'Dikili satışın, Kastamonu ekonomisine zararı var'
KÖY-KOOP. BAŞKANI EROL AKAR Köy-Koop. Başkanı Erol Akar, Kastamonu FM- Radyo Moni ortak yayınında Gündem Programına konuk oldu. Kastamonu'nun sorunlarına çözüm üretmeye yönelik bir kurum olduklarını hatırlatan Köy-Koop. Başkanı Erol Akar 'Biz 1995 yılına kadar atıl olan bir kurumu devralarak elimizden geleni yapmaya çalıştık. Bulunduğumuz alanda birçok sivil toplum kuruluşunun kurulumunda ya öncülük ettik ya...
KÖY-KOOP. BAŞKANI EROL AKAR; Köy-Koop. Başkanı Erol Akar, Kastamonu FM- Radyo Moni ortak yayınında Gündem Programına konuk oldu. Kastamonu’nun sorunlarına çözüm üretmeye yönelik bir kurum olduklarını hatırlatan Köy-Koop. Başkanı Erol Akar; “Biz 1995 yılına kadar atıl olan bir kurumu devralarak elimizden geleni yapmaya çalıştık. Bulunduğumuz alanda birçok sivil toplum kuruluşunun kurulumunda ya öncülük ettik ya da içinde bulunduk. Bizim 305 tane birim kooperatifimiz var. Bunlardan yaklaşık 200 tanesi orman üretimi yapıyor. Yaklaşık 100 tanesi süt üretimi yapıyor. Sulama ve diğer değişik faaliyet alanlarında aktif olan kooperatiflerimiz var. Kooperatifçilik hadisesi sorunları çok olan, yeterince çalışmaları idrak edilememiş ancak gelişmiş ülkelerde son derece gelişmiş birimler olarak karşımıza çıkıyor. Maalesef Türkiye’de bu konuda sorunlar var. Eksikliklerin zaman içinde anlaşılacağını umut ediyoruz. Biz üzerimize düşen sorumluluklarımızı da yerine getirmeye çalışıyoruz” diyerek çalışmaları hakkında bilgi verdi. “DOĞAL ÜRÜN PAZARLAYAN YERLERE ÜRÜNLERİMİZİ GÖNDERİYORUZ” Pancar Kooperatifinin daha iyi noktalarda olmasını temenni ettiklerini söyleyen Akar; “Diğer alanlarda örgütler kurulabilir. Biz kooperatifler olarak yöresel ürünlerimiz siyez bulguru ve sarımsak gibi ürünlerin pazarlanması çabası içerisindeyiz. Daha çok tanıtım amaçlı bu ürünleri özellikle organik ve doğal ürün pazarlayan yerlere ürünlerimizi gönderiyoruz. Bununda ciddi bir noktaya ulaştığını görüyoruz. Gerçek organik üretimden bahsetmek kolay bir şey değil. Fakat Kastamonu’da ürünlerin organik olmasını engelleyen çok az unsurlar var. Tescilli organik ürünler olmaza bile, ben birçok ürünümüzün organiğe yakın ürünler olduğunu söyleyebilirim” dedi. “11 MİLYON EURO’LUK BİR PROJEYİ KASTAMONU’YA KAZANDIRDIK” Kastamonu Ticaret Borsası’nın Türkiye’de kurulan en son borsa olduğunu hatırlatan Akar; “Borsayı arkadaşlarımız ile kurarken ana hedeflerimiz vardı. Ürün borsasına ihtiyacımız var. Bunu da borsanın tek başına yapma şansı yok. Bunun içinde hem bürokrasinin hem de siyasetin destek olması gerekiyor. Borsa şu anda çok aktif. Arkadaşlarımız samimiyetle bu işe sarıldılar. Yaklaşık 11 milyon Euro’luk bir projeyi Kastamonu’ya kazandırdık. Projede üretilecek ürün ahşap sektöründe ara ürün olarak konulacak bir sürü çeşitten ibaret. Teknolojimiz iyi noktada. Eksiklerimiz muhakkak var. Türkiye’nin bu alanı bakir bir alandı. Bu bakir alanı Borsamız yaptığı projeyle bir anlamda kapatmış olacak. Umduğumuzdan daha iyi noktadayız. Kastamonu’nun böyle bir tesise sahip olmasında son derece mutluyuz. Ancak bu tesise artık Kastamonuluların sahip çıkması lazım. Sadece borsanın sahip çıkması yeterli değil. Bu tesisin faaliyetlerinin herkes tarafından desteklenmesi lazım. Bu tesis Kastamonu’ya mal olmuş bir tesis olması çok daha önemli” diye konuştu. “TOPLAMDA 20 BİN ORTAĞIMIZ VAR” Kooperatifleri hakkında bilgi vermeye devam eden Akar; “Kastamonu’nun orman emvali üretiminin yüzde 70’i ve süt üretiminde soğuk zincir süt üretiminin yüzde 80’i kooperatiflerimize ait. Kooperatif ortaklarımıza desteklenme, denetim, eğitim ve projelendirme hizmetleri sunarız. Toplamda 20 bin ortağımız var. Bizim en önemli faaliyetlerimizden biri de regülasyon. Yani yem fiyatlarının, süt fiyatlarının oluşumunda hatta buğday ve arpanın fiyat oluşumunda etkin bir röle sahibiz. Kooperatifimizin süt pazarında etkisi olmadığı takdirde bizim süt fiyatlarının daha düşük hareket edeceğini herkesin bilmesi lazım. Biz bir anlamda süt fiyatlarını ayarlıyoruz. Buğday arpa alımlarında bölgesel fiyatı biz belirliyoruz. Proje çalışmalarımızda 2 tane AB projemiz var. 2 tane BM projelerimiz var. Proje geliştirmeye de devam ediyoruz. İyi bir kadroya sahibiz. Şu anda 46 tane çalışanımız var. Kastamonu’da 46 kişiye bünyemizde istihdam ediyoruz. Kooperatiflerimizin faaliyetlerine baktığınızda Kastamonu ekonomisini doğrudan etkileyen faaliyetler olduğunu görüyoruz. Bize bağlı olan kooperatiflerimiz gerçekten Kastamonu ekonomisi için son derece önemli. Biz kar amaçlı bir kuruluş değiliz. İnsan odaklı topluma hizmet amacıyla hareket eden bir kurumuz” şeklinde konuştu. “KASTAMONU EKONOMİSİNE ÇOK CİDDİ ZARARI VAR” Kastamonu’da yaklaşık 2-3 milyon metreküp orman emvali üretiminin olduğunu belirten Akar; “Kastamonu olarak buradan çok ciddi bir kaynak sağlanması söz konusu. Bu kaynağın önemli bir kısmı yerel ekonomiye gidiyor. Bu üretiminin yüzde 70’inin kooperatiflerimiz tarafından yapılıyor olması Kastamonu için önemli. Birlik olarak ORKÖY projeleri, yani orman köylüsünün refahını arttıracak, onların işlerini kolaylaştıracak makineleşme, eğitim ve alternatif projelerin gelişmesinde çalışmalar yapıyoruz. Sertifikasyon kurslarımız var. Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yeni olarak orman işçiliğinin bir meslek olarak tanımlanması süreci başlatıldı. Bunun sonunda sınavlar yapılacak ve tüm dünyada geçerli olacak bir sertifika verilecek. Daha önceki sertifikasyon çalışmasında 700 kişiye sertifikalarını verdik” ifadeleri ile bilgi verdi. “KASTAMONU EKONOMİSİNE ÇOK CİDDİ ZARARI VAR” Orman kooperatiflerinin sorunlarına değinen Akar; “Orman kooperatiflerimizin bu kadar hizmet vermesine ve ihtiyaç olmasına rağmen, son yıllarda özellikle bazı olumsuz gelişmeler var. Dikili satış ve uzun süreli dikili satış yönteminden mustaribiz. Örneğin; bu bir bölgedeki orman üretiminin 10 yıllığına verilmesi demektir. Bu yasa tebliği çıktığında dava açıldı ama iptal edildi. Şu anda tekrardan bir dava açılması söz konusu. Fakat şu anda bunun gündemde kalkacağı benzemiyor. Orman üretiminden Kastamonu’ya ciddi bir para giriyor. Orman köylüsü üretiyor, para kazanıyor ve bu parayı ilimizde harcıyor. Orman köylüsünün mağduriyetini göz ardı ederseniz, orman köylüsünü yerinde istihdam etmeye çözüm bulamazsanız, işin kolayı olarak, ver özel sektöre ne olursa olsun. Bu bakış açısıyla bunlar yapılıyor. Dikili satış usulünde bizim nakliyatçımız para kazanamıyor. Bizim esnafımız para kazanamayacak. Ayrıca orman köylerinde göçü hızlandırmış olacak. Bu uygulamanın Kastamonu ekonomisine çok ciddi zararı var. Bu konuyu siyasilerimize de tek tek anlattık. Kastamonu göç veriyor. Kooperatiflerimizin işçi konusunda ciddi sıkıntıları var. Bizim amacımız bağcıyı dövmek değil. Bizim için önemli olan Kastamonu’nun zarar görmemesi” dedi. “150 TON SOĞUK ZİNCİR KAPASİTEMİZ VAR” Kastamonu’da 1995-1996 süt pazarlanmasında çok ciddi sorunları olduğunu hatırlatan Akar; “Biz bunu kooperatifleşme yoluna giderek çözdük. Köylünün sahiplenmesini sağladık. Biz sadece koordinasyonu sağladık. Süt toplama merkezleri oluşturduk. Dünyada sütün artık soğuk zincire girmeden pazarlanması mümkün değil. Biz bu işin çözümüne yoğunlaştık. Şu anda 33 tane süt toplama merkezi oluşturduk. Şu anda yaklaşık 150 ton soğuk zincir kapasitemiz var. Bizim üreticilerimiz bazı şeyleri kabullenme ile sorunları var. Ulusal firmalara süt verir konuma geldik. 50-60 ton günlük süt gönderimi yapıyoruz. Daha büyük firmalar da Kastamonu’ya gelmeye başlayacak. Bizim dezavantajımız fabrikalara uzak olmamız. Ilgaz Tüneli de bu konuda çok ciddi katkı sağladı. Ulusal pazara açılmamız çok önemlidir. Süt toplama merkezlerinin çoğunu köylü kendisi yaptı. Köylü taşın altına eline koydu. Biz sadece tank ihtiyaçlarını karşıladık. Şimdi birini kapatmaya kalksanız kıyamet kopar. Bizim başarımızda en önemli etken insanların bize güvenirdir. Süt ve orman konusunda çalışmalarımız sürecektir. Bizim bu sektörleri geliştirmemiz lazım. Bu sadece bizim sorumluluğumuz değil. Kastamonu’nun bu hizmetlere de sahip çıkması lazım. Biz ayağa kaldırdık ve daha da geliştirilmesini istiyoruz. Tek başına hiçbir bir şey ifade etmiyoruz. Bir araya gelirsek çok daha güzel şeyler başarabiliriz. Hep bir araya gelip, bir şeyler oluşturmanın peşinde olduk. Bunun için 13 kuruluş Kırsal Kalkınma Platformu kurdu. Bu platform çok güzel projelere imza attı” ifadelerini kullandı. “KASTAMONU, SİNOP, BARTIN 100 MİLYON EURO’LUK BİR PROJE KAZANDI” Kırsal Kalkınma Platformu hakkında da bilgi vererek konuşmasını sürdüren Akar, IFAD Projesi’ne değinerek; “IFAD Kastamonu’da uygulanmaya başladı. Kastamonu, Sinop, Bartın 100 milyon Euro’luk bir proje kazandı. Yüzde 100’e kadar hibe bir proje. Devletin de bu işin içinde olması lazım ama hiçbir kurumdan ses çıkmıyor. Ben buna üzülüyorum. Yakında ilimize tekrardan gelecekler. Onlar Kastamonu’nun sorunlarını yerinde görmek ve bunun için projeler istiyorlar. Şu anda bu yük Tarım İl Müdürlüğü’ndeki birkaç arkadaşın üzerinde kaldı. Bizim bu hibeden yararlanmak için proje üretmemiz lazım. Bugün bu insanlar tekrardan ilimize gelecekler” dedi. “BİZİM BU PROJEYE ÇOK İHTİYACIMIZ VAR” BAKAP hakkında değerlendirmede bulunan Akar; “Bizim bu projenin bir tarafında olmamız lazım. Bizim bu projeye çok ihtiyacımız var. Bunun iyi anlatılması lazım. KUZKA bünyesinde bunun devam etmesi düşünüldü ama biz buna tamamen karşıyız. Çünkü bunlar örtüşmüyor. Bizim platform ve kurumlar olarak bunun takipçisi olması lazım. Bu hareketin devam etmesi lazım” dedi.