Doğu Türkistan'ın, kimliği yok edilmeye çalışılıyor
Kastamonu Üniversitesi tarafından Prof. Dr. Abdurreşit Karluk'un konuşmacı olarak katıldığı 'Çin Tarzı Asimilasyonun Yeni Şekli: Yeniden Sosyalleştirme Kampları' adlı konferans Bilgehan Bilgili Merkez Kütüphanesi Konferans Salonu'nda yapıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Kastamonu Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Kavuncu 'Prof. Dr. Abdurreşit Karluk bizim çok değerli kıymetli bir arkadaşımız, bize...
Kastamonu Üniversitesi tarafından Prof. Dr. Abdurreşit Karluk’un konuşmacı olarak katıldığı ‘Çin Tarzı Asimilasyonun Yeni Şekli: Yeniden Sosyalleştirme Kampları’ adlı konferans Bilgehan Bilgili Merkez Kütüphanesi Konferans Salonu’nda yapıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Kastamonu Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Kavuncu; “Prof. Dr. Abdurreşit Karluk bizim çok değerli kıymetli bir arkadaşımız, bize kendisinin de ana vatanı olan Doğu Türkistan’da bugün neler oluyor geçmişin ışığında geleceğe de bir projeksiyon tutarak bize bugünü anlatmaya çalışacak. Doğu Türkistan kanayan yaramız şuanda Türk dünyasının elhamdülillah birçok yöresinde 25 yıldır kardeş devletler bağımsız devletler olarak bizimle beraber birleşmiş milletleri temsil ediyor. Hala Suriye’deki Türkmen kardeşlerimiz Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz gibi bazı yörelerde kardeşlerimizin sıkıntıları problemleri var. Bilinçli şekilde hareket ettiğimizde, bu problemleri kendi problemlerimiz olarak hissettiğimiz takdirde buradaki kardeşlerimizin ıstırabı yüreğimizi sızlattığı takdirde bir gün elbet oralarda da gözyaşları dinecek diye ümit ediyorum” dedi. “ONLARIN DAVASI BİZİM DAVAMIZDIR” Doğu Türkistan’a değinerek sözlerine devam eden Kavuncu; “Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin ıstırabı yeni değil yüz elli iki yüz senedir devam eden bir mücadele söz konusu ve karşımızda bir güç var. Bölgede hâkimiyetimizi perçinlemek için elinden geleni yapıyor. Kardeşlerimizde buna karşı direniyorlar. Resmen şu anda Çin Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin en tabi kimlik haklarını yok etmeye çalışıyor bakın insan hakları demiyorum kimlik haklarını yok etmeye çalışıyor resmen bir asimilasyon politikası uygulanıyor, resmen bir toplu endoktrinasyon yani beyin yıkma muamelesi ile kardeşlerimiz karşı karşıya bunları Abdurreşit hocamız bunları bize anlatacak onun için ben teferruata girmeyeceğim. Ama Doğu Türkistan’da bu mücadele başladığı gün nasıl devam ediyorsa bugünde öyle devam edecek bundan sonrada öyle devam edecek. Doğu Türkistan’da ki kardeşlerimizin kimlik haklarını insan haklarını alabilmeleri için siyasi haklarını alabilmeleri için Doğu Türkistan’ın en tabi hakkı olan bağımsız bir devlet olması yolunda mücadele verenler için Allaht’an rahmet diliyorum. Bunları bir kısmı şehit, Yakup Beybirdevlet’i hatırlıyorum, Alihan Töre’yi hatırlıyorum, Osman Batur’u hatırlıyorum, üç efendiler diye bildiğimiz Mehmet Emin Buğra, Sabri Baykuz’u ve İsa Yusuf Alptekin’i hatırlıyorum ve Tiyeşen Meydanı’nda gösteriler yapan kardeşlerimizi hatırlıyorum, şehitlerimizi hatırlıyorum. Allah onlara rahmet etsin onların davası bizim davamızdır. Onlardan davayı bugün emanet alan arkadaşlarıma Abdürreşit kardeşime, İstanbul’da, Ankara’da, Niğde’de Kayseri’de Amerika’da Kanada’da Avustralya’da Kazakistan’da dünyanın birçok yerinde Doğu Türkistan için mücadele veren arkadaşlarıma Allah’tan yardım diliyorum. Onlara başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. “ÇİN’E KARŞI BÜTÜN DÜNYADAN YARDIM BEKLİYORUZ” Doğu Türkistan’ın bağımsız bir devlet olmasını istediklerini vurgulayan Kavuncu; “Gönlümüzden geçen İstiklal Marşımızı dinlerken aklımdan geçti bugün Kazakistan’la ilgili bir toplantı yaptığımız zaman iki tane İstiklal Marşı okutuyoruz, Özbekistan’la ilgili bir toplantı yaptığımız zaman iki tane İstiklal Marşı okutuyoruz. İnşallah gün gelecek doğu Türkistan’la ilgili toplantı yaptığımız zamanda iki tane İstiklal Marşı okutacağız. Bu bizim en tabi hakkımız ama gerçekçi mülahazalarla şimdi bizim problemimiz bundan da daha büyük bir problemdir. Oradaki kardeşlerimizin kimlikleri yok edilmeye çalışılıyor. Biz onların kimliklerini geleceğe taşımalarını arzu ediyoruz. Uygur olarak Uygur diliyle Müslüman olarak İslam diniyle çocuklarını yetiştirebilsinler geleceğe taşıyabilsinler istiyoruz. Bunu esirgeyen Çin’e karşı bütün dünyadan yardım bekliyoruz. Sadece Türkiye değil Türkiye ile birlikte Amerika’sı da Kanada’sı da Avustralya’sı da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de hep birlikte Çin’e karşı yaptırım uygulamak mecburiyetindedirler. Orda insan hakları ihlalleri hak boyutlara gelmiştir. Buna karşı dünya gözlerini kapatamaz, kulaklarını tıkayamaz dünya buna karşı hep birlikte tavır almak mecburiyetindedir. Bugünkü çalışmamız bugünkü toplantımız Doğu Türkistan davasına küçük belki ama ciddi bir katkıda bulunacaktır. Burada üniversitemizde okuyan Doğu Türkistan’dan gelen kardeşlerimiz var. Onları vazifeleri davalarına hizmetle ilgili vazifeleri okullarında başarılı olmaktır. Dereceye girenler arasında olmaktır. Yanlarındaki arkadaşına sınıftaki arkadaşına Doğu Türkistan’ı anlatabilmektir. Anneleriyle babalarıyla görüşemediklerini, şuanda onlarla telefon imkânına internetten irtibat imkânına bile sahip olamadıklarını burada etraflarına anlatmaktır ve arkadaşlarının yüreğinde bir Doğu Türkistan sızısı meydana getirmektir. Çocuklar; vazifeniz bu derslerinizi çalışacaksınız başarılı olacaksınız lisansınızı dereceyle elde edeceksiniz ve etrafınıza sadece kendinizi anlatsanız yeter. Kendinizi ailenizi şuanda kamplarda olan haber alamadıklarınızı, kız kardeşleriniz kampta, yeğenleriniz çocuk bakım yurtlarına götürülmüş kimsesiz muamelesi yapılıyor. Sadece bunu etrafınıza anlatsanız davanıza hizmet etmiş vazifenizi yapmış olursunuz. Abdurreşit hocamı dikkatle, can kulağıyla dinleyeceğiz. Doğu Türkistan için hepimiz hiç bir şey yapamıyorsak Allah’a dua edeceğiz” şeklinde konuştu. Açılış konuşmasının ardından konferansa konuşmacı olarak katılan Abdürreşit Celil Karluk; “Prof. Dr. Orhan Kavuncu ana çerçeveyi çizdi dolayısıyla biz konumuza bakalım hem sosyolojik hem de uluslararası ilişkiler bağlamında her eksende meseleye bakmaya çalışalım.” diyerek konferansına başladı. “LAOGAİ, LAOJİAO VE ZAİJİAOYU KAMPLARINDA YAŞANAN ZULÜMLERİ ANLATILDI” Konuşmalarında Abdürreşit Celil Karluk, Asimilasyon hakkında genel bir bilgi verdikten sonra Çin tarzı asimilasyonun nasıl farklılıklar gösterdiğine değindi. Konuşmasının devamında Doğu Türkistan’da Çin ve Çin Komünist Partisi dönemi uygulamalarından bahsetti. Yeniden sosyalleştirici uygulamalar başlığı altında Laogai, Laojiao ve Zaijiaoyu kamplarını ve kamplarda yaşanan zulümleri anlattı. 21’inci Yüzyıl insani ayıp olan Çin Nazi kamplarından bahsetti ve konuşması hakkında genel bir toparlama yaparak; “Türkiye’deki insanlarda da insanlık onuru var Türkiye’deki insanlar bir medeniyet inşa eden milletin mensubu ve hafızası hala canlı ve bu millet bu ümmete insanlığa örnek olmak mecburiyetinde ve bunu hisseden insanlar var” diyerek konferansı sonlandırdı. Programın sonunda Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Kavuncu tarafından Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurreşit Karluk'a hediye takdim edildi.