• Haberler
  • Genel
  • BAŞKAN VİDİNLİOĞLU'NDAN UĞURLU AÇIKLAMASI '6 Şubat günü o ihaleye gireceğim'

BAŞKAN VİDİNLİOĞLU'NDAN UĞURLU AÇIKLAMASI '6 Şubat günü o ihaleye gireceğim'

Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, TV366'ya konuk oldu. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Başkan Vidinlioğlu, Uğurlu Hastanesi'nin satış ihalesine gireceğini vurguladı. Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, dünyada ve ilimizde yaşanan olumsuzluklara dikkat çekerek 'Tüm olumsuzluklara rağmen öz kaynaklarımızdan yaklaşık 330 milyon TL, yine bakanlıklar ile yürüttüğümüz çalışmalarla birlikte de şehre 800 milyon TL üzerinde bir yatırım kazandırdık. Ankara'da...

Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, TV366’ya konuk oldu. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Başkan Vidinlioğlu, Uğurlu Hastanesi’nin satış ihalesine gireceğini vurguladı. Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, dünyada ve ilimizde yaşanan olumsuzluklara dikkat çekerek; “Tüm olumsuzluklara rağmen öz kaynaklarımızdan yaklaşık 330 milyon TL, yine bakanlıklar ile yürüttüğümüz çalışmalarla birlikte de şehre 800 milyon TL üzerinde bir yatırım kazandırdık. Ankara’da bakanlıklar nezdinde sık sık girişimlerde bulunuyorum. Bazen tezvirata sebep oluyor. Özellikle bakanlıklar nezdinde yaptığım girişimler, Genel Merkezimizde yaptığım görüşmeler üzerinden bu tezviratlar yapılıyor. Ne yazık ki bu böyle daha öncesinde de başıma geldi. Şunun bilinmesi gerekiyor. Ben şehrim adına ne gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Onun için efendim caddeye çıkıyorsunuz, makamda çok durmuyor diyorlar. Makamda duruyorsunuz, insan içine çıkmıyor diyorlar. Ankara’ya görüşmeye gidiyorsunuz şehirde durmuyor diyorlar. Bir defa ben yapmam gerekenleri yapıyorum. Kimse size şu yatırımı da Kastamonu’ya kazandıralım demiyor. Siz gidip talep ediyorsunuz ve bunun neticesinde bu işler oluyor. Onun için tezviratlar çok doğru değil” dedi. “ŞEHRİMİZİN ALT YAPISINA 80 MİLYON TL’NİN ÜZERİNDE BİR YATIRIM YAPTIK” Altyapı çalışmaları ile ilgili de bilgi veren Başkan Vidinlioğlu; “Yine şehrimizin alt yapısına 80 milyon TL’nin üzerinde bir yatırım yaptık. Bu sene yaptığımız asfalt şehrin içerisinde 100 kilometre. Bu şehrimiz ölçeğinde çok büyük bir rakam. Belediye tarihinde bu denli büyük asfaltlama yapılmadı. Eksik yerler var mı? Tabi ki var. Aynı anda her noktayı çözme şansımız yok. Yaptığımız asfalt sıcak asfalt. Ayrıca parke çalışmaları yaptık. Hemşehrilerimiz hatırlar bizler göreve geldiğimizde Tosya Yolu’nda alt yapı namına her hangi bir çalışma yoktu. Orada bir yağmur yağdığında meyilden dolayı yukarıdan gelen taş toprak hepsi Taşköprü yoluna iniyor ve trafiği kapatıyordu. Şimdi alt yapıda insanların içerisinde yürüyebileceği kanallar döşedik. Tosya Yolu’muzda alt yapıyla ilgili çok büyük problemimiz kalmadı. Alt yapısını tamamladığımız andan itibaren de o bölgenin sıcak asfalt uygulamasını başladık. Tosya Yolu yeni yerleşim yeri. Burada alt yapısı tamamlanmayan daireler alınmış. Ama bizler alt yapı çalışmalarını bitirmeden asfaltlama yapma şansımız yok. Netice de süreç önce alt yapı ardından asfalt olarak devam etti. Kalan birkaç istisna yerimiz var. Onları da hızla çözeceğiz” şeklinde konuştu. “BİZ DOLMUŞLARIMIZIN HAT ÜCRETLERİNİ ALMIYORUZ”” Özel Halk Otobüslerindeki kartlı sisteme değinen Başkan Vidinlioğlu; “Kartlı Sisteme geçeceğiz demiştik. Bu sisteme geçtik. Bu konuyla ilgili bazen övgü bazen yergi alıyoruz. Kredi kartı ile çekilmeler konusu mecliste de gündem oldu. Kredi kartı ile binişler mail order üzerinden oluyor. Buradan çekilen para 60 gün sonra hesaba geçiyor. Bu kredi kartı uygulamasını şehir dışından gelenlere kolaylık olsun diye yaptık. Herkesin taktığı mevzu 50 kuruş mevzusu. Şimdi iki binimlik kartlar var. Bu kartlar 20 lira. Neden 20 lira çünkü kartın bir maliyeti var. Bir biniş bu kartı aldığınızda 10 liraya geliyor. Kredi kartı ile binildiğin de ne oluyor. 8 liraya geliyor. Hemşehrilerim ne derse bu noktada ben oradayım. Kredi kartıyla biniş yapabilen birkaç ilden biriyiz. Biz hemşehrilerimize kolaylık olsun diye yaptık. Hemşehrilerim derlerse ki biz bu 50 kuruşu ödemek istemiyoruz. O zaman bunu ortadan kaldırabiliriz. Bu çok kolay bir konu. Kredi kartı geçiş dönemi dedik, iki binimlik kartlara göre daha uygun dedik ve böyle uygulamaya koyduk. Dolum noktalarından kartlarımızı doldurduğumuzda 7.50 kuruşa geliyor binişler. İçişleri Bakanlığımızın aldığı karar neticesinde 65 yaş üstü ücretsiz biniş yapıyor. Bu belki genç ve dinamik nüfusa sahip illerde büyük sorun olmuyor ancak Kastamonu gibi yaşlı nüfusu olan illerde ciddi bir problemi beraberinde getiriyor. Çünkü yaşlı nüfusumuz fazla. Bakanlığımıza da ilettim. Konunun bir düzenlemeye ihtiyacı var. 65 yaş üstü vatandaşlarımız için devletimiz belli bir ücret ödüyor. Ancak bizim gibi illerde maliyeti karşılıyor mu? Bazı büyükşehirlerde bu karşılıyor olabilir. Şehrimiz ölçeğindeki illerde ne yazık ki ciddi bir problem oluyor. Biz dolmuşlarımızın hat ücretlerini almıyoruz. Sırf vatandaşımıza yansıması olmasın diye. Keşke imkan olsa çok daha ucuza taşınabilse. Orta da bir gerçek var. Çevre illere göre güzergahlarımız uzun. Bu noktada bir çözüm bulma için çabalıyoruz. Bir eksiğimiz olarak kabul edelim. Mesafeye göre ücretlendirme. Bu olabilir. Ancak bu bir çırpıda yapılabilecek bir şey değil. Kendince bir takım zorluklar var. Birim fiyatlarla karşılaştırdığınızda iki defa zam verdik. Mazot fiyatları 7 liradan 20 liranın üzerine çıkmıştı. Sadece mazot fiyatları üç kat karttı. Maliyetler arttı. Zorluklar yaşayan otobüsçü esnafımız var. 130 dolmuş esnafı için mi bu işler yapılıyor diyenler var. Esnafımız bana maliyetini getirdiler. Zamlardan önce esnaf mazot parasında bile zarar ediyordu. Böyle bir handikap vardı. Hemşehrilerim şundan emin olsunlar. Ben hemşehrilerimin için en uygun yönde ayarlamaları yapma gayreti içerisindeyim. Tek taraflı bakmak gibi bir şansınız yok. Gelen taleplere göre yeniden değerlendirme yapabiliriz. Bu kredi kartı uygulamasından muzdaribiz, bu olmasın diyen kardeşlerim varsa kredi kartı uygulamasını ortadan kaldırabiliriz. O zaman kimsenin de söyleyecek bir şeyi olmaz. Çünkü bu uygulama birkaç ilde kolaylık olsun diye yapılan bir uygulama” ifadelerini kullandı. “UĞURLU KONUSU BENİ HEYECANLANDIRIYOR” Uğurlu Hastanesi ile ilgili de konuşan Başkan Vidinlioğlu; “Uğurlu konusu beni heyecanlandırıyor. Çünkü ortada bir problem var. 10 yıldır süregelen bir problem. Öyle olduydu, böyle olduydu. İşte kuş çıktıydı, bilmem ne olduydu. Açılacaktı, açılamamıştı. Söz verilmişti, verilmemişti. Kardeşim dün dünde kaldı. Ortada şehrin bir problemi var. Benim için acıyor. 500 kişi her gün komşu ilimiz Karabük’e gidiyor muayene ve ameliyat olmaya. Bu 500 kişi birer tane refakatçi ile gitse her gün 100 0 kişi Karabük’te esnaf sevindiriyor. Hiç mi rahatsızlık duymuyorsunuz bundan? Ben hekimim. Benim Amasya’dan, Bartın’dan, Zonguldak’tan, Karabük’ten gelen hastalarım vardı. Burası sağlığın merkeziydi. Bölgenin bütün hastaları büyük şehirlere gitmeden önce nihai cevabı almadan önce buraya gelirlerdi derdimize bir derman var mı diye. Bu tersine döndü. Şimdi bir yıldır uğraşıyorum. Büyük bir problem bu. Bu hemen çözüyorum diyeceğiniz bir problem değil. Ortada ekonomik bir problem var. Ticari bir problem var. Hukuki bir problem var. Var oğlu var. Herkes konuşuyor. Herkes konuştuğu için de en az 3-4 ayımız bir arpa boyu yol almadan gitti. Ben bu konuda çok net bir şey söyleyeyim. Ben bunu siyasi ikbal için falan açma derdinde değilim. Benim paye alma gibi bir derdim falan da yok. Bugün varız yarın yokuz. Şehrin bir probleminin çözülmesi noktasında ben irade gösteriyorum. 10 yıldır çözülmemiş bir problem. Tabi bu konuda konuşurken de hassas konuşmak lazım. Çünkü bir ihale süreci var. Benim bir yıldır görüşmediğim mali müşavir, görüşmediğim hukukçu neredeyse kalmadı. Hepsinden fikir aldım. Hepsiyle görüştüm. İşi buraya kadar da getirdik. İhale sürecini tamamladık. Bunun neticesinde de bunu çözme noktasında bir irade gösteriyorum. Bir defa şu net bilinsin. Burası Albaraka Türk’ün, Ziraat Bankası’nın, Atıf Uğurlu’nun, Selami Ataç’ın ağırlıklı olduğu ama yüzlerce başka başka hem çalışanın hem de farklı firmaların alacaklı olduğu bir konu. Uğurlu Royal Hospital. Şimdi burada iki tane şey var. 1, bina. 2, ruhsat. Geçen sene mevzuatta yapılan bir düzenleme ile birbirini tamamlayan unsurların ihaleye birlikte girmesinde herhangi bir behis yoktur diye bir karar vardı hukuken. Dolayısıyla ruhsat menkul diye geçiyor. Bina gayrimenkul diye geçiyor. Dolayısıyla yaşanmış tereddütlerin büyük çoğunluğu da bundan kaynaklanıyordu. ‘Binayı alırsak ruhsat ne olacak? Ruhsatı alırsak bina ne olacak?’ soru işareti birkaç tane niyetleneni de bundan vazgeçirdi. Ama hukukun verdiği karara tabi olarak bizim diyecek hiçbir şeyimiz yok. Aslında ikisi birlikte ihaleye çıkacakken burada bir itiraz sonucu 10 dakika 15 dakika arayla ruhsatın ve binanın ihaleye çıkması söz konusu” dedi. “HERHALDE BENİ ŞAKA FALAN YAPIYOR ZANNEDİYORLAR” Uğurlu Hastanesi ile ilgili açıklamalarına devam eden Başkan Vidinlioğlu; “Burada net bir şeyin anlaşılması lazım. O ruhsat binaya göre ruhsat. Aynı tabancanın kılıfı gibi. Dolayısıyla farklı farklı sesler benim de kulağıma geliyor. Efendim ruhsat çok para diye ruhsatı alırız. Ruhsatı alırsanız eğer aynı binayı yapmak zorundasınız. Ruhsatı alırsanız o ruhsatı da daha büyük bir şehre satamazsınız. Böyle çünkü. Ben bu problemi ortadan kaldırma adına bir irade gösterdim. Bu iflas masasında. Büyük çoğunluk bu konudaki haklarını iflas masasına devretmiş durumda. Haklarını iflas masası takip edecek. Dolayısıyla burada iflas masası tam yetkili. İflas masası satıyor. Yani devlet satıyor. Yani bir başkasının değil. Başkasının üzerine hak talebi var. İtiraz hakkı var bazılarının. Ama burada devlet satıyor. Ben de belediye olarak, devlet olarak talibim. Devlet satıyor, devlet de talip oluyor. Değişik değişik laflar duyuyorum. 10 yıldır bu konuda iki çift kelam etmeyi çok görenlerin bu süreçte konuşmalarını çok yadırgıyorum. Bence daha da fazla bu konu ile ilgili yorumda bulunmasınlar. Söyleyecek sözü olan, ben kapalı kapılar ardında değilim. Önceki gün duydum. Fişmankeş de girecekmiş. Ne yapayım yani? Sonuçta ben bir irade gösterdim 10 yıldır çözülememiş bir problemin çözülmesi konusunda. Alana hayırlı olsun ama ben de bu işe o kadar emek verdim kolay da bırakmam. İkincisi, biz bu konuda kendi içimizde de kırılganlıklar yaşadık. Kafasında çok soru işareti olan arkadaşımız oldu. Ama biz kendi içerimizdeki soru işaretlerimizi büyük oranda çözdük ki bir önceki gün olağanüstü meclis toplantısında sadece meclisin tamamının 1 firesi ile geçti bu yetki verilmesi. Demek ki ortada anlaşılmaz bir durum yok. Mesela birlikte siyaset yaptığımız eski il başkanımızın bile kafasında soru işareti oluştu. Ya acaba ne olur? Olan şu: biz gireriz, evvel Allah bunu alırız dedim. Belediyenin mülk almasının önünde bir engel var mı? Yok. Kararsızlık bu konuda en son tercih olmalı. Hepimizin hayatımızla ilgili aldığımız kararları var. Bazen radikal, bazen değil. Hayatımızda hepimizin keşkeleri var. Ama bu benim keşke diyeceğim işlerden bir tanesi değil. Çünkü bu konuda bir beklenti var. Şehrin belediye başkanı olarak her gün yüzlerce hastanın oraya buraya taşınmasından ben rahatsızlık hissediyorum. Bu problemin çözümü adına da bir irade gösteriyorum. Burada herkesin yardımcı olması gerekir. Ödeneği ayrıldı. Ben o noktada kredi kullanmaktan yanaydım. Ama kendi aramızdaki konuşmamızda kredi kullanmaya kullanıyoruz ama bir itiraz durumunda olur da süreç uzarsa boşu boşuna faiz ödemeyelim. Tamam dedim, doğru. Öyle yapalım. Biz bastıralım paramızı alalım. İlerde gerekirse kredi kullanma yönünde irade gösterelim. Tabi kafasında soru işareti olan çok kişi oldu. Yapar mı? Yapamaz mı? Olur mu? Olamaz mı? Olur mu, olmaz mı herkes 6 Şubat tarihinde görür. Herhalde beni şaka falan yapıyor zannediyorlar” dedi. “İFADELERİNİZİ BENCE BİR DÜZELTİN” Kendisini rahatsız eden durumlarında olduğunu söyleyen Başkan Vidinlioğlu; “Önceki gün mecliste bir meclis üyemiz ‘şöyle de talip olan varmış, böyle de talip olan varmış’ dedi. Dedim ki; ‘ 10 yıldır talip olmamış da şimdi mi talip olmak akıllarına geliyor?’ Akabinde de ‘parayla, imanın kimde olduğu belli değil’ dedi. Yani dedim: ’10 yılın sonunda ben alacağım deyince 1 yıldır da emek verince herkesin iştahı mı kabardı?’ Önceki gün burada var. KASİAD’dan Uğurlu çıkışı. Onların da gündemine gelmiş. Benim de çok sevdiğim, dostum, kardeşim iş insanımız Ayhan Arslan’ın başkanı olduğu bir dernek. Başkan yardımcısı da benim 37-38 yıllık arkadaşım Avukat Fikret Bey’dir. Fikret Özkan’dır. Devrekanilidir. Birdenbire hiç gündemde yokken ihaleye 15 gün kala bu konu gündeme geliyor. Alalım mı? Almayalım mı? Alacaksanız 1 yıldır ben bu işle uğraşıyorum. Bir kapımızı çalarsınız da sorarsınız bu iş ne alemde diye. Bizim yapabileceğimiz bir şey var mı diye. Ben böyle bir görüşmenin yapıldığını duyduktan sonra KASİAD Başkanı Ahmet Arslan’ı aradım. Dedi ki; ‘Böyle bir görüşme bizim Kastamonu şubede olmuş ama ben nedir ne değildir bilmiyorum.’ Dedim ki; ‘ Ben 1 yıldır emek veriyorum. Bununla ilgili çalışıyorum.” O; ‘benim haberim yok’ dedi. KASİAD’ın başkanının haberi yok belediyenin ilgilendiğinden. Şimdi burada hiç kimse bu durumdan paye çıkarmaya çalışmasın. Çayın taşıyla çayın kuşu vurulmaz. Buna da ben izin vermem. Bu konunun burada gündeme gelmesi bir arkadaşımız burada siyasete atılmış. Eski il başkanı, yeni ayrılmış. Bu konuda ben yol alabilir miyim diye düşünüyorsa yanlış yapıyor. Diğer arkadaşımız da bu konuyla ilgili bir paye kazanmak istiyorsa bunun da yolu o değil. Şehrin 10 yıldır sivil toplum kuruluşları ile dinamikleri neredeydi? Uğurlu konusunda bugüne kadar parmağını kımıldatmayanlar ben buraya talip olunca mı sivil toplumu, dernekleri vesaireyi akıllarına getiriyorlar. Bir de belediyenin alma iradesi göstereceği bir yerle ilgili sağlık alanının ranta kurban edilmemesi yönünde öneride bulunuyorlar. Ben bunu şeye benzettim biraz. Eskiden hükümete ayar vermeye çalışan ekonomiyle vesaireyle ilgili iş adamları derneği vardı. Onların tavrıyla bir de siyasete yön vermeye kalkan askeriyenin e-muhtıralarına benzettim. Ben onları yemem. Bir ikincisi burada bir ifadeden de rahatsız olduğumu dile getirmek istiyorum. Hastane olarak hizmet vermesini taahhüt ettiğim için destekleme kararı almışlar. Benle görüşülmedi bu bir. Diyelim ki taahhüt etmedim. Ne yapacaksınız? ‘Belediye başkanının taahhüt etmesi üzerine destekleme kararı aldık’ demek, ne demek? Kardeşim girip alacaksanız buyurun. Ama ranta kurban edilmemesiydi, yok taahhüt etme gibi cümlelerle, maksadını aşan ifadelerle bana sakın ha sakın gelmeyin. Bunu kim kaleme aldı bilmiyorum. Belediye başkanı ile görüşerek diyor. Benle görüşülmedi. Ben Ayhan Başkan’la görüştüm. ‘Bu konuyla ilgili insiyatif almam söz konusu değil. Bu sadece gündeme geldi’ diyor. 10 yıldır gündeme gelmeyen bir şeyi ihale aşamasında gündeme getirip akabinde de basına bu şekilde bir ifade ile, belediye başkanının taahhüdü diye ifadeyle çıkarsanız kusura bakmayın. Bu işler fabrika yönetmekle hastane yönetmekle falan olmuyor. Bu konuda benim gücüm var, ben bunu almaya niyetleniyorum diyen buyursun alsın. Ama kamuoyu oluşturup 200 kişiden 1’er milyon, 400 kişiden 5’er milyon vesaire ile yola çıkıyorsanız siz zaten baştan bu işte yol alamamışsınız demektir. Bence hem bu ifadelerinizi tekrar bir gözden geçirin hem de bu ifadelerinizi bence bir düzeltin” şeklinde konuştu. “ALMA İRADESİNİ GÖSTERECEĞİM” Uğurlu Hastanesi’nin satışına katılacağını söyleyen Başkan Vidinlioğlu, “Şimdi Allah nasip ederse 6 Şubat günü belediye başkanı olarak o ihaleye gireceğim. Devlet satıyor ben de devlet olarak oradayım. Alma iradesini göstereceğim. Ne yapacaksın orayı alınca? Ne yapacağımı da aldıktan sonra görürsünüz. Ama ben sağlıkla ilgili bir problemi çözme yönünde irade gösterip herhalde orayı farklı bir amaçla kullanacak da değilim. Yok orda tadilat var, iş teşrifatı var. E, var. Yok değil. Ne yapacağım? Diyeceğim ki; ‘Kardeşim belediye olarak ben işletecek değilim burayı. İşletmek isteyen var mı? Buyurun.’ Efendim burada 20 milyon, 30 milyon, 50 milyon, 70 milyon masraf var. Tamam var. Ben de baktıracağım ona. Onların demesi ile değil. Benim de teknik bir sürü ekibim var. Diyelim ki 50 milyon Türk Lirası masraf var. Tamam kardeşim. Ben sana olacak şeyi de söyleyeyim. Hastanelerin kira bedelleri üç aşağı beş yukarı bellidir. Bilmeyenler için söylüyorum. Hastane binalarını kiralamak metrekare üzerinden dolar bazlıdır. Ruhsat da ayrıdır. Bu ruhsat A sınıfı bir ruhsattır. Türkiye’de sayılı ruhsatlardan bir tanesidir. Çok ciddi de bir ederi vardır. Benim hesaplamalarıma göre üç aşağı beş yukarı bu binanın belediyeye dönmesi, kendini döndürmesi 5 yılda bitiyor. Kira olarak biz verdiğimiz rakamı 5 yıl içerisinde geri alırız. Zaten 10 yılda aldığınıza iyi bir yatırım deniliyor. 5 yılda aldığınız çok daha iyi bir yatırım. Çok iyi bir yatırım olur. Şehrin bir problemi çözülmüş olur. Sağlık ile ilgili problemimiz ortadan kalkar. İl dışına giden vatandaşlarımızın paraları Kastamonu’da kalır. Buradaki esnafımızın yüzü güler. Bundan daha büyük bir şey var mı? Bunu çözme yönünde inşallah ciddi bir gayretim oldu, olacak. 6 Şubat’ı ben de büyük bir aşkla, şevkle bekliyorum. İnşallah çözeceğiz. Hayaliniz ne kadar büyük olursa gerçeğiniz de o kadar büyük olur. Helikopter pistine kadar olan bir binanın hizmete açıldığında sağlık turizmi noktasında gelebilecek hastayı düşünebiliyor musunuz? Dün Kastamonu sağlığın merkeziydi. Bugün neden olmasın. Hemşehrilerimin desteği ile inşallah topyekün bu sorunu çözeceğiz. Bu noktada zerre şüphem yok. Burayı beraber alalım mı diyenler de oldu. Dedim ki; ‘Kardeşim kusura bakmayın. Ben işi buraya kadar getirdikten sonra ben belediye olarak alacağım. Şahsıma almıyorum. Belediyenin mülkü olsun. İşletmek isteyen de buyursun işletsin. Şartları konuşuruz işletilir.’ Durumdan vazife çıkarmak isteyenler için söylüyorum. Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı beni aradı; ‘Başkanım burası defaten ihaleye çıktı. Alan olmadı. Soran da olmadı. Parayı yatırdığımızla kaldık ihaleye çıkması için. Alacaksanız biz bu parayı yatıralım’ dedi. Ben alacağım dediğim için de ihale süreci başladı ve o para yattı. Ben hatta bu konuda itiraz hakkı olanlarla da görüştüm. İtiraz hakkı olanlar var. ‘İhaleyi Allah nasip eder de ben alırsam itiraz etmeden önce bir defa daha görüşelim’ dedim. Çünkü bu kimsenin faydasına olan bir şey değil. Bu problem çözülsün. Şehrin kanayan yarası bu. Biz nasıl burasının alınması noktasında elimizi değil gövdemizi taşın altına soktuk itiraz noktasında da problemleri çözme noktasında da aynı iradeyi gösteririz. Gösteririm. Allah’ın izni ile çözeriz” dedi. (Haber Servisi)

Bakmadan Geçme