdi.

Bakmadan Geçme