• Haberler
  • Genel
  • 'Anne sütü yeri doldurulamayacak bir besindir'

'Anne sütü yeri doldurulamayacak bir besindir'

DİYETİSYEN ELİF KARAKAŞ: Kastamonu Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi'nde görev yapan Diyetisyen Elif Karakaş,  0-1 yaş bebek beslenmesi hakkında önemli bilgiler verdi. Diyetisyen Karakaş, annelere yönelik yaptığı açıklamada 'Sizin için en özel dönemlerden biri olan gebelik sürecinin sonunda en değerli varlığınız, bebeğinizin sağlıklı büyüyüp, gelişebilmesi için beslenmenin ne kadar önemli...

DİYETİSYEN ELİF KARAKAŞ: Kastamonu Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi’nde görev yapan Diyetisyen Elif Karakaş,  0-1 yaş bebek beslenmesi hakkında önemli bilgiler verdi. Diyetisyen Karakaş, annelere yönelik yaptığı açıklamada; “Sizin için en özel dönemlerden biri olan gebelik sürecinin sonunda en değerli varlığınız, bebeğinizin sağlıklı büyüyüp, gelişebilmesi için beslenmenin ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz. Yeni doğan bebeğiniz için en uygun besin ‘anne sütü’dür. Bu nedenle bebeğinizi en az iki yaşına kadar emzirmeye özen gösteriniz.” Anne sütünün bebeklerin sağlıklı büyümesi ve tüm besin öğelerine olan ihtiyacını karşılaması nedeniyle yeri doldurulamaz bir besin olduğunu vurgulayan Karakaş, anne sütünün yararlarını şu şekilde anlattı: “Anne sütü her zaman sterildir. Anne sütünün ısı derecesi bebek için idealdir. Sindirime yardımcı aktif enzimler içerir. Enfeksiyonu önleyen ögeler içerir. Hormonlar ve büyümeyi sağlayan ögeler içerir. Anne sütü alan bebeklerde solunum yolu ve mide-barsak enfeksiyonları daha az görülür. Anne sütü verilmesi orta kulak iltihabı riskini azaltır. Anne sütü çene ve diş gelişimini sağlar. Bazı kronik hastalıkların oluşma riskini azaltır. (Tip I diyabet, çölyak hastalığı, obezite, koroner kalp hastalığı gibi). Alerjiye karşı koruyucudur ve bebeği pişikten korur. Bebeğin ruhsal, bedensel ve zihinsel gelişimine yardımcı olur.” “EMZİRME, ANNE İLE BEBEK ARASINDA SEVGİ VE GÜVEN BAĞI OLUŞTURUR” Anne sütünün bebek için faydalarının yanı sıra anne için de kolaylık olduğunu dile getiren Karakaş; “Hazırlık gerektirmez ve ekonomiktir. Anne sütü annenin de sağlığını korur. Emziren annelerde göğüs kanseri, yumurtalık kanseri, kemik erimesi ve kansızlık (anemi) oluşumu azalır, uterusun eski haline dönmesine yardımcı olur. Emzirmek annenin daha fazla enerji harcamasını sağlayarak, doğum öncesi ağırlığına dönme hızını da çabuklaştırır. Emzirme, anne ile bebek arasında sevgi ve güven bağı oluşturur. Ayrıca bebeğin yalnızca anne sütüyle beslendiği ilk altı aylık dönemde, su kaybına yol açan hastalıklar haricinde su verilmesine de gerek yoktur. Anne sütünün yaklaşık yüzde 90’ı sudur ve bebeğinizin su ihtiyacını karşılamaktadır. Anne sütü, ilk altıncı ayda bebeğinizin ihtiyacının yüzde 100’ünü, 6-12 ayda yüzde 50’sini ve 12’nci aydan itibaren de yüzde 30’unu karşılar. Bu nedenle, 6’ncı aydan sonra, anne sütü alan bebeklere tamamlayıcı besinler başlanmalıdır. ‘Tamamlayıcı beslenme’ anne sütünün tek başına süt çocuğunun enerji ve besin öğeleri gereksinmesini tam olarak karşılamadığı dönemde başlayan ve diğer besinlerin anne sütü ile birlikte verildiği süreçtir. Tamamlayıcı besinler, geçiş besinleri (süt çocuğu için özel hazırlanmış besinler) ve aile yemekleri (ailenin sofrada tükettiği besinler) olmak üzere iki grup olarak değerlendirebilir” dedi. “ERKEN BAŞLANMASI ANNE SÜTÜNDEN DAHA AZ YARARLANILMASINA NEDEN OLUR” Bebeklerin tamamlayıcı besinlere başladığında yeni besinlerle tanışacağı bir beslenme döneminin başlayacağını ifade eden Karakaş, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu dönemde bebeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesinin desteklenmesi açısından önemlidir. Tamamlayıcı beslenme ile birlikte emzirmenin devam etmesi bebeğinizin sağlığı açısından önem taşımaktadır. Uygun zamanda başlatılan ve kurallara uygun şekilde sürdürülen tamamlayıcı beslenme, bebeğin bir yaş civarında aile sofrasındaki yiyecekleri tüketebilecek olgunluğa ulaşmasını sağlar. Tamamlayıcı beslenme sayesinde farklı tat ve yapıdaki besinlerle, ısırma ve çiğneme becerisi gelişirken,  çiğneme ile ağız-dil koordinasyonunun sağlanması ile de konuşma desteklenir. Altı aylık bebeğe farklı tat ve özellikte besin sunulmaya başlanmamasıyla bu dönem geciktirilirse, bebeğinizin ileride besinleri reddetmesine yol açabilir. Tamamlayıcı besinlere önerilen dönemden erken başlanması ise anne sütü alımını azaltacağından, bebek beslenmesinde anne sütünden daha az yararlanılmasına neden olur.” “BİR TADA ALIŞMASI İÇİN ON KEZ DENEMEK GEREKEBİLİR” Tamamlayıcı beslenme ile ilgili önerilerde bulunan Diyetisyen Elif Karakaş, şunları kaydetti: “Her yeni besine tek tek ve az miktarlarda başlanmalı, her gün miktarı giderek artırılmalıdır. Yeni bir ek besin bebeğin öğünlerine 1 – 2 gün ara ile eklenmelidir. İlk kez verilen yiyeceklerin alerji yapıp yapmadığı kontrol edilmelidir. Ek besinler bebek açken denenmeli, istemiyorsa zorlanmamalı, daha sonra tekrar denenmelidir. Bir tada alışması için on kez denemek gerekebilir. Bebeğin öğün saatleri düzenli olmalıdır. Tamamlayıcı beslenme sabırla, farklı tatları deneyerek, yemeğe ilgisini kaybetmeden, kendini beslemesine izin vererek ve beslenmenin sosyal bir olay olduğu göz önüne alarak yapılmalıdır. İlk başlanacak ek besinler kış mevsimi için elma suyu, yaz mevsimi için şeftali suyu ve yoğurttur. Bunları izleyerek beslenmesine sebzeler, diğer meyve suları, yumurta, etler eklenir. Sebze yemekleri ve çorbaları her gün taze olarak pişirilmelidir.”

Bakmadan Geçme