Eğitim-Bir-Sen divan toplantısını gerçekleştirdi
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) İl Divan Kurulu Toplantısı'nı dün İlim Yayma Cemiyeti Toplantı Salonu'nda gerçekleştirdi. Toplantıda konuşma yapan Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Orhan Sancaktar, Eğitim-Bir-Sen'in bir avuç insanın Türkiye’nin geleceğini inşa etmek adına çıktıkları yolun adı olduğunu vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Biz vicdanların güçlü sesi tabii ki kazanımların doğru adresiyiz. Bu amaçla yürümeliyiz, hiç durmadan yürümeliyiz....
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) İl Divan Kurulu Toplantısı’nı dün İlim Yayma Cemiyeti Toplantı Salonu’nda gerçekleştirdi. Toplantıda konuşma yapan Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Orhan Sancaktar, Eğitim-Bir-Sen’in bir avuç insanın Türkiye'nin geleceğini inşa etmek adına çıktıkları yolun adı olduğunu vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz vicdanların güçlü sesi tabii ki kazanımların doğru adresiyiz. Bu amaçla yürümeliyiz, hiç durmadan yürümeliyiz. Hem bizden öncekilerin izinden yürüdük. Hem de tarihe iz bıraktık. Hep milletimizin yöneldiği yerde olduk. Onun için Türkiye'nin en büyük Sivil Toplum Kuruluşu olduk. Kuruluşumuzdan beri çalışanın, mazlumun ve milletin hep hayrına koştuk. Koşmaya devam edeceğiz” “BU ARKADAŞLAR YENİ TÜRKİYE’YE YA ALIŞACAKLAR YA DA ALIŞACAKLAR” Kendilerini hafife alan insanların olduğunu söyleyen Sancaktar; “Bu yöneticilerin bu hareketlerine devam etmesi durumunda gerek genel merkezimiz, gerekse şube olarak en sert tepki ile karşılaşacaklarını unutmamalarını hatırlatmak isterim. Bu yöneticiler eski Türkiye özleminde olan kendilerini yenileyemeyenlerdir. Bunlar herhalde bir yerlere selam çakma derdindeler. Bu arkadaşlar yeni Türkiye’ye ya alışacaklar ya da alışacaklar. Başka yolu yok. 2003 yılında Kastamonu’da sendikamızı kuranlar da bir avuçtu. Her gittikleri yerde bin bir zorlukla üye yapmaya çalışıyorlardı. İşte o günlerden geldik. Bu teşkilat 2015 yılında üyelerimizin işyeri temsilcilerimizin ilçe başkanlarımızın, ilçe yönetimlerimizin, şube yönetim denetim disiplin kurulları üyelerimizin gayretleri ile yetkili oldu. Hepinize minnetlerimi sunuyorum. Hepimiz omuzlarımızdaki yükün farkındayız. Bu teşkilat şımarmadan daha önce olduğu gibi her zaman haklının ve mazlumun yanında olamaya devam edecektir” diye konuştu. “KASTAMONU’NUN 19 İLÇESİNDE YETKİLİYİZ” Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum ise, yaptığı konuşmasında öğretmenler adına en fazla kazanımı Eğitim-Bir-Sen’in sağladığını ifade ederek açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Kaygısı, kavgası ve sevdası olan geçmişi kuşanıp geleceği kuşatacak olan sendikacılığı sadece ücret sendikacılığına indirgemeden değerler boyutu ile bulunduğu ilde ben de varım deyip bir zemin oluşturan kurulduğu günden bugüne kadar da inanmışlığını adanmışlığını, samimiyetini esirgemeyen eğitim bir senin değerli öncü kuşakları dava elçileri bu mücadelenin başladığı günden beri, verilen emekler sonucunda bugün Kastamonu’nun 19 ilçesinde yetkiliyiz. Bu sadece birilerinin bende varım demesi ile gelinecek bir sonuç değil, biz anlayışı ile bu sürece emek veren, inanan katkı veren pek çok dostun öncülüğünde emektarlığında ve mimarlığında gelinecek bir nokta ve bugün 81 ilde 129 şubemizle Eğitim-Bir-Sen özelinde 350 bin, Memur-Sen özelinde de 850 bin üye sayısına ulaşarak büyük Türkiye ideali ile hedefi 1 milyon üye olan bir teşkilatıyız” “AMA ASLA PES ETMEDİK” Eğitim-Bir-Sen’in bu milletin geleceği için en yetkili sivil toplum kuruluşu olduğunu vurgulayan Olçum, kültür ve medeniyeti referans alarak sendikacılık yaptıklarını söyleyerek; “Bu bilinçle bu anlayışla kuru bir ücret sendikacılığına hapsetmedik. Bununla birlikte ayağımızın birini medeniyet değerlerimizin tam ortasına koyarak, diğer ayağımızı da Mevlana’yı örnek alarak tüm insanlığı kuşatacak bütün Müslüman coğrafyadaki zulümleri göz ardı etmeden değerler manzumesi ile hareket ettik. Milletini seven, vatanını seven, ümmetini seven kurumsal bir yapı olarak hep ötekileştirildik. Ama asla pes etmedik. 2000’li yılların başında bazıları taban yaparak sendikacılığa başlamışlardı. Gün geldi bizi de sarı sendikacılıkla itham etmişlerdi. Bu ülke 10 yılda bir darbe yaşadı. Her 10 yılda bir iradesine ipotek konuldu. Özellikle 80 ihtilali ile sahibi devlet olmayan bütün sivil toplum kuruluşları lağvedildi. 1992 yılında Akif İnan ve bir avuç arkadaşının bir araya gelerek kuruduğu bu sendikada 2001 yılına kadar o toplu görüşme garabetiyle yasanın çıktığı güne kadar ciddi bedeller ödeyerek bugünlere geldi. 2001 yılından 2010 yılına kadar ayrı bir süreçti. Çünkü 2010 yılında başta Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen’in toplu sözleşmeye de toplumsal sözleşmeye de evet dediği, bu ülkenin demokratikleşmesi adına, yarınlara dair özgürleşmeye dair açılacak kapılar adına evet dediğimiz evet dediğimiz alana indiğimiz günleri hatırlayın” dedi. Toplantının devamında konuşan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla ise Eğitim- Bir- Sen’in çalışmalarından bahsetti. Programın devamında ilçe başkanlarına plaket takdim edildi. Soru cevap kısmının ardında divan son buldu.