TÜGVA, Kudüs'e sahip çıktı
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacakları yönündeki ifadelerine tepki artarak büyüyor. Trump'ın açıklamalarına ilişkin TÜGVA İl Başkanlığı'nda Nasrullah Meydanı'nda basın açıklaması düzenleyerek ABD'yi ve İsrail'i protesto etti. Nasrullah Meydanı'nda düzenlenen basın açıklaması AK Parti Merkez İlçe Başkanı Faruk Özdemir, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Nurcan Selçuk, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Musa...
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacakları yönündeki ifadelerine tepki artarak büyüyor. Trump'ın açıklamalarına ilişkin TÜGVA İl Başkanlığı'nda Nasrullah Meydanı'nda basın açıklaması düzenleyerek ABD'yi ve İsrail'i protesto etti.
Nasrullah Meydanı'nda düzenlenen basın açıklaması AK Parti Merkez İlçe Başkanı Faruk Özdemir, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Nurcan Selçuk, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Musa Kalafat, Belediye Meclisi üyeleri, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
'TOPRAKLARIMIZA EL UZATILMAKTADIR'
İslam coğrafyasının kan gölüne çevrildiğini söyleyen TÜGVA İl Başkanı Burak Arslan; 'Dün kendini muasır medeniyetler seviyesinde gören Avrupa'nın merkezinde Bosna'da yaşanan soykırım hafızalarımızda taze iken; Suriye'de her gün bir insanlık dramı yaşanırken; Arakan'da naklen soykırımlarda kimyasal silahlarla masum çocuklar ve kadınlar katledilirken; milyonlarca insan yerlerinden yurtlarından ayrılmak durumunda kalmıştır. Silahların menşei dünyanın kan emici vampirleri olan sömürgeci ülkeler arasında değişirken; ölenlerin hep savunmasız Müslümanlar olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Bir yandan gönül coğrafyamıza ölümler yağdırılırken; bir yandan da kutsallarımız çiğnenip topraklarımıza el uzatılmaktadır. Hadsizliğin, saldırganlığın ve hukuksuzluğun geldiği son nokta olarak siyonizmin bu devirdeki kullanışlı piyonu Trump aracılığıyla ilk kıblemiz Kudüs'ümüzü işgalci İsraillilerin Siyonist emelleri doğrultusunda başkent ilan etme cüretinde bulunmuşlardır' dedi.
'ALLAH'TAN KORKMAYA VE O'NA (C.C) TESLİM OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ'
İlk kıblemizin bulunduğu Filistin'in 1948 yılından beri yüzlerce yıllık Büyük İsrail Projesi çerçevesinde adım adım işgal altına alındığını söyleyen Arslan; 'TV'lerde naklen Müslüman semtleri bombalanırken, masum kadınları, erkekleri, çocukları dünyanın gözü önünde cami avlusunda katledilirken bunu yapan işgalci güruhu şımarıklıkla nitelendirip şirin göstermeyi alçaklık olarak nitelendiriyoruz. İslam'ın ilk kıblesinde dahi ezan-ı Muhammedî'nin yasaklanması; son olarak da Kudüs'ün işgalci Siyonistlerin başkenti olarak ilan edilmesi cüretinde bulunmuş bir eşkıya ordusuna karşı dik duruşun bir Müslüman için namus meselesi olduğunu tüm İslm lemine hatırlatıyoruz. lem-i İslam'ı reel politik kaygılardan arınarak, Amerika'dan, İsrail'den değil Allah'tan korkmaya ve O'na (C.C) teslim olmaya çağırıyoruz. Artık ümmetin prangalarından kurtulması ile Filistin'in özgürlüğüne kavuşması aynı çizgiye gelmiştir. Tüm dünya üzerindeki Müslüman topraklarının 3 asırdır zengin yeraltı ve yer üstü kaynakları sömürülürken; kan akan coğrafyalarındaki tetiği sıkan elin aynı gücü arkasına aldığını çok iyi biliyoruz. Dünya güvenliğinin ve barışının teminatı olarak kendisini gören ve aynı zamanda dünyanın en büyük silah üreticisi olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin dünyadaki bütün bu düzensizliğin müsebbibi olarak görüyoruz' ifadelerini kullandı.
'SALDIRGAN MEDENİYETİN MENSUPLARINI İNSANLIĞA DAVET EDİYORUZ'
Burak Arslan açıklamalarının devamında: 'İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'da Hakkın daveti ezan susturulmaya çalışılırken; avluda savunmasız erkek ve kadın kardeşlerimiz şehit edilirken bu mezalimi dillendirmenin dahi antisemitizm olarak yaftalanması güçlünün haklı olduğu çarpık uluslararası hukuk ve siyaset sisteminin sonucudur. Müslümanlar hunharca katledildiğinde sessiz kalan güçlünün haklı olduğu bir Uluslararası Hukuk Sisteminin ve onun ikiyüzlü kullanışlı araçlarını ret ediyoruz. Filistin'de, Suriye'de, Mora'da, Cezayir'de, Doğu Türkistan'da, Etiyopya'da, Bosna'da, Arakan'da yaşanan kıyımlar gözümüzün önünde iken terör ve İslam dininin aynı cümlede zikredilmesinin vahşi ve saldırgan bir medeniyetin kullandığı bir algı aracı olduğunu çok iyi biliyoruz. Sömürgeci ülkeler ırkçı Siyonizm ideası merkezinde ilkel, barbar ve bencilce daha fazla tüketim ve İslam düşmanlığı motivasyonları ile yeni bir küresel sömürge düzeni kurmak amacıyla dünyayı çıkmaz bir yola sürüklemektedir. Tüm dünyaya hatırlatmak isteriz ki; Türkiye tarihin kendisine yüklediği kutsal misyonunu ifa edecek; okyanus ötesinden iftira, teatral operasyonlar ve karalama kampanyalarıyla engellenmek istense de din, dil ve ırk ayrımı göz etmeksizin tüm mazlumların hakkını savunmaya daha gür sesle devam edecektir. Kendilerini dünyanın efendisi, dünyanın diğer kalanını da kölesi olarak gören; kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan bencil, vahşi ve saldırgan medeniyetin mensuplarını insanlığa davet ediyoruz' dedi.
'DAHA NEYİ BEKLİYORSUNUZ?'
Arslan son olarak 'Şu açıkça bilinmelidir ki; New York'un 1 gece aydınlanması için tüm gönül coğrafyamızı ateşe atanlar; Kudüs'ümüzün 1 anlık karanlığa bürünmesinin sonuçları çok ağır olacaktır. Tarih bize göstermiştir ki; Theodor Herzl'ın rüyasıyla hareket edenler, bu çağın Selahattinlerini, Abdülhamidlerini hesaba katmazlarsa acı bir kbusa uyanacaklardır. Şimdi, İslam coğrafyası üzerinde yeni üretilen silahların tatbikatının yapılmasına göz yuman, kimseye hesap verme gereği duymadan çocukları öldürülen, kadınlarının namuslarına tecavüz edilen, ilk kıblesine el uzatılan İslam Dünyası'nın mensuplarına sesleniyoruz; daha neyi bekliyorsunuz? Daha ne kadar kendi kardeşlerinize, ümmetin meselelerine sağır, dilsiz kalacak; görmezden geleceksiniz? Filistin dar bir coğrafyada bulunan bir takım insanların meselesi değil; tüm İslam leminin namusudur. Celladından diz çöküp af dileme gafletinden kurtulunuz! Dünya var oldukça yeryüzü bizimdir, Kudüs bizimdir. Ey İman edenler! Hangi düşünce ve güç dengesi sizi Allah (C.C) yolunda mücadele etmekten, Hakkı müdafaa etmekten alıkoyuyorsa bilin ki bu Allah'ın razı olduğu bir şey değildir! Bir gün ateş sizi çemberi içerisine almadan harekete geçiniz! Irk, meşrep ve mezhep taassubiyetini bir kenara bırakıp siz ey Müslümanlar Allah yolunda birleşiniz' dedi.