'Cankurtaran' bitki çayı
Havaların soğumaya başladığı bugünlerde, vücut dirençleri düşen vatandaşlar soluğu aktarlarda almaya başladı.
Sonbaharla birlikte sıcak havaların yerini soğuk havalar almaya başlarken aktarlar kış aylarında sağlığın korunması için çeşitli önerilerde bulundu. Bitki çaylarının tüketilmesinin vücudun direncini artırdığı bilgisini veren aktarlar, çayların soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, ateş düşürücü ve iltihaplanmalara karşı da fayda sağladığını aktardı. Aktarlar adeta “cankurtaran” görevi üstlenen bitki çaylarını vatandaş tarafından en fazla rağbet gösterilen ürün olarak gösterdi.
“KIŞIN IHLAMUR, ZENCEFİL GİBİ ÜRÜNLERİN TÜKETİLMESİ ARTIYOR”
Hafız Bey çalışanlarından Serkan Yıldırım, havaların soğumasıyla birlikte vücut dirençlerinin düştüğünün altını çizerek; “İnsanların bağışıklığı da haliyle düşüyor. O yüzden ıhlamur, zencefil gibi ürünlerin tüketilmesi artıyor. Ihlamurun içine zencefil ve zerdeçal atmak, bağışıklığı güçlendirir ayrıca bu ürünlerin macun şeklinde olanları da var. Zencefil çayı, limon çayı bunlar hem bağışıklığınızı güçlendirir hem soğuk algınlığı veya grip gibi durumlarınızda sizi rahatlatır” dedi.
“DOĞALA YÖNELİRSEK HİÇBİR ŞEYİMİZ KALMAYACAKTIR”
Kış aylarında boğaz hastalıklarının sıklıkla yaşandığını belirten Yıldırım; “Kozalak macunları, kozalak pekmezi tüketimleri artarsa bu tür boğaz sıkıntılarını yaşamaktan kurtulabiliriz. Keza keçi boynuzu pekmezi de bu konuda fayda sağlayacaktır. O yüzden biz direkt bitkisele, doğala yönelirsek zaten hiçbir şeyimiz kalmayacaktır” şeklinde konuştu.
“KIŞ ÇAYLARI RAĞBET GÖRÜYOR”
En çok tercih edilen ürünlerden bahseden Yıldırım; “Özellikle kış çayları rağbet görüyor. Zencefil, zerdeçal gibi 17 çeşit bitki bulunan kış çayları ve atom çayları var. Bunlar da rağbet görüyor. Atom çayları soğuk algınlığına ve gribe iyi gelir. Boğaz pastillerinde de doğal olanlarını satıyoruz” dedi.
“BAĞIŞIKLIĞIMIZI KUVVETLİ TUTMADIĞIMIZ SÜRECE HASTALIK HALİNDE OLURUZ”
Kulaktan duyma bilgilere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım; “Argan yağından örnek verilmesi gerekirse, saçlara iyi geldiği biliniyor. Vatandaş diyor ki ‘Benim saçlarım dökülüyor, Argan yağı istiyorum’ bunun tek çaresi argan yağı değildir. Biberi yağı da saçları güçlendirir, sıkılaştırır, kalınlaştırır. Argan yağından daha çok işe yarayabilir. Örneğin sosyal medyada çörek otunu yakma videoları gördüm. Ada çayı tütsü olarak kullanılır, defne yaprağı da yakılabilir ama çörekotu yakma diye bir şey yok. Bununla ilgili yakında ‘Çörekotu yakmak refah, sağlık, mutluluk verir’ de derler. Ürünün neye yaradığı önemli değil de alacak insanın sorunu ne önemli nokta orası. Mesela kış ayı geldiği zaman zencefil, zerdeçal, toz halini karıştırır macun kıvamına getirip onu sabah aç karnına bir tatlı kaşığı yediğiniz zaman bağışıklık sisteminizi güçlendirir. Zencefilin artı bir özelliği vücut ısısını da yüksek tutar. Kış sezonunda kuru meyve olarak bir tane yediğiniz zaman gün içinde üşümenizi engeller. Ihlamurun içine de karanfil, tarçın, kök zencefil, zerdeçal, havlıcan, kuşburnuyla desteklediği zaman ekstra mükemmel bir ürün çıkıyor. Ihlamur soğuk algınlığı için ama içine bu saydıklarımızı attığınız zaman bağışıklığı da kuvvetli kılar. Bağışıklık kuvvetli olunca da zaten tekrar soğuk algınlığına yakalanma riskiniz kalmaz. Bağışıklığımızı kuvvetli tutmadığımız sürece devamlı bir hastalık halinde oluruz. Zaten hastaneye acil servise gittiğiniz zaman yoğunluğu görüyorsunuz. Bu yüzden bağışıklığınız güçlüyse her şey güzeldir. Doğal beslenmeniz gerekiyor, her şey bu kadar basit” şeklinde konuştu.
“EN BÜYÜK YANLIŞLARDAN BİRİSİ KULAKTAN DUYMA BİLGİLERE İNANMAK”
İçecekleri kullanma zamanlarına ilişkin de bilgi veren Yıldırım; “Mesela Türkiye’de neredeyse hemen hemen her evde çay içilir. Yemekten sonra içtiğin çay senin demir emilimini hızlandırıyor. Yemeği yiyip de 45 dakika sonra içsen bir sorun olmuyor. Yemeğin arasında su içiyoruz ama suyu kilo vermek istiyorsanız yemekten önce, kilo almak istiyorsan yemekten sonra içmemiz gerekir. Yemek arasında su içilmez. Konuyla ilgili internette birçok bilgi var ama çoğunlukla insanlar fazla araştırmadan ilk gördüğü şeyi doğru olarak kabul ediyor, bu çok yanlış. Bu konuda yapılan en büyük yanlışlardan birisi de kulaktan duyma bilgileri doğruymuş gibi uygulanması, sonuç alınamadığı zaman da o bilginin yanlışlığı değil de alınan ürünün kötülüğünden bahsetmek doğru değil” dedi.
“HERKESİN METABOLİZMASI FARKLIDIR”
Paketli bitkisel ürünlerin tarihine dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden Yıldırım; “Ne kadar da kurutulmuş ürün de olsa tarihine bakmak gerekiyor. Bir de ürünün yeni sezon olması, her zaman için önceliklidir. Oranlarda da aşırıya kaçmamak lazım. Bir ıhlamurun içine mesela bir adet zencefil atacakken, ‘Bağışıklığı kuvvetlendiriyor, sıcak tutuyor’ diyerek 3-4 tane attığınız zaman bu da vücutta farklı bir etkileşime yol açar. Yani o oranları kaçırmamak lazım. Çünkü her şeyin fazlası zarar. Su en büyük ihtiyacımız ama suyu bile fazla içtiğinizde su zehirlenmesi diye bir şey yaşayabiliyorsunuz. Bir müşterinin hastalığından dolayı bize gelip de bir şey sorduğu zaman ilk gitmesi gereken nokta da biz değiliz. İlk gitmesi gereken nokta doktordur. Biz alternatif tıp yapıyoruz. Mesela müşteri ‘Bende iltihap var, dut kurusu iyi geliyormuş’ diyor. Dut kurusu enfeksiyon ve iltihap için kullanıyor ama bu dut kurusunun sizin kullanıp kullanmamanıza karar verecek kişi doktordur çünkü vücudunuza ne olduğunu o bilecek ve farklı bir etkileşime girip gitmeyeceğini o belirtir. Herkesin vücudunun metabolizması farklıdır” diye konuştu.