CHP Milletvekili Baltacı: 'Yine aynı manzarayla karşı karşıyayız'

Ağlı, Azdavay, Pınarbaşı ve İnebolu’da incelemelerde bulunan Milletvekili Hasan Baltacı, 2021 yılında yaşanan büyük sel felaketinde Azdavay’da, Pınarbaşı’nda ve İnebolu’da hangi sorunlar yaşanmışsa hafta sonu meydana gelen sel felaketinde de aynı manzarayla karşı karşıya kalındığına dikkat çekti. 

“AYNI DERELER TAŞTI, AYNI CADDELERİ SU BASTI”

Aynı dere yataklarının taştığına, aynı caddeleri, aynı sokakları, aynı işyeri ve dükkânları su bastığına işaret eden Milletvekili Baltacı; “2021 yılında Batı Karadeniz'de büyük bir sel felaketi yaşadık. O günden bu yana Kastamonu'da değişen bir şey yok, atılan adımlar yetersiz. ‘Gerekli tedbirleri alıyoruz’ denilmesinin üzerinden yıllar, aylar geçti. Bugün bakıyoruz aynı dereler taşıyor, aynı caddeleri, işyerlerini su basıyor, su altında kalıyor. Öngörüsüzlüğün, beceriksizliğin, vurdumduymazlığın bedelini yine vatandaş ödemek zorunda kalıyor. Azdavay'da yine aynı evleri ve aynı işyerlerini su bastı. Geçen selde de Azdavay ve Pınarbaşı selden olumsuz etkilenmişti. Bakanlar gelmiş sözler verilmişti. Ama yine aynı manzarayla karşı karşıyayız” diye konuştu.

“SÖKE ÇAYINA BU KÖPRÜ OLMAZ DEDİK AMA”

İnebolu’da Söke Çayı üzerine yapılan köprünün sel durumunda tıkanabileceğini birçok kez dile getirdiklerini ama bu uyarılarına kulak tıkandığını belirten Milletvekili Hasan Baltacı, “Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız sel felaketinde taşma aşamasına gelen İnebolu ilçemizdeki Söke Çayı’nın acilen ıslah edilmesi gerektiğini söyledik. Söke Çayı üzerine yapılacak köprü projesinin sorunu çözmeye dönük değil, yaptık demek için yapıldığına dikkat çektik, buraya Söke Çayı’na bu köprü olmaz dedik, eleştiri ve önerilerimizi paylaştık. 2021 yılında Bozkurt’taki köprünün sel sularıyla gelen rusubatla tıkanması üzerine büyük bir felakete dönüştüğü gerçeği önümüzde duruyor, ders çıkaralım, yine aynı hataya düşmeyelim dedik. Ama dinletemedik. Ben bilirim anlayışıyla yapılan yeni köprü dün sel sularının taşıdığı rusubatla tıkanma noktasına geldi ve ilçe için büyük bir tehdide dönüştü. Sel sularının ilçe merkezine ulaşmasını önlemek için köprünün sağına ve soluna anlık taş ve toprak yığılarak önlem alınmaya çalışıldı. İnebolu diken üzerinde beklemeyi hak etmiyor. Alt yapı ve üst yapı çalışmalarının akılcı ve bilimsel yöntemlerle tamamlanması gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

“YARDIM PARALARI KASTAMONU’YA HARCANMIŞ OLSAYDI…”

2021 yılında yaşanan felaket sonrası düzenlenen yardım kampanyası çerçevesinde toplanan bağışların Kastamonu’ya harcanmadığını söyleyen ve bu bağışların nereye harcandığının hesabının verilmesini isteyen Milletvekili Hasan Baltacı, “Çatalzeytin ilçemizde köylerimizin yolları sel sularıyla göçtü. Birçok köyün ilçe merkeziyle yol bağlantısı yok. Geçici olarak yapılan menfezleri sel suları yıkıp geçmiş. 64 canımızı kaybettiğimiz Bozkurt ilçemizde Ezine Çayı’nın debisi yine çok yükseldi. Çay yatağındaki evler yine aynı kâbusu yaşadı. 11 Ağustos’ta meydana gelen sel felaketinde 996 milyon lira yardım parası toplanmıştı. Bu rakam Bozkurt’a, Abana’ya, İnebolu’ya Azdavay’a, Küre’ye Pınarbaşı’na harcanmış olsaydı bugün vatandaşlarımız aynı mağduriyeti yaşamak zorunda kalmazdı. O dönemde İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu’ya bu yardımların nereye harcandığını sorduk. Evleri sel felaketinde yıkılan vatandaşların borçlandırılarak ev sahibi yapılmasının hukuki ve vicdani olup olmadığını sorduk. Cevap alamadık. Bunların hesabını, cevabını vermeden gitti. Yine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a bölgede yaşanan mağduriyetleri Meclis genel kurulunda ve komisyonlarda yaptığımız açıklamalarla, soru önergeleriyle ilettik. Bugün kendisi de artık bakan değil. Hesap veren yok” dedi.

“BU İKTİDAR KASTAMONU’NUN ASLINDA EN BÜYÜK KADERSİZLİĞİDİR”

2021 yılındaki sel felaketinden sonra Kastamonu’ya gelen bakanların, siyasetçilerin gördüklerinden, duyduklarından hiçbir ders çıkartmadıklarının ortaya çıktığını belirten Hasan Baltacı; “Her yağmur düştüğünde Kastamonulular korkuya kapılır oldu. Bugün bir kez daha gördük ki gelen bakanlar sadece bakmaya gelmiş. Önlem alınmamış, ders çıkarılmamış, sorumluluk hissedilmemiş, tüm yaptıkları halkla ilişkilerden ibaretmiş. Bir kez daha söylüyoruz. Kastamonu sahipsiz değildir. Vatandaşımızın yaraları biran önce sarılmalıdır. Yardım kampanyaları kapsamında toplanan kaynaklar nerelere harcandı bunların hesabı verilmelidir. Kastamonu’nun son 5 yılda yaşadığı mağduriyet ‘kader’ denilerek geçiştirilemez. Tüm bunlar kaderle açıklanacaksa Kastamonu’nun kaderi bu değildir. AKP iktidarı ve onun merkezden yerele iş bilmez, beceriksiz kadroları Kastamonu’nun aslında en büyük kadersizliğidir” ifadelerini kullandı.