CHP'de Alemdar güven tazeledi
CHP Merkez İlçe 36'ncı Olağan Kongresi'ni dün Kastamonu Belediyesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirdi. Tek liste olarak seçimlere giren mevcut başkan Uğur Alemdar genel kurulda güven tazeledi. Kastamonu Belediyesi Konferans Salonu'nda düzenlenen genel kurula Daday Belediye Başkanı Hasan Fehmi Taş, CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı ve çok sayıda partili katıldı. CHP Merkez İlçe Başkanı Uğur Alemdar, 10...
CHP Merkez İlçe 36’ncı Olağan Kongresi’ni dün Kastamonu Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirdi. Tek liste olarak seçimlere giren mevcut başkan Uğur Alemdar genel kurulda güven tazeledi. Kastamonu Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen genel kurula Daday Belediye Başkanı Hasan Fehmi Taş, CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı ve çok sayıda partili katıldı. CHP Merkez İlçe Başkanı Uğur Alemdar, 10 Aralık İlk Türk Kadın Mitingi’nin düzenlenmesiyle ilgili Kastamonu’da düzenlenen programa iştirak ettikleri için kongrede gecikmenin yaşandığını belirterek, bu yüzden delegelerden ve parti üyelerinden özür diledi. “CHP’Lİ HİÇBİR BELEDİYE, NE HIRSIZLIK YAPAR NE DE YOLSUZLUK YAPAR” Daday Belediye Başkanı Hasan Fehmi Taş, CHP’nin Kastamonu’daki tek Belediye Başkanı olarak 19 ilçeyi en iyi şekilde temsil etmek için çabaladığını ifade ederek; “Sizlerin de hiçbir zaman yüzünüzü kara çıkartmak istemiyorum. Şu anda küçücük Daday’da birçok iş yaptık, hizmetlerimizi anlatmaya çalışsak buna vakit yetmez. Keşke Kastamonu’da başka CHP’li belediyelerde olsa da onlarla istişareler yapabilseydik. Keşke birlikte çalışabilseydik. Görüyorsunuz Türkiye’de CHP’li belediye olmak çor zor. Bu sadece Kastamonu’da değil, Türkiye’nin her yerinde böyle. En son Daday Belediyesi ile de kardeş belediye olan Ataşehir Belediye Başkanı’nın görevden alınması gerçekten bizleri derinden yaraladı. Haksız yere yapılan bir şeydir. Kendi yolsuzluklarını örtmek için, kendi hırsızlarının üzerini örtmek için Battal İlgezdi’yi İçişleri Bakanlığı görevden aldı. CHP’li hiçbir belediye, ne hırsızlık yapar ne de yolsuzluk yapar. Sadece bir tek şey yapar, sadece hizmet eder. CHP olarak 2019 yılında daha güçlü seçimlere hazırlanacağız. Bizler kararlıyız, bizler inançlıyız, bizler korkmuyoruz. Görevden de alabilirler, tutuklayabilirler de. Hiçbir zaman onlar rahat edemeyecekler” dedi. “KASTAMONU’YA KİM İHANET ETTİ?” Kongrede söz alan CHP Kastamonu Milletvekili Adayı Hasan Baltacı; “Birkaç gün önce Ataşehir Belediye Başkanımız, İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden alındı. İstinat edilen suçlara bakıldığında imar yolsuzlukları gibi şeyler gerekçe gösterilmiş. Hemen ardından 6 tane daha Belediye Başkanımız hakkında inceleme ve soruşturma başlatmış. Bizim veremeyeceğiz herhangi bir hesap yok. Alnımız ak, başımız diktir. Bunu herkes böyle bilsin. Yalnız 16 Nisan referandum sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Henüz 2019 yılına gelmedik, 16 Nisan referandumunda kabul edilen bir Anayasanın bütün sonuçlarını henüz yaşamadık ama bunlar bir göstergesidir. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti grup toplantısında ‘Eğer birilerine hesap soracaksınız bunları yaşayacaksınız. Birilerine hesap sormak istiyorsanız bu iktidar sizleri susturmak için ellerinden geleni yapacaktır’ sözünü unutmayalım. Çünkü onlar 16 Nisan’da güçlü bir liderimiz olsun, Türkiye çağ atlasın dediler. İşte güçlü liderin yapacakları bunlar arkadaşlar. Biz ise şunları söyledik. Bizim güçlü bir lidere ihtiyacımız yok, bizim güçlü bir demokrasiye ihtiyacımız var. Bizim belediye başkanlarımız hakkında inceleme başlatıp görevden alıyorsun peki İstanbul’a ihanet edenlere ne oldu? Ankara’yı parsel parsel satanlara ne oldu? Kastamonu’ya kim ihanet etti? Bunları araştırdınız mı? Sorun bakalım. CHP olarak bizlerde diyoruz ki, hodri meydan, bütün Belediye Başkanlarına yolsuzlukla ilgili soruşturma yapalım. Bakalım altından ne çıkacak. Bizim veremeyeceğimiz bir hesabımız yoktur. Kastamonu’ya belediyecilik açısından bakın ne yaptılar. Kat üstüne kat yaptılar. İnşaat üstüne inşaat yaptılar. Kastamonu’ya koca bir inşaat haline çevirdiler. Bu mudur belediyecilik? Evet, bunların anladığı belediyecilik budur. Bizim memleket diye bastığımız toprakları onlar kupon arazi diyorlar. Onlar kupon arazi peşinde koşuyorlar, belediyecilikten anladıkları tek şey budur. Ama umutsuz olmaya gerek yok. Bu topraklar Mustafa Kasım’ları çıkardı, Faruh Nuhoğlu’nu çıkardı, 2019 yılında da inşallah birisini çıkartacak. Hep birlikte göreceğiz. Bizim önümüzdeki tek çıkış yolu yerel seçimlerdir. Çünkü 16 Nisan referandum ile birlikte seçmenin iradesi yaralanmıştır. Evet verende, hayır verende memnun değildir. Kendi belediyelerine yapmış oldukları operasyonlar bizleri bunu gösteriyor. Ayrıca 16 Nisan referandumu ile birlikte seçmenin sandığa olan inancı azalmıştır. Bu inancı tekrar tesir edebilmek istiyorsak, demokratik bir yol açmak istiyorsak önümüzdeki yerel seçimlerde hepimiz birlikte üzerimize düşen görevi yapmak zorundayız. Önümüzdeki yerel seçimlerde yeter ki inanalım, yeter ki birlik olalım. Yapabiliriz. Yeter ki biz, yönetmeye hazır olalım. Yapabiliriz, başarabiliriz” şeklinde konuştu. CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı, İl Kadın Mitingi’ne değinerek; “98 yıl önce ülkemizin işgal edilme girişimiyle birlikte Kastamonu’da kadınlarımız, Kurtuluş Mücadelesine destek olmak için 10 Aralık’ta İlk Türk Kadın Mitingini düzenlemiş ve yakılan meşaleye destek olmuşlardır. O günün yaşam koşullarına göre toplumun dışında tutulan kadınlarımız, ülkemizin işgal edilmesi konusunda ne kadar duyarlı olduklarını bir kez daha bizlere göstermiştir” dedi. “YASAKLARIN ALASIYLA BU ÜLKEYİ YÖNETMEYE ÇALIŞIYORLAR” 20’inci ilçe kongrelerini tamamladıklarını söyleyen Bıyıklı; “6 Ocak’ta il kongremizle birlikte Kastamonu’daki kongre sürecimiz tamamlanmış olacak. Bu kongrelerimizle birlikte partilerimiz kendilerini yenilecek, eksik yerlerini tamamlayacak, önlerine yeni yol haritaları belirleyecekler. Böylelikle önümüzde çok zor geçecek ve çok uğraş gerektirecek bir sürece başlamış olacaklar. 2019 yılında ülkemizin geleceğini en az 50 yıl, 100 yıl etkileyecek bir seçim olacak. 2019 yılında yapılacak seçimler, sistemi belirleyecek. Belki de demokrasiden ayrı bir yola girmiş olacağız. 15 yıldır bu ülkeyi baskılarla, hukuksuzluklarla yöneten bir iktidar var. İktidar, 2002 yılında 3Y ile mücadele edeceğiz diye iktidar oldular. Birincisi yoksulluktu. Şu anda geldiğimiz noktaya baktığımız zaman ülkemizde 22 milyon yurttaşımız sosyal yardımlarla yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Diyorlar ki, bu ülkede milli geliri üçe katladık. Bizim payımıza düşen, bizim yaşam kalitemize düşen bir yükselme görülmeyen insanların payını birileri alıyor. Ya da üçe katladık lafının bir geçerliliği yok, yalan. Yoksullukla geldiğimiz nokta açık. 2002’de AK Parti iktidara geldiğinde özellikle Güneydoğu Bölgesi’nde terörlü mücadele kapsamında OHAL uygulaması vardı. Diyorlardı ki, demokraside OHAL uygulaması olmaz. Biz, önce OHAL’ı kaldıracağız. OHAL ile ülkeyi yönetmek kolaydır ama demokrasi ilkelerine, evrensel değerlerine aykırıdır. Şimdi geldiğimiz noktada sadece Güneydoğu’da değil bütün ülkede OHAL uygulaması var. 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek bütün ülkeye OHAL ilan ettiler. ‘Bir defalığına 3 aylığına kullanacağız, vatandaşımız tedirgin olmasın, onlar mağdur olmayacak’ dediler, şimdi OHAL ile ülkeyi yönetmek çok kolaylarına gitmeye başladı. Bütün muhalif sesleri, bütün muhalif kesimleri OHAL ile susturabiliyorlar. Hesaplarla mücadele için geleceğiz noktada ülkeyi OHAL ile yasakların alasıyla bu ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Yolsuzluklarla mücadele edeceğiz dediler, hortumları keseceğiz dediler, yolsuzluk belgeleri ortaya saçılmaya başlayınca ABD’den eski madalya verdikleri Reza Sarraf, itiraflarına başlayınca ne diyeceklerini panik, korku ve telaş içerisinde bilemez hale geldiler. Bir taraftan yandaş medya, bu belgelere ve itiraflara değişim bir takım kulplar uydurmaya çalışırken, bir taraftan Cumhurbaşkanı, Başbakan, AK Parti yöneticileri farklı bir şeyler söyleyerek olayı geçiştirmeye çalışırken gerçekler ortaya saçılmış oldu” diye konuştu. “BATTAL İLGEZDİ’YE SAHİP ÇIKAMAZSAK BUNUN DEVAMI GELECEKTİR” Battal İlgezdi’nin kırmızıçizgileri olduğunu söyleyen Bıyıklı; “Cumhurbaşkanı, 3 Kasım 2019 yılındaki parlamento seçimlerini kazanacaksak 2019 yılındaki Mart ayında yapılacak yerel seçimleri mutlaka kazanmamış gerekiyor diyor. Bunun için yıpranmış, kendilerince metal yorgunluk içerisindeki belediye başkanlarını istifa ettiriyorlar. Aslında onlar yıpranmış veya metal yorgunluk içerisinde değil yolsuzluğa bulaşmış kamu görevlileriydi. Ama ne yazık ki hukukta eğer bir yolsuzluğa bulaşılmışsa bunun bir hesabının verilmesi, bir yargı yolu ile olur ancak. Ama Cumhurbaşkanı, ‘biz, görevden istifa ettirdiğimiz belediye başkanlarımızı ortada bırakacak değiliz’ diyor. Çok dürüst, başarılı çalışmalar yapmış belediye başkanlarımızdan sadece bizimkiler yolsuzluk yapmadı, sizinkiler de yaptı dedirtebilmek için bir takım şartları zorluyorlar ve önceki gün Ataşehir Belediye Başkanımızı görevinden uzaklaştırdılar. Bu kabul edilemez bir durum, buradan ilan ediyorum ki Ataşehir Belediyesi ve Belediye Başkanımız Battal İlgezdi bizim kırmızıçizgimizdir. Eğer biz, Battal İlgezdi’ye sahip çıkamazsak bunun devamı gelecektir. Bu hukuksuzluk, adaletsizlik anti demokratik bir ortamda bu uygulamaları beklememiz gerekiyor. Bunun için 16 Nisan’dan önce bu yetkilerle ülke yönetilmeye kalkışılırsa kötü niyetli insanlar bu ülkede resmen bir dikta yönetimini uygulayabilir. Şimdi 2019 Kasım’ında başarılı olursak ve seçimleri tekrar kazanabilirsek tekrar bizim için önemli olan parlamenter sisteme dönüş konusunda bir başlangıç, bir çalışma yapamazsak ülkemizin gideceği yol çok karanlıktır, çok korkunç bir takım uygulamalarla karşılaşabiliriz. Bu yüzden 2019 hem yerel hem de genel seçimlerini mutlaka kazanmalıyız” dedi.Bıyıklı son olarak; “16 Nisan’da yapılan ‘evet’, ‘hayır’ referandumu, diğer partilerle yapılan ortak hareketle aslında bizim nezdimizde başarılı olmuştur. Çünkü sandıktan yüzde 48,5 gibi bir hayır oyu çıkmıştır. Belki de daha fazla oy çıktı ama Yüksek Seçim Kurulu’nun şaibeli kararlarıyla daha fazla çıktığını düşündüğümüz hayır oyları, yüzde 48,5’ta kalmıştır. Ayrıca devlet olanaklarının bütün gücüyle evet oyları için kullanılış olması ayrı bir konudur. Devlet yetkililerinin bağımsız ve tarafsız olması gerekirken tam anlamıyla evet için çalışmış olması, hepsinden önemlisi yargı kararlarının hep evet lehine oluşmuş olması, 16 Nisan referandumunun sonucunu şaibeli hale getirmiştir. Ama bir gerçek daha var ki, bu sandıklardan çıkan sonuç önümüzdeki seçimlere umut veren bir sonuçtur. Yüzde 49 civarında bir hayır oyu çıktıysa neden 2019 yılında yüzde 50’nin üzerinde Başkanlık seçini için oy çıkmasın. Bizim Başkanlık seçimini kazanmaktan ki amacımız, bu ülkeyi bu sistemle yönetmek değildir. Bizim bu seçimi kazanmakta ki amacımız, ülkeyi tekrar parlamenter sisteme dönüştürmek içindir. Bunun için öncelikle kendi içimizde bir ve beraber olmalıyız. Ondan sonrada seçimlere odaklanmamız gerekli. Ayrıca bizim dışımızda başka partilere de oy vermiş yurttaşlarımızı da örgütlememiz gerekiyor. Bunu yaptığımız zaman 2019 yılındaki seçimleri kazanmamış içten bile değil” ifadelerini kullandı.
Bakmadan Geçme





