Eğitim-İş, 12 YAŞINDA

Eğitim-İş'in kuruluşunun 12'nci yıldönümü nedeniyle dün Cumhuriyet Meydanı'nda şube başkanlığı tarafından çelenk sunma töreni düzenlendi. Akabinde Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi'nde Eğitim-İş üyesi olan ve emekli olanlara plaket verilerek, kokteyl düzenlendi. Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleşen çelenk sunma törenin ardından Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal 'Atatürkçü cumhuriyetçi eğitim emekçilerinin yüz yılı aşan mücadele geleneğinin mirasçısı yegane örgüt...

Eğitim-İş’in kuruluşunun 12’nci yıldönümü nedeniyle dün Cumhuriyet Meydanı’nda şube başkanlığı tarafından çelenk sunma töreni düzenlendi. Akabinde Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi’nde Eğitim-İş üyesi olan ve emekli olanlara plaket verilerek, kokteyl düzenlendi. Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşen çelenk sunma törenin ardından Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal; “Atatürkçü cumhuriyetçi eğitim emekçilerinin yüz yılı aşan mücadele geleneğinin mirasçısı yegane örgüt olan Eğitim-İş, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını, egemenliğini, ulus ve ülke bütünlüğünü, laik düzeni, demokratik ve ulusal eğitim değerlerini korumak ve sonsuza kadar yaşatmak için mücadele etmek üzere 17 Ekim 2005 tarihinde kurulmuştur. Kurulduğu günden bugüne Eğitim-İş, ulusun ve ülkenin sorunlarına yabancı kalmamış, en önemli özlük hakkının bağımsız bir ülkede demokrasi içinde yaşamak olduğu bilinciyle hareket etmiştir. İçinden geçtiğimiz dönem, ülkenin ve sınıfın zor, sıkıntılı süreçlerine denk gelmiş; siyasal iktidarın faşizan politikalarının, her türlü haksızlığın ve hukuksuzluğun yaşandığı, yargının ve adaletin çöktüğü bir dönem olarak tarihe geçmiştir” dedi. “BU DÖNEM, VAHİM BİR DÖNEMDİR” Mücadelelerinin daha çetin geçeceğini söyleyen Bal; “Mücadelemiz, Cumhuriyetin bütün kurumlarının teslim alındığı, 15 Temmuz darbe girişiminin, AKP tarafından polis devleti uygulamalarına, ideolojik tasfiye aracına ve kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldırmaya yönelik fırsata dönüştüğü, 70 bine yakın öğretmenin görevden alındığı yeni dönemde çok daha çetin geçecektir. Bu dönem, emekçilerin hak gasplarının had safhada yaşandığı, neo-liberal politikaların acımasız hatta ahlaksızca uygulandığı, kuralsız çalışma koşullarının kurumsallaştığı, taşeronlaşmanın sıradanlaştığı vahim bir dönemdir. Yine bu dönem, laik, demokratik, bilimsel ve kamusal eğitimin askıya alınmaya, Cumhuriyet eğitim sisteminin ve oluşturduğu kültürün tasfiye edilmeye çalışıldığı, Atatürk devrim ve ilkelerinin yok edilmek istendiği bir süreçte geçmektedir. Tüm bu olumsuzluklara karşın örgütümüz emek, demokrasi, özgürlük ve ülkeye sahip çıkma mücadelesinin hep içinde, hep önünde olmuştur. Eğitim-İş, diğer sendikaların nitelik ve sayısal bakımdan güç kaybettiği dönemde, örgütlü gücünü ve şube sayısını artırmış, bütün sürece yerinde ve zamanında tavır geliştirmiş, en güç koşullarda bile umut olmuştur. Eğitim-İş’in böyle bir süreçte mücadele alanı içinde olması, emeğimiz, ülkemiz ve ulusumuz açısından çok büyük bir anlam ve önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı. “YAŞASIN EĞİTİM-İŞ!” Yüz yıllık emek ve aydınlanma mücadelesinin tek mirasçısı olduklarının bilincinde hareket ettiklerini vurgulayan Bal; “Mücadele ruhumuz, ırkçının, bölücünün, gericinin devlete ya da sokağa egemen olduğu her dönemde halkımızın üzerine güneş gibi doğmuştur. Eğitim-İş, Büyük Önderi’nin ulusuna güzel günler gösterme hayalini asla ortada bırakmayacaktır. Eğitim-İş var olduğu sürece, Cumhuriyetin eğitim kurumlarında, aydınlanma devrimlerine savaş açanlara meydan okuyacak namuslu bir soluk da mutlaka var olacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da emeğimize ve ülkemize yönelik her saldırı, karşısında sarsılmaz bir kale gibi Eğitim-İş’i bulacaktır. Kurulduğu günden bu yana Eğitim-İş; laik, çağdaş, bilimsel, ulusal, parasız, demokratik ve karma eğitimi savunmaya devam etmektedir! Yaşasın örgütlü mücadelemiz! Yaşasın Eğitim-İş! Yaşasın Birleşik Kamu-İş” dedi.

Bakmadan Geçme