TZOB Genel Başkanı Bayraktar: 'Kırsalımız Yaşlanıyor'
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kırsal nüfusun yaşlandığına dikkat çekti.
2024 yılı desteklerine değinen Bayraktar; “Geçtiğimiz günlerde 2024 yılı destekleri açıklandı. Yağlık ayçiçeği için prim destek miktarı artırıldı. Bu önemli bir adım. Ton başına bölge için bin 500 lira olan prim desteği 2 bin 250 liraya yükseldi. Ancak kuraklık nedeniyle verimdeki kayıp dikkate alındığında, alınacak prim destek miktarı da düşük olacak. Bu noktada gelir kaybının önlenmesi ve üretimin devam etmesi için kuraklık desteği verilmesi gerekiyor. Fiyatlar açıklanırken, Trakya Birlik, Karadeniz Birlik, Çukobirlik ve Konya Şeker Fabrikaları üreticilerin maliyetlerini göz önünde bulundurulmalı. Trakya Birlik'in açıkladığı avans fiyatını yukarı çekmesini, üreticiye daha fazla sahip çıkmalarını bekliyoruz. Bunu beklemekte çiftçimizin hakkıdır. Bunlar bizim çiftçi kuruluşlarımızdır. İdari ve mali yönden güçlü olmaları ve hükümet tarafından desteklenmeleri için de Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak gayret göstereceğiz. Alım fiyatının yükseltilmesi üreticilerimizi hem motive edecek, hem de gelir kaybını azaltacaktır. Ancak bu yeterli gelmeyecektir. Verim düşüklüğünün telafi edilmesi için mutlaka kuraklık desteği de verilmelidir. Bu desteğin verilmesini bekliyoruz” dedi.
‘Ayçiçeği Üretimini Geçmiş Yıllara Göre Artırdık'
Açıklamalarına devam eden Bayraktar; “Birçok üründe yaşadığımız gibi ayçiçeğinde de üreticilerimiz yeterli kazancı sağlayamazken, tüketiciler de yüksek fiyattan Ayçiçek yağını tüketmektedir. Ayçiçek yağı ülkemizde en fazla tüketilen bitkisel yağ. Ayçiçek yağının girmediği ev yok diyebiliriz. Yaptığımız fiyat çalışmalarında, yağ fiyatlarında son yıllarda önemli artışlar olduğunu görüyoruz. 2024 yılı Ocak ayında ayçiçeği yağı litre fiyatı 58 lira iken Temmuz ayında yüzde 14 buçuk oranında artarak, litre fiyatı 66 buçuk liraya yükseldi. 2024 yılı Haziran ayında son bir yılda yüzde 47 artış oldu. Halkımızın en çok tükettiği yağ olan ayçiçeği yağında görülen bu fiyat artışını kontrol edebilmek ve dışa bağımlılığımızı azaltmak için ayçiçeği üretimimizi artırmamız şarttır. Üretim olmadan tüketim olmaz. Ayçiçeği üretimini geçmiş yıllara göre artırdık. Ancak ayçiçeğinde tüm çabalara rağmen üretim yeteri kadar artırılamıyor, dışa bağımlılığımız devam ediyor. 2022/2023 döneminde kişi başı tüketim 56 buçuk kilogram ile son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Artan nüfusa paralel kişi başı tüketim de yıllar itibariyle artış gösteriyor. Tüketimdeki bu artış nedeniyle 2015 yılında yüzde 79 olan yeterlilik oranımız yüzde 51'e geriledi. Ayçiçeği üretimimizin ülke ihtiyacını karşılamada yetersiz kalması nedeniyle söz konusu üretim açığı ithalat yoluyla karşılanıyor. Ayçiçeği tüketimimizin yüzde 49'unu ithalatla karşılıyoruz. Bu kabul edilemez. Ülkemiz ayçiçeğinde başlıca ithalatçı ülkeler arasında yer alıyor. Ayçiçeği tohumu, yağı ve küspesi için toplam ödediğimiz döviz 2023 yılında 2 milyar 67 milyon dolar oldu. Son 5 yılda ayçiçeği tohumu, yağı ve küspesi için ödediğimiz bedel yüzde 117 oranında arttı. 2024 yılı 6 aylık verilerine göre 992 milyon 107 bin dolar değerinde ithalat yapıldığı görülüyor. Ayçiçeğinde uygulanan vergi oranları yerli üretimi korumalıdır. Düşük vergi ile ithalat yapılmasına izin verilmemelidir. Ülke içi üretimin korunması ve artırılması için ayçiçeği ve ürünlerinde gümrük vergi oranları yıl boyunca yüksek tutulmalıdır. Ayçiçeğinde dışa bağımlılığımızı azaltmak için üretimi artırmaktan başka çaremiz yok. Ülkemizde ayçiçeği üretimini artırmak ve halkın temel tüketim maddesinde ithalata bağımlılığı azaltmak için çiftçilerimiz üretmek istemektedir. Yeter ki çiftçilerimiz ürettiği ayçiçeğinden yeterli geliri elde edebilsin. Üreticilerimize yeterli fiyat ve kuraklık desteği verilmezse üreticimiz ayçiçeği üretiminden uzaklaşır. Üretimden uzaklaşan üreticilerimizi bir daha üretime döndüremeyiz. Son pişmanlık fayda etmez, üreticimizin kıymetini bilelim” ifadelerini kullandı.
‘İnsanlarımızı Daha Fazla Mutsuz Edersiniz'
Girdi maliyetleri ile ilgili konuşan Bayraktar; “Diğer taraftan üreticilerimizin en büyük girdi maliyetlerinden olan sulama ücretlerinin makul seviyelerde tutulması için geçtiğimiz yıl ilk defa su ücretlerini devletimiz yüzde 50 oranında desteklemiştir. Tarımsal sulama amaçlı su kullanım hizmet bedelinin desteklenmesine ilişkin uygulama tebliğinin her yıl destekleme kapsamına alınmalıdır. Buradan Maliye Bakanımıza sesleniyorum. Süt fiyatlarını, et fiyatlarını, meyve, sebze, hububat, ayçiçeği, çeltik, mısır, pamuk ve diğer ürünlerin fiyatlarını baskılayarak enflasyonu önleyemezsiniz. Böyle yaparsanız önümüzdeki dönem gıda fiyatlarını patlatırsınız tüketicilerimizi bu ürünlere ulaşamaz hale getirirsiniz. Yoksulluk içerisinde yaşayan çiftçilerimize fiyat vermeyerek ücretli kesime, memura, işçiye, emekliye yeterli zam yapmayarak enflasyonu düşürmeye çalışırsanız toplumda huzuru yok edersiniz. İnsanlarımızı daha fazla mutsuz edersiniz. Enflasyonu önlemek istiyorsanız kayıt dışı yollarla servetlerini katlayan lüks yaşantılarını çekinmeden sergileyen, vergisini ödemeyen bu kesimleri servet beyanı getirmek suretiyle yakalayıp vergilendirin. Ülkede vergi adaleti sağladığınızda hem enflasyonu önler hem de toplumu sıkıntıya sokmaz, huzurunu bozmazsınız. Orta direk bu ülkenin emniyet sibobudur, güvenliğidir, huzurudur. Orta direği kaybedersek ülkeyi kutuplaştırırız ve ülkemize telafisi imkansız zararlar veririz. Orta direği kaybetmeyin” şeklinde konuştu.
‘Gençlerimizi Kırsalda Tutamıyoruz'
Şemsi Bayraktar son olarak; “Kırsalımız yaşlanıyor. Yaş ortalaması 58'e yükseldi ve gençlerimizi kırsalda tutamıyoruz. Çiftçilerimizin ödedikleri prim gün sayısında adalet sağlanmasını istiyoruz. Çiftçilerimiz diğer sigortalılar gibi prim gün sayısının 7 bin 200 güne indirilmesini bekliyor. Gençlerimiz primlerinin devlet tarafından ödenmesini talep ediyor. Ankara'da gerçekleştirdiğimiz Türkiye Ziraat Odaları Birliği Danışma Kurulu Toplantısı'nda bu talepleri Sayın Cumhurbaşkanımızın, Tarım ve Orman Bakanı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın huzurunda Oda Başkanlarımızla birlikte dile getirdik. Kırsalda istihdamı koruyabilmek için son derece önem arz eden bu sorunun çözülmesini bekliyoruz. Çiftçilerimizin bankalara olan kredi borçları 700 milyar lirayı buldu. Kuraklık başta olmak üzere doğal afetlerle boğuşan maliyetleri artmasına rağmen ürünlerini değer fiyattan pazarlamakta son derece zorluk çeken üreticilerimizin banka borçlarının faizsiz olarak uzun vadeli yapılandırılmasını bekliyoruz. Destekleme bütçesinin çiftçilerimizin üretimde kalmasını sağlayacak oranda artırılmasını bekliyoruz” dedi.