• Haberler
  • Genel
  • CHP, Cumhuriyetin 94'üncü yılını coşkuyla kutladı

CHP, Cumhuriyetin 94'üncü yılını coşkuyla kutladı

Cumhuriyetin 94'üncü yılı büyük bir coşkuyla kutlandı. Cumhuriyet Halk Partisi'nin organize ettiği Cumhuriyet Yürüyüşü Kışla Parkı'ndan başlayıp Cumhuriyet Meydanı'na kadar devam etti. Yürüyüşteki sloganlar Ulu Önder Atatürk'e ve yurda karşı sevgi sözcükleri barındırıyordu. Yediden yetmişe her yaştan insan Cumhuriyet Bayramı için bir araya geldiler. Ellerde Türk Bayrağı ve Atatürk portresi, dillerdeyse minnet sözcükleri vardı. Cumhuriyet...

Cumhuriyetin 94’üncü yılı büyük bir coşkuyla kutlandı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin organize ettiği Cumhuriyet Yürüyüşü Kışla Parkı’ndan başlayıp Cumhuriyet Meydanı’na kadar devam etti. Yürüyüşteki sloganlar Ulu Önder Atatürk’e ve yurda karşı sevgi sözcükleri barındırıyordu. Yediden yetmişe her yaştan insan Cumhuriyet Bayramı için bir araya geldiler. Ellerde Türk Bayrağı ve Atatürk portresi, dillerdeyse minnet sözcükleri vardı. Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan kalabalık törene saygı duruşu ve İstiklal Marşıyla başladı. Ardından Atatürk’e ve silah arkadaşlarına minnet bildiren yurda olan sevgiyi dile getiren bir konuşma okunduktan sonra mikrofon CHP il Başkanı’na bırakıldı. “YIKIK DÖKÜK BİR ÜLKEDE CUMHURİYETLE MUCİZELER YARATILMIŞ” CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı konuşmasına kalabalığı selamlayarak; “Bugün Cumhuriyetimizin kuruluşunun 94’üncü yıldönümü. Atatürk’ün ‘Türk Milletinin karakterine ve yapısına en uygun yönetim şeklidir’ diye tanımladığı cumhuriyet, ‘Ya istiklal, ya ölüm’ parolası ile gerçekleştirdiğimiz Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın sonunda kazandığımız büyük zaferin üzerine kurulmuştur. Atatürk ve silah arkadaşları milletiyle birlikte bu zaferi sadece topraklarımızı paylaşarak bizi yurdumuzdan atmak isteyen düşmanlara karşı değil mandacılara ve onların işbirlikçilerine karşı da kazanmıştır. Bu zihniyeti ve hain planları çok iyi bilen Cumhuriyetimizin kurucuları çağdaş Türkiye Cumhuriyetimizin temellerini antiemperyalizm ve tam bağımsızlık ilkeleri üzerine atmışlardır. Onun içindir ki yıkık dökük bir ülkede Cumhuriyetle mucizeler yaratılmış, Cumhuriyetle tüm dünyanın hayranlıkla izlediği çağdaş bir devlet yaratılmıştır. Birileri diyor ya 15 yılda ülkeyi üçe katladık, yol yaptık, tünel yaptık diye” ifadelerini kullandı. CUMHURİYET KURULDUĞU YILLARDA Cumhuriyetin kurulduğu tarihe değinerek o dönemden bahseden Bıyıklı; “Nüfus 13 milyondu, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu. Traktör sayısı sıfırdı, biçerdöver sayısı sıfırdı, karasaban vardı. İnsanlar kırılıyordu. Bir milyon kişi frengiydi, iki milyon kişi sıtmaydı, üç milyon kişi trahomluydu. Ortalama ömür 40'tı, 41'inci yaşını gören şanslıydı. Memlekette sadece 337 doktor vardı. Sadece 60 eczacı vardı. Diş hekimi sayısı sıfırdı. Sadece dört hemşire vardı. 40 bin köyde sadece 136 ebe vardı. Osmanlı'dan ayakta kala kala dört fabrika kalmıştı, Hereke ipek, Feshane yün, Bakırköy bez, Beykoz deri… Kişi başına milli gelir 45 dolardı. Elektrik sadece İstanbul, İzmir ve Tarsus'ta vardı. Kadın, insan değildi. Eşit eğitim hakkı yoktu, meslek edinme hakkı yoktu, boşanma hakkı yoktu, velayet hakkı yoktu, kendisine miras kalan mallar üzerinde bile tasarruf hakkı yoktu, seçme hakkı yoktu, seçilme hakkı yoktu, doğum izni yoktu. Harf devrimi yapıldı, bir gecede cahilleştirildik diye harf devrimine itiraz edenler çoktu. Halbuki, İbrahim Müteferrika'dan itibaren 150 sene boyunca basılan kitap sayısı 417 adetti. Bu topraklara kitap gelene kadar, Avrupa'da 2,5 milyon farklı kitap basılmış, beş milyar adet satılmıştı. Voltaire bir kitabında maalesef ‘İstanbul'da bir yılda yazılanlar, Paris'te bir günde yazılanlardan azdır’ demişti! Gazete sadece İstanbul ve İzmir'de vardı. Erkeklerin sadece yüzde yedisi, kadınların sadece binde dördü okuma yazma biliyordu. Okul yaşı gelen her dört çocuğumuzdan üçü okula gitmiyordu. Toplam 4 bin ilkokul, sadece 72 ortaokul, sadece 23 lise vardı. 30 Ekim 1923 sabahı Mustafa Kemal, kendi el yazısıyla İsmet İnönü'ye mektup yazdı. Cumhuriyet'in ilk cumhurbaşkanı, Cumhuriyet'in ilk gününde, Cumhuriyet'in ilk başbakanına şöyle diyordu: ‘Bize, geri, borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı, yoksul ve esir ülkelere örnek olacağız, kaderin bizim kuşağımıza yüklediği bir görev bu. Özgür bir toplum oluşturmak, çağdaşlaşmak, bu ideali gerçekleştirmek zorundayız Bu görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim, Allah yardımcımız olsun” şeklinde konuştu. “CUMHURİYET BİR YAŞAM BİÇİMİDİR” Cumhuriyetin bir yaşam biçimi olduğunu söyleyen Bıyıklı; “Demokrasinin, çağdaşlığın, özgürlüklerin, insan haklarının, barışın, kardeşliğin hakkın, hukukun, adaletin kısaca insana ve yaşama dair tüm iyiliklerin ve güzelliklerin kaynağıdır. O’nu özümseyip içlerine sindiremeyenler hep var olmuştur. Bu nedenle bu değerlere de düşman olmuşlardır. Ancak, ne kadar isteseler de tarihin akışı tersine çevrilemez. Çünkü tarihin akışı hep aydınlığa, çağdaşlığa ve doğruyadır. Onun için cumhuriyetimiz sonsuza kadar yaşayacaktır” diye konuştu.

Bakmadan Geçme