• Haberler
  • Genel
  • 'Beka problemimiz varsa 7'den 70'e hepimiz askere gidelim'

'Beka problemimiz varsa 7'den 70'e hepimiz askere gidelim'

MUHARREM İNCE Cumhuriyet Halk Partisi'nin 2018 yılında Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, Cumhuriyet Meydanı'nda Kastamonulular bir araya geldi. Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen programda CHP Milletvekili Hasan Baltacı, CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Daday Belediye Başkanı Hasan Fehmi Taş, CHP ve İYİ Parti (Millet İttifakı) ortak Belediye Başkan Adayı Mustafa Öztürk, ilçe belediye başkan adayları ve çok sayıda...

MUHARREM İNCE;


Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2018 yılında Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, Cumhuriyet Meydanı’nda Kastamonulular bir araya geldi.

Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen programda CHP Milletvekili Hasan Baltacı, CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Daday Belediye Başkanı Hasan Fehmi Taş, CHP ve İYİ Parti (Millet İttifakı) ortak Belediye Başkan Adayı Mustafa Öztürk, ilçe belediye başkan adayları ve çok sayıda partili yer aldı.

“KASTAMONU’NUN VE İLÇELERİNİN BELEDİYELERİNİ İSTİYORUZ”

CHP Milletvekili Hasan Baltacı, katılımlarından dolayı vatandaşlara teşekkür ederek; “Biz bu meydanda bayramlarda toplanırız, biz bu meydanda sözleşiriz, buluşuruz, biz bu meydanlarda Cumhuriyet için toplaşırız, birleşiriz, etkinliklerimizi de yaparız.  Hak ararız, adalet isteriz. Ama hiç kimseyi düşmanlaştırmayız. Hiç kimseye ötekileştirici bir dili asla ve asla kullanmayız. Adaletle, vicdanla, liyakatle yöneteceğimiz Kastamonu’nun ve ilçelerinin belediyelerini istiyoruz” dedi.

“HEPSİ BİZİM KADAR VATANSEVERDİR”

Kastamonululara seslenen Muharrem İnce ise; “31 Mart günü sandık başına gideceğiz. Türkiye’de belediyeler Cumhuriyetle birlikte kurulmadı. 1850’lerden, 1860’lardan bu yana belediyeler var. 1930’da ilk kez seçim yapılıyor. 1930’dan bu yana da belediye başkanlarımızı, muhtarlarımızı seçiyoruz. Bu yapılan ise 19’uncu yerel seçim. 19’uncu yerel seçimde rahmetli İsmet İnönü, rahmetli Adnan Menderes, rahmetli Süleyman Demirel, rahmetli Ecevit, rahmetli Erbakan, rahmetli Özal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, rahmetli Erdal İnönü yarıştı. Hiç kimse meydanlara gelip de bir belediye seçimine beka seçimidir demedi. Hiç kimse ben kaybedersem Türkiye kaybeder demedi. Herhangi bir siyasi partiye oy vermek vatanseverliğin bir ölçüsü olamaz. CHP’ye oy verenler vatansever de, MHP’ye oy verenler vatansever değil mi? Bunu söylemek ahlaksızlık olur. AK Parti’ye, CHP’ye, MHP’ye, İYİ Parti’ye, Saadet Partisi’ne de oy verenlerde bu memleketin evladıdır. Hepsi bizim kadar vatanseverdir” dedi.

“HİÇ VARLIK KUYRUĞUNDA ZENGİN BİR İŞADAMINI GÖRDÜNÜZ MÜ?”

Açıklamalarına devam eden İnce; “Fransız, İngiliz, Alman yatırımcı işadamı Kastamonu’ya bir fabrika kurmak istese, ülkenin Cumhurbaşkanı Türkiye’nin beka problemi olduğunu söylüyor. O yatırımcı ise Türkiye’ye gitmek istemez. Çünkü korkar. Türkiye’de beka sorunu var demek, memlekete kötülük yapmaktır. Memlekete hainlik yapmaktır. Birisi anlatsın beka sorunu nedir? Dünyanın en güçlü devleti Amerika’nın Türkiye’ye işgal planı var da bizim haberimiz mi yok? Beka problemi varsa ordumuz baş edemiyor mu? Askerimiz, polisimiz güçsüz mü yapamıyorlar mı? Eğer ordu güçsüzse beka problemimiz varsa 7’den 70’e hepimiz askere gidelim. Şerife Bacı’nın memleketinden sesleniyorum. İçişleri Bakanı açıklıyor, teröristleri öldürdük Türkiye içinde 750 tane terörist kaldı diyor. O zaman beka sorunu olmamalı. CHP’li bir belediye olduğunda ezanları mı susturacak, bayrağı mı indirecek? Ne olacak? Beka memleketin bekası değildir. Bekayı açıklıyorum. Bahçeli, Erdoğan, koltuk aşkıdır. Biz gelip ekonomi, orman köylüsü, mazotu, soğanı konuşacağız. Bu seçiminin sloganını belirleseydim ‘yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, nasıl oy vereceksin seni soyana’ derdim. Bu ülkede et, süt, yumurta, patates, soğan bitti. Domatesi devletleştirdi, tank fabrikasını özelleştirdi. Devletleştirilen bir domates, özelleşen bir tank fabrikası var. Meydanlarda ekonomi konuşamıyor. Soğanı konuşamıyor. Bana birisi deseydi, 20 sene önce bu millet kuru soğana muhtaç olacak deseydi inanmazdım. Kuyruğa girmiş millet, utanmadan diyorlar ki bu kuyruk varlık kuyruğudur. Varlık kuyruğu ayrıymış, yokluk kuyruğu ayrıymış. Hiç varlık kuyruğunda zengin bir işadamını gördünüz mü? Tayyip’in arkadaşlarından birini gördünüz mü? Hayır görmedik, hep fakir fukara var. Nasıl kuyrukları 2’ye ayırıyorsa ben de yalanları 2’ye ayırıyorum. Bir normal yalanlar var. Bir de kuyruklu yalanlar var” ifadelerini kullandı.

“BİZİM BİZDEN BAŞKA BİR DOSTUMUZ YOK”

Cumhurbaşkanı adayı olduğu sürece değinen İnce; “Cumhurbaşkanı seçilirsem, öğretmenlere, polislere, din görevlilerine, uzman çavuşlara 3 bin 600’ü vereceğim demiştim. 45 gün içinde vereceğim dedim. Erdoğan’da aynı sözü söyledi. Kastamonu’dan sesleniyorum;  bana bak Recep verdiğin sözü tut polislerin, öğretmenlerin 3 bin 600’ünü ver. Meydanlarda söz verdik. Gariban çocukların 3 bin 600’ünü ver. Söz vermek kolay değildir. Söz verdin mi yerine getireceksin. Seçimden önce döviz fırlayacak kuyruklar olacak dedim. Yandaş gazetede manşetten verilmiş. Muharrem İnce’yi MİT sorgulasın diye. Nereden biliyormuşum bunların olacağını. Sende akıl yoksa ben ne yapayım. Aklı olan herkes bunu görüyor. Tekel, PETKİM, TÜPRAŞ, limanları, değerli arazileri, Telekom’u, Sümerbank’ı sattılar. Devlet süt mü üretir dediler TİGEM’leri elden çıkardılar. Devlet bez mi üretir dediler Sümerbank’ı sattılar. Kasanın başında sosyete damat oturuyor. Esnaf lokantası gibi bir Türkiye var. Varlık fonu oluşturdular. Varlık Fonu içinde; PTT, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Türk Hava Yolları, Çaykur, Borsa İstanbul’u koydular. Türkiye’nin 90 yılda oluşturduğu dişinden, tırnağından biriktirdiklerini varlık fonunun içine aldılar. Seçimden sonra ise bunlar harç gibi satılacak. Çünkü saraya para lazım. Erdoğan’ın 29 uçağı var. Sizin o kadar bisikletiniz yoktur. Bir devlet nasıl olursa silah fabrikasını yabancılara verebilir? Bunlar mı yerli? Bunlar mı milli? Bunlar mı milliyetçi? Rahmetli Genel Başkanımız Bülent Ecevit şöyle derdi: ‘Bazıları milliyetçiliği duvarlara yazar, biz milliyetçiliği Ege’nin karanlık sularına, Afyon’un haşhaş tarlalarına, Kıbrıs’ın Beş Parmak Dağlarına yazarız.’ Silah fabrikası Katarlılara veriliyor. Katar bizim ülkemiz mi, ortağımız mı? Katar Güney Kıbrıs ile Rum kesimiyle birlikte Akdeniz’de doğalgaz araması yapan bir şirket. Bizim bizden başka bir dostumuz yok. Bir devlet en stratejik kurumlarını böyle devir edemez” dedi.

“HİÇ KİMSE EZANI ISLIKLAMAZ, HİÇ KİMSE EZANI YUHALAMAZ”

Hiç kimsenin ezanı ıslıklamayacağını söyleyen İnce; “31 Mart günü sandığa gittiğimizde lütfen bunları hatırlayın. Ama seçimin heyecanlı, gülünç, komik, neşeli tarafları da oluyor bazen. Beni en fazla Bahçeli güldürüyor. Zillet ittifakında Kemal, Meral, Temel var diyor ve hepsinin 5 harfli olduğunu söylüyor. Bende dedim ki Recep’te beş harfli. Ama RTE diyorsan, o da 3 harflidir. 3 harfli daha tehlikelidir. Bugünlerde yalan furyası başladı. Yalan furyası şu, dini duyguları istismar etmek için en uygun ortamlar seçim ortamıdır. Geliyor şimdi meydanlara ezanı ıslıkladılar, yuhaladılar diyor. İstanbul’da 8 Mart’ta kadınlar bir gösteri yapıyor. Polis önlerini kesiyor, gaz sıkıyor. Polisler bir arbede içine giriliyor. Kadınlar, polisleri protesto ediyor ıslık çalıyorlar. O sırada ezan okunuyor. Kadınlar ezanın okunduğun farkında bile değil. Şimdi bunu alıp ezanı yuhaladılar diyorlar. Ben bu ülkenin Türklerine, Kürtlerine, Alevilerine, Sünnilerine, Alevilerine, Şafilerine, sağcılarına, solcularına, başı kapalılara ve başı açıklara, 82 milyona kefilim. Hiç kimse ezanı ıslıklamaz, hiç kimse ezanı yuhalamaz. Bizim bağımsızlığımızın 2 sembolü vardır. Biri bayrağımız, öbürü de ezanımızdır. Ezan namaza çağrı olduğu gibi bağımsızlığımızın da simgesidir. Bu topraklardan 3-5 zibidi çıkabilir. Ezanı yuhalayacak olan babayiğit çıkarsa onun alnını karışlarız. Ama olmamış şeyleri meydanlarda anlatarak insanların din duygularıyla oynamamak lazım. Hani Kabataş’ta bir kadına saldırmıştı erkekler. Cuma görüntüler yayınlanacaktı. 300 Cuma geçti böyle bir görüntü yok. Cami de içki içtiler dedi. İmam ben Müslüman’ım görmedim dedi. Camileri ahır yaptılar dedi. Bunu Türkiye’de en iyi anlatacağımız yerlerden biri Kastamonu’dur. Bu ülkenin kurtuluşunda İnebolu’nun, Kastamonu’nun ne olduğunu bilmeyenler bu ülkenin tarihini bilmiyordur” şeklinde konuştu.

“MİRASYEDİLERDEN KURTULMAMIZ LAZIM” Muharrem İnce son olarak; “Üretim, nano teknoloji dedim. Arkadaş çıktı ‘Çay, kek var’ dedi. Eğer bir ülkede uzay teknolojisi, uzay madenciliği, üretim,  istihdam diyen birisi, bedava kek var diyen birisine yeniliyorsa o memlekette beka sorunu olacaktır. Bu ülkenin çocuklarını iyi yetiştirmeliyiz. 17 yılda en kötü yaptıkları iki şey. Biri dış politika, diğeri eğitimdir. Çocuklar okullarda o kadar kötü eğitim alıyor ki, okullar bitti. Türkiye’yi yeniden ayağa kaldırmamız lazım. En çok güvenliğimiz gelecekte bizi zenginleştirecek dediğimiz bor madenini de satacaklar. Mirasyedilerden kurtulmamız lazım. Meydanlara gelip CHP ile FETÖ’yü yan yana koyuyor. 5 tane yaverin, 4’ü FETÖ’cü çıktı. Sen yaverlerini seçememişsin bize çamur atıyorsun. Bu sıla hasreti bitsin. Biz Millet İttifakı diyoruz. Onlar utanmadan zillet diyor. Ben de Cumhur İttifakı’na çamur ittifakı mı diyeyim? Söylenecek laf çok. Gerginlik olmasın diye demiyoruz. Onlardan korktuğumuzdan değil. Meydanlardaki el işaretinde tek adam, tek parti, tek yargı, tek medya açılımı var. Yoksullara sesleniyorum; belediye ya da devlet yoksullara yardım ediyor. Zorla okula ve askere gönderiyor. Yoksul olduğunda da devlet sana yardım edecektir. Bu Erdoğan’ın lütfu değildir. Kim seçilirse seçilsin sen bunu alacaksın. Sakarya’daki tank fabrikası satılırken ses çıkarmazsan, çocuğun da yardıma muhtaç olur. Hatta yoksul kardeşim yardımı bulurken, çocuğun yardım bulup bulamayacağı şüphelidir. Memleketin sorunlarına seyirci kalmadan, oyuncu olup, meydana çıkacaksın” dedi.

Bakmadan Geçme