Vali Çakır, 4 selin bilançosunu açıkladı: '1,8 milyar lira'

Park Dedeman Otel'de Batı Karadeniz Havzası Koordinatörü ve Kastamonu Valisi Sayın Avni Çakır başkanlığında 60 davetli kurum ile 'Batı Karadeniz Havza Yönetim Heyeti Toplantısı' düzenlendi.

Sonlu bir kaynak olan suyun kullanımına yönelik arz-talep dengesinin oluşturulması için koruma-kullanma ilkeleri doğrultusunda su kaynaklarının etkin ve sürdürülebilir biçimde yönetilmesi, bu doğrultuda havza bazlı bütüncül yönetim anlayışının uygulamaya geçirilmesi büyük önem taşımakta. Türkiye'de her bir vatandaşa ve sektörlere enerji, su ve gıda arzı sağlayan Tarım ve Orman Bakanlığı, Bakan İbrahim Yumaklı'nın liderliğinde bütüncül su kaynakları yönetimi ilkesi doğrultusunda çalışmalar yürütüyor. Bu doğrultuda, 25 nehir havzası için nehir havza yönetim, taşkın yönetim, sektörel su tahsisi ve kuraklık yönetim planları hazırlanmakta ve bahse konu planlarda yer alan tedbirlerin sorumlu kurum kuruluşlarca yerine getirilmesi süreci takip edilmekte. Bu doğrultuda sahip olduğu nüfus ile birlikte sanayi, turizm, tarım vb. sektörler göz önüne alındığında ülkemiz için önemli havzalardan biri olan ve Düzce, Bolu, Bartın, Zonguldak, Karabük, Kastamonu ve Sinop illerinin tamamı veya bir kısmını içeren Batı Karadeniz Havzası için de planlama çalışmaları yürütülüyor. Halihazırda Havza Koruma Eylem Planı, Taşkın Yönetimi ve Kuraklık Yönetimi Planları tamamlanmış, Nehir Havza Yönetim Planı ile Sektörel Su Tahsis Planı ise hazırlanmakta.

Konuya ilişkin düzenlenen Batı Karadeniz Havza Yönetim Heyeti Toplantısı'nda Batı Karadeniz havzasındaki su yönetimi ile ilgili konular ele alınıp görüş alışverişinde bulunuldu.

“TAŞKINLARLA MÜCADELE KONUSUNDA HERKESİN DESTEKLERİ ÖNEM ARZ EDİYOR”

DSİ 23'üncü Bölge Müdürü Yasin Devrim, toplantıya katılanları selamlayarak; “Gerek 2021, 2022 ve bu yıl haziran ayında ilimiz ve bölgemiz olarak taşkınlarla mücadele ediyoruz. Bu taşkınlarla mücadele konusunda herkesin destekleri önem arz ediyor ve Su Yönetimi Genel Müdürlüğü toplantısının da hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.

“ÜLKE OLARAK BAZI RİSKLERİ BÜNYEMİZDE BARINDIRIYORUZ”

Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, Türkiye'nin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında yer aldığını ifade ederek; “Bugün bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştur ki Afrika, Orta Doğu ve Akdeniz'de yer alan ülkeler maalesef iklim değişikliği etkilerinden en çok etkilenecek ülkeler arasında. Özellikle ‘İklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisi nedir?' sorusunun cevabı bilimsel çalışmalarla ortaya koymuş durumdayız. Özellikle 3 tane model ve 2 tane senaryo üzerinde çalışarak bu veriler 25 havzada elde edilmiştir. Kış yağışlarını özellikle ülkemiz alamıyor. Bununla beraber ilkbahar ve sonbahardaki yağış rejimindeki değişiklikler karşımıza taşkınları çıkarıyor. Bununla beraber kar gün sayılarında azalmalar, sıcaklı gün sayısında artmalar ve sıcaklıklardaki uzun süren artışlar buharlaşmayla beraber kuraklığı getiriyor. 25 havzaya baktığımız zaman, her havzamızın her havzamızın kendi için özellikleri var ama Türkiye genelinde senaryolar ve bilimsel çalışmalar bize göstermiştir ki 4-6 santigrat dereceye varan artışlar meydana gelecek. 2030-2070-2100 projeksiyonlarına baktığımız zaman Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerimizde bu sıcaklık artışlarına 1-2 derece ilave artış olacak. Bu şunu gösteriyor ki biz bazı riskleri bünyemizde barındırıyoruz. Bu riskler de taşkın ve kuraklık. Kuraklık ise en büyük afet. Dolayısıyla bu krizlerin afete dönüşmeden gerekli tedbirlerin alınması için bir takım politika, strateji, planların geliştirilmesine ihtiyaç var. Planların uygulanması için finansal kaynaklarının belirlenmesine ve optimizasyonuna ihtiyaç var. Her şeyden öte toplum olarak biz ‘Su vatandır' diyoruz. Dolayısıyla suya yönelik verilerin doğru olarak üretilmesini koruyalım. Nehir, havza bazında yönetim planları hazırlıyoruz. Taşkın yönetim planlarını hazırladık. Kuraklık yönetim planlarımızı tamamlıyoruz. Suya göre tarımın anahtarı olan su tahsis planlarını 6 havzada tamamlamış durumdayız. Bugün birlikte değerlendireceğimiz Kızılırmak, Batı Karadeniz, Marmara havzalarının da içinde bulunduğu 6 havzamızın daha Nil havzası yönetim planlarını tamamlayacağız. Politika ve stratejileri belirleyen, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü'müze belirlediğimiz politika ve stratejilere dinamizm katmak istiyorsanız bunu mevzuatla taçlandırmanız lazım. Ülkemizde maalesef su kanunumuz da yok, taşkın kanunumuz da… Dolayısıyla Tarım Bakanımız İbrahim Yumaklı'nın direkt talimatlarıyla beraber şu anda su kanunu ve taşkın kanununu taslaklarla son halini vermek üzereyiz. Bununla beraber ‘Su vatandır' diyoruz, ona göre suyumuzu koruyacağız. Buna yönelik bireysel olarak, sektörler olarak bir takım görevlerimiz var. Bu noktada 31 Ocak 2023 tarihinde Sayın Hanımefendi Emine Erdoğan'ın himayelerinde, Sayın Bakanımızın liderliğinde su verimliliği seferberliği başlatıldı. İbrahim Yumaklı Bakanımız birebir konuyu takip eden bir bakandır. Dolayısıyla bu noktada su verimliliği stratejisi eylem planımızı, 10 yıllık planımızı çıkardık. Bu eylem planımıza baktığınız zaman kentsel su verimliliğinden tarımsal verimliliğine, sanayi su kullanımdan tutun 4 ana başlık altında 112'den fazla eylem oluşturuldu. Bu eylemleri gerçekleştirecek kurum ve kuruluşlarımız belirlendi. Yapılan anketlerde vatandaşlarımızın yüzde 60'ı su zengini bir ülke olduğunu düşünüyor. Oysa Sayın Bakanımız İbrahim Yumaklı da birçok konuşmasında bahsediyor; ‘Biz su stresi çeken bir ülkeyiz.' Kişi başına düşen su miktarı yıllık 1313 litrenin altında. Yıllık 112 milyar metreküp potansiyele sahip suyumuz var ama bunun büyük kısmını tarımda kullanıyoruz. Yüzde 77'lik kısmını tarımda, yüzde 23'lük kısmını sanayi ve bireysel kullanımlarda kullanıyoruz. Sadece bu konudan muzdarip olan biz değiliz yakın komşumuz Yunanistan'da da iklim değişikliği nedeniyle yangınlar çıktı ve kuraklıkla mücadele ediyor. İtalya, İspanya aynı durumda. İspanya geçen sene kişi başı su tüketimini 90 litreye düşürdü. Bizde günlük su tüketimi kişi başı 146 litre. Bireysel kullanımlarda belirli tedbirler alabilirsek biz bunu düşürebiliriz. Günlük 5 damacana suyu yanlış kullanımlardan dolayı kaybediyoruz. Bireysel olarak sektörel olarak bizlere de bir takım görevler düşüyor” ifadelerini kullandı.

“50 YILDA OLMAYAN YAĞIŞLAR ARTIK HER YIL OLMAYA BAŞLADI”

Vali Avni Çakır, Kastamonu'nun nispeten su zengini sayıldığını ama farklı zamanlarda su sıkıntısı çektiğini söyledi. Çakır, iklim şartlarını en uçta yaşayan illerin başında geldiğimizi belirterek; “Kastamonu'nun ismini özellikle selle ilgili bir afet olduğunda Türkiye'de duymayan kimse kalmadı. Son iki yılda dört büyük, onlarca küçük sel afeti yaşadık. Çok daha büyüklerini yaşadığımız için biz artık onları normal bir şekilde karşılayamaya başladık. Kastamonu'ya geleli daha 3 sene oldu. İnsanlardan artık şunu duymaya başladım ‘Hayatım boyunca böyle yağış görmedim' bunu söyleyen insanlarda ortalama 40-50 yaşında olsa 40-50 yılda olmayan yağışlar artık her yıl olmaya başladı” dedi.

“İKİ AFETTE 75 KÖPRÜMÜZ ZARAR GÖRDÜ”

Kastamonu'da yaşanan son 2 yıldaki büyük yağışlardan bahseden Çakır, 11 Ağustos 2021'de Bozkurt'ta büyük bir afet yaşandığını hatırlatarak; “Daha bir yıl geçmeden 27 Haziran'da ve 11 Ağustos'tan çok daha büyük bir sel afeti yaşadık. Sadece bu iki afette 75 köprümüz zarar gördü. İç Anadolu'daki bölgesindeki tüm illeri toplasanız bu kadar köprü yapmaz ya da Batı Karadeniz'deki Kastamonu dışındaki tüm illeri toplasanız, bu kadar yerleşim yeri bu afetten etkilenmemiştir. Onun dışında 4 Haziran'da bundan bir buçuk ay önce yine çok büyük ciddi bir yağış aldık. Özellikle İnebolu'da çok ciddi taşkın riski yaşadık. Almış olduğumuz tedbirlerle Allah'a şükür atlattık ve üzerinden bir ay geçmeden malum 8-9-10 Temmuz yağışları. Nispeten Cide bölgemizde yani kuzeybatı ilçelerimizde yaygın bir biçimde gördük ama Bartın, Zonguldak'taki komşularımız kadar yoğun bir şekilde etkilenmesek de zarar gördük. Bu dört yağıştaki bizim zararlarımız sadece Özel İdare hizmetlerinde yani yol, su, köprü maliyeti 1,8 milyar lira civarında. ‘Su yönetimi' dediğimiz zaman bu çok paydaşlı bir yönetim, herkesi ilgilendiren bir çalışma. Çok kısa bir sürede su yönetimiyle alakalı çalışmalar ülkelerin en önemli konu başlıklar olacak. Zaten günümüzde de bu başladı. Suya ulaşamazsanız gıdaya, temizliğe, sağlığa, üretime ulaşamayacaksınız. Dolayısıyla her türlü alanı etkileyecek. O yüzden topyekûn seferberlik gerektiren bir konuyla alakalı toplantı gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

“ÇOK CİDDİ BİR DÖNEM BİZİ BEKLİYOR”

Bilinçlendirme faaliyetlerine büyük önem vermek gerektiğinin altını çizen Çakır; “Bu konuda yaklaşık 2 senedir eşimin de yürüttüğü proje var, suyu bilinçli kullanma noktasında ve bunun çok güçlü yansımalarını alıyorduk. Bu anlamda dünyada da çok büyük bir endişe ve çok ciddi çalışmalar yapılmaya başlandı. O yüzden ülkemizi, çocuğumuzu, kendimizi bu anlamda yarınlara güçlü bir şekilde hazırlamamız lazım. Mevcut su kaynaklarımızı çok iyi kullanmak, çok iyi yönetmek durumundayız. Vatandaşlarımızı, çiftçimizi bilinçlendirilmesi konusunda yapılması gereken çok şeyler var ve daha önemlisi bu işle uğraşacak siz idarecilerimizin bu konuya çok iyi vakıf olması, önemini çok iyi kavraması ve ülkemizin varlık meselesi olduğunu çok iyi kavramamız gerekiyor ki bu proje başarıya ulaşsın. Bu anlamda çok ciddi bir dönem bizi bekliyor. Çocukluğunuzu hatırlayın ‘Zaman gelecek bir litre su, 1 litre petrolden pahalı olacak' derlerdi, kimse inanmazdı. Şu anda o seviye geldik. O yüzden bu konuda hep beraber el ele vererek, durumun aciliyetini aynı seviyede idrak ederek yoğun bir çalışma sergilemek durumundayız” dedi.

BAKAN YUMAKLI ÇIKAN SONUÇLARI KARARA BAĞLAYACAK

Konuşmaların ardından kuraklık ve taşkın yönetimine ilişkin çeşitli sunumlar gerçekleştirildi. Toplantıda çıkan sonuçları, başkanlığını Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın yapacağı Su Yönetim Koordinasyon Kurulu'nda karara bağlanmak üzere iletilecek ve havzayla ilgili sorun ve hususlar netleştirilecek.

Özel Haber

Bakmadan Geçme