'Cumhuriyet Meydanı ile Nasrullah Meydanı'nı birleştirin'
PROF. DR. REFİK TURAN Kültür Konseyi tarafından düzenlenen Halk Kültürü, Ahilik ve Kastamonu Sempozyumu'nun Değerlendirme Oturumu Vali Yaşar Karadeniz başkanlığında Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi'nde yapıldı. Değerlendirme oturumuna konuşmacı olarak Kültür Konseyi Başkanı Dr. Metin Ekşi, Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz, Prof. Dr. Mahir Aydın, Prof. Dr. Fatma Ahsen Turan, Prof. Dr. Refik Turan ve Prof....
PROF. DR. REFİK TURAN;
Kültür Konseyi tarafından düzenlenen Halk Kültürü, Ahilik ve Kastamonu Sempozyumu’nun Değerlendirme Oturumu Vali Yaşar Karadeniz başkanlığında Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Değerlendirme oturumuna konuşmacı olarak Kültür Konseyi Başkanı Dr. Metin Ekşi, Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz, Prof. Dr. Mahir Aydın, Prof. Dr. Fatma Ahsen Turan, Prof. Dr. Refik Turan ve Prof. Dr. Birsel Küçüksipahioğlu katıldı.
“KASTAMONU TÜRK KÜLTÜRÜ’NÜN ÇINARLARINDANDIR”
Sempozyum hakkında ilk olarak değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Mahir Aydın, “İkinci kez Kastamonu’da bulunuyorum. İlk gelişim Kültür Başkentliği nedeniyleydi. Kastamonu Türk Kültürü’nün çınarlarındandır. Antik Çağda geçiş güzergahı ve zenginlik beldesi olan Kastamonu aradan geçen zamanda yeni açılımların yeni gelişimlerin eşiğindedir. Kastamonu ya bir konu ya da birkaç konuda markalaşabilir. Elde olanları değerlendirilip hangisinin başarılabileceği ortaya koymalıyız” dedi.
“BU ŞEHRİ ÖNEMSİYORUM”
Prof. Dr. Birsel Küçüksipahioğlu ise; “Halk Kültürü, Ahilik ve Kastamonu Sempozyumunu gerçekleştirdik. Hayırlı oldu ve güzelliklerle tamamladık. Başta Vali Yaşar Karadeniz ve Metin Eriş’e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Çağrımıza gelen ve katılan, emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Sempozyumun ilk gününde Ahiliği tartıştık. Çok kıymetli bilgiler verildi. Ahi vakıfları anlatılmaya çalışıldı. Sonraki oturumlar tarih ve kültürle alakaydı. Kastamonu kadim bir şehir kaynaklarda Türkmen başkenti olarak adlandırılıyor. Türk akınları ve Türkler tarafından fethi Bizans İmparatorluğu’nun şehri elinde tutmak için yaptığı çalışmalar üzerinde duruldu. Şehrin kültürel unsurları gelenekleri anlatıldı. Her biri birinden değerli bildirilerdi. Geçen sene Türk Dünyası Kültür Başkenti kapsamında çalışmalarımızı yapmıştık. Bu çalışmalara yeni bir çalışma ilave ederek bir adım daha öteye gittik. Burayı bırakmadan çalışmalarımıza devam edeceğiz. Çok zengin bir miras, zengin bir kültür ve güçlü bir gelenek var. Hem kendi memleketim olduğu için hem de tarih süreçte önemli bir geçmişe sahip olduğu için bu şehri önemsiyorum. Benzer toplantıların devam etmesi hususunda elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.
“CUMHURİYET MEYDANI İLE NASRULLAH MEYDANI’NI NE OLUR BİRLEŞTİRİN”
Prof. Dr. Refik Turan; sempozyumun değerli sonuçlar doğurduğunu söyleyerek; “Potansiyel diye bir kelime var. Türk Dil Kurumu’nda bu gizli kalmış güç olarak tanımlanıyor. Kastamonu’da böyle bir şey, gizli kalmış bir güç. Hala da yeraltındaki gücünü ortaya koyamamış. Bu toplantıda bu gizli kalmış bir gücün iz ve işaretlerini veriyor, onu göstermeye çalışıyor. Öncelikle tarih ve kültür. Şehrimiz tarih kokuyor. Kastamonu özelinde tarihsel zenginliği olan bir yer. Bunu daha da münasip bir noktaya çekecek olursak, Cumhuriyet Meydanı ile Nasrullah Meydanı’nı; daha önceki valilerimizden ve belediye başkanlarımızdan da talep etmiştim; ne olur birleştirin. Cumhuriyet Meydanı ile Nasrullah Meydanı birleştiğinde tüm dünyada emsalsiz bir noktaya gelecektir. Kastamonu’nun 2’nci bir gücü iktisat gücü. Tarihte Kastamonu’nun böyle bir yeri var ama şu anda hak ettiği noktada değil. Fakat tarihteki noktasına gelebilecek bir yapısı da var. 3’üncü gücü sosyolojik gücü. Toplum her zaman bir güçtür. Kastamonu Milli Mücadeleye toplum gücüyle nefes oldu. 4’üncü gücü ise tabiat gücü. Allah’ın yeryüzünde cennet köşelerinden birisi. Kastamonu tüm bunlarla birlikte bir güç olarak duruyor. Bu gücü ortaya çıkarmak Kastamonuluların 1’inci görevi” ifadelerini kullandı.
“KASTAMONU BİR KÜLTÜR ŞEHRİ”
Prof. Dr. Fatma Ahsen Turan, bir şehrin ruhunun önemli olduğunu vurgulayarak; “Şehre baktığımızda somut olan ve somut olmayan bütün kültürel mirası şehrin kimliğini oluşturmaktadır. Yemekler, kişiler, Kastamonu’nun kimliğini oluşturuyor. Şeyh Şaban-ı Veli Kastamonu’nun manevi kurucusudur. Bugün buradan eli dolu çıkacaksak, bir takım kârımız olması gerekiyor. Biz ahilik ahlakı ve prensibiyle, Kastamonu kültürünü birleştirdiğimizde kültür ve tarih ekonomik güce dönüşür. Kültür ve tarihi ekonomik güce dönüştürmek için tabi ki ahilik ahlakı ve prensipleri ve dahi üretkenliği ve dahi kooperatifçiliği gündemde de olmalı. Bu sebepten dolayı bugünün çıktılarını üretime dönüştürüp, kültür ekonomisine haline getirdiğimizde 2 güne çıktıları fevkalade olacaktır. Kastamonu bunu hak ediyor. Kastamonu bir kültür şehri. Kastamonu bek raundu çok eskilere dayanan bir tarihi şehir. Kastamonu neresine bakarsanız bakın, soru sorduğumuzda bize cevap veren, cevap aldığımız, konuşabildiğimiz bir şehir. Biz Kastamonu konuştuğu takdirde mutlu olacağız. Kastamonulular Kastamonu’ya soru sorduğunda ve bunu kültür ekonomisi olarak kazanca dönüştürdüğünde, yatırımcılar, mimarlar, el sanatları uzmanları yatırımlara dönüştüğünde, bugünün konuşmalarının neticeleri alınmış ve kazanca dönüştürülmüş olacak” diye konuştu.
“VERİMLİ BİR SEMPOZYUM OLDUĞUNUN KANAATİNDEYİM”
Geniş bir başlık altında sempozyum gerçekleştirildiğini ifade eden Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz; “Keşke zamanında İstiklal Harbiyle, inkılaplarla ilgili çok fazla derleme yapabilseydik, yapamadık. Basının burada güçlü olması, basına yansıyanlarla devam ediyoruz. Onlardan çok faydalanıyoruz. Onlar çok önemli bir yazılı kaynak bizim için. Kastamonu Üniversitesi’nde yeni yeni Kastamonu yerel tarihi hakkında çalışan hocalarımız var. Onlar çalışmalar yapıyorlar ama yetersiz. Hakikaten yapılacak iş çok. Sempozyumlar vesilesiyle bizde belirli konulara ister istemez yoğunlaşıyoruz. Buradan çıkardığımız derslerle öğrencilerimizi boşluklara yönlendirmeye çalışıyoruz. Verimli bir sempozyum olduğunun kanaatindeyim. Kısa zamanda kitaplaştırılmasını diliyorum. Kastamonu’nun Milli Mücadele’de önemli bir yeri var. Bu senede Milli Mücadele’nin başlamasının 100’üncü yılı. Açıksöz Gazetesi’nin yayınlamaya başlaması 100’üncü yılı. 10 Aralık İlk Türk Kadın Mitingi’nin düzenlenmesinin 100’üncü yılı. Biz geçen yıl Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinliğinde yoğun bir dönem oldu. O yoğunluk sempozyumlarla devam ediyor. Yine Milli Mücadele’nin 100’üncü yılı dolayısıyla etkinlikler yapılmasının da ilimize faydalı olacağını düşünüyorum” dedi.
“25 FİKİR İNSANI, BİLİM İNSANI FİKİRLERİNİ SÖYLEDİLER”
Kültür Konseyi Başkanı Dr. Metin Ekşi, Vali Yaşar Karadeniz’in kültüre çok önem verdiğini söyleyerek; “2 gün içerisinde yaklaşık 25 fikir insanı, bilim insanı fikirlerini söylediler. Buradaki konuşmaların kalıcı olması lazım. Onun için buradaki konuşmaları öğrencilerimize bildirmek mecburiyetindeyiz. Düzenlenen sempozyumlarla neredeyse toplam 2 binin üzerinde sayfaya sahip olan 4-5 kitaba sahip oldu Kastamonu. Sayın Valimizin kültüre verdiği önemle geleceğe örnek olduğunu düşünüyorum. Son sempozyumunda Türk topluluklarının taşımış oldukları kültür değerlerin Kastamonu’da nasıl oluştuğunu ve tabiat ile bütünleştiğini görmek açısından çok önemliydi” diye konuştu.
“ILGAZ’DAKİ TESİSLERİMİZ DE YÜZDE 100 DOLULUK ORANINA SAHİP”
Kastamonu’nun kültürel zenginliğinin yanında coğrafi ve beşeri zenginliği de sahip olduğunu vurgulayan Vali Yaşar Karadeniz; “Bununla ilgili zaman zaman hem bu tip sempozyumlarla, fikir alışverişine dayalı çalışmalarımız oluyor. Zaman zaman da buralardan çıkan sonuçlardan Kastamonu adına neler yapabilir diye eyleme dönük çalışmalarda söz konusu. Sanıyorum bu 2 gün içerisinde kültürel konularla ilgili birçok konuya değinildi. Kültür Başkentliği etkinlikleri çerçevesinde başka kitaplarımızda oldu. Şu ana kadar 15’e yakın yayın kazanmış olduk. O yayınlar Kültür Başkentliğinden gelecek nesillere kadar aktarabileceğimiz en önemli unsurlardan birisi. Tabi ki bu zenginliği potansiyeli açığa çıkarmaya yönelikte çalışmalar yapılıyor. Bunları ulaşılabilir hale getirme sorununu vardı son 2 yıldır da bu konuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Markalaşma dedik bu da çok önemli. 2 yıl önce bizim 2 tane coğrafi işaret almış ürünümüz vardı bugün 9 tane var ve şu anda 17-18 tane de başvurusunu yaptığımız inceleme aşamasında olan ürünümüz var. Bu konuda çalışan arkadaşlarımızla, üniversitemizle 3 aydır bir araya geliyoruz ve bu ürünlerle ilgili işlemler hangi aşamada, ne durumda, bir aksilik olursa bunu nasıl aşarız diye değerlendirilmesi yapılıyor. Bu arada yeni başvurusu yapılacak ürünlerde bu toplantılarda konuşuluyor. Başvurusunu yaptığımız ürünlerde yola devam edersek coğrafi işaretler konusunda lider olan Gaziantep ve Şanlıurfa ilini yakalayacak kapasiteye, birikime ulaşmış oluruz. Tarihi mekanları ayağa kaldırmayla ilgili çalışmalar, tanıtım ile ilgili çalışmalar da devam ediyor. Ilgaz’ımızın yeni pistini de hayata geçirmeye yönelik çalışmalar var ki eğer bunu hayata geçirirsek yeni tesisleri ihtiyaç doğrultusunda kazandırmış olacağız. Ilgaz’daki diğer tesislerimiz de yüzde 100 doluluk oranına sahip. Bunun yanında tabi ki beşeri kültürümüzü de tarihi kişiliklerimiz, edebiyata hizmet etmiş önemli kişilerimiz var. Bunları da gelecek nesillere aktaracak çalışmaları yürütmemiz lazım. Bunun bir ayağı yayınlar diğer ayağı da müzelerde belki canlandırmak, kalıcı kılmak ve bu çerçevede yaptığımız bu sempozyum da aslında tüm bu bütünün bir parçası” ifadelerini kullandı.