Bakan Tekin, Eğitim Fakültesi Dekanları ile Buluştu
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Eğitim Fakültesi Dekanları İstişare Toplantısı'na katılarak akademisyenlerle bir araya geldi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ankara’da Mogan MTAL Uygulama Oteli’nde düzenlenen Eğitim Fakültesi Dekanları İstişare Toplantısı'na başkanlık etti. Milli Eğitim Bakanlığı olarak en yakın çalışılması gereken kurumun YÖK ve üniversitelerdeki eğitim fakülteleri olduğunu aktaran Bakan Tekin, iş birliği ortamının istişare toplantıları ile devam etmesini istediğini vurguladı. 2002 yılındaki derslik sayısı ile şu anki durumu kıyaslayan Bakan Tekin, derslik sayısının ikiye katlandığını ve binalardaki konfor düzeylerinin yükseltildiğini söyledi.
‘Öğrenci Başına Düşen Öğretmen Sayıları OECD ile Aynı Durumdayız’
Sistemde çalışan aktif olarak MEB’de görev yapan yaklaşık 1 milyon 100 bin öğretmenin 800 bin tanesi 2003 yılından sonra ataması yapıldığını dile getiren Bakan Tekin, “Tüm bu göstergeler eğitim ve öğretimde temel istatistikler anlamında Türkiye’de, dünyada örneği çok az gösterilecek şekilde bir altyapı devrimi yapıldığını gösteriyor. Derslik başına düşen öğrenci sayıları, öğrenci başına düşen öğretmen sayıları OECD ile aynı durumdayız. Hala 'sınıflarda 40 öğrenci var' eleştirisi var. Haklı bir eleştiri ama bu dünyada da böyle. O yerlerde de imkan buldukça, arazi yettikçe öğrenci sayısını düşürecek tedbirleri alıyoruz. Yine bu yılda yatırım anlamında en çok bütçe alan bakanlıklardan biriyiz. Okullarımızın hemen hemen tamamını geniş bant internet altyapısını sağladık. Okullarımızın tamamına internet erişimi hizmeti vermek istiyoruz, çok az bir okulumuz kaldı” ifadelerini kullandı.
‘Akademide Tutuculuk, Muhafazakarlık Çok Yaygın’
Bakanlık olarak yeni müfredat hazırlanırken bir çalışma grubu oluşturduklarını belirten Bakan Tekin, “Son dönemdeki çalışmanın içinde binin üzerinde arkadaşımız çalıştı. Bunun içinde bir kısmı bakanlık içerisindeki öğretmen ve idareciler, bir kısmı ise akademisyenler. Birisi bu konuyu eleştiriyor. Sonra bir yerde karşılaştık. Neden eleştirdiğini soruduğumda, ‘Hocam ben bu alanda duayenim, ben yokum orada’ diyor. Bu kadar megalomanca bakış açısı olamaz. ‘Ben yokum o yüzden kötü’ düşüncesi saygısızlık. Akademide tutuculuk, muhafazakarlık çok yaygın ve yeni isimlerin ön plana çıkması veya ben yoksam kesin kötüdür mantığı çok yaygın. Ben bütün eleştirilerde, sağlıklı, iyi niyetle katkı vermek isteyen her türlü öneriye açık olduğumuzu bir kez daha belirtiyorum” diye konuştu.