Uzmanından Cilt Bakımı Tavsiyeleri
Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi doktorlarından Cildiye Uzmanı Doç. Dr. Ümran Öner cilt sağlığı hakkında bilgiler sundu. Cilt sağlığının önemi ve bakımındaki püf noktalara değindi.
Doçent Doktor Ümran Öner cilt sağlığı için bölümlerinin önemini vurgulayarak; “Dermatolog; Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanıdır. Dermatolog olarak bizler yenidoğan döneminden itibaren her yaş grubundan hastanın muayene ve tedavisini yaparız. Derinin yanında saç, tırnak ve mukoza gibi deri ekleri ile de ilgileniriz. Zührevi hastalıklar yani cinsel yolla bulaşan hastalıklar da bizim alanımızda değerlendirilmektedir. Ayrıca dermatologlar kozmetik ve estetik işlemleri yapma yetkisine sahip ve bu konuda ehil kişilerdir” dedi.
‘Cildimiz Vücudumuzun En Büyük Organı'
Deri ve iç organlarının bir bütün olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ümran Öner; “Cildimiz vücudumuzun en büyük organı ve bütün vücudu dıştan örten koruyucu bir tabakadır. Dışarıdan baktığımızda her türlü değişikliği fark edebileceğimiz bir organ olduğu için insanın ruh haliyle de oldukça ilişkili. Bazen kaşıntılı, bazen ağrılı, bazen bulaşıcı, bazen insanın hayat kalitesini gerçekten düşürebilen, nadiren de ölümcül olabilen 3 binden fazla cilt hastalığı var ve deri hastalıkları spektrumu çok geniş. Derimiz iç organlarımız ile bir uyum içerisinde birçok görevini yerine getirmektedir. Çoğu zaman cilt hastalıkları sadece cildi ilgilendirir ama bazen vücuttaki başka bir sorunun yansıması da olabilir. Örneğin; hormonal hastalıklar ile ilişkili deri bulguları gibi. Cilt bulgusu ile başvuran diyabet veya hipotiroidi tanısı alan hastalarım var. Bağırsak hastalıkları, romatolojik hastalıklar veya kanserler gibi sistemik hastalıklarda da bazen cilt bulguları gelişebiliyor. Birçok branş ile dayanışma içerisinde çalışmamız gerekiyor” dedi.
‘Cilde Uygun Olmayan Ürünler Deri Problemlerine Neden Olabilir'
Kozmetik olarak kullanılan ürünlerin hastalarda farklı komplikasyonlara yol açtığını ve doğru ürünün cilt için çok önemli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ümran Öner; “Hastalarıma da her zaman tekrar tekrar söylerim: Cilt bakımında birinci adım deri tipine uygun ürünlerle yıkama, nemlendirme ve güneşten korunma. Güneşten korunma her yaşta çok önemli. Çocuklukta ve genç yaşta maruz kaldığımız güneş ışınları veya geçirdiğimiz bir güneş yanığı yaşlılıkta deri kanserine neden olabilir. Güneşe fazla maruziyet cilt kalitesini azaltıyor ve cildi daha hızlı yaşlandırıyor. Cilde uygun olmayan ürünlerin kullanımı da egzama ve akne gibi deri problemlerine neden olabilir. Ürün yelpazesi de oldukça geniş, en sağlıklısı dermatoloğunuzun cilt muayenesi sonrası önereceği ürünleri kullanmak” ifadelerini kullandı.
‘İklim Şartları Cilt Sağlığını Etkiler'
İklim şartlarının ruh halini etkilediği gibi cilt sağlığını olumlu ya da olumsuz etkilediğini ve kuru ve soğuk havalarda cildi nemlendirmenin önemini vurgulayan Öner; “Kuru-soğuk bir bölgede cildi nemlendirmek daha önemli iken güneşli-sıcak bölgelerde güneşten korunma daha ön planda olabilir. Kış aylarında veya soğuk iklimlerde cilt kuruluğu ve egzama gibi problemler daha fazlayken nemli bölgelerde pişik veya deri mantarı gibi sorunlarla daha sık karşılaşırız. Örneğin, sıcak- nemli havalarda terleme artacağı için cilt tipine uygun olan çay ağacı yağı veya glikolik asit gibi kurutucu temizleyiciler, soğuk- kuru havalarda ise seramid içerikli nemlendiren temizleyiciler tercih edilebilir. Kuru havalarda krem formunda olan nemlendirici ve güneşten koruyucuları, nemli havalarda ise losyon formunda daha akışkan olanları tercih edebiliriz” şeklinde konuştu.
‘Hastalarıma Solaryumu Tavsiye Etmiyorum'
Günümüzde sıkça dile getirilen solaryum ve güneş lekeleri hakkında konuşan Doç. Dr. Ümran Öner; “Güneşten en iyi korunma yöntemi o bölgenin kıyafet ile örtülmesi açıkta kalan bölgelere ise güneşten koruyucu krem (en az SPF 30) kullanılmasıdır. Özellikle lekeye meyilli cildi olan, çok sayıda beni olan veya ailede deri tümörü öyküsü olan kişilerin ultraviyole (UV) indeksinin yüksek olduğu 10.00-15.00 saatleri arasında güneşe maruz kalmamasını öneriyoruz. Güneşe maruz kalacağı zamanlarda bu kişilerin UV korumalı mayolar giymesi ve açık kalan bölgelere güneşten koruyucu losyonlar kullanmaları gerekir. Güneşe maruziyet sonrası da cildi besleyen ve onarılmasını sağlayan seramid, pantenol veya Centella Asiatica gibi etken maddeler içeren nemlendirici ürünlerin kullanılmasını öneriyoruz. Yakın zamanlarda kırklı yaşlarda bir hastamda bazal hücreli kanser dediğimiz bir kötü huylu deri tümörü tespit ettim. Aslında bu tümör daha çok yaşlı kişilerde altmış- yetmişli yaşlardan sonra görülmektedir. Hastamı sorguladığımda yirmili yaşlarda birkaç kez solaryuma girdiğini ve öğle saatlerinde uzun süre yüzdüğünü öğrendim. Solaryum yüzde 97 UV-A, yüzde 3 UV-B ışını yayar ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından deri tümörü, erken yaşlanma ve katarakt gibi nedenlerden dolayı solaryum tavsiye edilmemektedir. Bende hastalarıma kesinlikle önermem. Bu hastamda ailede deri tümörü öyküsü yoktu ve muhtemelen genç yaşta deri tümörünün gelişmesini tetikleyen yoğun UV maruziyetiydi. Tümör tamamen temizlendi, hastamız düzenli aralıklarla takibe gelecek. Deri tümörü geçiren kişilerde ikinci bir tümör gelişme olasılığı da maalesef artıyor” dedi.
‘Beslenme Tarzı Cilt Sağlığımızı Etkiler'
Sağlıklı beslenmenin cilt üzerindeki olumlu etkilerine değinen Doç. Dr. Ümran Öner; “Bol su içilmesi cildin nem dengesini korumada önemlidir. Beslenme tarzı da cilt sağlığımızı etkiler. Makarna, patates kızartması veya fastfood gibi glisemik indeksi yüksek yiyecekler akne gibi cilt problemlerini tetikler veya sedef gibi enflamatuvar hastalıklarda damar tıkanıklığı ve kalp hastalıkları riskini daha çok yükseltebilir. Cilt sağlığı için taze sebze ve yeşil yapraklı besinlerin tüketilmesini öneririm. Güneşin deride oluşturduğu hasarın onarımı için protein tüketimi gereklidir. Zencefil, zerdeçal ve yeşil çay gibi bitki kökleri de cildin bağışıklığını destekler. Dengeli ve sağlıklı bir beslenme bütün organlarımıza iyi geldiği gibi cilt kalitesini de arttırıyor. Obezite, kıl kökü iltihabı, çıban veya mantar gibi cilt sorunlarını tetikleyen bir durumdur. Fazla kiloların spor yaparak, cildi nemlendirerek ve gerekirse kozmetik işlemlerle desteklenerek verilmesi ciltte sarkmaları da önleyebilir. Sigara ve alkol tüketimi cilt kalitesini düşürür ve ciltte erken yaşlanmaya neden olur. Sigara, özellikle ciltte kolajen miktarını azaltarak kırışıklıkların daha erken yaşta oluşmasına, gözaltında çöküklük veya mor halka probleminden olabilir. Yapılan bilimsel çalışmalarda da sigara içmeyen kişilerin sigara içen kişilere göre daha çekici bir görünüme sahip olduğu gösterilmiştir. Ayrıca sigara ve alkol tüketimi sedef, rozase veya hidradenitis supurativa gibi birçok deri hastalığını da şiddetlendirmektedir. Günlük hayatımızda cildimizi etkileyen birçok püf nokta var aslında. Sıcak banyo yapılmaması, PH değeri cilde uygun temizleyiciler kullanılması ve banyo sonrası cildin düzenli nemlendirilmesi cilt sağlığı için önemli. Ayakların uzun süre kapalı kalması ve yıkandıktan sonra parmak aralarının kağıt havlu ile kurutulmaması gibi günlük hayatın içerisinde pek dikkat edilmeyen noktalar uzun dönemde cilt sorunlarına neden olabilir. Makyaj ürünlerinin iyi temizlenmemesi ve gece makyaj ile uyumak da cilt gözeneklerini tıkayarak ve cilt bariyerini bozarak egzama veya akne gibi cilt problemlerine neden olabilir. Gördüğünüz gibi cildimiz ile ilgili konuşacak anlatılacak çok şey var. Yaşam tarzı değişikliğiyle birlikte dermatoloğunuz ile cilt bakım rutininizi oluşturup, cildinizin ihtiyacına göre kozmetik işlemlerle cildi desteklediğinizde cilt kalitesini arttırmak ve daha güzel yaş almak mümkün” ifadelerine yer verdi.