Aranan eserin izi bulundu
UNESCO 2019 ŞEYH ŞABAN-I VELİ YILI İÇİN Kastamonu Kent Konseyi, dün UNESCO 2019 Şeyh Şaban-ı Veli yılı ilan edilmesi gündem maddesiyle toplandı. Belediye Hizmet Binası toplantı salonunda gerçekleştirilecek olan toplantıda 2019'un Şeyh Şaban-ı Veli Yılı ilan edilmesi adına yapılacak çalışmalar ve Şeyh Şaban-ı Veli Huzur Birlik ve Aydınlanma Yolu Haftası'nda yapılacaklar ile ilgili fikir alışverişinde...
UNESCO 2019 ŞEYH ŞABAN-I VELİ YILI İÇİN; Kastamonu Kent Konseyi, dün UNESCO 2019 Şeyh Şaban-ı Veli yılı ilan edilmesi gündem maddesiyle toplandı. Belediye Hizmet Binası toplantı salonunda gerçekleştirilecek olan toplantıda 2019’un Şeyh Şaban-ı Veli Yılı ilan edilmesi adına yapılacak çalışmalar ve Şeyh Şaban-ı Veli Huzur Birlik ve Aydınlanma Yolu Haftası’nda yapılacaklar ile ilgili fikir alışverişinde bulunuldu. Toplantıya AK Parti Milletvekili Metin Çelik, Belediye Başkanı Tahsin Babaş, AK Parti İl Başkanı Halil Uluay, CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı, ilçe belediye başkanları, kurum ve kuruluş temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı. “GÜNÜMÜZ DÜNYASI İÇİN ÇOK GEREKLİ OLDUĞUNA İNANIYORUM” Toplantıda açılış konuşmasını yapan Kent Konseyi Başkanı Mehmet Çelik; “Şeyh Şaban-ı Veli Hazretlerini Unesco 2019 huzur, birlik ve aydınlanma yolu başvurusu için çalışmaların yapıldığı bir toplantıdayız. Değerli katılımcılar bu güne kadar Şeyh Şaban-ı Veli ile çalışma yapan saygı değer insanlar var. Bize bu güne kadar gelinen noktaları vakıf, dernek ve çalışmaları UNESCO ile elde edilecek kazanımları anma ve kutlama yıl dönümlerini hedef UNESCO 2019 çalışma gruplarını şuana kadar olumlu veya olumsuz yapılan tüm çalışmaları hakkında kısa kısa bilgiler verilecek. Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli, Kastamonu Evliyaları Anma Haftası 1-4 Mayıs 1992 yılında başlamış olup kesintisiz 2017 yılı itibariyle 26’ıncı anma haftasına ulaşmıştır. Allah ve insan sevgisini, güzel ahlakı, devleti vatan sevdasını ve millet sevgisini okulsuz ve kitle iletişimsiz dönemlerde nesillerin kalplerine ve beyinlerine nakş etmiştir. Anadolu’nun dört manevi direği olan Hz. Mevlana, Hz. Bektaşi Veli, Hacı bayram-ı veli ve Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli’dir. Medeniyet coğrafyamızın birlik, dirlik ve huzur timsalleridir. Gelecek kuşaklara bilinmesini ve tanınmasını fikirlerinin ve felsefelerinin yaşatılması günümüz dünyası için çok gerekli olduğuna inanıyorum” dedi. “ŞEYH ŞABAN-I VELİ HAZRETLERİ BİR İLİM ADAMIDIR” Hz. Pir Şeyh Şa’ban-ı Veli Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Süleyman Yücel ise; “Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri bir ilim adamıdır. Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri Anadolu’nun dört önemli direğinden birisi olması hasebiyle ve ilminden ötürü vakıf olarak bu ilmini devam ettirmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda her Cumartesi düzenlemiş olduğumuz İlim Hikmet Sofrası sohbetleri Şeyh Şaban-ı Veli hazretlerinin ilmi yönünün ortaya çıkarılmasına yönelik bir çalışmadır. 76 haftadan beri devam eden sohbetler ile üniversite ile halk bütünleşmesi daha fazla gerçekleşmiş oluyor. Biz bu manada vakıf olarak farkındalığı oluşturabilirsek ne mutlu bize. İlçelerimizin de desteği ile çalışmalarımıza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. UNESCO 2019 Şeyh Şaban-ı Veli konusunun çok önemli olduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Tahsin Babaş; “Bizim talebimiz 2019’unun UNESCO tarafından Şeyh Şaban-ı Veli yılı ilan edilmesi. Talebimiz çok ilgi gördü. İlk aşamada bir sempozyumla çalışmaya başlamayı düşünüyoruz” diye konuştu. “DÜNLE İLGİLİ, KARŞIMIZA ÇIKAN TABLO MUHTEŞEMDİ” Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı Başkanı Muharrem Avcı, 2014 yılının Kasım ayından itibaren Hedef UNESCO- 2019 vizyonuyla bir yola revan olduklarını vurgulayarak; “Çıktığımız bu yolda, çok şükür rabbimize, anlamlı bir aşamaya ulaşmış bulunmaktayız. İşin başında; Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli kimdir? Felsefesi nedir? Türk- İslam Dünyasındaki yeri, önemi ve etkileri nasıl olmuştur? Günümüz dünyasının problemlerine çözüm üretebilecek ön görüleri nelerdir? gibi birçok soruya cevap aradık. Vefatının 450’nci yılı yaklaşıyordu. UNESCO’ya bu değerimizi, 2019 senesi için Evrensel Öneme Sahip Şahsiyet olarak önerebilir miyiz? Hem bu yüce şahsiyeti hem de sırlar âlemi, güzel Kastamonu’yu dünya çapında duyurabilir miyiz, acaba? diye başladık araştırmalara. Şeyh Şaban-ı Veli Hazretlerinin dün, bugün ve yarın zaman çizelgesinde, İslam âlemindeki yeri ve önemine göz atıldığında, özetle, şunları söylemek mümkündür; ‘Dün’le ilgili, karşımıza çıkan tablo muhteşemdi” dedi. “ANADOLU’NUN MANEVİ MUHAFIZLARI OLARAK BİLİNMEKTEYDİ” Dervişlerin İslam inancına ve fetih ruhlarına değinen Avcı; “İslam inancı ve fetih ruhuyla; Anadolu’nun, Balkanların, Kafkasların Müslüman Türk yurdu haline getirilmesinde önemli hizmetler yapmış bulunan Alperen derviş gaziler; aynı zamanda içerilerinde yer aldıkları tarikatlar marifetiyle, gelişen zaman dilimlerinde; Allah ve insan sevgisini, güzel ahlakı, devlet-i ebed müddeti, vatan sevdasını ve millet muhabbetini, o günün şartlarında; okulsuz ve kitle iletişimsiz bir dönemde, nesillerin kalplerine ve beyinlerine nakşetmişlerdi. Bu gönül sultanlarının içerisinde dört tanesi; Evtad-ı Erbaa yani dört direk, Anadolu’nun manevi muhafızları olarak bilinmekteydi. Bunlar; 13-14’üncü yüzyıllarda Hz. Mevlana- Hacı Bektaş-ı Veli, 15-16’ncı yüzyıllarda da, bu yüce şahsiyetlerin iz düşümleri; Hacı Bayram-ı Veli ve Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli idi” dedi. “KASTAMONU’YA VE ANADOLU’YA BÜYÜK HİZMETLER VERMİŞTİR” Şeyh Şaban-ı Veli’nin hizmetleri hakkında konuşan Avcı; 16’ncı yüzyılda Halveti yolunun Cemaliyye şubesinin Şabaniyye kolunun kurucusu olan Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli; yetiştirdiği çok sayıda âşık, ârif, âlim, edip, divan sahibi şair, musikişinas ve bestekârlarıyla Kastamonu’ya ve Anadolu’ya büyük hizmetler vermiştir. Devletinin, milletinin ve insanlığın geleceğini yeniden ve en modern düşüncelerle yapılandırmaya çalışan Hz. Pir Şeyh Şabân-ı Velî ve onun yetiştirdiği talebeler, sadece Anadolu’nun çeşitli şehirlerine değil Osmanlı coğrafyasının ve İslam Âleminin değişik bölgelerine gönderilmişler ve buralarda insanlığın birliği ve dirliği için çalışmışlardı. Bu yüce inanç önderi, yetiştirdiği ve hilafet verdiği bağlıları aracılığıyla, halveti tarikatını, tüm Anadolu’ya, Anadolu dışında da; Azerbaycan’a, Kaşgar’a Hicaz Bölgesi’ne, Fas’a, Tunus’a, Mısır’a, Balkanlar’a, Hindistan’a, Pakistan’a hatta ve hatta Amerika kıtasındaki ülkelere kadar ulaştırmıştır. Şabaniyye felsefesinin özetine gelince; bir tasavvuf eğitimi olup Nefs ile ilgili yedi merhaleyi zikir ve diğer yollarla aşarak hakikate erişmektir denilmektedir. Bu merhaleler sırasıyla; kötülüğü emreden nefs, kötülük yapınca kendini kınayan nefs, Allah tarafından iyilikler ilham edilen nefs, imandan dönmeyen nefs, Allah rızasını kazanan nefs, olgunluğa erişen nefs ve kamil insandır. Engelleri aşmada Halvet hane adı verilen çok küçük odacıklardan yararlanılmaktadır” ifadelerini kullandı. “UNESCO NEDİR?” UNESCO hedeflerinden bilgi veren Avcı; “Hedef olarak belirlediğimiz, girmeyi arzu ettiğimiz, UNESCO nedir? Nasıl girilir? Ne kazandırır? Bunu bir nebze tanımak gerekmektedir. UNESCO kelimesi, İngilizce United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization kelimelerinin baş harfleri alınarak oluşturulmuştur. Dilimizde Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu olarak bilinmektedir. Merkezi Paris’te bulunan UNESCO; eğitim, bilim ve kültür alanlarındaki amaçlarını, kendisine üye olan her devlette kurulan Milli Komisyonlar vasıtasıyla gerçekleştirmektedir. Son yıllarda UNESCO’yu dünya gündemine taşıyan husus; Somut ve somut olmayan kültürel mirasların tespiti ve farkındalık bilinci oluşturma gayretleridir. Bu kapsamda, özellikle somut olmayan miraslar konusu daha da hassastır. Yaşayan miras olarak da adlandırılan somut olmayan kültürel miras; topluluklar tarafından kuşaktan kuşağa aktarılan uygulamaları, temsilleri, ifadeleri, bilgiyi ve becerileri içermektedir. UNESCO 2003 Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi; kırılgan kabul edilebilecek bu mirasın korunmasını, canlılığının güvence altına alınması ve sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlama potansiyelinden faydalanılmasını temin etmeyi amaçlamaktadır” şeklinde bilgi verdi. “GELECEĞE YÖNELİK DE ÖN GÖRÜLERİ VE ÖNERİLERİ VARDIR” Şabân-ı Velî Hazretleri’nin, kültür tarihimizin ikinci Yesevî’si konumunda olduğunu söyleyen Avcı; “Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri, namı değer Pir-i Türkistan, Orta Asya’da Türklere İslamiyeti öğretmiş, yetiştirdiği talebeleriyle Selçuklu’yu imparatorluğa taşımıştır. Osmanlı Türklüğü de Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli ve onun yetiştirdiği talebelerin telkin ettiği fikirlerle, devletten imparatorluğa geçmiştir. Fatih Sultan Mehmet Han’dan sonra gelen 16(On altı) Padişah ve üst yönetim erbabı,( Cemalettin Aksarayi, Sümbül-i Sinan, Merkez Efendi vb.) Şeyh Şaban-ı Veli Hazretlerinin mensubu olduğu Halveti kültürünün bağlısıydı. Dolayısıyla, Kütüphanelerimiz Şaban-ı veli yolunda yetişen yetkin insanların yüzlerce yazma eseriyle doluydu ve bu kültürün daha çok azı ortaya çıkarılabilmişti. Bu durumda UNESCO-2019’un Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Yılı olarak ilan edilmesi ve bu fikir üzerinde herkesin güç ve gönül birliği yapması elzem haline gelmişti. Geçmişe dair güçlü bir etki sahası olan Şeyh Şaban-ı Veli’nin, günümüze ve geleceğe yönelik de ön görüleri ve önerileri vardır. Bu bilgileri; yaşadığı dönemde ki halini gören, dizinin dibinde yetiştirdiği öğrencilerinin eserlerinden öğreniyoruz. Şeyh Şa’ban-ı Veli’nin; birey ve toplum hayatına olan bakışını, aşağıdaki dörtlük çok net anlatmaktadır: ‘Gelişiniz güle güle, gidişiniz güle güle, her işiniz güle güle.’ Bu bakış ‘beraber ve birlikte yaşama, güvenli, huzurlu bir sosyal hayat ve toplumsal düzen’ anlamına gelmektedir” dedi. “ŞEYH ŞABAN-I VELİ, PİR-İ HATEM” Şeyh Şaban-ı Veli’nin son pir olduğunu vurgulayan Avcı; “Şeyh Şaban-ı Veli, Pir-i Hatem, yani Son Pir medeniyet coğrafyamızın; birlik dirlik ve huzur timsallerinden, Kastamonu'muzun manevi ikliminin ana mimarlarından. Milletleşmemizin kökleşmesi için ahlaki, insani ve medeni değerleri yaşayan, yaşatan beşer fedailerinden. Bu ulvi amaçla farklı kurum ve kuruluşlardan bir araya gelen gönüllülerin oluşturduğu Hedef UNESCO, 2019 Gönüllü Çalışma Grubu, 2019 Şeyh Şaban-ı Veli Yılı ve Şeyh Şaban-ı Veli Huzur, Birlik ve Aydınlanma Haftası başvurusu için çalışmalarını Mayıs-2016 ayından itibaren sürdürmektedir” dedi. “GENÇLERİMİZİN ENERJİLERİNDEN VE HAYALLERİNDEN YARARLANMAK İÇİN” Avcı; Şeyh Şaban-ı Veli adında tasavvuf tecvidi olarak yazılmış bir eseri Millet Kütüphanesi’nde buldukları ve esere ulaşmaya çalıştıkları hakkında bilgi vererek; “Anadolu’nun dört manevi direğinden biri, Mürşidü's-Sakaleyn, Pir-i Hatem, insanlığın ve toplumumuzun huzur, birlik ve aydınlanma ruhunun mayalayıcılarından olan bu yüce değerimizi, dünyaya tanıtmak, felsefe ve öğretisini evrensel kılmak ve 2019 yılını UNESCO tarafından Hz. Pir Şaban-ı Veli Yılı ilan ettirmek maksadıyla sistemli bir çalışma içerisine girdik. Bu kapsamda; İlim Hikmet Sofrası Cumartesi Sohbetleri projesini hayata geçirdik. Farkındalık bilincini artırmak, yerel vefa ruhunu etkinleştirmek gayesiyle, 7 Kasım 2015 tarihinden itibaren Hacı Hüseyin Eroğlu Anısına Araştırmacılar Günü etkinliklerini gerçekleştirdik. Kastamonu’nun manevi iklimini anlama ve araştırma gönüllü çalışma grubunu oluşturduk. UNESCO sürecinde, Şeyh Şaban-ı Veli Hazretlerini uluslararası tanınır kılmak ve başvuru dosyasını hazırlamak amacıyla, Hedef UNESCO-2019 Gönüllü Çalışma Grubunu kurduk. Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Aydınlanma Yolu Kültür Rotası üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir. Kastamonu Üniversitemizdeki gençlerimizi, Hz. Pir’le buluşturmak, bu gençlerimizin enerjilerinden ve hayallerinden yararlanmak için, Nisan-2016‘da Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Topluluğu’nu kurduk. HEDEF UNESCO-2019 Projemiz, 2016 Aralık ayı itibariyle olgunlaşmış sayılırdı. Özellikle Tasavvuf Kültürünün başını çekenlerin Seyyid ve Şerifler olduğunu yaptığımız araştırmalar sırasında tespit etmiştik” diye konuştu. UNESCO İLE ELDE EDİLECEK KAZANIMLAR UNESCO ile elde edilecek kazanımlara da değinen Avcı; “UNESCO Listesi’ne girmenin en büyük avantajı, üstün evrensel değeri tescil edilen alanların tüm dünya tarafından tanınacak ve ortak dünya mirası kabul edilecek olmasıdır. UNESCO Listesi’ne girmiş olan varlıklar, UNESCO Dünya Mirası amblemini taşımaya hak kazanırlar ve bunun ayrıcalıklarından yararlanırlar. UNESCO’dan teknik desteğin yanı sıra Dünya Mirası Fonu’ndan da yararlanmak olasıdır. Gerekli durumlarda uluslararası koruma kampanyalarından destek alınabilmektedir. Ayrıca, Dünya Miras Alanı’nın dünyaca tanınırlığının, bir başka deyişle Dünya Markası niteliğini taşımasının sunduğu avantajla beraber Kastamonu’nun kültür turizmi potansiyeli de ekonomiye katkı sağlayacak, ilimizde istihdam olanaklarını ve yatırımları artıracaktır” dedi.