Kastamonu Barosu, 5 Nisan Avukatlar Günü kapsamında, dün Kastamonu Adliyesi önünde çelenk sunma töreni gerçekleştirdi. Baro Başkanı Mehmet Çiftçi, AK Parti Milletvekili Metin Çelik ve Kastamonu Baro Başkanlığına bağlı çok sayıda avukat, gerçekleştirilen törene katılım sağladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından, Baro Başkanı Mehmet Çiftçi 5 Nisan Avukatlar Günü'nün anlam ve önemine dair...

Kastamonu Barosu, 5 Nisan Avukatlar Günü kapsamında, dün Kastamonu Adliyesi önünde çelenk sunma töreni gerçekleştirdi. Baro Başkanı Mehmet Çiftçi, AK Parti Milletvekili Metin Çelik ve Kastamonu Baro Başkanlığına bağlı çok sayıda avukat, gerçekleştirilen törene katılım sağladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, Baro Başkanı Mehmet Çiftçi 5 Nisan Avukatlar Günü’nün anlam ve önemine dair konuşmasını gerçekleştirdi. Kastamonu Baro Başkanı Mehmet Çiftçi, törende yaptığı konuşmasında, avukatların ülke adaletindeki yeri ve önemi hakkında ifadelere yer verirken, avukatların karşılaştığı zorluklar ve zorluklar karşısında alınacak olan önlemler hakkında da düşüncelerini paylaştı. “Meslek yıllardır birçok sorun ile boğuşmaktadır” diyen Çiftçi, hukuk fakültelerinin sınırlandırılması, avukatlık mesleğine giriş sınavının kotalı hale getirilmesi, yeşil pasaport hakkı gibi birçok öneri sundu. Avukatlar Günü’nü kutlayarak sözlerine başlayan Çiftçi; “Bugünün avukatlar günü olarak kutlanması, 5 Nisan 1878 yılında, ülkemizin ilk barosu olan İstanbul Barosu’nun birinci genel kurulunun yapıldığı tarih ve 5 Nisan 1958 tarihinde İzmir’de icra edilen Baro Başkanları toplantısının yapıldığı tarihten kaynaklanmaktadır. Bu toplantıda 5 Nisan tarihinin avukatlar günü olarak kutlanması kararı alınmıştır. Ben de,  5 Nisan Avukatlar Günü’nü kutluyorum” dedi. HUKUK DEVLETİ VURGUSU Hukuk Devleti ilkesine dikkat çeken Çiftçi; “5 Nisanları hep, mesleğimizin ve ülkemizin farklı sorunlar yaşadığı günlerde ve bu sorunların gölgesinde kutluyoruz. Her fırsatta ve her zeminde dile getirdiğimiz üzere, hem mesleğimizin ve hem de ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu husus ‘hukuk devleti’ ilkesine sadakat olup, bunun önemi her geçen gün daha da ortaya çıkmaktadır” ifadelerini kullandı. Çiftçi, konuşmasının bu kısmında, Hukuk Devleti ve bir devletin hukuk devleti olabilmesi için barındırması gereken özellikleri sıraladı. “AVUKATLAR, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜN SAĞLANMASINDA BİR TEMİNATTIR” Avukatların görevlerini demokratik hukuk devletlerinde ifa edebileceğini kaydeden Çiftçi; “Tam anlamı ile hukuk devletinden söz edebilmek için; yargı bağımsızlığının ve yargıç güvencesi ilkelerinin en geniş manada, tam olarak herkes tarafından kabulü zorunludur. Çünkü yasama ve yürütmeyi hukuka, hukukun üstünlüğüne, hukuk devleti ilkesine bağlayan, onların karar ve eylemlerine meşruiyet kazandıran yargıdır. Arz ettiğim üzere, yargı ancak demokratik hukuk devletlerinde gerçek manada işlevini yerine getirebilir. Yargının kurucu unsurlarından birisi olan savunma yani, avukatlar da, görevlerini ancak demokratik hukuk devletlerinde gerçek manada ifa edebilirler. Avukatlık mesleği, adaletin tecellisini sağlamanın yanında, devlet-vatandaş ilişkisinin çağdaş çerçevede yürütülmesi açısından da önemli bir görevi yerine getirmektedir. Avukatlar, birey hak ve özgürlüklerinin savunulmasında, hakların korunmasında, hukukun üstünlüğünün sağlanmasında bir teminattır. Avukatlar adil yargılamanın da, hiç şüphesiz olmazsa olmazıdır. Avukatsız, yani savunma hakkı kısıtlanmış bir şekilde verilen karar, doğru olsa bile hiçbir zaman vicdanlarda adil olarak kabul olunmayacaktır” dedi. “HUKUK FAKÜLTELERİNİN SAYISI SINIRLANDIRILMALI” Avukatların karşılaştığı zorluklara konuşmasının son kısmında yer veren Çiftçi; “Avukatlık mesleği, bu tarafından bakıldığında bu denli hayati önem arz etmesine rağmen, meslek yıllardır birçok sorun ile boğuşmaktadır. Üzülerek söylemeliyim ki, bu sorunların çözümü ile ilgili gerçekçi somut adımların atılabildiği de pek vaki değildir. Bugün itibariyle; Cumhuriyet tarihi boyunca avukat sayısı 95 bin civarına ulaşmışken, şu anda sayısı dahi tam olarak bilinemeyen hukuk fakültelerindeki öğrenci sayısı 30 binden fazladır. Bu sebeple hukuk fakültelerinin sayısı sınırlandırılmalı, avukatlık mesleğine giriş sınav ve kotalı hale getirilmelidir. Avukat arkadaşlarımın milli gelirden aldığı pay her geçen gün geriye gitmektedir. Yanlış vergi politikaları ile sanki lüks bir hizmet gibi yüzde 18 KDV alınıyor. Kıdemli meslektaşlar ayakta durmakta zorlanmakta, yeni başlayan kardeşlerimin durumu ise vahamet arz etmektedir. Avukatlık stajı zorunlu ise, avukat stajyerlerine de, hakim savcı stajyeri gibi ödeme yapılması gerekir kanaatindeyiz” cümlelerini sarf etti. “YENİ BİR BARO VE AVUKAT TANIMI YAPILMASI ZORUNLU HALE GELMİŞTİR” Karşılaştıkları zorluklara karşın önerilerini sürdüren Çiftçi; “Kamu kurumlarında çalışan avukat arkadaşlarımızın hem ekonomik ve hem de diğer özlük hakları bir hukuk fakültesi mezununa ve avukata yakışmayacak düzeydedir. Yıllardır, birçok memura tanınan Yeşil Pasaport hakkı, avukatlar için tesis edilememiştir. CMK ve HMK’dan ödenen ücretler çok düşük olup, bu yasalar gereği yapılan görevlendirmeler, anayasada tanımlanan tam bir angaryaya dönüşmüştür. Bunların mutlaka asgari ücret tarifesi seviyesine çekilmesi gerekir. Vergilendirme yaparken başka bir tarife, ödeme yaparken başka bir tarifenin kabulü, ne adalete ne vicdanlara uygun düşmez. Bağımsız baroların denetimi yine barolar tarafından kurulmuş olan TBB tarafından yapılmalıdır. Biz avukatlar olarak, müvekkillerimizi hukuk kuralları çerçevesinde savunur, bu görevi ifa ederken hem müvekkilimizi savunur, hem de adaletin tecellisine kamu adına yardımcı oluruz. Bu nedenledir ki avukatların, savunduğu kurum veya kişilerle ve olaydaki suçlarla özdeşleştirilmesini kabul etmiyoruz. Adli kolluk hala önemli arzumuzdur. Kısaca söylemek gerekirse, yeni bir avukatlık yasası, yeni bir baro ve avukat tanımı yapılması zorunlu hale gelmiştir. Biz avukatlar olarak istiyoruz ki; ülkemizin geleceği pırıl pırıl olsun, hem yöneticilerimiz hem de vatandaşlarımız hukukun üstünlüğüne inansınlar, hukuka ve adalete saygılı olsunlar. Hem yöneticilerimiz, hem de vatandaşlarımız kendilerini hukuk kuralları ile bağlı hissetsinler” ifadelerini kullandı. Atatürk Anıtı’na çelenk sunulmasıyla birlikte tören sona erdi.

Bakmadan Geçme