Yılda 59 bin kişi kuduzdan ölüyor
Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 28 Eylül Dünya Kuduz Günü münasebetiyle bilgilendirme yapıldı.
Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan bilgilendirmede; “Kuduz; insanlarda ve birçok memeli hayvanda ölümcül seyreden ensefalomiyelite yol açan akut viral bir zoonotik hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre her yıl dünyada 59 bin kişiden fazla insan kuduz nedeniyle yaşamını yitirmektedir. İnsan vakalarının çoğuna kuduz köpeklerin sebep olduğu ısırıklar neden olmaktadır. Hastalık özellikle Asya ve Afrika kıtalarında yaygın olarak görülmektedir. Her yıl Asya'da yaklaşık 35 bin kişinin Afrika'da ise 21 bin kişinin kuduz hastalığına yakalandığı tahmin edilmektedir. DSÖ tarafından 2030'a kadar köpek kaynaklı kuduzdan insan ölümlerini sona erdirmek için küresel stratejik plan hazırlanmıştır. Bakanlığımıza yılda yaklaşık 250 bin kuduz şüpheli temas bildirimi olmakta, bunların çoğunluğu da hastalıktan korumak için aşı programına alınmaktadır. Kuduz riskli temasa maruz kalındığında mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Çünkü kuduz hastalığına ilişkin belirtiler görülmeye başladığında, kuduz hem insanlar hem de hayvanlar için ölümcüldür. Ancak riskli temas sonrasında gerekli tedbirler alındığı zaman hastalığı önlemek mümkündür. Kuduzun öneminin anlaşılması ve hastalığa ilişkin farkındalığın artırılması amacıyla DSÖ, ilk kuduz aşısını geliştiren Louis Pasteur'ün ölüm tarihi olan 28 Eylül'ü ‘Dünya Kuduz Günü' olarak belirlemiştir. Bu yıl DSÖ'ün 28 Eylül Dünya Kuduz Gününe özel teması çevrenin insanlarla ve hayvanlarla bağlantısını vurgulamak amacıyla ‘Kuduz: Tek Sağlık, Sıfır Ölüm' olarak belirlenmiştir. ‘Tek Sağlık', halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi için daha iyi politikalar, uygulamalar, araştırmalar ortaya koyabilmek adına farklı bilim dallarının ve meslek gruplarının ortak çatı altında çalışmalarının gerekliliğini vurgulayan bir kavramdır” denildi.
KUDUZ NASIL BULAŞIR?
Kuduzun nasıl bulaştığına dair bilgi veren Müdürlük; “Kuduz bir hayvanın; ısırması veya tırmalaması, salyasının sıyrık veya çatlak deriye, göz, ağız ve buruna temas etmesi, etinin ve sütünün çiğ olarak tüketilmesi ile hastalık bulaşır. Kuduza yakalanma ihtimali olan hayvan türleri; köpek, kedi, keçi, at, eşek, inek gibi evcil hayvanlar ile kurt, tilki, çakal, domuz, ayı, sansar, kokarca, gelincik, kirpi, köstebek gibi yabani hayvanlardır. Kedi ve köpeklerde 10 gün gözlem önerilir. Kedi ve köpek dışında hayvanlarda böyle bir süre verilemez ve gözlem önerilmez” ifadelerini kullandı.
Kuduzun belirtileri ile ilgili bilgilendirmede bulunan Müdürlük; “Hayvanlarda kuduz belirtileri; hayvanın huyunda veya hareketlerinde değişimler, korkaklık, sinirlilik ve saldırganlık görülebilir. Hayvanda genellikle şiddetli ısırma isteği bulunur. Vücudunda felçler, yutkunma güçlüğü, salya akması, kasılmalar görülebilir. Bu belirtileri gösteren hayvanlardan uzak durulmalı ve en kısa sürede İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine haber verilmelidir. İnsanlarda kuduz belirtileri; ısırılan vücut bölgesinde duyu değişikliği, parezi veya paralizi (Felç), yutma güçlüğü, sudan korkma, bilinç kaybı, kasılmalar, kaygı bozuklukları” şeklinde bilgi verdi.
“KUDUZ HASTALIĞININ KESİN TANISI LABORATUVAR TEŞHİSİYLE KONULMAKTADIR”
Bilgilendirmelerine devam eden Müdürlük; “Kuduz hastalığının kesin tanısı laboratuvar teşhisiyle konulmaktadır. Kuduz, kliniği geliştikten sonra ölümle sonuçlanan bir hastalık olup hastalığın tedavisi bulunmamaktadır. Ancak belirtilen kuduz bulaşma yollarından birine maruz kalınmışsa kuduzu önlemek amacıyla kişi sağlık kuruluşuna mutlaka müracaat etmelidir. Sağlık kuruluşunda planlanan kuduz profilaksisi (kuduz aşısı vb.) uygulamaları ile kuduzun önlenebildiği unutulmamalıdır. Kuduz ölümle sonuçlanan bir hastalık olduğundan korunma yaklaşımları hayat kurtarıcıdır. Bu nedenle; yara veya ısırık bölgesi vakit kaybedilmeden bol su ve sabunla iyice yıkanmalıdır. Göz, ağız veya burun kuduz riskli temasa maruz kaldıysa bol su ile yıkanmalıdır. En kısa sürede sağlık kuruluşuna müracaat edilmeli, hekimin düzenleyeceği aşılama programı aksatılmadan uygulanmalıdır. Evcil hayvanlar kontrol altında tutulmalı, özellikle geceleri serbest bırakılmamalıdır. Kedi ve köpeklere her yıl mutlaka kuduz aşısı yaptırılmalıdır. Çevrede hasta, garip davranış sergileyen veya ölmüş hayvanların görülmesi halinde bunlara yaklaşılmamalı ve ilgili yerler haberdar edilmelidir (Belediyeler, Muhtarlıklar İl, İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri). Kuduz riski olan hayvanlarla sık temas eden kişilere temas öncesi aşılama, kuduz riskli teması olanlara da hekim değerlendirmesine göre temas sonrası kuduz aşılaması uygulanmalıdır. Kuduz riskli temasa maruz kalan kişiye aşılamaya olabildiğine erken başlanmalıdır. Kuduz aşısı kuduz riskli temasa maruz kalmış çocuk ve hamile dahil herkese yapılır. Kuduz riskli temas sonrası aşılaması devam eden kişi bu sırada yeni bir riskli teması olmuşsa aşılama şeması aynı şekilde sürdürülür. Kuduz açısından yüksek riskli işlerde çalışanlar (Kuduz araştırma laboratuvarı çalışanları, kuduz aşısı üretiminde çalışanlar vb.) Kuduz açısından riskli işlerde çalışanlar (veteriner hekimler, hayvan bakıcıları, hayvan barınaklarında çalışan personel, mağara keşfi konusunda çalışanlar ve yarasa kolonileri üzerinde çalışanlar vb.) ve kuduz riski olan hayvanlarla sık temas edenler, yaban hayat ile temas riski yüksek olan doğa sporları yapanlar, köpek kuduzunun yüksek olduğu ve kuduz riskli temas halinde uygun tıbbi yaklaşımın verilemeyeceği bölgelere seyahat edenler” ifadelerini kullandı.
KUDUZ AŞISI UYGULANMASI GEREKTİREN DURUMLAR İLE GEREKTİRMEYEN DURUMLAR
Kuduz aşısı uygulanması gerektiren durumlar ile gerektirmeyen durumlar hakkında da bilgi veren Müdürlük; “Köpek, kedi, sığır gibi kuduza yakalanma ihtimali olan hayvanların ısırıkları, yeri ne olursa olsun kuduz için risk oluşturur. Isırık dışında kuduz olma ihtimali olan hayvanın tırmalaması, salya, tükürük, hayvanlara ağız yoluyla verilen canlı aşı yemleri gibi mikroplu olabilecek materyallin, vücuttaki açık yara ve mükoz membranlarla (vücudun ağız, burnun içi, mide ve barsak gibi alanlarını döşeyen zar tipi) teması da risk oluşturur. Kuduz riskli temas sonrası aşılamaya olabildiğince erken başlanmalıdır. Kuduzda kuluçka süresi çok değişken olduğundan, kuduz riskli temas sonrası aradan geçen süreye bakılmaksızın temas kategorize edilerek uygun aşılamaya başlanmalıdır. Unutmayınız: Kuduzun bulaşma yollarından birisiyle karşı karşıya kalındığında en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir. Doktor tarafından belirlenen takvime uyularak kuduz aşıları gününde yaptırılmalıdır. Kuduz aşısı uygulaması gerektirmeyen durumlar; ülkemizde ve dünyada bugünkü verilerle fare, sıçan, sincap, hamster, kobay, gerbil, tavşan, yabani tavşan ısırıklarında insana kuduz geçişi gösterilmemiştir. Bu nedenle hayvan sağlığı ile ilgili kurumlar özel bir veri bildirmedikçe, bu tür hayvan ısırıkları, bugünkü verilerle, ülkemizde eve giren yarasaların ısırığı veya evde yarasa bulunması durumunda (doğal ortamdaki mağaralarda olan yarasa teması vaka temelli değerlendirilir). Soğukkanlı hayvanlar (yılan, kertenkele, kaplumbağa vb.) tarafından ısırılma, kümes hayvanları ısırıkları, sağlam derinin yalanması, hayvana dokunma veya besleme, bilinen ve halen sağlam bir kedi veya köpek tarafından 10 günden daha önce ısırılmış veya temas etmiş olanlar, daha sonra kuduz olduğu anlaşılan bir hayvanı beslemiş olmak, kan, süt, idrar ve feçesiyle sağlam derisinin temas etmiş olması, pişmiş etini yemiş, kaynatılmış sütünü içmiş veya bu sütle yapılan süt ürünlerini tüketmiş olmak, kuduz hastasına rutin bakım yapan sağlık personeline riskli teması olmadıkça (müköz membran veya bütünlüğü bozulmuş deri teması, ısırma vs.) kuduz aşısı yapılmasına gerek yoktur” dedi.