'Bunu kabul etme hakkınız var, değiştirme hakkınız yok'
ESKİ BAKAN ABDÜLLATİF ŞENER AK Parti’nin kurucu isimlerinden ve eski Bakanlardan Abdüllatif Şener 16 Nisan'da gerçekleştirilecek olan referandum çalışmaları kapsamında ilimize geldi. Adalet ve Kalkınma Partisi kurucularından Abdüllatif Şener, Anayasa Değişikliği için yapılacak referandumda sandıktan 'Hayır' çıkması için Kastamonu'dan destek istedi. Hafta sonu gerçekleştirilecek olan seçimin önemine değinen Şener 'Türkiye'deki mevcut anayasa düzenini değiştiren bir...
ESKİ BAKAN ABDÜLLATİF ŞENER; AK Parti'nin kurucu isimlerinden ve eski Bakanlardan Abdüllatif Şener 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan referandum çalışmaları kapsamında ilimize geldi. Adalet ve Kalkınma Partisi kurucularından Abdüllatif Şener, Anayasa Değişikliği için yapılacak referandumda sandıktan “Hayır” çıkması için Kastamonu’dan destek istedi. Hafta sonu gerçekleştirilecek olan seçimin önemine değinen Şener; “Türkiye’deki mevcut anayasa düzenini değiştiren bir anayasa değişikliğini oylayacağız. Anayasalara vatandaşların hak ve özgürlüklerini koruyan metinlerdir. Türkiye’nin menfaatlerine uygun bir devlet düzenini ortaya çıkaran metinlerdir. Devletler anayasalara göre şekillenir. İyi, güçlü, halkı huzurlu ve mutlu devlet yetkilerin tek kişide toplandığı devlet, devlet değildir. Devletin kurumları kendisine ait görevleri yerine getirir. Kurumlar arasında denge olur. Devlet böyle olması gerekir. Yasama, yürütme ve yargı organları farklı bir şekilde kurularak birbirinden bağımsız olmalıdır. Ama arasında da denge olmalıdır. Bu olmadığı zaman adaleti ve huzuru sağlayamazsınız. Milli gelirin yüksek olduğu devletlerde tüm yetkiler tek kişiye ait değildir. Hangi devlette yetkiler tek kişide toplanmışsa o devlet güçsüzdür. O devletin halkı sefildir ve perişandır. Dünyada 57 tane Müslüman ülke var ve bu ülkeler arasında Türkiye hariç hepsinde tüm yetkilerin tek kişide toplandığı devlet düzeni var. Bu 57 ülkenin milli geliri sadece Almanya kadar. ABD’nin dörtte biri. Bir ülkede sorun varsa yönetim biçimi ile uğraşmaktan önce bunu halledeceksin. Ülkeyi daha perişan hale getirecek uygulamaların hevesinde olmayacaksın. Bu yüzden dünyanın en ağır silahlarını burnunun dibine getirerek dayıyor ve istediği gibi ülkelere bomba yağdırıyor. 57 ülke bir araya gelerek bir at arabasını o ülkelerin sınırına gönderemiyorsunuz. Asıl problem burada. Demokrasiyi daha da güçlendirmek gerekirken mevcut kurumları çökerterek tek kişiyi yetkilendiren düzenleme bir felakettir” ifadelerini kullandı. “MECLİSE HÜKMEDEN BİR CUMHURBAŞKANLIĞI ORTAYA ÇIKIYOR” Cumhurbaşkanı’nın tek başına hükümet olacağını söyleyen Şener; “Başbakan olmayacak, Bakanlar Kurulu olmayacak. Hatta Bakanlar da olmayacak. Cumhurbaşkanının izni olmadan sekreter dahi atayamayacak olan kişi Bakan değil ancak Bakancık olur. Yeni sistemde kimse meclise sorumlu olmayacak. Herkes Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olacak. Yasama yetkisi meclisten alınarak Cumhurbaşkanına geçecek. Bu sistem geçtiği takdirde hükümeti değiştirecek hiçbir mekanizma ortada kalmayacaktır. Bir hükümetin geldiğini farz edin, ülkeyi savaştan savaşa soktu. Kan gölü oldu memleket, her sokağa yüzlerce şehit cenazesi gelse, bu Anayasa değişikliğinden sonra hükümeti değiştirecek hiçbir mekanizma yoktur. 5 yıl boyunca Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıncaya kadar katlanacaksınız. Meclis hükümeti denetleyemezken, denetim yetkileri hep elinden alınmış iken, Cumhurbaşkanı tek başına meclise hükmedecektir. Cumhurbaşkanı muhtemelen mecliste en çok oyu alan partinin genel başkanı olacak. Milletvekili seçimleri de Cumhurbaşkanlığı seçimi ile aynı gün yapılacak, ayrıca Cumhurbaşkanı hiçbir gerekçe göstermeden seçimleri yenileme hakkına sahip olacak. Milletvekillerinin yarısı bir araya gelse seçimleri yenileyemeyecek. Meclisin seçimleri yenileyebilmesi için 360 milletvekilinin bir araya gelmesi gerekecek ama Cumhurbaşkanı tek başına seçimleri yenileyecek. Böylece hükümeti denetleyemeyen bir meclis ama meclise hükmeden bir Cumhurbaşkanlığı ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. “YARGI YANDAŞ OLACAK BİR MAKAMIN EMRİNDE OLUYOR” Dünya’da yasaların sadece parlamentolar tarafından çıkarıldığını söyleyen Şener; “Fakat bu getirilen Anayasa ile Cumhurbaşkanı’nın istemediği kanunların meclisin çıkarma hakkı da yoktur, yetkisi de yoktur. Cumhurbaşkanı 600 vekile yasayı, kanunu çıkarttırmazken, kendisi tek başına Cumhurbaşkanlığı kararnameleri adı altında yasa çıkarma hakkına sahiptir. Yargıda en yüksek kurum HSYK’dır. Anayasa Mahkemesi de önemlidir. HSYK’nın üyelerini hakimler ve savcılar kendi aralarından belirler. Eğer bu kurumun üyelerini belirleyen meclis, hükümet olursa, bu kurum yandaş hale gelir. Yargıda yandaş hale gelir. Bu Anayasa değişikliğine göre HSYK üye sayısı 13’e indiriliyor. Üyelerin tamamını ya doğrudan ya da dolaylı Cumhurbaşkanı belirliyor. Dolayısıyla yargı yandaş olacak bir makamın emrinde oluyor. İstediği zaman bu yargıyı rakipleri için bir kırbaç haline çevirebilir. Dünya’daki hiçbir yerinde kendi yetki ve sorumluluğunu kendisinin belirlediği bir yönetim şekli yoktur. Bu bir felaket demektir. 5 bin yıllık yönetim tecrübesinde insanlar parlamentoda karar kılmıştır. Şimdi öyle değil, Cumhurbaşkanı kararnameler çıkarır diyorlar” şeklinde konuştu. “BEN NE SÖYLEDİYSEM TERSİ OLMUŞ” Anayasa değişikliğinin sahil bölgelerine etki edeceğini belirten Şener; “Sahillerden kişilerin nasıl yararlanacağıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı kararnameleri çıkarılabilir. Daha önce kanunla düzenlenirdi. Şimdi TOKİ’ye benzer bir ekonomik birim kurulacak ve istediğini dolduracaktır. Hatay’dan, Artvin’e varıncaya kadar Ege, Marmara, Akdeniz, Karadeniz ve hatta ülkedeki göllerin, ırmakların sahilleriyle ilgili kurulacak idare vasıtasıyla peşkeş yapılacaktır. Hepsini tek başına bir kişi belirleyecektir. Cumhuriyet tarihi boyunca 100 yıldır yapılan yağmadan daha büyük bir yağmaya zemin hazırlayacak bir düzenlemedir. Ortaya feci tablolar çıkıyor. ‘Hayır’ kampanyası yapanlar sadece değişiklikleri okuyor ama değişen kanunlarla ortaya ne çıkacağı anlatılmalı. Mesela bütçeyi hazırladı ve meclis reddetti. Yeni bir meclis hazırlar o da reddedilince bir önceki bütçeyi eskalasyon oranında arttırıp onaylatır. Hem bütçeyi hazırlayan hem de uygulayan Cumhurbaşkanı olur. Bütçe dediğiniz 6 milyar liradır. 6 milyarın nelerde kullanacağını Cumhurbaşkanı belirleyip, istediği yere harcamasını da yapabilir. Kime fazla yetki verirseniz, denetiminde o kadar fazla olması lazım. AK Parti kuruluşu sırasında kamusal makamlar, o makamda oturanların sorumluluğu tanımlar. Makamın protokoldeki yeri ne kadar yükselirse sorumluluğu da o kadar artar. Geldiğimiz noktaya bak. Sonra da bana diyor ki niye bıraktın? Ben ne söylediysem tersi olmuş. Benim söylediklerim parti programında olanlar” dedi. “BUNU KABUL ETME HAKKINIZ VAR DEĞİŞTİRME HAKKINIZ YOK” Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olmasına değinen Şener; “Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olması sıfatıyla, diğer partilerin genel başkanlarını, parti sözcülerini ve seçmenlerini ağzına geldiği gibi eleştirecektir, haşlayacaktır, hatta tehdit edecektir. Ama diğer partilerin genel başkanları, sözcüleri hatta seçmenleri tweet atarak veya bir kahvehanede sohbet ederken, cumhurbaşkanının partisinin politikalarını eleştirdiği zaman 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacaktır. Böyle bir devlet düzeni olmaz. Bu kadar yetkiyi ve sorumsuzluğu bir kişiye topladıktan sonra, bütün devlet yetkisini kullanan o tek kişi diktatör de olabilir, faşist bir yönetim de kurabilir. Devlet yetkileri mafya örgütlerine özgü, mafya yöntemleriyle idare edilen bir devlette ortaya çıkabilir. Bazıları diyorlar ki, ‘reis istedi şimdi bunu verelim de beğenmezsek geri değiştiririz’. Bunu kabul etme hakkınız var değiştirme hakkınız yok. Böyle bir şeyi ele geçiren var ya, bunu değiştirtmemek için, kanının son damlasına kadar mücadele eder. Referandumdan hemen sonra ‘evet’ çıktığı zaman her şeyin allak bulacağını söylemiyorum. Ama siz Türkiye’deki rejimin adına ne derseniz deyin, ‘canım bu da demokrasi’ gibisinden laflar edenler olabilir ama dünyada hiçbir ülke bu rejimin adına demokrasi demez. Bu rejim dünyanın her tarafında diktatörlük olarak anılacaktır” diye konuştu. “KAN GÖLÜNE DÖNDÜ SURİYE” Ortadoğu Projesine de değinen Şener; “Bizi Büyük Ortadoğu Projesi’nin demokrasi eş başkanı olarak ilan ettiler. Türkiye, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı olarak, Arap Baharı başladıktan sonra gitti Mısır’a dedi ki, ‘laik düzene geçin, demokrasiye geçin’ dedi. Hatırlayın, Esad’la defalarca görüştük. Dışişleri Bakanı’nı gönderdik, 6 saat görüştü. Onlarca telefon görüşmesi yapıldı ve Türkiye olarak Esad’a dedik ki, ‘bizim rejimimizi örnek alın. Bakın biz demokratik bir ülkeyiz. Ey Esad sen devlete ait bütün yetkileri, kendinde toplamışsın, bu yetkiler fazla, bu yetkilerini diğer kurumlara dağıt, demokratik reformlar yap, yoksa dünyanın gelişmiş ülkeleri senin rejimini yıkacak. Biz Türkiye olarak seni yıkacak ülkelerle birlikte olacağız’ dedik. Kan gölüne döndü Suriye. Şimdi aradan 5 sene geçmiş hala Arap Baharı devam ediyor, diyoruz ki, ‘ya Esad kusura bakma, biz senin rejimini değiştirmeye çaba harcadık ama aslında senin rejimin bizimkinden daha iyiymiş, biz en çok senin rejimine benzer bir rejimi 16 Nisan’da oylayacağız’ diyoruz.