'Sokağı kokladığımızda tarihi hatırlamalıyız'

DOÇ. DR. SEVGİ ÖZTÜRK Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında dün Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi'nde 'Kentsel Dokunun Korunması' isimli bir panel düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi'nden Doç. Dr. Sevgi Öztürk, Yrd. Doç. Dr. İrfan Mısırlı ve Mimarlar Odası Başkanı, Çekül Vakfı İl Temsilcisi Nuray Yücel'in panelist olarak katıldığı panele İl Kültür ve Turizm Yardımcısı Fahrettin Şenoğlu, öğrenciler ve çok...

DOÇ. DR. SEVGİ ÖZTÜRK; Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında dün Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi'nde 'Kentsel Dokunun Korunması' isimli bir panel düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi'nden Doç. Dr. Sevgi Öztürk, Yrd. Doç. Dr. İrfan Mısırlı ve Mimarlar Odası Başkanı, Çekül Vakfı İl Temsilcisi Nuray Yücel'in panelist olarak katıldığı panele İl Kültür ve Turizm Yardımcısı Fahrettin Şenoğlu, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Panelde ilk konuşmacı olarak Kentsel Dokunun Korunması ile ilgili olarak Kastamonu Üniversitesi'nden Doç. Dr. Sevgi Öztürk; 'Sanayi Devrimi ile Dünya'da ekonomik, teknolojik bazı değişimler yaşanmış. 2'nci Dünya Savaşı döneminde de köylerden kentlere yönelik göçler şehirlerde çarpık kentleşmelere yol açmış. 1980 yıllarda küresel akımları da tarihi dokuların yok olmasına neden olmuş. Ülkemizde vatandaşlara verilen imar hakları nedeniyle kendi tarihi konutlarına zarar vermişlerdir. Yüksek binalarda tarihi çevreye zarar vermiştir. Ülkemizde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile sit alanı tanımlarını kazandırdı' ifadeleri ile ön bir bilgi verdi. 'BENCE SOKAĞI KOKLADIĞIMIZDA TARİHİ HATIRLAMALIYIZ' Kastamonu'nun da artık doğa turizminin yanında kültür turizminde de mesafe kat etmesi gerektiğini söyleyen Kastamonu Üniversitesi'nden Doç. Dr. Sevgi Öztürk; 'Tarihi dokunun sadece yapısal olarak bize bir şey kazandırmadığını düşünüyorum. Sokak sağlıklaştırma çalışmalarında sadece cephe giydirme yapılmasına tam anlamıyla bir sokak sağlıklaştırma çalışması denemeyeceğini düşünüyorum. Bence sokağı kokladığımızda tarihi hatırlamalıyız. Yollarıyla, kerpiçten olan eski duvarlarıyla tam bir bütün oluşturulmalıdır. Sadece cephe giydirme çalışması bizi o eski tarihe götürmüyor. Yollarımızda halen parkeyse, duvarlarımız ve bahçelerimiz eski mimariden değilse bizi başarıya götürmesi mümkün olmuyor. Safranbolu'da bunu yapmışlar, tarihi dokuyu çevresiyle korumayı başarmışlar. Ayrıca Kastamonu'daki tabela ve levhaları bir standarda oturtmamız, o kirliliği ortadan kaldırmamız gerekiyor. Ayrıca tarihi alanların tamamen ticari hale dönüşmemesini bir denge sağlanmasının da önemli olduğunu düşünüyorum' diye konuştu. 'YENİ DOKUNUN ESKİ ŞEHRE NÜFUS ETMESİ ÖNLENMELİDİR' Şehir merkezinde yüksek tip binaların çoğalmasının doğal çevrenin baskılanması anlamına geldiğini vurgulayan Nuray Yücel; 'Eski şehrin görünür sınırları dışında bir de görünmez sınırları vardır. Bu görünmez sınırlar dere boyuna paralel olan; özellikle sivil mimari örneklerin bozduğu ara sokakları anlatır. Bu anlamda eski şehir ile yeni dokunun arasında karma bölgeler, karma yapılaşmaların belirlenmesi, böylece yeni dokunun eski şehre nüfus etmesi önlenmelidir. Eski şehir içinde yapılacak yeni uygulamalardan korunmak, çağdaş tasarım birlikteliği yapılmalıdır' ifadelerini kullandı. 'YÖNLENDİRMELER, TABELALAR BAŞARILI' Belediye tarafından satın alınan ve restore edilen konakların her birinin sosyal tesise dönüştürülmemesi gerektiğinin de altını çizen Nuray Yücel, belediyecilik anlamında konakların satın alınması önemli bir bilinç göstergesi olduğunu söyleyerek; 'Ancak hepsi sosyal tesis olamaz. Farklı fonksiyonlarda ihtiyaçlar için, sokak üzerindeki konaklar söz konusu olarak ta korunması gerekmektedir. Ayrıca anıtsal yapılara baktığımız zaman, mevcut bazı önemli noktalar vardır. Kastamonu için ve bunların illa ki korunması gerekir. Kent kimliği açısından da çok önemlidir. Bunun en iyi örnekleri; Cumhuriyet Meydanı, Saat Kulesi, Kale gibi yapılardır. Bu kenti anlatan çok önemli noktalardır bunlar. Bu gibi yapılarda korunması ve çıkarılması istenen anıt ve benzeri ürünlerin, sonradan yapılan müdahalelerin gölgesinde kalmaması gerekir. Bu değişikliklerin yarışmalar ya da seçili mimarlar tarafından şekillendirilmesi gerekir. Yönlendirmeler, tabelalar başarılı. Eski şehir içinde iyi bir izlenim oluşturuyor ancak konak ve konak isimlerinin yer aldığı tabelalar konakların önüne geçmektedir. Bunun daha ölçülü boyutta ve daha karikatürize boyutta olması gerektiğini düşünüyorum. Bu tabelaların yeniden düzenlenmesi ancak süreçte her konakta aynı yazı tipinin uygulanmaması, mahallelere göre yazı karakteriyle belirlenmesi lazım' dedi. Yrd. Doç. Dr. İrfan Mısırlı da panelde yaptığı sunumda katılımcılarla Kentsel Dokunun korunmasıyla ilgili önemli notlar paylaştı.

Bakmadan Geçme