Dünyanın En Eski Buğdayı Nedir ?

Bilimsel adı Triticum monococcum olan siyez buğdayı, İngilizce 'Einkorn Wheat' küçük kızıl buğdayı olarak biliniyor. 

Bilimsel adı Triticum monococcum olan siyez buğdayı, İngilizce “Einkorn Wheat” küçük kızıl buğdayı olarak biliniyor. 

Dünyanın en eski buğday türü olan ve buram buram tarih kokan siyez, genetiği bozulmadan günümüze kadar gelen ender gıda maddeleri arasında yer alıyor. Buğdayın atası olan siyez, doğadan uzaklaşan insanoğlunun tekrar doğaya dönüş ve doğal beslenmeye duyduğu ihtiyaç ile birlikte daha çok rağbet görmeye başladı.

En verimsiz toprakta bile filiz veren siyez buğdayının Geçmişi Hitit medeniyetine uzanıyor. Neredeyse 10 bin yıldır tüketilen bu buğday türüne o dönemde zız ismi verildi. Zaman içinde bu isim günümüzde kullanılan siyeze dönüştü.

Siyez buğdayı dünya üzerinde Fas, Fransa, Balkanlar ve Türkiye’de yetişiyor. Türkiye’de ise Kastamonu ilinde ve özellikle de İhsangazi, Devrekâni ve Seydiler ilçesinde yetiştiriliyor.

Kaplıca ya da kabulca buğdayı olarak da bilinen Siyez buğdayı, genetiği değişmemiş en doğal buğday türü olarak hibritlerin yaşamasının imkânsız olduğu kurak topraklarda yeşermesi ile dikkat çekiyor. 

Çok özel bir buğday türü olan siyez, biyolojik özellikleri nedeni ile diğer buğday çeşitlerinden ayrılıyor. Siyez buğdayı, farklı başak boyları nedeniyle makine ile hasat edilemiyor. Hasat edilmesi ustalık isteyen siyez buğdayı, özellikleri ile kendine has bir bitki olarak dikkat çekiyor.

Bulgur ya da un haline gelen siyez buğdayı, lezzeti ve faydaları ile 10 bin yıldan beri doğallığını koruyan bir besin olarak tercih ediliyor. Kimyasal koruyucu kullanılmadan öğütülüyor. Bu özelliğinden dolayı diğer unlara oranla daha uzun süre saklanabiliyor. Siyez, Kamut, Kavuzlu, Kavılca ve Karakılçık gibi atalık tohumlar arasında yer alıyor.

Siyez Buğdayının Faydaları Nelerdir?

Lif açısından zengin olan siyez buğdayı bağırsakları çalıştırıyor ve sindirim süresini uzattığı için insülin salınımını yavaşlatıyor. Şeker hastaları ve kabızlık gibi problemi olanlarla beraber diyet yapanlar için de uygun bir besin olarak tercih ediliyor. 
Her koşulda yetişebilen siyez buğdayı uygun şartlar altında saklandığında uzun süre küflenmeden kullanılıyor.

İçeriğinde yer alan yağ miktarı doymamış yağ asitlerinden oluşuyor. Bu da kalp ve damar sağlığını olumlu etkileyip, kolesterolü düşürmeye yardımcı olması ile dikkat çekiyor. Siyez buğdayı radyasyona karşı dayanıklı olması ile biliniyor. Bazı ülkelerin nükleer saldırılara karşı askeri stoklarında siyez buğdayı yer alıyor.

Siyez buğdayında gluten var mı sorusuna doğrudan hayır demek olmasa da gluten içeriği düşük bir buğday çeşidi olarak biliniyor. Bu özelliğinden dolayı tüketildikten sonra midede ve bağırsaklarda daha az şişkinlik yaratıyor. Siyez buğdayı alerji yapar mı sorusunun cevabı ise kişinin glüten alerjisi ya da çölyak rahatsızlığı olup olmadığına göre değişiklik gösteriyor.

Siyez, sağlıklı kişiler için önerilse de çölyak hastaları için önerilmiyor. Az miktarda glüten içerdiği için bu konuda direnci olan kişilerde alerjik reaksiyonlar oluşabiliyor. Yüksek antioksidan içeriği ile vücut direncini arttırıyor. Antioksidanlar hücrelerdeki kanser oluşum risklerini azaltıyor. Kolon ve mide kanserinde karşı koruyucu etki gösteriyor. Siyez buğdayı aynı zamanda cildi besleyerek kırışıklıkların azalmasına yardımcı oluyor.

Bakmadan Geçme